Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/426 E. 2022/952 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/426 – 2022/952
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/426
KARAR NO : 2022/952

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSKENDERUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACILAR : 1- …
2- …
3- …
4- …
VEKİLLERİ : Av…
Av…

DAVALI : 1- …
VEKİLİ : Av…
DAVALI : 2- …
VEKİLİ : Av…
DAVALI : 3- …
VEKİLLERİ : Av…
Av…
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 26/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 08.04.2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, davalı şirkete KYZMMS poliçesi ile sigortalı olup davalı … Belediyesi’ne ait ve davalı … …’nin sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davacı … ve … … …’in babası, … …’ın oğlu ve … …’in kardeşi olan … …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpışması sonucunda, sürücü … … ile aynı araçta yolcu olarak bulunan davacı … ve … … …’in annesi … … ve davacı … ve … … …’in dede ve ninesi … ve … …’un vefat ettiğini, davacı … … …’in ise ağır derecede yaralanarak sakat kaldığını, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün alkollü ve kusurlu olduğunu, davalı Belediye’nin araç işleteni ve davalı sürücünün işvereni olmakla meydana gelen zarardan sorumlu olduğunu, babaları müteveffa … …’in pazarlarda ayakkabı terlik satarak ailesini geçindirdiğini anneleri … …’in ise ev hanımı, dedeleri …’in banka emeklisi, anneanneleri …’nın ise ev hanımı olduğunu, davacı … ve … … …’in anne, baba, anneanne ve dedelerinin maddi desteğinden yoksun kaldığını, … … …’in ise hayatı boyunca bakıma muhtaç kalacak şekilde meslekte kazanma gücünü kaybettiğini, davacıların yaşanan can kayıpları nedeniyle manevi olarak da çok büyük acılar çektiğini ileri sürerek … … … için 150.000,00 TL, … … için 150.000,00 TL, … … için 50.000,00 TL, … … için 50.000,00 TL olmak üzere toplam 400.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalı … Belediyesi ile … …’den müşterek ve müteselsilen tahsiline, … … … için 1.000,00 TL ve … … için 1.000,00 TL olmak üzere toplam 2.000,00 TL destekten yoksun kalma maddi tazminatı ile … … …’in yaralanması nedeniyle 1.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP: Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle: usul ve yasaya aykırı olarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … vekili cevap dilekçesinde özetle: davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Belediye vekili cevap dilekçesinde özetle: davacıların talep ettiği tazminat miktarlarının fahiş olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; davacı … … …’e vesayeten … …’in davalılar … sigorta A.Ş., … Belediyesi ve … … Aleyhine açtığı sürekli işgöremezlik tazminat davasının kabulü ile, 50.881,77 TL tazminatın, davacı … … …’e vesayeten … …’in davalılar … sigorta A.Ş., … Belediyesi ve … … Aleyhine açtığı destekten yoksun kalma tazminat davasının kabulü ile, 64.691,84 TL tazminatın, davacı … …’in davalılar … sigorta A.Ş., … Belediyesi ve … … aleyhine açtığı destekten yoksun kalma tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile, 2.701,95 TL tazminatın davalı … Sigorta A.Ş. Açısından temerrüt tarihi olan 20/10/2016 tarihinden itibaren, diğer davalılar açısından kaza tarihi olan 08/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı sigorta şirketi açısından poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, davacı … … …’e vesayeten … …’in davalılar … Belediyesi ve … … aleyhine açtığı manevi tazminat davasının kabulü ile, 150.000,00 TL manevi tazminatın, davacı … …’in davalılar … Belediyesi ve … … aleyhine açtığı manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile, 100.000,00 TL manevi tazminatın, davacı … …’ın davalılar … Belediyesi ve … … aleyhine açtığı manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile, 40.000,00 TL manevi tazminatın ve davacı … …’in davalılar … Belediyesi ve … … aleyhine açtığı manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile, 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 08/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde; davacının maluliyetinin hatalı yönetmelik hükümlerine göre tespit edildiğini, bu nedenle davacının kaza nedeniyle uğradığı sürekli iş gücü kaybı maddi tazminat talebinin eksik şekilde hesaplandığını, dosyada hükme esas alınan hesap raporlarında TRH 2010 yaşam tablosu ve 1,8 teknik faiz uygulanmış olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı … …’in maluliyet raporları arasındaki çelişki giderilmeden karar verildiğini, davacı … … … yönünden geçici iş göremezlik zararına ilişkin hesap bilirkişisi tarafından hesaplama yapılmaması ve bu eksikliğin giderilmesi için bilirkişi raporuna karşı yapmış oldukları itirazlarının reddedilmesi nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını, müvekkilleri … … … ve … …’in destekten yoksun kalma tazminatlarının hatalı hesaplandığını, ayrıca müvekkili … … yönünden destekten yoksun kalma maddi tazminatından indirim yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacılar yararına hükmolunan manevi tazminat miktarlarının çok düşük olduğunu, maddi tazminatın reddedilen kısmı için davalılar vekilleri yararına vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, yine manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddine karar verilmesi nedeniyle davalılar … Belediye Başkanlığı ve … … vekilleri lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu belirterek usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Karara karşı davalı … Belediye Başkanlığı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili belediyenin tazminata konu olayda sorumluluğunu bulunmadığını ve üzerine düşen tüm yükümlülüklerinin eksiksiz olarak yerine getirdiğini, ATK İhtisas Dairesinin mütalasındaki tespitinin hatalı olduğunu, davacı … … …’in meslekte kazanma gücünün %16,2 oranında tespit edildiğini, ancak 5 günde taburcu olan bir kişinin meslekte kazanma gücünün %16,2 oranında meslekte kazanma gücünü kaybedeceğinden bahsedilemeyeceğini, söz konusu tespitler yapılırken sebeplerinin açıkça belirtilmediğini, ATK İhtisas dairesinin raporunu düzeltmesi beklenilmeden bilirkişi raporu aldırılmasının hatalı olduğunu belirterek usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle kalıcı iş göremezlik tazminatı, destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece verilen karar davacılar vekili ve davalı … Belediye Başkanlığı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, mahkemesince hükme esas alınan 18/06/2020 günlü aktüer raporu incelendiğinde davacı … … …’in kalıcı iş göremezlik ve destekten yoksun kalma tazminatı zararları ile … …’in destekten yoksun kalma tazminatı zararlarının belirlenmesinde TRH 2010 yaşam tablosu ile birlikte 1,8 teknik faiz kullanılmak sureti ile davacıların zararları belirlenmiş, davacılar vekili tarafından süresi içerisinde aktüer bilirkişi raporuna açıkça itiraz edilmiştir. Buna rağmen mahkemesince bu itiraz kabul edilmemiş, bunun üzerine davacı vekili tarafından maluliyet ile birlikte hesap raporuna ilişkin itirazlar ve fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak sureti ile 12/10/2020 gününde bedel arttırım dilekçesi sunulmuştur. Mahkemesince, davacılar vekilinin bu tarihli bedel arttırım dilekçesi dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Yargılamanın devamı sırasında Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih- 2019/40 E.- 2020/40 K. sayılı kararı ile 2918 sayılı yasanın bir kısım maddeleri iptal edilmiş olup, bu iptal kararı gereği, maluliyet sebebiyle uğranılan tazminat ve destekten yoksun kalma tazminat zararı hesabında, yeni ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih- 2019/40 E.- 2020/40 K. sayılı iptal kararı gereği mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz uygulaması da anılan cetvellerle getirildiğinden, uygulanmasının mümkün olmadığı Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin, Anayasa Mahkemesinin 7/07/2020 tarih- 2019/40 E.- 2020/40 K. sayılı iptal kararından sonra vermiş olduğü güncel içtihatlarında kabul edilmektedir.

Öte yandan Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih- 2019/40 E.- 2020/40 K. sayılı kararı gereği, Kalıcı İş göremezlik/ destek tazminatı hesabında, davalı sigorta şirketi tarafından dava tarihinden önce bir ödeme yapılmış olması ve davacı tarafından ibraname verilmiş olması durumlarında davacıya yapılan ödemenin davacının tüm zararını karşılayıp karşılamadığı hususunun bu kapsamda ibranamenin geçerli olup olmadığı hususunun tespit, bakımından da yeni ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz uygulaması da anılan cetvellerle getirildiğinden, uygulanmasının mümkün olmadığından davacının ödeme tarihindeki zararının belirlenmesi bakımında da davacının bakiye ömür süresinin TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenmesi ve işleyecek (bilinmeyen) devre hesaplamasında her yıl için gelirin %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi esasına dayanan progresif rant yönteminin kullanılmasıyla hesaplama yapılmalı sigorta şirketince yapılan ödeme tarihi itibariyle yapılan ödemenin yetersiz olup olmadığının belirlenerek (ödeme tarihindeki asgari ücret vs. dikkate alınarak) ödemenin yetersiz olduğu kanaatine varılması halinde rapor tarihindeki güncel veriler dikkate alınarak hesaplama yapılması gerekmektedir. (Yargıtay 4. HD’nin 2021/15277 Esas 2022/4707 Karar sayılı kararı)
Yargıtay 4. HD’nin 2021/15277 Esas 2022/4707 Karar sayılı bozma ilamında da açıkça belirtildiği gibi davacının, geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı olarak uğramış olduğu maluliyeti sebebi zararının belirlenmesi bakımından TRH 2010 yaşam tablosu ve prograsif rant yöntemine göre hesaplama yapılması zorunludur.
Buna göre, davacı … … … tarafından açılan kalıcı iş göremezlik sebebine dayalı tazminat davası bakımından yapılan incelemede;
Davacı … … … 08/04/2016 gününde meydana gelen trafik kazasında araç içerisinde yolcu olarak bulunduğu sırada yaralandığını, bu yaralanma sebebi ile maluliyetinin oluştuğunu belirterek davalılardan müteselsilen kalıcı iş göremezlik tazminatı talebinde bulunmuştur.
Davacının maluliyetinin belirlenebilmesi bakımından mahkemesince ATK 2. ihtisas Kurulundan 09/04/2018 günlü maluliyet raporu alınmıştır. Söz konusu maluliyet raporuna göre davacının geçirmiş olduğu kazadan kaynaklı olarak maluliyetinin %16,2 oranında olduğu ve iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayacağı belirlenmiştir.
Alınan bu maluliyet raporu davalılardan … Sigorta vekiline 16/05/2018 gününde usulünce tebliğ edilmesine rağmen davalı sigorta vekili tarafından bu rapora herhangi bir itirazda bulunulmamıştır. Söz konusu rapor dosyanın diğer davalıları … … ve … Belediye Başkanlığına da usulünce tebliğ edilmiş, bu davalılar tarafından süresi içerisinde maluliyet raporunun hatalı olduğu gerekçesi ile itirazda bulunulmuştur.
Bilirkişi raporuna itiraz etmeyen taraf yönünden raporun kesinleşeceğine yönelik Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 05/06/2017 gün ve 2016/801 E.-2017/9091 K. Sayılı kararında özetle; “…Davanın taraflarınca itiraz edilmeyen uzman bilirkişi raporu her iki taraf yönünden de kesinleşir ve kesinleşen rapor hakimi de bağlar. Taraflardan birinin rapora itiraz etmesi, diğer tarafın itiraz etmemesi halinde ise rapor itiraz etmeyen taraf yönünden kesinleşir ve itiraz eden taraf yararına usuli kazanılmış hak doğar. Bu ilkenin sonucu olarak, itiraz üzerine yeniden yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucunda verilen raporun önceki rapora göre itiraz eden taraf aleyhine olması halinde, kazanılmış hak ilkesi dikkate alınarak önceki raporda belirtilen kusur oranı, zarar miktarı vs. esas alınarak hükmedilecek miktar belirlenir….” denilmiştir. Aynı husus Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2015/3253 E.-2017/9419 K; 2015/8676 E, 2018/2775 K; 2013/11884 E, 2015/835 K; 2015/8056 E, 2017/2988 K sayılı içtihatlarında ve benzer içtihatlarda da benimsenmiştir.
Buna göre eldeki dosyaya baktığımızda her ne kadar ATK’nın 09/04/2018 günlü maluliyet raporunda davacı … …’ın kalıcı iş göremezliğinin kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmediği görülmekte ise de, söz konusu rapor davalı … Sigortaya usulünce tebliğ edilmiş, davalı vekili tarafından süresi içerisinde bu rapora bir itirazda bulunulmamıştır. Öte yandan, bu maluliyet oranına göre mahkemesince 27/08/2018 gününde aktüer hesap raporu alınmış bu rapor da davalıya tebliğ edilmiş, davalı sigorta vekili 21/09/2018 gününde tebliğ edilen aktüer bilirkişi raporuna da itirazda bulunmamıştır. Bu yönü ile bu davalı bakımından davacının %16,2 oranındaka maluliyet oranının kesinleştiği, bu davacı yönünden usulü kazanılmış hak oluştuğu anlaşılmaktadır.
Her ne kadar, aynı zarardan müteselsilen sorumlu bulunan davalılar … … ve … Belediye Başkanlığı tarafından ilk alınan maluliyet raporuna süresinde itiraz edilmiş ise de, müteselsil sorumlulardan itiraz etmeyen tarafın kendisinin ileri sürmediği savunmalardan yararlanması mümkün değildir. Örneğin aynı zarardan müteselsil oalrak sorumlu bulunan işletenin zaman aşımı definde bulunması ve diğer sorumluların bu yönde bir savunma yapmamaları durumunda zaman aşımı definden sadece bu yönde savunmayı ileri süren taraf yararlanabilecektir. Bu yöndeki savunma diğer müteselsil sorumlular bakımından sonuç doğurmayacaktır. Benzer şekilde eldeki dosya da davalı sigorta şirketi davacının alına maluliyet raporuna süresi içinde itiraz etmemiş ve artık bu maluliyet oranı bu davalı yönünden kesinleşmiştir.
Bu yönü ile davacı vekilinin ilk derece mahkemesinde ısrarlı olarak itirazlarında belirttiği gibi davacının maluliyet oranının davalı … Sigorta A.Ş’nin süresinde itiraz etmemesi nedeni ile oluşan usulü kazanılmış hak gereğince %16,2 oranında kabul edilerek bu davalı bakımından bu oran üzerinden zararın belirlenmesi, diğer davalılar bakımından ise yapmış oldukları itiraz neticesinde alınan ATK maluliyet raporunda davacının kalıcı maluliyetinin kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine uygun şekilde %5 olarak belirlenmesi nedeni ile %5 olarak kabulü ve zararın bu orana göre belirlenmesi gerekmektedir.
Bu tespitten sonra davacı … …’ın geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı olarak yukarıda anılan Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ve sonrasında Yargıtay 4. HD’nin güncel içtihatlarına göre davacının zararının belirlenebilmesi bakımından (davacı vekilinin ilk derece mahkemesinde aktüer bilirkişi raporlarına yapmış olduğu tüm itirazlar nedeni ile ) Dairemiz karar tarihine en yakın olan 2022 yılı asgari ücret verileri kullanılmak sureti ile zararın belirlenmesi için dairemizce aktüer bilirkişi raporu alınmıştır.
Alınan bilirkişi raporuna göre davacı … …’ın geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı olarak davalı … Sigorta A.Ş bakımından maluliyet oranı %16,2 kabul edilmek sureti ile davacının zararının kalıcı iş göremezlik zararının 481.586,31 TL olduğu, diğer davalılar … Belediye Başkanlığı ve davalı … … yönünden ise davacının maluliyetinin %5 kabul edilerek davacının zararının 148.637,75 TL olduğu belirlenmiştir.
Davalı … Sigorta bakımından ilk derece mahkemesinde alınan ilk maluliyet raporuna itiraz etmemesi nedeni ile davacı lehine oluşan usulü kazanılmış hak dikkate alınarak %16,2 oranındaki maluliyet oranına göre davalı sigorta şirketinin zarardan kaynaklı sorumluluğunun 481.586,31 TL olduğu belirlenmiştir.
Bu noktada sigorta şirketinin sorumlu olduğu miktarın belirlenmesi bakımından Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının amacı ve kapsamı belirlenmelidir ; Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin, zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir sorumluluk sigortası türüdür.
Bu sebepledir ki, sigorta şirketinin sorumluluğu, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlıdır. Zira, kanunun emredici hükmü gereği yaptırılan zorunlu trafik sigortalarında sigortacı, işletene düşen hukuki sorumluluğu teminat altına aldığına göre, ancak işletenin sorumlu olduğu oranda zarardan sorumlu olacaktır. Buna göre sigorta şirketinin sorumluluğu kaza tarihinde geçerli olan sigorta poliçesi teminat limit tutarları ile sınırlı bir sorumluluktur. Davacının yaralanmasına neden olan kaza tarihinin 08/04/2016 olduğu dikkate alındığında geçerli poliçe teminat limitlerinin 310.000,00 TL olduğu görülmektedir. Bu bakımdan davacının gerçek zararının , geçerli poliçe teminat limitini aştığı dikkate alındığında sonuç olarak davalı sigorta şirketinin davacının uğramış olduğu zarardan poliçe teminat limiti olan 310.00,00 TL limit ile sorumlu olduğu davacının zararı daha yüksek ise de davalı sigorta şirketinden bu teminat limit kadar talepte bulunabileceği kanaatine varılmıştır.
Diğer davalılar … Belediye Başkanlığı ve … … yönünden ise davacının maluliyet oranını bu davalıların yapmış olduğu itiraz neticesinde alınan bilirkişi raporuna göre %5 oranında olduğu kabul edilerek davacının kalıcı iş göremezlik zararının 148.637,75 TL olduğu, dolayısıyla bu davalıların bu tazminat miktarı ile sorumlu oldukları anlaşılmıştır.
Davacı … … … tarafından tüm davalılar aleyhine açılan destekten yoksun kalma tazminatı bakımından yapılan incelemede;
Davacı … …’ın kendisine ve yaralanmasına sebebiyet veren 08/04/2016 günlü kazada annesini ve babasını kaybettiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla davacının annesi ve babasından kaynaklı olarak destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakkı bulunmaktadır. Yukarıda belirlenen ilkeler kapsamında davacının destekten yoksun kalma zararının belirlenmesi bakımından dairemizce güncel içtihatlar kapsamında rapor hazırlanması için dosya bilirkişiye teslim edilmiş, alınan bilirkişi raporuna göre davacının babası …’ın vefatı nedeniyle uğramış olduğu destek zararının 32.573,32 TL olduğu, annesi …’nin vefatı nedeni ile uğramış olduğu destek zararının ise 35.818,90 TL olduğu anlaşılmaktadır.
Tüm bu nedenlerle davacı … … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-b-3 maddesi gereğince yeniden hüküm kurulmak üzere kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
Davacı … … tarafından tüm davalılar aleyhine açılan destekten yoksun kalma tazminatı bakımından yapılan incelemede;
Davacı … …’in anne ve babasının vefatı nedeni ile uğramış olduğu destek zararının belirlenmesi bakımından dairemizce güncel içtihatlar kapsamında rapor hazırlanması için dosya bilirkişiye teslim edilmiş, alınan bilirkişi raporuna göre davacının babası …’ın vefatı nedeniyle uğramış olduğu destek zararının 8.270,01 TL olduğu, annesi …’nin vefatı nedeni ile uğramış olduğu destek zararının ise 8.931,34 TL olduğu anlaşılmaktadır.
Dosya arasında bulunan ödeme belgesine göre, davalı … … tarafından dava tarihinden sonra bu davalı adına toplam 14.500,00 TL maddi tazminat ödemesi yapıldığı görülmektedir. Davacı her ne kadar, davalının bu ödemesini destek zararına ilişkin olarak kabul etmediğini davalının bu ödemeyi yardım amaçlı olarak yaptığını ileri sürmüş ise de, yapılan ödemenin maddi tazminat karşılığı olduğu görülmektedir. Bu nedenle davacının bu yöndeki istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
Ne var ki, davacı …’in trafik kazasında hem annesi hem de babası vefat etmiştir. Dolayısıyla davacının anne ve babasından ayrı ayrı destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakkı bulunmaktadır. Davalının bu ödemesinin hangi destekten yoksun kalma tazminatı için yapıldığı tam olarak anlaşılamadığından her iki destek zararı için mahsup edilmek üzere ayrı ayrı 7.250,00 TL ödeme yapıldığı kabul edilmiştir. Dosyamıza rapor hazırlayan aktüer bilirkişi her ne kadar ödemelerin güncellenmiş değerinin 20.820,08 TL olduğunu belirtmiş ise de, yapılan ödemenin dava tarihinden sonra yapılmış olduğu dikkate alındığında herhangi bir güncelleme işlemi yapılmaksızın belirlenen zarardan mahsup edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle davacı …’in belirlenen destek tazminatı zararlarından davalı … tarafından yapılan 7.250,00’şer TL ödemenin mahsubu sonucunda davacı …’in babasının vefatı nedeni ile uğramış olduğu destek zararının 1.020,01 TL olduğu, annesinin vefatı nedeni ile uğramış olduğu destek zararının ise 1.681,94 TL olduğu, sonuç olarak davacının davalılardan talep edebileceği destek zararı toplamının 2.701,95 TL olduğu anlaşılmakla mahkemesince kabul edilen miktar dikkate alındığında bu davacının maddi tazminata ilişkin yapmış olduğu istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
Davalı … Belediye Başkanlığı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu bakımından yapılan değerlendirmede;
Davalı belediye vekili her ne kadar kazanın meydana gelmesinde kendilerinin bir sorumluluğunun ve kusurunun bulunmadığını ileri sürmüş ise de,
2918 Sayılı KTK’nun 85 /1 maddesinde; ” Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adıaltında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”
Aynı maddenin 5. fıkrasında ise; “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmü yer almaktadır. Buna göre aracın işleteni araç sürücüsünün kusuru oranında meydana gelen zarardan kendi kusuru gibi müşterek müteselsil oranda sorumludur. Dosya içerisinde bulunan bilirkişi raporlarına göre trafik kazasının meydana gelmesinde davalı … Belediyesi’ne ait … plakalı sayılı araç sürücüsü davalı … …’nin kazanın meydana gelmesinde %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Davalı belediyenin dosya içerisinde bulunan kaza tarihindeki trafik tescil kaydına göre … 816 plaka sayılı aracın işleteni olduğu anlaşılmaktadır. Bu sebeple işleten konumunda olan davalı belediyenin KTK 85/1 maddesi gereğince davacıların uğramış oldukları zarardan sorumlu olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin kazanın meydana gelmesinde müvekkili belediyenin kusuru bulunmadığı yönündeki itirazın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı … … vekili ve davalı Belediye Başkanlığı vekilinin davacı … …’ın maluliyet raporuna yönelik istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede;
Davacılar vekili her ne kadar hükme esas alınan müvekkili … …’ın %5 maluliyetinin tespit edildiğine yönelik raporun hatalı yönetmelik hükümlerine göre tespit edildiğini ileri sürmüş ise de, söz konusu hükme esas alınan ATK 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 30/12/2019 günlü raporun kaza tarihi olan 08/04/2016 tarihinde yürürlükte bulunan 30.03.2013 tarihli Resmi Gazetede Yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında yönetmelik hükümlerine uygun şekilde hazırlandığı, davacı ve davalı Belediye Başkanlığı vekilinin söz konusu itirazlarının herhangi bir belgeye dayanmadığı, itiraz edilirken herhangi bir tıbbi tedavi evrak sunulmadığı anlaşılmakla davacı ve davalı Belediye Başkanlığı vekilinin maluliyet raporunun hatalı yönetmeliğe göre belirlendiği yönündeki istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Davacılar vekilinin manevi tazminatın miktarına yönelik istinaf talepleri yönünden yapılan incelemde;
Davacılar vekili mahkemece hükmolunan manevi tazminatların düşük olduğunu ileri sürmüş ise de,
6098 TBK’nın 56/2. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hakimin takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir etmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Somut olayda 08.04.2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalı … …’nin sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davacı … ve … … …’in babası, davacı … …’ın oğlu ve … …’in ise kardeşi olan … …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpışması sonucunda, sürücü … … ile aynı araçta yolcu olarak bulunan davacı … ve … … …’in annesi … … ve davacı … ve … … …’in dede ve ninesi … ve … …’un vefat ettiğin davacı … … …’in ise ağır derecede yaralanarak sakat kaldığı, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü … …’nin %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, davacıların desteğinin kazanın oluşumunda bir kusurunun bulunmadığı davacı … … …’in ise aynı kazada yaralandığı İstanbul 2. İhtisas ATK tarafından düzenlenen 30/12/2019 tarihli maluliyet raporuna göre davacının %5 oranında maluliyetinin bulunduğu ve 9 ay iyileşme süresinin olduğunun belirtildiği, davacılar … … ve …’in aynı kazada hem anne ve babalarının hemde dede ve ninelerinin vefat etmiş olması, davacı …’in ise aynı kazada hem oğlunun hem de gelinin vefat etmiş olması torunu … …’ın yaralanmış olması, Davacı …’ın ise kardeşinin ve yengesinin vefat etmesi yeğenin yaralanmış olması tarafların belirlenen ekonomik sosyal durumları, kusur oranları, kaza ve davanın tarihi, davacıların ve ölenlerin yaşı, murislerin davacılara yakınlığı, davacı … … …’in yaralanmasının niteliği, olay tarihi birlikte değerlendirildiğinde hükmolunan manevi tazminatların yeterli ve yerinde olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle davacılar vekilinin manevi tazminatın miktarına yönelik istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacılar vekilinin vekalet ücretine yönelik istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davacılar vekili maddi tazminatın reddedilen kısmı için davalılar vekilleri yararına vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Her bir davacı tarafından talep edilen manevi tazminat talepleri için davacılar arasında HMK 57 ve 58. md.leri gereği ihtiyari dava arkadaşlığı vardır. İhtiyari dava arkadaşlığında davalar birbirinden bağımsızdır. Buna bağlı olarak her bir davacı yönünden talep edilen tazminatların kabul edilen ve reddedilen kısımları için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tek vekalet ücretine hükmedilmesi yerinde olmamıştır. Bu yönü ile davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerekmiştir.
Öte yandan davacı … yönünden her ne kadar mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilerek red edilen kısım itibari ile davalılar lehine vekalet ücretine karar verilmiş ise de ; mahkemesince davalı … tarafından dava tarihinden sonra yapılan ödeme davacının destek tazminatından mahsup edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davalı … tarafından bu davacıya yapılan ödeme dava tarihinden sonra yapıldığına göre yapılan bu ödeme miktar itibari ile artık davanın konusuz kaldığı kabul edilmeli ve bu kısım için dava tarihindeki haklılık durumuna göre yargılama giderine karar verilmelidir. Davacının trafik kazasında vefat eden anne ve babasından destek tazminatı talep etmekte haklı olduğu kazanın oluşumunda davalı …’in tam kusurlu olduğu buna göre dava tarihi itibari ile davacının dava açmakta haklı olduğu anlaşılmakla bu davacıya ödenen tazminat miktarı nedeni ile aleyhine vekalet ücreti takdir edilmesi yerinde olmamıştır bu yönü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerekmiştir.
HMK 355 maddesi gereğince istinaf incelemesi istinaf eden tarafın sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılmakta ve buna göre hüküm kurulmaktadır. Buna göre eldeki dosyaya baktığımızda istinaf eden davalı Belediye başkanlığı vekili tarafından ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak vekalet ücretine ilişkin herhangi bir istinaf başvurusunda bulunulmamıştır. Diğer davalılar … … ve … sigorta şirketi ise hiç istinaf başvurusunda bulunmamışlardır. Bu noktada Dairemizce yeniden hüküm kurulurken davacı lehine oluşan usulü kazanılmış hak dikkate alınarak her bir davacının açmış olduğu manevi tazminat davasında red olunan kısım için ayrı ayrı vekalet ücretine karar verilmemiş ilk derece mahkemesi kararında belirtildiği şekilde red olunan manevi tazminat davaları için toplam miktar üzerinden tek bir vekalet ücretine karar vermek gerekmiştir.
Davacılar vekili dairemizce alınan hesap bilirkişi raporundan sonra 18/04/2022 günlü dilekçe ile ıslah dilekçesi vermek sureti ile davacı … … … yönünden 148.638,75 TL kalıcı iş göremezlik zararı ve destekten yoksun kalma tazminatının ise 68.392,22 Tl yükselterek bu miktarlar üzerinden kabul kararı verilmesini talep etmiştir.
HMK 357. Maddesinde Bölge Adliye Mahkemesinde hangi işlemlerin yapılamayacağı hususu düzenlenmiştir. Buna göre, Bölge Adliye Mahkemelerinde davanın ıslahı istenemez. Anılan emredici nitelikteki yasal hüküm karşısında dairemizde tahkikat işlemi yapılmış ise de, alınan rapor kapsamında davacının davasını yasal olarak ıslah etme imkanı bulunmamaktadır. Davacı vekili tarafından sunulan söz konusu ıslah dilekçesi, davacının yasal olarak Islah olanağı bulunmadığından, yok hükmündedir.
Benzer şekilde Dairemizin 2019/1432-2020/1135 esas karar sayılı dosyasında Dairemizce alınan bir bilirkişi raporundan sonra davacının TMK 1007 maddesinden kaynaklı zararının daha yüksek olması nedeni ile davacı tarafından verilen ıslah dilekçesine itibar edilmemiş ve bu ıslah dilekçesi de yok hükmünde kabul edilerek ilk derece mahkemesince verilen miktar itibari ile karar aynen tekrar edilmiş ancak davacının zararı tespit edilerek fazlaya dair hakları saklı tutulmuştur. Buna ilişkin verilen karar temyiz edilmiş ve Dairemiz kararı Yargıtay 5.Hukuk Dairesinin 2020/10952 2022/6542 esas karar sayılı kararı ile onanmak sureti ile kesinleşmiştir. Bu itibarla davacı vekili tarafından yasal olarak ıslah imkanı olmadığı halde verilen ıslah dilekçesi yok hükmünde kabul edilmiştir.
Bu bakımdan davacı … … …’in kalıcı iş göremezlik ve destekten yoksun kalma zararına ilişkin olarak gerçek zararının belirlenmesine ve ilk derece mahkemesinde hüküm altına alınan tazminat miktarlarının üzerinde dairemizce karar verilemeyeceğinden ilk derece mahkemesinde belirtilen tazminat miktarları dikkate alınarak davacı … …’ın kalıcı iş göremezlik zararı bakımından 50.881,77 TL, destekten yoksun kalma zararı bakımından 64.691,84 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmiş ve davacının geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanması nedeni ile kalıcı iş göremezlikten kaynaklı zararının 481.586,31 TL olduğu ancak davalı … sigorta şirketi tarafından düzenlenen ZMMS poliçe limitinin kaza tarihi itibari ile 310.000,00TL olması nedeni ile davalı sigorta şirketinin davacının zararından bu limit miktarı ile sorumlu olduğu, diğer davalılar … Belediye Başkanlığı ve … …’nin ise davacının uğramış olduğu kalıcı iş göremezlikten kaynaklı bu zararın (481.568,31TL’nin) 148.637,75 TL’sı miktarı ile sınırlı olacak şekilde sorumlu oldukları belirlenerek davacının fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar vermek gerekmiştir.
HMK 353/1-b-2 maddesine göre” Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilebileceği düzenlenmiştir. Dosya kapsamına göre yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığı anlaşılmakla davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince yeniden hüküm kurulmak üzere kaldırılmasına, davalı … Belediye Başkanlığı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi kanaatine varılmış aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davalı … Belediye Başkanlığı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ;
3-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Kabulü ile; HMK’nın 353/1b-2 maddesi gereğince İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararının YENİDEN HÜKÜM KURULMAK ÜZERE KALDIRILMASINA,
4-DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,
4-A-1)-Davacı … … …’in davalılar … sigorta A.Ş., … Belediyesi ve … … Aleyhine açtığı sürekli işgöremezlik tazminat davasının kabulü ile; 50.881,77 TL tazminatın davalı … Sigorta A.Ş. açısından temerrüt tarihi olan 20/10/2016 tarihinden itibaren, diğer davalılar açısından kaza tarihi olan 08/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı sigorta şirketi açısından poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı … … …’e verilmesine, BU DAVACININ FAZLAYA İLİŞKİN HAKLARININ SAKLI TUTULMASINA,
4-A-2)-Davacı … … … kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden ve kalıcı iş göremezlik tazminatı yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesap olunan 7.414,63 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı … … …’e verilmesine,
4-B-1)-Davacı … … …’in davalılar … sigorta A.Ş., … Belediyesi ve … … Aleyhine açtığı destekten yoksun kalma tazminat davasının kabulü ile, 64.691,84 TL tazminatın davalı … Sigorta A.Ş. açısından temerrüt tarihi olan 20/10/2016 tarihinden itibaren, diğer davalılar açısından kaza tarihi olan 08/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı sigorta şirketi açısından poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı … … …’e verilmesine, BU DAVACININ FAZLAYA İLİŞKİN HAKLARININ SAKLI TUTULMASINA,
4-B-2)-Davacı … … … kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden ve destekten yoksun kalma tazminatı yönünden 9.209,94 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı … … …’e verilmesine,
4-C-1)-Davacı … …’in davalılar … sigorta A.Ş., … Belediyesi ve … … Aleyhine açtığı destekten yoksun kalma tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile, 2.701,95 TL tazminatın davalı … Sigorta A.Ş. Açısından temerrüt tarihi olan 20/10/2016 tarihinden itibaren, diğer davalılar açısından kaza tarihi olan 08/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı sigorta şirketi açısından poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı … …’e verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-C-2)-Davacı … … kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden destekten yoksun kalma talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesap olunan 2.701,95 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı … …’e verilmesine,

4-Ç-1)-Davacı … … …’in davalılar … Belediyesi Başkanlığı ve … … aleyhine açtığı manevi tazminat davasının kabulü ile, 150.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 08/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … Belediye Başkanlığı ve … …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı … … …’e verilmesine,
4-Ç-2)-Davacı … … … kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden manevi tazminatın kabul edilen kısmı yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesap olunan 18.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar … Belediye Başkanlığı ve … …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı … … …’e verilmesine,
4-D-1)-Davacı … …’in davalılar … Belediyesi ve … … aleyhine açtığı manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile, 100.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 08/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı … …’e verilmesine, Fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-D-2)-Davacı … … kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden manevi tazminatın kabul edilen kısmı yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesap olunan 13.450,00 TL vekalet ücretinin davalılar … Belediye Başkanlığı ve … …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı … …’e verilmesine,
4-E-1)-Davacı … …’ın davalılar … Belediyesi ve … … aleyhine açtığı manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile, 40.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 08/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … Belediye Başkanlığı ve … …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı … …’a verilmesine, Fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-E-2)-Davacı … … kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden manevi tazminatın kabul edilen kısmı yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesap olunan 6.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar … Belediye Başkanlığı ve … …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı … …’e verilmesine
4-F1-)-Davacı … …’in davalılar … Belediyesi ve … … aleyhine açtığı manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile, 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 08/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı … …’e verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-F-2)-Davacı … … kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden manevi tazminatın kabul edilen kısmı yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesap olunan 4.500,00 TL vekalet ücretinin davalılar … Belediye Başkanlığı ve … …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı … …’e verilmesine,
4-G-)-Davalılar … Belediyesi ve … … kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen manevi tazminat davası yönünden hesaplanan 11.200,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılar … Belediyesi ve … …’ye ödenmesine,
5-Maddi tazminat yönünden Harçlar kanunu gereğince alınması gerekli 8.079,40 TL karar ve ilam harcından dava açılırken yatırılan 1.376,45 TL peşin harcın ve yargılama sırasında yatırılan 443,25 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 1.819,7‬0 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.259,7‬0 TL harcın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye irat kaydına,
6-Manevi tazminat yönünden Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 21.859,2‬0 TL karar ve ilam harcının davalılar … Belediye Başkanlığı ve … …’den müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye irat kaydına,
7-Davacılar tarafından iş bu dava nedeniyle yatırılan 1.376,45 TL peşin harç, 443,25 TL tamamlama harcı ve 29,20 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.848,9‬0 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
8-Davacılar tarafından yapılan tebligat, müzekkere, Adli Tıp fatura bedelleri, talimat ücretleri, bilirkişi ücreti ve dosya posta masrafı olmak üzere toplam 5.853,80 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 4.815,49 TL yargılama giderinin (davalı … Sigorta A.Ş’nin yargılama giderinin 1.299,54 TL’si ile sınırlı sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, bakiyenin davacılar üzerine bırakılmasına,
9-HMK’nın 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının ilgililerine iadesine,

10-İstinaf giderleri bakımından;
10-a)-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
10-b)-Harçlar Kanunu gereğince davalı … Belediye Başkanlığı’dan alınması gereken 29.938,60 TL istinaf karar harcından, davalı … Belediye Başkanlığı tarafından peşin yatırılan 7.484,65 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubuyla, bakiye 22.453,95‬ TL harcın davalı … Belediye Başkanlığı’ndan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
10-c)-Davalı … Belediye Başkanlığı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,

10-ç)-Davacılar tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
10-d)-Davacılar tarafından istinaf aşamasında harcaması yapılan tebligat gideri, posta masrafı ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.691,60 TL istinaf yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
10-e)-Davacılar vekili tarafından dairemizde alınan bilirkişi raporundan sonra yapılan ıslah başvurusu yok hükmünde bulunduğundan davacı vekilinin bu dilekçe ile birlikte ıslah harcı olarak yatırmış olduğu 346,52 TL harcın yatıran davacıya karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair, davacılar vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361. maddesi gereğince; Dairemizin kararının taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde kararı veren Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’ne, yahut temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine veya Dairemize gönderilmek üzere İlk Derece Mahkemesi’ne verilebilecek bir dilekçe ile YARGITAY’A TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere alenen oy birliği ile karar verildi.26/04/2022

Başkan Üye Üye Katip
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır