Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/488 E. 2022/438 K. 28.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/488
KARAR NO : 2022/438

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2018/… Esas, 2020/… Karar

DAVACI : … – T.C. kimlik No: …

VEKİLİ : Av. … –

DAVALI : 1- … … Sigorta A.Ş. –
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : 2- … –
VEKİLİ : Av. …

DAVA : Tazminat (Ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan tazminat)

KARAR TARİHİ : 28/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 15/12/2020 tarih ve 2018/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 25.02.2018 tarihinde müvekkilinin yolcu konumunda bulunduğu … plakalı araç ile … plakalı aracın çift taraflı kazaya karışması sebebiyle müvekkilinin yaralanarak malul kaldığını , sigortalı araçların kusurları oranında sorumlu olduklarını, bu nedenle 200,00 TL kalıcı iş göremezlik tazminatının davalılardan tahsilini talep etmiştir.
ISLAH : Davacı vekili 22.09.2020 tarihli dilekçesi ile dava değerini 43.542,33 TL’ye ıslah etmiştir.
CEVAP: Davalı … … Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; sigortaya ön başvuru şartı yerine getirilirken gerekli tüm evrakların kendilerine ulaştırılmadığından davanın usulden reddini talep ettiklerini, davacının malüliyetinin kazayla ilgisinin Adli Tıp Kurumu 3. ihtisas dairesince tespit edilmesi gerektiğini, yapılan başvurunun geçersiz olması sebebiyle temerrüde düşmediklerini bu nedenle temerrüt tarihinin dava tarihi olduğunu, sigortalısının kusuru kadar sorumlu olduklarını bu nedenlerle davanın reddini talep ettiklerini beyan etmişlerdir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazlarının bulunduğunu, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu, davayı kabul manasında olmamakla beraber mağdurun kusurlu eylemlerinin zarara sebep olmasından müterafik kusur indirimi yapılmasının gerektiğini bu nedenlerle davanın reddini talep ettiğini beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davanın davalı … … Sig. A.Ş. yönünden feragat nedeniyle reddine, davanın davalı …Ş. yönünden kabulü ile; 43.542,40 TL kalıcı iş göremezlik tazminatının 02/05/2018 tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği görüldü.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; 17.07.2020 tarihli 2019/40 esas ve 2020/40 karar sayılı Anayasa Mahkemesi kararı ile; KTK madde 90 hükmündeki ”…ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ve ikinci cümledeki ”…ve genel şartlarda…” ibaresi, ile KTK madde 92-(i) bendinin iptal edilmiş olduğunu, iptal kararı sonucu zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların Karayolları Trafik Kanunu ve Borçlar Kanununda öngörülen usul ve esaslara tabi olduğunu, bu sebeple öncelikle maluliyet raporunun 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı resmi gazete’de yayımlanan çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliği çerçevesinde düzenlenmesini, hesaplamada yargıtay içtihatları doğrultusunda pmf yaşam tablosu ve progresif rant sistemi uygulanmasının gerektiğini, ayrıca Anayasa Mahkemesinin iptal kararı doğrultusunda, yapılacak yargılamada hesaplama yöntemi olarak PMF-1931 yaşam tablosu ve prograsif rant sisteminin esas alınmasının gerektiğini, beyanları ve itirazları doğrultusunda yeniden rapor aldırılmasını ve talepleri doğrultusunda yeniden hüküm kurulmasını talep etmiştir.
Karara karşı davalı …Ş. vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; yasal başvuru şartı yerine getirilmediğinden davanın usulden reddi gerekmekteyken verilen hükmün hatalı olduğunu, kusur oranını kabul anlamına gelmemekle birlikte; yerel mahkemece; alınan bilirkişi kök raporu ve ek raporu ile tespit edilen kusuru oranında tazminata hükmedilmiş ancak diğer davalı … … Sigorta tarafından yapılan ödeme dikkate alınmayıp mezkur tazminattan mahsup edilmemiş olduğunu, ayrıca yerel mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda; bilirkişi tarafından diğer davalı … … Sigorta tarafından yapılan ödemenin davanın açılmasından sonra 12.05.2020 tarihinde yapılmış olması gerekçe gösterilerek işbu ödemeye güncelleme yapılamayacağına ilişkin değerlendirmesinin de hatalı olup usul ve yasaya aykırı olduğunu, müterafik kusur unsurunun da hiçbir suretle gözetilmemesinin yerinde olmayıp, bozmayı gerektirmekte olduğunu, kusur oranlarının en doğru ve geçerli tespitinin yapılabilmesi için karayolları genel müdürlüğü fen heyetinden seçilecek kusur konusunda uzman bilirkişilerce rapor alınmasının zorunluluk arz etmekte olup; bilirkişice alınan kusur raporunun taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, faiz başlangıç tarihine ilişkin verilen hükmün hatalı olduğunu, ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını, dairemizce farklı kanaatte olunursa talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 54/1-3 ve 55 maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, çalışma gücünün azalmasından veya yitirmesinden doğan (malüliyet) maddi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince, maddi tazminat talebi davanın yönünden kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili ve davalı …Ş. vekili istinaf etmiştir.
Davacı vekilinin hükme esas alınan hesap raporuna yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun incelenmesinde;
HMK’nın 357. maddesinde “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz.” hükmü düzenlenmiştir. Davalı vekilince 26.09.2020 tarihli raporuna karşı yargılama aşamasında süresi içinde ilk derece mahkemesine herhangi bir itirazda bulunulmamış ve hatta bu hesap raporu üzerinden bedel arttırım dilekçesi sunulduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporuna itiraz etmeyen taraf yönünden raporun kesinleşeceğine yönelik Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 05/06/2017 gün ve 2016/801 E.-2017/9091 K. Sayılı kararında özetle; “…Davanın taraflarınca itiraz edilmeyen uzman bilirkişi raporu her iki taraf yönünden de kesinleşir ve kesinleşen rapor hakimi de bağlar. Taraflardan birinin rapora itiraz etmesi, diğer tarafın itiraz etmemesi halinde ise rapor itiraz etmeyen taraf yönünden kesinleşir ve itiraz eden taraf yararına usuli kazanılmış hak doğar. Bu ilkenin sonucu olarak, itiraz üzerine yeniden yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucunda verilen raporun önceki rapora göre itiraz eden taraf aleyhine olması halinde, kazanılmış hak ilkesi dikkate alınarak önceki raporda belirtilen kusur oranı, zarar miktarı vs. esas alınarak hükmedilecek miktar belirlenir. İlk rapora itiraz etmeyen ve o raporda belirtilen miktarlara razı olan tarafın lehine olacak şekilde sonraki rapora göre karar verilemez…”
Bu nedenle davacı vekili yönünden süresinde hesap raporuna itiraz edilmemekle kesinleşen rapora karşı artık istinaf aşamasında itiraz edilemeyeceğinden bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Davalı … vekilinin davalı … şirketine usulüne uygun başvuru ve faiz başlangıç tarihine yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun incelemesinde;
2918 Sayılı Yasanın 97 ve 99. md.leri gereği dosyaya baktığımızda; davacı vekili müvekkilinin 09/01/2018 gününde meydana gelen trafik kazası nedeni ile yaralandığını ve tam olarak iyileşemediğini belirterek davalı … şirketinden 18.04.2018 tarihinde, hastane evrakları ile kaza tespit tutanağı ve diğer ilgili evraklar ekli olacak biçimde maddi tazminat davası isteminde bulunduğu dikkate alındığında, iş bu başvurudan 8. iş günü sonra davalı … şirketinin temerrüte düştüğünün kabulü ile yazılı şekilde karar verilmiş olması yerinde görülmekle davalı vekilinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Davalı … vekilinin hükme esas alınan kusur raporuna yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun incelemesinde;
Somut olayda, 25.02.2018 günü saat: 17.15 sıralarında, sürücü …, idaresindeki … plakalı araç ile Şeyh Ahmet Caddesini takiben … Köyü istikametinden şehir merkezi istikametine seyri sırasında … Sokağı kavşağına geldiğinde, aracının ön kısımlarıyla, … Sokağından aniden kontrolsüzce kavşağa giren sürücü … idaresindeki … plakalı aracın sağ ön kapı kısmına çarpması sonucu yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiştir.
Bu kazanın oluşumunda, … plakalı araç sürücüsü …’ın, dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmeyip, kavşaklarda geçiş önceliği kurallarına uymayarak kazaya sebebiyet verdiğinden, Karayolları Trafik Kanunu’nun 57/b-5. “Trafik zabıtası veya trafik işaret levhası veya ışıklı trafik işaret cihazları bulunmayan kavşaklarda tali yoldan anayola çıkan sürücüler anayoldan gelen araçlara ilk geçiş hakkını vermek zorundadırlar.” maddesini ihlal ettiğinden %75 (yüzdeyetmişbeş) oranında kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsü …’in ise, aynı kanunun 52/a “Sürücüler: kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak zorundadırlar.” maddesini ihlal ettiğinden %25 (yüzdeyirmibeş) oranında kusurlu olduğu kanaatine varılmakla davalı …Ş. vekilinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Davalı … vekilinin müterafik kusur indirimine yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun incelemesinde;
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nın md. 52. maddesinde düzenlenmiştir. Zarar görenin kusurunun, zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir.
Her ne kadar davalı vekili tarafından davacının emniyet kemeri takmaması nedeniyle müterafik kusur nedeniyle indirim yapılması gerektiği belirtilmiş ise de; somut olayda davacının emniyet kemeri takmadığının tespit edilememesi nedeniyle müterafik kusur nedeniyle indirim yapılmasının şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla, davalılar vekillerinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Davalı … vekilinin hükme esas alınan hesap raporuna yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun incelemesinde;
Davacının dava dilekçesinde ve bedel arttırım dilekçesinde açıkça ve tereddüte yer vermeyecek biçimde davalılar … ve … Sigorta A.Ş. yönünden kusur oranları ile sorumlu olacak biçimde maddi tazminat talebinde bulunduğu, başka bir anlatımla davacının davalılardan müşterek ve müteselsil talebi bulunmadığı anlaşılmıştır.
Hükme esas alınan 21.09.2020 havale tarihi hesap raporunda; %10 oranında maluliyet ve davalı … Sigota A.Ş.’nin sorumlu olduğu kusur %75 olduğunun kabulü ile; davacının TRH-2010 yaşam tablosuna göre hesap tarihindeki bakiye muhtemel ömrü 23 yıl olup bu süre sonuna kadar yaşaması ihtimal dahilinde sayıldığını, hesaplamada hesap tarihindeki asgari ücretin net tutarı nazara alınacak TRH-2010 kadın/erkek mortalite tablosu kullanıldığında; davacının toplam zararının 58.868,00 TL olduğu, davalı …Ş.’nin kusur oranına göre; kalıcı iş göremezlik tazminatının 43.542,40 TL’lik kısmından sorumlu olduğunu hesaplanmıştır.
Davacının davalı, … Sigorta A.Ş. yönünden açtığı davadan feragat ettiği, davalı … yönünden kusur oranı ile sorumlu olduğu kısma ilişkin davasını devam ettirdiği dikkate alındığında, davalı vekilinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 357. ve 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davacı vekili ve davalı …Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Harçlar Kanunu gereğince davalı …Ş.’den alınması gereken 2.974,37 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan toplamda 743,80 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 2.230,57 TL harcın davalı …Ş.’den tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin (Dosyanın BAM’ne gönderim ücreti) üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 28.02.2022

… … … …
Başkan … Üye … Üye … Katip …

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.