Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/465 E. 2022/586 K. 14.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/465 – 2022/586
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/465
KARAR NO : 2022/586

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACI : …
1-…
2-…
VEKİLİ : Av…

DAVALILAR : 1-…
VEKİLİ : Av…
2-…
3-…
VEKİLLERİ : Av…
DAVA : Tazminat

KARAR TARİHİ : 14/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 17/09/2017 tarihinde davalı … … adına kayıtlı, davalı … Sigorta A.Ş. nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı, sürücü … … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı traktör ile müvekkili … … nun sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosikletin çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını, yapılan soruşturma aşamasında alınan bilirkişi raporlarında … plaka sayılı araç sürücüsü … …’nun asli ve tam kusurlu olup müvekkilinin kusursuz olduğunun tespit edildiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL iş gücü kaybına dayalı maddi tazminatın davalılar … ve … … yönünden olay tarihinden, davalı … Sİgorta A.Ş. yönünden poliçe limiti ile sınırlı kalmak koşuluyla dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tüm davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili 13/07/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile; dava değerini 309.789,37 TL arttırarak toplam 319.789,37 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılar … … ve … … vekili cevap dilekçesinde; haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece davanın kabulü ile; 319.789,37 TL kalıcı maluliyet tazminatının olay tarihi olan 17/09/2017 (davalı Sigorta şirketi yönünden dava tarihi olan 27/06/2018 ) tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlı yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalılar … … ve … … vekili istinaf dilekçesinde; mahkemece mahallinde keşif yapılmadan kusur raporu düzenlendiğini ve eksik inceleme neticesinde hüküm kurulduğunu, hükme esas alınan maluliyet raporunun eksik ve hatalı olduğunu, yaralanan davacının yaşının küçük olmasına rağmen araç kallanması ve bu aracı kullanırken kask takmaması nedeni ile hükmolunan tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, hükme esas alınan hesap raporunda hesaplama yönteminin hatalı olduğunu belirterek usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Karara karşı davalı … Sigorta A.Ş vekili istinaf dilekçesinde; hükme esas alınan kusur raporunun terditli düzenlendiğini, mevcut kamera kaydı, kaza tespit tutanağı, fotoğraf vs bulunmayan kaza ile ilgili farazi olarak tahmin yürütmek sureti ile kusur dağılımı yapıldığını, davacının dava konusu kazada geçerli ehliyete sahip olmayan motosiklet sürücüsü olması ve kaza esnasında yaralanmasını önleyecek koruyucu tedbirleri almaması, ehliyetsiz olması nedeni ile meydana gelen kazada müterafik kusuru bulunduğunu, hükme esas alınan maluliyet raporunun hatalı yönetmeliğe göre düzenlendiğini belirterek usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle meydana gelen maluliyetten kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar … … ve … … vekili ve davalı … Sigorta A.Ş vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davalıların kusura yönelik istinaf talepleri yönünden yapılan incelemede;
Davalılar hükme esas alınan kusur raporunun hatalı olduğunu ileri sürmüşler ise de, dosya içerisinde mevcut Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca aldırılan 12/12/2017 günlü kusur raporu incelendiğinde kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü … …’nun sürücülerin iki şeridi birden kullanmaları yasaktır kuralını ihlal ettiği gerekçesi ile asli ve tam kusurlu olduğu, davacının ise kazaya etken kusurunun bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Asliye Ceza Mahkemesinde keşif sonrası düzenlenen 30/05/2018 günlü kusur raporunda davalı sürücü … …’nun sevk ve idare ettiği yolun virjlı olduğu, seyrini yolun orta ve sol kısmından sürdürdüğü, kendi şeridinden gitmediği, 5 metre genişliğindeki yolda karşı istikametten gelen trafiği de dikkate alarak aracını yolun en sağından sürdürmesi gerekirken sürücünün bu dikkat ve özeni göstermesi gerekçesi ile ve tam kusurlu olduğu, dosyamız davacısının kusursuz olduğu bildirilmiştir.

Adana 19. Asliye Ceza mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile alınan ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 14/02/2019 tarihli kusur raporunda dosyamız davalısı … …’nun virajlı yolda yolu ortalayarak seyrederken karşı istikametten gelen sürücünün seyir yönünü kapattığı bu nedenle kazanın meydana gelmesinde asli ve tam kusurlu olduğu, davacının ise herhangi bir kusurunun bulunmadığı bildirilmiştir.
Son olarak mahkemece aldırılan 10/02/2019 günlü kusur raporunda yine dosyamız davalısı … …’nun asli ve tam kusurlu olduğu, dosyamız davasının kazaya etken bir kusurunun olmadığı bildirilmiştir.
Buna göre mahkemece hükme esas alınan kusur raporunun dosya kapsamına ve olayın oluşuna uygun olduğu gibi ceza dosyasında alınan raporla da uyumlu olduğu, raporlar arasında çelişki olmadığı anlaşıldığından davalı sürücü … …’nun iki yönlü yolda araç kullanırken yola gereken dikkat ve özeni göstermediği, şerit ihlali yaparak karşı yol bölümüne girdiği, bu nedenle kazanın meydana gelmesinde asli ve tam kusurlu olduğu anlaşılmakla taraf vekillerinin kusura yönelik istinaf başvurularının reddine karar vermek gerekmiştir.
Öte yandan davalılar … … ve … … vekili mahallinde keşif yapılmadan kusur raporu düzenlenmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüş ise de, davalıların ilk derece mahkemesine sunmuş olduğu cevap ve delil dilekçesi incelendiği keşif deliline dayanmadıkları anlaşılmaktadır. Bu nedenle mahkemesince keşif yapılmamış olmasında herhangi bir yanlışlık bulunmamaktadır. Kaldı ki, dosya arasında bulunan bilirkişi raporu incelendiğinde raporun açıklayıcı, gerekçeli, denetime olanak veren nitelikte olduğu, tarafların kusur oranlarının kazanın oluş ve özelliklerine uygun şekilde belirlendiği anlaşılmaktadır. Bu yönü ile de davalılar vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
Davalılar vekillerinin maluliyete yönelik istinaf talepleri yönünden yapılan incelemede;
Davalılar vekilleri mahkemece hükme esas alınan maluliyet raporunu kabul etmediklerini, maluliyet raporunun hatalı yönetmeliğe göre düzenlendiğini ileri sürmüşler ise de, Dosya içerisinde bulunan ATK 2. İhtisas Dairesi tarafından hazırlanan 30/10/2019 günlü raporun davacının kazadan sonraki tüm tedavi evrakları, hastane kayıtları incelenmiş ve gelişen süreçte davacının yeni tarihli film ve grafileri incelenmek sureti ile kaza tarihindeki mevzuat hükümlerine uygun şekilde hazırlandığı anlaşılmıştır. Bu nedenle taraf vekillerinin maluliyete yönelik istinaf başvurularının esastan reddi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Davalılar vekillerinin müterafik kusura yönelik yapmış oldukları istinaf başvuruları yönünden yapılan incelemede;
Davalılar her ne kadar davacının kask ve dizlik gibi diğer koruyucu teçhizatları kullanmadan motosiklet ile seyahat ettiğini, bu nedenle müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini ileri sürmüş ise de, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 150/1-a bendi gereğince motosiklet sürücülerinin koruyucu kıyafet olarak kask takması mecburi iken yönetmelikte dizlik takılması gerektiğine ilişkin olarak herhangi bir hüküm bulunmadığı, yine dosya kapsamından davacının sunulan maluliyet ölçüsünü belirtir raporun incelenmesinde, maluliyetinin kalça kemiği kırığı nedenine dayandığından kask takılmamasının zararın artmasına sebebiyet vermediği anlaşıldığından davalıların bu yöndeki bu yöndeki istinaf sebebi yerinde değildir.
Davalılar ayrıca her ne kadar davacının geçerli ehliyete sahip olmadığını, bu nedenle hükmolunan tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini ileri sürmüş iseler de,
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve trafik mevzuatı uyarınca ehliyeti olmayan sürücülerin araç kullanması yasaktır. Zira ehliyeti olmayan kimsenin gerekli eğitimleri almaması sebebiyle tehlikeli bir şekilde araç kullanma ve hata yapma riski yüksektir. Ancak bu husus, yani, ehliyetsiz bir kişinin trafiğe çıkmış olması, ehliyetsiz araç süren yönünden trafik cezasını gerektiren eylem olup, müterafik kusur indirim sebebi olmadığından davalıların bu yöndeki istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.
Davalılar … … ve … … vekilinin hesap raporuna yönelik istinaf sebepleri yönünden yapılan incelemede;
Davalılar vekili mahkemesince alınan hesap raporunun hatalı olduğunu ileri sürmüş ise de, hükme esas alınan bilirkişi raporu değerlendirildiğinde, bilirkişi davacıların zararını belirlerken TRH 2010 ve 1,8 teknik faiz yöntemi kullanılarak hesaplamıştır.
Buna göre mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunun her ne kadar zararın belirlenmesi bakımından teknik faiz uygulanmak sureti ile hesaplama yapılmış ise de, bu durum Anayasa Mahkemesi, Yargıtay kararları sonrasında oluşan içtihatlara aykırıdır. Ne var ki, davacının kalıcı maluliyetten kaynaklı tazminat zararının belirlenmesi noktasında prograsif rant yönteminin kullanılması halinde tazminat miktarının teknik faiz uygulanmak sureti ile yapılan hesaplamaya göre daha yüksek olacağı tartışmasızdır. Bu noktada davacı tara fın karşı istinafının bulunmaması da dikkate alındığında davalıların aleyhine olacak şekilde daha düşük miktarda tazminat miktarının belirlenmesine neden olan teknik faiz kullanılmak sureti ile zararın belirlenmesinde istinaf eden tarafın sıfatı dikkate alınarak bu yöndeki istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.

HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davalılar … … ve … … vekili ile davalı … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davalılar … … ve … … vekili ile davalı … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davalılar … … ve … … ile davalı … Sigorta A.Ş’den 21.844,81 TL istinaf karar harcından davalı … Sigorta A.Ş tarafından peşin yatırılan 5.461,25 TL ve davalılar … … ve … … tarafından peşin yatırılan 5.461,25 TL olmak üzere toplam 10.922,50 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubuyla, bakiye 10.922,31 TL harcın davalılar … … ve … … ile davalı … Sigorta AŞ’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar … … ve … … tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … Sigorta A.Ş tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361. maddesi gereğince; Dairemizin kararının taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde kararı veren Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’ne, yahut temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine veya Dairemize gönderilmek üzere İlk Derece Mahkemesi’ne verilebilecek bir dilekçe ile YARGITAY İLGİLİ HUKUK DARİESİNDE TEMYİZ YASA YOLU AÇIK olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi.14/03/2022

Başkan … Üye… Üye … Katip …
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır