Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/486 E. 2022/591 K. 14.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/486 – 2022/591
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/486
KARAR NO : 2022/591

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE :…
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACI : …
1-…
2-…
VEKİLİ : Av…

DAVALI : …
VEKİLİ : Av…
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 14/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 14/10/2015 tarihinde sürücü … …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu … …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araca çarpması sonucu yaralanmalı trafik kazasının meydana geldiğini, kazanın gerçekleşmesinde … plaka sayılı araç sürücüsü tazminatı gerektirir derecede kusurlu olduğunu, kusurlu olan … plaka sayılı aracın ZMSS poliçe şirketi … Türk Sigorta A.Ş ile sigortalı olduğunu belirterek, müvekkil için 100,00 TL geçici ve 100,00 TL kalıcı iş göremezlikten ileri gelen 200,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın kazaya ilişkin maluliyet iddialarının değerlendirilebilmesi için Adli Tıp Kurumuna sevk edilerek maluliyet durumu ve maluliyetten kaza ile illiyeti hakkında rapor alınmasını, sigortalı araç sürücüsünün kusurunun tespiti halinde ortaya çıkan zarardan kaynaklanan tazminatın hesaplanması için dosyanın aktüer siciline kayıtlı aktüerya uzmanına gönderilmesini belirterek açılan olan haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; 88.745,00 TL kalıcı iş göremezlikten kaynaklanan maddi tazminatın 07.12.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, geçici iş göremezliğe yönelik tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı vekili süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde; mahkemece hükme esas alınan maluliyet raporunun hatalı yönetmeliğe göre düzenlendiğini, söz konusu rapora itirazda bulunmalarına rağmen ve davacının meslekte kazanma gücü kaybı yaşamadığı açıkça tespit edilmesine rağmen hatalı maluliyet raporuna göre hüküm kurulduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kendisinden beklenebilecek tüm özen ve yükümlülüklere uygun davrandığını, kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığını, davaya konu kaza neticesinde zararın oluşmasında davacı yanın ağır kusuru bulunduğunu, davacının kask ve dizlik gibi diğer koruyucu ekipmanları kullanmadan motosiklet ile seyahat ettiğini, aynı zamanda sürücü belgesiz ile sürücü ile yolculuk ettiğini, hükmolunan tazminata ıslah tarihinden ya da rapor hesap tarihinden faiz işletilmesi gerekirken dava tarihinden itibaren faiz işletilmesinin hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeni ile meydana gelen yaralanmadan kaynaklı kalıcı iş göremezlik ve geçici iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile; 88.745,00 TL kalıcı iş göremezlikten kaynaklanan maddi tazminatın 07.12.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, geçici iş göremezliğe yönelik tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davalı vekilinin maluliyet raporuna yönelik istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede;
hükme esas alınan ATK 2. Üst kurulu tarafından düzenlenen 24/12/2019 günlü raporun kaza tarihi olan 14/10/2015 tarihinde yürürlükte olan 30/03/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre davacının kazadan sonraki tüm tedavi evrakları, hastane kayıtları incelenerek ve gelişen süreçte davacının yeni tarihli film ve grafileri incelenmek sureti ile kaza tarihindeki mevzuat hükümlerine uygun şekilde hazırlandığı, davanın kaza nedeniyle %7 oranında maluliyetinin ve 9 aya kadar iyileşme süresinin bulunduğu anlaşılmakla davalının hükme esas alınan maluliyet raporunun hatalı yönetmeliğe göre düzenlendiği ve davacının maluliyetinin bulunmadığı yönündeki istinaf talebi yerinde görülmemiştir.
Davalı vekilinin kusura yönelik istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede;
Davalı vekili her ne kadar sigortalı araç sürücüsünün, kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığını ileri sürmüş ise de, davalı sigortalı araç sürücüsü … …’ın sola dönüş yapacak sürücülerin kavşağa gelmeden 30 m geriden sol şeride geçmiş olması gerekirken, kavşak içine sağ şeritte girdikten sonra sol arka gerisini ve sol yan kısmını da yeterince kontrol etmeden sola dönüş yaptığı ve düz giden motosiklet sürücüsünün geçiş güzergahını kapattığı, bu nedenle davalı sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde asli ve tam kusurlu kabul edilmesinde herhangi bir yanlışlık bulunmadığı, dosya içerisinde mevcut ve hükme esas alınan 02/10/2016 günlü raporun açıklayıcı, gerekçeli, denetime olanak verir ve hüküm kurmaya elverişli nitelikte olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığı yönündeki istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
Davalı vekilinin müterafik kusura yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede;
Davalı vekili davacının kask ve dizlik gibi diğer koruyucu teçhizatları kullanmadan motosiklet ile seyahat ettiğini, bu nedenle müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini ileri sürmüş ise de, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 150/1-a bendi gereğince motosiklet sürücülerinin koruyucu kıyafet olarak kask takması mecburi iken yönetmelikte dizlik takılması gerektiğine ilişkin olarak herhangi bir hüküm bulunmadığı, yine dosya kapsamından davacının sunulan maluliyet ölçüsünü belirtir raporun incelenmesinde, maluliyetinin femur üst diafiz (kalça kemiği) kırığı nedenine dayandığından kask takılmamasının zararın artmasına sebebiyet vermediği anlaşıldığından davalının bu yöndeki bu yöndeki istinaf sebebi yerinde değildir.
Ancak, mağdurun yolcu olarak bulunduğu motosiklet sürücüsü … … …’in 20/08/1999 doğumlu olduğu, kaza tarihi itibarı ile 15 yaş 1 ay 14 günlük olduğu, buna göre ehliyet alma imkanının bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacının ise 02/01/1999 doğumlu olduğu, davacı ile arkadaşı olan sürücü … … …’in akran olduğu, davacının kendisi ile aynı yaşta olan sürücünün ehliyetinin olmadığını ve bu şekilde araç kullandığını bilebilecek durumda olduğu bu şekilde davacının sürücü belgesiz araç kullanan kişinin aracına binmesi nedeni ile müterafik kusurunun bulunduğu anlaşılmakla Mahkemesince davacının belirlenen zararından Yargıtay 17ve 4 Hukuk Dairelerinin uygulamasına uygun şekilde %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği halde hükmolunan tazminattan müterafik kusur indirimi yapılmamış olması hatalı olmuştur. Bu yönü ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davalı vekilinin faiz tarihine yönelik istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davalı vekili ıslaha konu edilen tazminat talebi için ıslah tarihinden itibaren faiz işletilebileceğini belirterek kararı istinaf etmiş ise de, eldeki dosyaya baktığımızda dava dilekçesi incelendiğinde davacı vekili tarafından fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydı ile HMK 107. maddesi gereği belirsiz alacak davası olarak dava açıldığı, 6100 sayılı HMK hükümleri gereğince davacının iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın, davanın başında belirtmiş olduğu alacak talebini HMK 107/1. maddesi hükmüne göre bilirkişi raporu ile tam ve kesin olarak belirlendiği anda arttırması mümkündür. HMK 107/2. maddesi gereğince yapılacak bu artırım bir ıslah olmadığı gibi, bu artırım nedeniyle zamanaşımı da söz konusu değildir. Bu nedenle mahkemece tüm tazminat miktarına dava tarihinden tarihinden itibaren faiz işletilmesinde herhangi bir yanlışlık bulunmamaktadır. Bu yönü ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
HMK 353/1-b-2 maddesine göre” Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilebileceği düzenlenmiştir. Dosya kapsamına göre yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince yeniden hüküm kurulmak üzere kaldırılmasına karar verilmesi kanaati ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ İLE;
2-HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince, Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararının yeniden hüküm kurulmak üzere KALDIRILMASINA,
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353.maddesinin 1.fıkrası (b) bendinin 2.maddesi uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla;
3-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE;
3-a)-Davacının kalıcı iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat talebinin Kısmen Kabulü İle; 70.996,00 TL kalıcı iş göremezlikten kaynaklanan maddi tazminatın 07.12.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-b)-Geçici iş göremezliğe yönelik tazminat talebinin Reddine,
4-a)-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 4.849,74 TL karar harcından ıslah harcı ile birlikte peşin alınan 332,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.517,54 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-b)-İlk derece mahkemesince … günlü karar ile davalıdan tahsiline karar verilen 5.729,00 TL harcın davalıdan tahsil edilmemiş olması ve fakat harç tahsil müzekkeresi çıkartılmış olması halinde söz konusu harç tahsil müzekkeresinin tahsil edilmeksizin iadesinin ilk derece mahkemesince istenilmesine,
4-c)-İlk derece mahkemesince … günlü karar ile davalıdan tahsiline karar verilen 5.729,00 TL karar harcının davalıdan tahsil edilmiş olması halinde söz konusu tahsil edilen harcın, dairemizce davalıdan tahsiline hükmolunan 4.517,54 TL karar harcından mahsubuna, bakiyenin kararın kesinleşmesinden sonra istemi halinde ilk derece mahkemesince yatırana iadesine,
5-Davacı tarafından harcaması yapılan 27,70 TL peşin harç, 27,70 TL başvurma harcı ve 303,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 358,40 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yargılama aşamasında harcaması yapılan 232,05 TL, posta gideri, 900,00 TL bilirkişi ücreti, 2.066,50 TL adli tıp muayene ücreti olmak üzere toplam 3.198,55 TL’nin davanın kabulüne tekamül eden 3.194,95 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesap olunan 12.336,85 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
8-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden davanın geçici iş göremezlik tazminatı yönünden red edilen kısmı yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesap olunan 100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
9-Kalıcı iş göremezlik tazminatı yönünden redolunan kısım hakkaniyet indiriminden kaynaklandığından davalı lehine reddolunan kısım için vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
10-HMK’nın 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının ilgililerine iadesine,

İstinaf giderleri bakımından;
11-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
12-Kesin olan iş bu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
13-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
14-Davacı tarafından istinaf aşamasında harcaması yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.14/03/2022

… … … …
Başkan … Üye … Üye … Katip …
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır