Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/46 E. 2022/28 K. 07.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/46 – 2022/28
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/46
KARAR NO : 2022/28

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av….

DAVALI : …
VEKİLİ : Av….
DAVA : Tazminat (Ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan)

KARAR TARİHİ : 07/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/10/2020 tarih ve ….. Esas, ….. Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 07/11/2015 tarihinde meydana gelen kaza sonucu yaralanarak sakat kaldığını, müvekkilin sevk ve idaresindeki ….. plaka sayılı aracıyla Adana D-400 karayolu üzerinden ….. köprüsü istikametine seyir halinde iken plakası bilinemeyen bir vasıtanın çarpması sonucu yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, bu kazanın oluşumunda kusurlu olan aracın plakası bilinemediğinden … Hesabının tazminatı gerektirir derecede kusurlu olduğunu belirterek 100,00 TL geçici ve 100,00 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 200,00 TL maddi tazminat tutarının temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili 21/01/2020 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile, dava değerini kalıcı iş göremezlik tazminatı yönünden 23.215,27 TL arttırarak toplam 23.315,27TL tazminatın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya 23.11.2017 tarihinde 22.393,00 TL ödeme yapıldığını, herhangi bir sorumluluğu kalmamış olan müvekkil şirket için davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davanın kabulü ile; davacının geçici iş göremezlik nedeniyle tazminat talebinin 100,00 TL tazminatın ve kalıcı iş göremezlik nedeniyle tazminat talebinin kabulü ile, 23.215,27 TL tazminatın temerrüt tarihi olan 23/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı vekili süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde; davacının ek tazminat talebi için müvekkili kuruma başvuru yapılmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin geçici iş göremezlik tazminatı taleplerinden sorumlu olmadığını, söz konusu kazanın meydana gelmesinde plakası tespit edilemeyen aracın sebep olduğunun somut delillerle ispat edilmesi gerektiğini, mahkemece alınan maluliyet raporları arasında çelişki bulunduğunu ve çelişki giderilmeden hüküm kurulduğunu, ayrıca müvekkili kurumun başvuru sahibini ibraname mukabilinde ödemede bulunarak kazadan kaynaklanan tüm sorumluluğunu yerine getirdiğini, başkaca bir sorumluluğunun bulunmadığını, yapılan ödemenin davacının maluliyet tazminatı taleplerini karşıladığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle meydana gelen yaralanmadan kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davalı vekilinin başvuru şartına yönelik istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede;
Davalı … Hesabı vekili tarafından her ne kadar, dava tarihinden önce ek tazminat için başvuruda bulunulmadığı belirtilmiş ise de, davacı vekili tarafından dava açılmadan önce davalı … Hesabı’na usulünce 18/12/2017 tarihinde başvuru yapılmış, … Hesabı tarafından ise 23/11/2017 tarihinde kısmi ödeme yapılmıştır. Yapılan ödeme, davacı tarafından yetersiz görülmekle KTK 111 maddesi kapsamında eldeki bu dava açılmıştır. Davacının dava tarihinden önce davalı … Hesabına usulüne uygun bir başvurusunun bulunmasına rağmen davalı tarafından davacının tüm zararının karşılanmamış olması nedeni ile eldeki davanın açıldığı, ek tazminat için davalı … Hesabına başvuru zorunluluğu bulunmadığı anlaşılmakla davalının bu yönündeki istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı vekilinin geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu olmadıkları yönünden yapılan incelemede;
Davalı vekili her ne kadar müvekkili kurumun geçici iş göremezlik tazminatı taleplerinden sorumlu olmadığını ileri sürmüş ise de,
Mahkemenin karar tarihinden sonra 09/10/2020 günlü resmi gazetede yayınlanan Anayasa Mahkemesinin … … Esas-Karar sayılı 17/07/2020 günlü kararı dikkate alındığında davacının zararının belirlenmesinde 01/06/2015 günlü ZMSS genel şartlarının tümü ile dikkate alınamayacağı anlaşılmaktadır. Bu yönüyle davacının tedavi sürecinde uğramış olduğu geçici iş görmezlik zararının davacının gerçek zararı niteliğinde olduğu, dolayısıyla davalı sigorta şirketi tarafından davacının uğramış olduğu bu zararın karşılanması gerektiği anlaşıldığından geçici iş göremezlik tazminatı yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır bu yönü ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.(Aynı yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin … esas ve … karar sayılı 03/12/2020 günlü kararı)
Davalı vekilinin kazaya plakası tespit edilemeyen bir aracın sebebiyet verdiğinin kanıtlanamadığı yönündeki istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davalı vekili her ne kadar davacının plakası tespit edilemeyen bir aracın çarpması sonucu yaralandığının ispat edilmediğini ileri sürmüş ise de, tüm dosya kapsamından, kazanın hemen akabinde düzenlenen kaza tespit tutanağından, dosya içerisinde mevcut tanık beyanlarından ve hastane kayıtlarından anlaşıldığı üzere davacının plakası tespit edilemeyen aracın çarpması neticesinde yaralandığı sabittir. Bu nedenle davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir.
Davalı vekilinin maluliyet raporuna yönelik istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede;
Davalı vekili her ne kadar mahkemece alınan maluliyet raporları arasında çelişki bulunduğunu ve çelişki giderilmeden hüküm kurulduğunu ileri sürmüş ise de, dosya içerisinde mevcut ve hükme esas alınan ATK 2. İhtisas Dairesi tarafından hazırlanan 01/10/2019 günlü raporun davacının kazadan sonraki tüm tedavi evrakları, hastane kayıtları incelenmiş ve gelişen süreçte davacının yeni tarihli film ve grafileri incelenmek sureti ile kaza tarihi olan 07/11/2015 gününde yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere verilecek Sağlık Kurulu Raporları hakkındaki yönetmelik hükümlerine göre hazırlandığı anlaşılmıştır. Bu nedenle davalının maluliyet raporuna yönelik istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
Davalı vekilinin tüm zararın karşılandığına yönelik istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davalı vekili istinaf dilekçesinde her ne kadar davacı tarafından yapılan başvuru üzerine yapılan ödemenin davacının tüm zararının karşılandığını ileri sürmüş ise de,
Mahkemesince alınan hesap bilirkişi raporu neticesinde davalı … hesabının ödeme tarihi itibari ile davacını gerçek zararının belirlendiği buna göre davalı tarafından yapılan 22.393,00TL’nin davacının ödeme tarihi itibari ile belirlenen 27.381,15TL lik zararını karşılamadığı zararın karşılanma oranının %81 düzeyinde kaldığı arada zarar ile yapılan ödeme arasında fark bulunduğu bu nedenle davacının bakiye zararın tazminini talep etmekte haklı olduğu anlaşılmakla mahkemesince rapor tarihi itibari ile gerçek zararının tespiti ile davalı tarafından yapılan ödemenin güncellenmiş değerinin indirilmek sureti ile bakiye miktar yönünden davanın kabulünde bir yanlışlık bulunmamaktadır. Bu yönü ile davalının davacının tüm zararının karşılandığı yönündeki istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
Davalı vekilinin faiz tarihine yönelik istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede;
Davalı vekili hükmolunan tazminata dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini belirtmiş ise de,
5684 sayılı Sigortacılık Kanunun 14. maddesi gereğince ihdas edilen … Hesabı Yönetmeliğinin 15.maddesi gereğince rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte ihbar edildiği tarihte … Hesabının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, ödememe halinde temerrüt bu tarihte gerçekleşmektedir.
Davacı vekili tarafından davalıya 14/04/2017 tarihinde başvuruda bulunduğu davalı tarafından 20/04/2017 gününde ödeme yapılmadan bilgi ve belge istendiği dikkate alındığında, faiz başlangıç tarihinin 20/04/2017 tarihi olduğu, mahkemece bu tarihten sonrası olan 23/08/2017 tarihinden itibaren faiz hükmedilmesinin davalının lehine olduğu, bu yönde davacı istinafı bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur. (Benzer yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2020/1836 Esas ve 2020/4711 sayılı ilamı)
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/10/2020 tarih ve …. Esas, ….. Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gereken 1.592,66 TL istinaf karar harcından, peşin yatırılan 398,16 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubuyla, bakiye 1.194,50 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.07/01/2022

Başkan … Üye…. Üye … Katip……
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır