Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/437 E. 2022/391 K. 21.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/437
KARAR NO : 2022/391

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. ….
DAVALI : ….
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tazminat (ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan tazminat)

KARAR TARİHİ : 21/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 20/10/2020 tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 02.01.2016 tarihinde sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile seyir halinde iken viraja hızlı girmesi sonucu savrulan müvekkilinin yaralandığını ve bedensel zarara uğradığını, işbu nedenle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile; 5.000,00 TL (500 TL geçici 4,500 TL kalıcı iş göremezlik) maddi tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
ISLAH : Davacı vekili 21.02.2020 tarihli dilekçesi ile dava değerini 118.590,00 TL’ye ıslah etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; aracın taşıyıcı sorumluluk sigortası bulunmadığından sorumluluğun güvence hesabına ait olduğunu, kusur ve maluliyet konularında Adli Tıp Kurumundan rapor aldırılması gerektiğini, geçici işgöremezlik tabinin teminat dışı olduğunu, hatır taşıması ve müterafik kusur nedeniyle tazminattan indirim yapılması gerektiğini sonuç olarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, 82.157,77 TL’nin temerrüt tarihi olan 14/04/2017 gününden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya dair taleplerin reddine karar verildiği görüldü.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde; yerel mahkeme dosyasında iki adet maluliyet raporu mevcut olup, yerel mahkemenin yasal dayanaktan yoksun bir şekilde gerekçesiz olarak ilk maluliyet raporunu hükme dayanak yaptığını ancak bunun kabul edilemeyeceğini, adli tıp kurulunun, 30.09.2019 tarihli raporu ile müvekkilinin maluliyetini %15 olarak tespit etmiş, aktüer bilirkişi tarafından %15 maluliyet nazara alınarak yapılan hesaplama neticesinde dava değerinin taraflarınca arttırılmış olduğunu, yerel mahkemenin sadece ”rapora taraflarınca itiraz edilmediği” gerekçesiyle ilk rapora istinaden karar oluşturmuş ise de, rapora itiraz ettiklerini hatta bu hususun yerel mahkeme kararının 2. sayfasında belirtilmiş olduğunu ayrıca rapora itiraz etmemiş olsalar dahi, bu durumun raporun kesinleşeceği anlamına gelmeyeceğini, yerel mahkeme tarafından adli tıp kurulu tarafından düzenlenen ikinci rapor kabul edilmeyecek ise dosyanın ikinci ez adli tıp kuruluna gönderilmesinin gerekçesini anlayamadıklarını beyan ederek kararın kısmen kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 54/1-3 ve 55. maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, çalışma gücünün azalmasından veya yitirmesinden doğan (malüliyet) maddi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince, maddi tazminat talebi yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili istinaf etmiştir.
Davacı vekilinin hükme esas alınan maluliyet raporuna yönelik yaptığı istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Yargıtay 17 Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları ve Dairemizin bu içtihatlar ile uyumlu olan önceki tarihli kararlarında 01/09/2013 ile 01/06/2015 tarihleri arasında meydana gelen kazalar için mutlak surette 03/08/2013 günlü Resmi Gazetede yayınlanan Maluliyet Tespit işlemleri Yönetmeliği çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu alınması gerektiği yönünde kararlar verilmiş ise de; anılan yönetmeliğin tanımlar başlıklı 4. Maddesinde “Maluliyet: Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az %60’ını, (c) bendi kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün en az %60’ını veya vazifelerini yapamayacak şekilde meslekte kazanma gücünü kaybetme hali,” şeklinde açıklanmıştır.
Aynı yönetmeliğin üçüncü bölümünde ise malul sayılmaya ilişkin usul ve esaslar belirtilerek maluliyet halinin ne şekilde belirleneceği düzenlenmiştir. Belirtilen yönetmelik hükümlerine göre yapılan maluliyetin tanımı ve maluliyetin belirlenmesine ilişkin esaslara dair hükümler dikkate alındığında, anılan yönetmeliğe göre kişideki maluliyet oranının %60 ve daha fazla olması halinde maluliyet oranının tespitinin yapılabileceği , maluliyet oranının daha düşük olması halinde ise bu yönetmelik hükümlerine göre maluliyet oranının belirlenemeyeceği açıktır. Kaldı ki Adli Tıp Kurumu ihtisas daireleri tarafından verilen bir kısım raporlar da da aynı gerekçe ile kişideki maluliyet oranının %60 oranından daha az olması nedeni ile bu yönetmelik hükümlerine göre rapor düzenlenemeyeceği şeklinde görüş belirtilmiştir.
Öte yandan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin 23. maddesi ile “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinde” yer alan; çalışma gücü kaybı, vazife malullüğü, harp malullüğü ile erken yaşlanma durumlarının tespiti ile ilgili tüm hükümler yürürlükten kaldırılmış olup, bu tarihte yürürlükte olan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümleri ise yürürlükten kaldırılmamıştır.
Anılan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik 20/02/219 tarihinde yürürlüğe giren Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkında yönetmeliğin 18. Maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olup bu tarihe kadar bu yönetmelik hükümleri yürürlüktedir. Bu nedenle 01/09/2013 ile 01/06/2015 tarihleri arasında meydana gelen kazalar için mutlak surette 03/08/2013 günlü Resmi Gazetede yayınlanan Maluliyet Tespit işlemleri Yönetmeliği çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu alınması gerektiği yönündeki Dairemizin kararlarından dönülmüştür.
Bu nedenlerle; Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre maluliyet oranları Adli tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi ya da Üniversitelerin Adli Tıp Anabilimdalı başkanlığından oluşturulacak bilirkişi heyetinden kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan mevzuat yönetmelik hükümlerine uygun olacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir.
Buna göre;
a)11/10/2008 tarihinden önceki kazalar için Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu,
b)11/10/2008-01/09/2013 tarihleri arasında gerçekleşen kazalar için Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu,
c) 01/09/2013 sonrası ile 01/06/2015 tarihleri arasında gerçekleşen kazalar için Maluliyet Tespit işlemleri Yönetmeliği çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu, (ATK tarafından bu yönetmelik hükümlerine göre rapor düzenlenmesi olasılığının bulunmadığının bildirilmesi durumunda ise bu yine bu dönemde yürürlükte bulunan 30/3/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre rapor alınması ),
d) 01/06/2015 ile 20/02/2019 tarihleri arasındaki kazalar için 30/3/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu
e) 20/02/2019 tarihinden sonra meydana gelecek kazalar içinse Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde heyet rapor alınması gerekmektedir.
Eldeki dosyaya baktığımızda mahkemesince hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu 2. ihtisas kurulu tarafından düzenlenen 22.03.2019 tarihli maluliyet raporunun, kaza tarihi olan 02.01.2016 tarihinde yürürlükte bulunan 30/03/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümleri çerçevesinde düzenlendiği, bu yönü ile davacının kalıcı bir maluliyetinin %10 olarak tespit edildiği, başka bir anlatımla iş bu trafik kazasına bağlı olaşan cismani zarar arasında illiyet bağı kurularak kalıcı maluliyetinin usulüne uygun şekilde tespit edildiği anlaşılmıştır. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 357. ve 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361. maddesi gereğince; Dairemizin kararının taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde kararı veren Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’ne, yahut temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine veya Dairemize gönderilmek üzere İlk Derece Mahkemesi’ne verilebilecek bir dilekçe ile YARGITAY’A TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi. 21.02.2022

… … … …
Başkan … Üye … Üye … Katip …

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.