Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/415 E. 2022/1043 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/415 – 2022/1043
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/415
KARAR NO : 2022/1043

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACILAR : … …
… …
… …
… …
… …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : 1- … .
VEKİLİ : Av…
DAVALI : 2- …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat), Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/11/2015

Birleşen Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin
… Esas … Karar Sayılı Dosyası

DAVACILAR : 1- … …
2- … …

3- … …
4- … …
5- … …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av…
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 17/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin …
tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil davacıların murisi-kardeşi … …’nın … plakalı araçta yolcu konumunda iken 09/10/2013 tarihinde … plakalı aracın da karıştığı kazanın meydana geldiğini ve vefat ettiğini, kazaya karışan … plaka sayılı aracın davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğunu, … plakalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, 1.000,00 TL maddi tazminatın kazanın meydana geldiği 09.10.2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile ve 11.08.2015 tarihinden itibaren de temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen, davalı … …’den 70.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 09.10.2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline (Anne Baba için 20.000,00 TL’şer Kardeşler için ise 10.000,00 TL şer olmak üzere), yargılama giderleri ve vekalet-i ücretin karşı taraf üzerinde tahmiline karar verilmesi talep edilmiştir.
Birleşen dosyada davacı vekili dava dilekçesi ile; dava müvekkil davacıların murisi-kardeşi … …’nın … plakalı araçta yolcu konumunda iken 09/10/2013 tarihinde … plakalı aracın da karıştığı kazanın meydana geldiğini ve vefat ettiğini, kazaya karışan … plaka sayılı aracın davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğunu, dava konusu kazadan dolayı dava konusu alacak yönünden Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyadan yapılan yargılamada kusur oranına ilişkin Adli Tıp Kurumu Raporu ile davalı kurumun poliçe ile güvence altına aldığı … plakalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL maddi tazminatın kazanın meydana geldiği 09/10/2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile ve 11/08/2015 tarihinden itibaren de temerrüt fizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini ve davanın yargılamanın devam ettiği Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile birleştirilmesi gerektiğini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesi ile; davacı yanın murisi … …’un sürücüsü olduğu davalının sigorta şirketine sigortalı … plakalı araçta %100 asli kusurlu ve alkollü olarak yaptığı kaza neticesinde hayatını kaybettiği, bu nedenle teminat dışı kalan halleri düzenleyen maddeler uyarınca ödemenin yapılamayacağı, davacının motosiklet kaskının takılı olmayışı ve alkollü olması müterafik kusuru oluşturduğu, bu nedenle öncelikle açılan davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.

Davalı … … … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile; … plakalı araç, sigortacı şirket tarafından tanzim edilen, 13.03.2013/2014 vadeli … poliçe no’lu zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğu, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, davalı şirketin sorumluluğu trafik poliçesindeki limitler ve sigortalıların kusuru ile sınırlı olduğu, dosyada kusur durumuna ilişkin herhangi bir resmi belge bulunmadığından yapılacak yargılamada araçların kusur durumlarının tespit edilmesi gerektiği, öncelikle açılan davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, asıl dava yönünden davanın kısmen kabulü ile; 22.444,40 TL maddi tazminatın 11/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … Sigortadan alınarak davacı … …’ya verilmesine, 25.568,80 TL maddi tazminatın 11/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … Sigortadan alınarak davacı … …’ya verilmesine, davacılar … …, … … ve … … yönünden açılan maddi tazminat talebinin reddine, davacının manevi tazminat talebinin reddine, Birleşen dava yönünden davanın kısmen kabulü ile; 22.444,40 TL maddi tazminatın 11/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … … … Sigortadan alınarak davacı … …’ya verilmesine, 25.568,80 TL maddi tazminatın 11/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … … … Sigortadan alınarak davacı … …’ya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı … Sigorta A.Ş vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili sigorta şirketine sigorta poliçesi ile sigortalı olan … plakalı aracın sürücüsü olan müteveffa … …’nın %50 kusuru ile meydana geldiği kazada müteveffanın kendi kusuruna denk gelen kısım için davacının destekten yoksun kalma tazminatından sorumlu olmadıklarını, söz konusu dosyada 5 davacının olduğu ve davacı yanların fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 1.000,00 TL tazminat isteminde bulundukları iş bu davanın dürüstlük kuralı gereği her bir davacı için 200,00 TL’den açıldığının kabulü ile davacı reddedilen davacılar yönünden müvekkili şirket lehine avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Karara karşı davacılar vekili istinaf dilekçesinde; mahkemece hükme esas alınan hesap raporunda işlemiş dönem ve işleyecek dönem olarak bir hesaplama yapılmadığını, PMF tablosuna göre yaşın ve ölüm yılının belirlenmesinin hatalı olduğunu bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaların hatalı olduğunu, bilirkişi raporunda hesaplamalar yapılarken sadece asgari ücret geliri üzerinden hesaplama yapıldığını, davalı … … her ne kadar Adana 13. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında beraat etmiş ise de, kazaya karışan motosiklet sürücüsünün müvekkillerinin desteği değil … … olduğunu, mahkemece yazılı şekilde manevi tazminat kararı ve aktüer bilirkişi raporunda 2. Oluş haline göre hüküm tesis edilmemesinin hatalı olduğunu, dosyaya ibraz edilen bedel arttırım dilekçesinde sadece davacı … … ve … … yönünden ve sadece sigorta şirketleri yönünden arttırım yapılması karşısında ve destekten yoksun kalma tazminatı yönünden yapılan yarılamada sadece … … ve … … yönünden destekten yoksun kalındığının anlaşılması karşısında davacılar … …, … … ve … … yönünden maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili istinaf dilekçesinde; anne ve babanın çocuğu birlikte yetiştirmekle sorumlu olduğunu, yetiştirme giderinin sadece baba yönünden değil hem anne hem de baba yönünden ayrı ayrı hesaplanarak düşülmesi gerektiğini, sigortalı araç sürücüsüne atfedilen kusuru kabul etmediklerini, müvekkili şirketin kusur ile sınırlı sorumlu olduğunu, müvekkilinin kusurdan fazlası ile mükellef tutulamayacağını, davacıların desteği … …’nın gerekli önlemleri almayarak zararın doğmasına ve artmasına yol açtığını, kask takmaması ve motosiklet kullanımına uygun giyinmemesi nedeni ile hükmolunan tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, hükmolunan tazminata ıslah tarihinden ya da hesap raporu tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken 11.08.2015 tarihinden itibaren hüküm kurulmasının hatalı olduğunu belirterek usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Karara karşı davalı … … vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddedildiğini ancak müvekkili lehine vekalet ücretine hükmolunmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının vekalet ücreti yönünden kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece verilen karar davacılar vekili, davalı … Sigorta A.Ş vekili, davalı … Sigorta A.Ş vekili ve davalı … … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekilinin desteğin kendi kusuruna denk gelen kısmı için mirasçıların destek tazminatı isteyemeyeceği yönündeki istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede;
Davalı sigorta vekili her ne kadar davacıların desteğinin %50 kusurlu olduğunu, desteğin kendi kusuruna denk gelen kısım için mirasçıların destekten yoksun kalma tazminatı talep edemeyeceğini ileri sürmüş ise de,
Davacıların desteğinin ölümüne neden olan tarfik kazası 09/10/2013 gününde meydana gelmiş olması dikkate alındığında davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığı, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağı, dolayısıyla desteğin kusurlu olması hâlinde, desteğinden yoksun kalan davacıların etkilemeyeceği, destekten yoksun kalan davacıların zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğu dikkate alındığında mahkemesince davacıların desteği olan … …’nın ölümüne sebebiyet veren trafik kazasının 09/10/2013 tarihinde meydana geldiği dikkate alındığında 3.kişi konumunda bulunan davacıların desteğin kusurundan bağımsız olarak uğramış oldukları zararın tümünü davalı sigorta şirketinden talep etme haklarının bulunduğu anlaşılmakla davalı sigorta vekilinin buna ilişkin istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş ve davalı … … vekilinin reddolunan kısım için vekalet ücreti verilmesi gerektiği yönündeki istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede;
Davalı … vekili müvekkili hakkında açılan maddi ve manevi tazminat davasını reddolduğunu, ancak her bir davacı yönünden açılan maddi ve manevi tazminat yönünden müvekkili lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken manevi tazminatın reddolunan kısmı yönünden tek vekalet ücretine hükmolunmasının hatalı olduğunu belirterek kararı istinaf etmiştir. Mahkemece her davacı yönünden açılan dava ayrı bir dava olup davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Buna göre davalı … … için maddi ve manevi tazminatların reddolunan kısımları için her bir davacı aleyhine olacak şekilde ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tek vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olmuştur. Bu yönü ile davalı … vekinin vekalet ücretine yönelik istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Maddi tazminat davası bakımından davacılar vekilinin ilk derece mahkemesine sunmuş olduğu 17/03/2020 günlü ıslah dilekçesi incelendiğinde davacılar vekilinin sadece davalılar … Sigrota A.Ş ve … … … Sigorta A.Ş yönünden dava değerinin arttırılmasını talep ettiği, davalılardan … yönünden ise bedel arttırım talebinde bulunmadığı anlaşıldığından ilk dava dilekçesinde talep edilen miktar üzerinden her bir davacının talep etmiş olduğu değer ile sınırlı olarak davalı lehine vekalet ücreti verilmiştir.
Davalı … … yönünden maddi tazminat davası ve manevi tazminat davasının reddi gerekçesinin farklı olması nedeni ile bu davalı lehine açılan her bir dava için ayrıca vekalet ücreti takdir edilmiştir.
Davacı vekilinin mahkemesine sunmuş olduğu dava dilekçesi incelendiğinde davacı olarak desteğin anne babası ile birlikte kardeşlerinin de gösterildiği ve dava dilekçesinin sonuç kısmında toplam 1.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsili ile davalılara verilmesi talep etmiştir.
Davacı vekili tüm yargılama aşamasında talep etmiş olduğu maddi tazminatın hangi davacı için ne kadar miktarlı olarak talep edildiği hususunda herhangi bir açıklık bulunmuyor ise de, TMK’nın 2. Maddesindeki iyi niyet kuralları gereğince davacı vekilinin talep etmiş olduğu 1.000,00 TL maddi tazminatın her bir davacı için ayrı ayrı 200,00’er TL talep edildiği kabul edilmiştir. Bu noktada, davacı kardeşler …, … ve … için talep edilen toplam 600,00 TL maddi tazminat davasının reddine karar verilmiş olması nedeni ile davalılar lehine her bir davacının talep etmiş olduğu miktar dikkate alınarak ayrı ayrı vekalet ücretine karar verilmesi gerektiği halde hatalı şekilde bu davacıların reddolunan davası için davalılar lehine vekalet ücretlerine karar verilmemesi hatalı olmuştur.
Davacı vekilinin davacı … ve … için ayrı ayrı 200,00’er TL maddi tazminat talebinde bulunduğu anlaşılmış ise de, davacılar vekilinin mahkemesine sunmuş olduğu 17/03/2020 günlü dilekçesinde talep etmiş olduğu miktar dikkate alındığında davacı …’nin sonuç olarak … Sigorta A.Ş’den 48.013,20 TL, … Sigorta A.Ş’den de aynı şekilde 48.013,20 TL maddi tazminat isteminde bulunduğu ve buna göre harcını yatırmış olduğu anlaşıldığından davacılar vekilinin dava değerini bu miktara yükselttiği sonucuna varılmıştır. Dolayısıyla davalı vekilinin bu davacıların eksik miktarda ıslah talebinde bulundukları yönündeki istinaf başvurusu reddolunmuştur.
Bilindiği üzere HMK 355 maddesi uyarınca istinaf incelemesi istinaf eden tarafın sıfatı ve istinaf nedenleri ile sınırlı olarak yapılmaktadır. İstinaf dilekçesinde belirtilmeyen sebeplere dayalı olarak değerlendirme yapılamaz ve buna ilişkin olarak hüküm kurulamaz. Bu noktada dairemizce yeniden kurulan hüküm sırasında davalı … … ve davalı … Sigorta vekili tarafından vekalet ücretine yönelik olarak ayrıca istinaf başvurusunda bulunulduğundan bu davalılar lehine mahkemesince hatalı olarak verilen vekalet ücretine ilişkin hüküm fıkraları düzeltilmiş, ne var ki birleşen dosya davalısı … Sigorta A.Ş ve davacılar vekili tarafından vekalet ücretine yönelik olarak herhangi bir istinaf başvurusu yapılmadığından ilk derece mahkemesince verilen vekalet ücretlerinde bu davacıların lehine olacak şekilde herhangi bir değişiklik yapılmamıştır.
Davacılar vekilinin hesaplama yöntemine yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede;
Davacılar vekili mahkemece hükme esas alınan hesap raporunda işlemiş dönem ve işleyecek dönem olarak bir hesaplama yapılmadığını, PMF tablosuna göre yaşın ve ölüm yılının belirlenmesinin hatalı olduğunu bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaların hatalı olduğunu belirterek kararı istinaf etmiştir. Davacılar vekili süresi içerisinde ilk derece mahkemesine 13/02/2020 günlü dilekçesi ile itiraz etmiş ancak mahkemece davacılar vekilinin hesap raporuna karşı itirazının reddine karar verilmiştir.
Dairemizce davacılar vekilinin istinaf aşamasında belirttiği itirazı dikkate alınarak yeniden aktüer bilirkişiden Anayasa Mahkemesinin …-… Esas-Karar sayılı 17/07/2020 günlü kararı, Danıştay 8. Dairesinin … sayılı dosyasında vermiş olduğu ZMMS genel şartlarının bazı maddelerine ilişkin verilen yürütmeyi durdurma kararı sonucu oluşan Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin kararlarına uygun şekilde TRH 2010 yaşam tablosu ve prograsif rant yöntemi kullanılmak sureti ile zararın belirlenmesi amacı ile rapor alınmış olup, alınan bu rapora göre davacı …’nin destekten yoksun kalma zararının 127.560,00 TL olduğu, davacı …’nin Dairemizce alınan bilirkişi raporuna göre destekten yoksun kalma zararının 114.800,00 TL olduğu, söz konusu bu zarardan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması durumunda davacı …’nin sonuç zararının 102.048,00 TL olduğu, davacı …’nin ise sonuç zararının 91.840,00 TL olduğu, davacıların müteselsil sorumluluk ilkesi kapsamında her iki davalıdan zararın tümünü tahsilini talep etme imkanı bulunmaktadır. Ne var ki davacılar vekili, her iki davalının kusuru oranında sınırlı sorumlu olarak tahsil talebinde bulunmuş olduğundan davacıların talebi ile bağlı kalınarak davalı … Sigorta A.Ş ve … Sigorta A.Ş’nin davacı …’nin uğramış olduğu zarardan kaynaklı olarak sorumluluklarının ayrı ayrı 51.024,00 TL olduğu, davacı …’nin uğramış olduğu zarardan kaynaklı olarak sorumluluklarının ise ayrı ayrı 45.920,00 TL olduğu anlaşılmaktadır.

Davacılar vekili dairemizce alınan hesap bilirkişi raporundan sonra 18/04/2022 günlü dilekçe ile ıslah dilekçesi sunmuş ise de, HMK 357. Maddesinde Bölge Adliye Mahkemesinde hangi işlemlerin yapılamayacağı hususu düzenlenmiştir. Buna göre, Bölge Adliye Mahkemelerinde davanın ıslahı istenemez. Anılan emredici nitelikteki yasal hüküm karşısında dairemizde tahkikat işlemi yapılmış ise de, alınan rapor kapsamında davacının davasını yasal olarak ıslah etme imkanı bulunmamaktadır. Davacılar vekili tarafından sunulan söz konusu ıslah dilekçesi davacının yasal olarak Islah olanağı bulunmadığından yok hükmündedir.
Benzer şekilde Dairemizin 2019/1432-2020/1135 esas karar sayılı dosyasında Dairemizce alınan bir bilirkişi raporundan sonra davacının TMK 1007 maddesinden kaynaklı zararının daha yüksek olması nedeni ile davacı tarafından verilen ıslah dilekçesine itibar edilmemiş ve bu ıslah dilekçesi de yok hükmünde kabul edilerek ilk derece mahkemesince verilen miktar itibari ile karar aynen tekrar edilmiş ancak davacının zararı tespit edilerek fazlaya dair hakları saklı tutulmuştur. Buna ilişkin verilen karar temyiz edilmiş ve Dairemiz kararı Yargıtay 5.Hukuk Dairesinin 2020/10952 2022/6542 esas karar sayılı kararı ile onanmak sureti ile kesinleşmiştir. Bu itibarla davacı vekili tarafından yasal olarak ıslah imkanı olmadığı halde verilen ıslah dilekçesi yok hükmünde kabul edilmiştir.
Bu nedenle davacılar vekilinin ilk derece mahkemesine sunmuş olduğu ıslah dilekçesi gereğince HMK 26 maddesi dikkate alınarak taleple bağlılık kuralı uyarınca davacıların davasının kısmen kabulü ile fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar vermek gerekmiştir.
Davacılar vekilinin motosiklet sürücüsünün müvekkillerinin desteği değil davalı … olduğu yönündeki istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede;
Davacılar vekili her ne kadar kazaya karışan motosiklet sürücüsünün müvekkillerinin desteği değil … … olduğunu ileri sürmüş ise de, dosya içerisinde mevcut Adana 13. Asliye Ceza Mahkemesinde dosyamız davacıları … … ve … … tarafından davalı … … aleyhine taksirle ölüme neden olma suçundan kaynaklı açılan davada, davalı … …’in üzerine atılı taksirle ölüme neden olma suçunu işletiği sabit olmadığından beraatine karar verildiği, Adana 13. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı kararının Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 2017/11549 Esas 2019/8203 Karar sayılı onamasından geçmek sureti ile kesinleştiği, davacılar tarafından kazaya karışan motosiklet sürücüsünün … … olduğunun bu dosyadaki sunulan deliller ile de kanıtlanamadığı anlaşılmakla davacılar vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacılar vekilinin davacılar …, … ve … için maddi tazminat yönünden davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu yönündeki istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede;
Davacılar vekili her ne kadar davacılar …, … ve …’nın destek … …’nın kardeşi olduklarını, dolayısıyla dolayısıyla destek …’ın kardeşlerine destek olacağını belirterek desteklik tazminatı talep etmiş ise de, ilk derece mahkemesinin kararında belirtildiği gibi kardeşlerin birbirine karşı kural olarak bakım görevi bulunmamaktadır. Ancak, bir kardeşin diğer kardeşe eylemli ve düzenli olarak yardım etmesi halinde, bu kardeş diğerinin desteği sayılacaktır. davacılar …, … ve … tarafından yukarıdaki belirtilen şartlara uygun olarak müteveffa kardeş … …’nın kendilerine eylemli ve düzenli olarak destek olduğuna ilişkin herhangi bir delil sunulmamış olup fiili destekliğin ispatlanamadığı anlaşıldığından mahkemesince bu davacılar yönünden destek tazminatı isteminin reddine karar verilmiş olmasında herhangi bir yanlışlık yoktur.
Davacılar vekilinin manevi tazminatın reddine yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede;
TBK 49/1. Maddeye göre Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. TBK 51/1. Maddeye göre ise “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.”. Yani haksız fiilden söz edebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı ve bu eylemden bir zararın doğması, zarar veren eylemi yapan kişinin kusurlu bulunması ve kusur ile zarar arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
Buna göre eldeki dosyaya baktığımızda hükme esas alınan kusur raporunda davalı … …’in kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığı, öte yandan Adana 13. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde davalı … …’in üzerine atılı taksirle ölüme neden olma suçunu işletiği sabit olmadığından beraatine karar verildiği ve söz konusu kararın Yargıtay onamasından geçmek suretiyle kesinleştiği, davalı … …’in kazaya sebebiyet veren motosikletin sürücüsü olduğunun ispatlanamadığı anlaşılmakla mahkemesince davalı … … aleyhine açılan manevi tazminatın reddine karar verilmiş olmasında herhangi bir yanlışlık bulunmamaktadır. Bu yönü ile davacılar vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
Davalı … … … Sigorta vekili davacı anne lehine hükmolunan tazminattan yetiştirme gideri düşülmesi gerektiği yönündeki istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
… Medeni Kanunu’nun 185. madde hükmü gereğince, anne-baba birlikte çocukların bakımından sorumludur, aynı yasanın 327. maddesinde ise “Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır.” denilmektedir.
Her baba ve annenin çocuğunu belli bir yaşa kadar büyütmek, yetiştirmek ödevi olup çocuğun ölümü nedeni ile artık yapılması gerekmeyecek yetiştirme giderlerinin belirlenecek destekten yoksun kalma tazminatından düşülmesi gerekmektedir.
Desteğin kaza tarihi itibarı ile 23 yaş 9 aylık olduğu, diğer bir ifade ile çocuk değil erişkin olduğu, bu nedenle davacı anne lehine hükmolunan tazminattan yetiştirme gideri düşülmemiş olmasında herhangi bir yanlışlık bulunmadığı anlaşılmakla davalı … Sigorta vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
Davalı … … … Sigorta vekilinin kusura yönelik istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede;
Davalı sigorta vekili sigortalı araç sürücüsüne atfedilen kusuru kabul etmediklerini ileri sürmüş ise de,
Dosya içerisinde mevcut kazadan sonra düzenlenen kaza tespit tutanağı incelendiğinde kazaya sebebiyet veren motosiklet sürücüsünün belirlenememesi nedeni ile kusur tespitinin yapılamadığı anlaşılmıştır.
Adana Cumhuriyet Başsavcılığına sunulan 19/11/2013 günlü kusur raporu incelendiğinde, davacıların desteği … …’nın geçmenin yasak olduğu yerlerde geçme ve sürücülerin kavşaklarda demiryolu geçitlerinde ve buralara yaklaşırken önlerindeki aracı geçmeleri yasaktır kurallarını ihlal ettiğinden asli kusurlu olduğu, … plakalı … … … Sigorta şirketine sigortalı araç sürücüsü … …’nın ise kusursuz olduğu bildirilmiştir. Adana Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma … Karar sayılı kararının incelenmesinde şüpheli … … aleyhine açılan taksirle ölüme ve yaralamaya neden olma suçundan açılan kamu davasının meydana gelen kazada şüpheli … …’nın kusurunun bulunmadığı gerekçesi ile kovuşturmaya yapılmasına yer olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacılar … … ve … … tarafından Adana 13. Asliye Ceza Mahkemesinde davalı … …’in kazaya karışan aracın sürücüsü olduğu iddiası taksirle ölüme neden olma suçundan kaynaklı olarak dava açılmış, iş bu davada davalı … …’in üzerine atılı taksirle ölüme neden olma suçunu işletiği sabit olmadığından beraatine karar verildiği, Adana 13. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı kararının Yargıtay 12. Ceza Dairesinin … Esas … Karar sayılı onamasından geçmek sureti ile kesinleştiği anlaşılmıştır.
İş bu dosyada Ankara ATK Trafik ihtisas Dairesi tarafından düzenlenen 03/01/2019 günlü kusur raporu incelendiğinde ihtimalli rapor düzenlendiği, rapora göre birinci ihtimalde kazaya karışan motosiklet sürücüsü … … ise, … …’in % 40 oranında kusurlu olduğu, dava dışı sürücü … …’nın % 40 oranında kusurlu ve davacıların desteği … …’nın ise %20 oranında kusurlu olduğu, ikinci halde ise motosiklet sürücüsü müteveffa yolcu … … ise, davacıların desteği … …’NIN %50 kusurlu olduğu, dava dışı … …’nın %50 oranında kusurlu olduğu, davalı … …’in ise kusursuz olduğu görüşünün bildirildiği anlaşılmıştır.
Davalı vekili Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında açılan tazminat davasında kazaya ilişkin olarak sigortalı araç sürücüsünün kusurunun %25 olarak belirlendiğini, bu dosyada ise %50 olarak belirlendiğini, iki dosya arasında kusur oranları bakımında fark olduğunu, çelişki oluştuğunu belirtmiş ise de, Uyap sisteminden yapılan incelemede ; Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının, dairemizin … Esas sayılı dosyasında istinaf incelemesinin yapıldığı, anılan dosyada davalı … Sigorta A.Ş yönünden tarafların yargılama sırasında uzlaşması nedeni ile dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığı şeklinde karar verildiği, diğer davalı … Sigorta A.Ş yönünden ise kararın istinaf edildiği, kusur yönünden herhangi bir istinaf başvurusu olmadığından bu hususta inceleme yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Bu noktada davalı … Sigorta A.Ş yönünden Dairemizin … Esas sayılı dosyasında istinaf incelemesi yapılan Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında alınan kusur bilirkişi raporunun istinaf incelemesinden geçmediği, bu konuda tarafların herhangi bir itirazlarının bulunmadığı, anılan dosyanın davacısının ise dosyamız davalısı … … olduğu, dolayısıyla söz konusu dosyada alınan kusur raporunun dosyamız davacıları yönünden sonuç doğurmayacağı anlaşıldığından anılan dosyadaki kusur oranı ile dosyamız arasındaki kusur raporu arasında bir çelişkinin dosyamız davacıları yönünden sonuç doğurmayacağı kanaatine varılmakla bu yöndeki istinaf başvurusu reddolunmuştur.
Davalı … … … Sigorta vekilinin kusur ile sınırlı sorumlu olduklarına yönelik istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede;
Davalı sigorta vekili müvekkili şirketin kusur ile sınırlı sorumlu olduğunu, müvekkilinin kusurdan fazlası ile mükellef tutulamayacağını ileri sürmüş ise de,
Davacılar vekilinin mahkemesine sunuş olduğu dava dilekçesi incelendiğinde; davacı vekilinin, müvekkilinin kaza nedeni ile uğramış olduğu zararının, davalı sigorta şirketlerinden müteselsil sorumluluk ilkesi kapsamında tazminini istediği görülmektedir.
2918 Sayılı KTK’nun 85 /1 maddesinde; ” Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adıaltında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”
2918 Sayılı KTK’nun 88 /1 maddesinde; “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.”
2918 Sayılı KTK’nun 91 /1 maddesinde; – (Değişik madde: 17/10/1996 – 4149/33 md.) “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.”
Yukarıdaki yazılı kanun normları karşısında kural olarak; birden çok kimsenin birlikte neden oldukları zarardan sorumluluklarını düzenleyen BK. 50. maddesi ya da birden çok kimsenin değişik nedenlerle meydana getirdikleri aynı zarardan sorumluluklarını düzenleyen BK. 51. maddesi uyarınca ve aynı yasanın 142. maddesi hükmüne dayanarak davacı, zararının tümünü müteselsil sorumlulardan biri aleyhine açacağı bir dava ile isteyebileceği gibi, sorumluların hepsi aleyhine açacağı tek bir dava ile de talep edebilir.
Bu kapsamda davacıların, kazaya sebebiyet veren aracın sigortacısı konumunda bulunan ve müteselsil sorumlu olan davalı şirketten müteselsil sorumluluk ilkesi kapsamında uğramış olduğu zararın tümünü talep etmiş olmasında herhangi bir yanlışlık bulunmamaktadır. Kaldı ki, mahkemece davacının talebine uygun şekilde davalı araç sürücüsünün %50 kusuruna göre sınırlı sorumlu olarak tazminata hükmedildiği anlaşılmakla davalı … Sigorta vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.

Davalı … … … Sigorta vekilinin müterafik kusura yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede;
Davalı vekili ilk derece mahkemesine sunmuş olduğu savunmalarında ve istinaf aşamasında sunmuş olduğu itirazında davacının kask takmadığını bu nedenle hükmolunan tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini ileri sürmüştür.
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nın md. 52. maddesinde (Borçlar Kanunu’nun 44.)düzenlenmiştir. Zarar görenin kusurunun, zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir. Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir.
Eldeki dosyaya baktığımızda davacıların desteğinin kask takıp takmadığının belli değil ise de ; meydana gelen kaza neticesinde ölüm nedeninin kafatası kemik kırığından kaynaklandığı, davacıların desteğinin kask takmayarak zararın meydana gelmesinde veya artmasında kusurunun bulunması sebebiyle, bu durumun müterafik kusur oluşturduğunun kabul edilmesi ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin istikrarlı uygulamalarına göre BK’nın 52. maddesi uyarınca tazminattan %20 oranında indirim yapılması gerekir.
Bu nedenle davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazlarının kabulü ile davacılar lehine hükmolunan tazminattan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerekirken bu yönde bir hüküm kurulmamış olması hatalı olmuş, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları dikkate alındığında müterafik kusur indiriminin kamu düzeni yönünden mahkemece resen dikkate alınması gerekmektedir. Kazanın oluşumunda davacıların desteğinin kaskının takılı olmaması nedeni ile müterafik kusurunun olduğu belirlenmiş olduğundan davacı …’nin Dairemizce alınan bilirkişi raporuna göre destekten yoksun kalma zararının 127.560,00 TL olduğu, davacı …’nin Dairemizce alınan bilirkişi raporuna göre destekten yoksun kalma zararının 114.800,00 TL olduğu, söz konusu bu zarardan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması durumunda davacı …’nin sonuç zararının 102.048,00 TL olduğu, davacı …’nin ise sonuç zararının 91.840,00 TL olduğu, davacıların müteselsil sorumluluk ilkesi kapsamında her iki davalıdan zararın tümünü tahsilini talep etme imkanı bulunmaktadır. Ne var ki davacılar vekili, her iki davalının kusuru oranında sınırlı sorumlu olarak tahsil talebinde bulunmuş olduğundan davacıların talebi ile bağlı kalınarak davalı … Sigorta A.Ş ve … Sigorta A.Ş’nin davacı …’nin uğramış olduğu zarardan kaynaklı olarak sorumluluklarının ayrı ayrı 51.024,00 TL olduğu, davacı …’nin uğramış olduğu zarardan kaynaklı olarak sorumluluklarının ise ayrı ayrı 45.920,00 TL olduğu anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklandığı gibi davacılar vekilinin dairemize ıslah başvurusunda bulunma hakkı olmadığından davacıların fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar vermekle yetinilmiştir.
Davalı … … … Sigorta vekilinin faiz tarihine yönelik istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede;
Davalı vekili hükmolunan tazminata ıslah tarihinden ya da hesap raporu tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken 11.08.2015 tarihinden itibaren hüküm kurulmasının hatalı olduğunu ileri sürmüş ise de, 2918 sayılı KTK 99. maddesi gereğince kendisine başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içerisinde ödemesi gerekmektedir. Eldeki dosyada davalı sigorta şirketine davadan önce başvuru yapılmış olup, sigorta şirketi tarafından bu başvuru üzerine herhangi bir ödeme yapılmamıştır. Bu nedenle davalı sigorta şirketi kendisine başvuru yapıldıktan itibaren 8 iş günü sonrasında yani 11/08/2015 tarihinde temerrüdün oluştuğu, bu tarihten itibaren faize karar verilmesinde herhangi bir yanlışlık bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin bu yöndeki itirazları yerinde görülmemiştir.
HMK 353/1-b-2 maddesine göre” Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilebileceği düzenlenmiştir. Dosya kapsamına göre yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığı anlaşılmakla taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince yeniden hüküm kurulmak üzere kaldırılmasına karar verilmesi kanaati ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekili, davalı … Sigorta vekili, davalı … Sigorta vekili ve davalı … … vekilinin vekilinin istinaf başvurularının KABULÜ İLE;
2-HMK’nın 353/1b-2 maddesi gereğince Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve … Esas … Karar sayılı kararının yeniden hüküm kurulmak üzere KALDIRILMASINA,
-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353.maddesinin 1. fıkrası (b) bendinin 2. maddesi uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla;
3-Asıl dava yönünden davanın KISMEN KABULÜ İLE;
3-a)-22.444,40 TL maddi tazminatın 11/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … Sigorta A.Ş’den (Eski ünvanı … Sigorta A.Ş) alınarak davacı … …’ya verilmesine, DAVACININ FAZLAYA DAİR HAKLARININ SAKLI TUTULMASINA,
3-b)-25.568,80 TL maddi tazminatın 11/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … Sigorta A.Ş’den (Eski ünvanı … Sigorta A.ş) alınarak davacı … …’ya verilmesine, DAVACININ FAZLAYA DAİR HAKLARININ SAKLI TUTULMASINA,
3-c)-Davacılar … …, … … ve … … yönünden açılan maddi tazminat talebinin REDDİNE,
3-ç)-Tüm davacılar tarafından davalı … … aleyhine açılan maddi tazminat davasının tümü ile REDDİNE,
3-d)- Davacıların manevi tazminat talebinin REDDİNE,
4-Birleşen dava yönünden davanın KISMEN KABULÜ İLE,
4-a)-22.444,40 TL maddi tazminatın 11/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … … … Sigortadan alınarak davacı … …’ya verilmesine, DAVACININ FAZLAYA DAİR HAKLARININ SAKLI TUTULMASINA,
4-b)-25.568,80 TL maddi tazminatın 11/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … … … Sigortadan alınarak davacı … …’ya verilmesine, DAVACININ FAZLAYA DAİR HAKLARININ SAKLI TUTULMASINA,
5-Asıl davada maddi tazminat yönünden Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 3.279,79 TL nisbi karar ve ilam harcından peşin ve tamamlama harcı olarak alınan toplam 563,66 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.716,13 TL nisbi karar ve ilam harcının davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsili ile hazineye irad kaydına,
6-Davacı tarafından dava açılırken ve yargılama sırasında yatırılan 242,51 TL peşin harç, 72,10 TL başvurma harcı ve 321,15 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 635,76 TL harcın davalı … Sigorta A.Ş.’den alınarak davacı … …’ya ve … …’ya verilmesine,
7-Vekalet Ücreti Yönünden:
7-a)-Davacılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan 7.041,71 TL vekalet ücretinin … Sigorta A.Ş.’den alınarak davacı … … ve … …’ya verilmesine,
7-b)-… Sigorta A.Ş kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden ve davacı … … tarafından açılan maddi tazminat davasının reddine karar verildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 200,00 TL vekalet ücretinin davacı … …’dan alınarak bu davalıya verilmesine,
7-c)-… Sigorta A.Ş kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden ve davacı … … tarafından açılan maddi tazminat davasının reddine karar verildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 200,00 TL vekalet ücretinin davacı … …’dan alınarak bu davalıya verilmesine,

7-ç)-… Sigorta A.Ş kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden ve davacı … … tarafından açılan maddi tazminat davasının reddine karar verildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 200,00 TL vekalet ücretinin davacı … …’dan alınarak bu davalıya verilmesine,
7-d)-Davalı … … kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden ve davacılar tarafından açılan maddi tazminat davasının reddine karar verildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan 200,00 TL vekalet ücretinin davalı … …’dan alınarak davalı … …’e verilmesine,
7-e)-Davalı … … kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden ve davacılar tarafından açılan maddi tazminat davasının reddine karar verildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan 200,00 TL vekalet ücretinin davacı … …’dan alınarak davalı … …’e verilmesine,
7-f)-Davalı … … kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden ve davacılar tarafından açılan maddi tazminat davasının reddine karar verildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan 200,00 TL vekalet ücretinin davacı … …’dan alınarak davalı … …’e verilmesine,
7-g)-Davalı … … kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden ve davacılar tarafından açılan maddi tazminat davasının reddine karar verildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan 200,00 TL vekalet ücretinin davacı … …’dan alınarak davalı … …’e verilmesine,
7-ğ)-Davalı … … kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden ve davacılar tarafından açılan maddi tazminat davasının reddine karar verildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan 200,00 TL vekalet ücretinin davacı … …’dan alınarak davalı … …’e verilmesine,
7-h)-Davalı … … kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden ve davacılar tarafından açılan manevi tazminat davasının reddine karar verildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesap olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacı … …’dan alınarak davalı … …’e verilmesine,
7-ı)-Davalı … … kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden ve davacılar tarafından açılan manevi tazminat davasının reddine karar verildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesap olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacı … …’dan alınarak davalı … …’e verilmesine,
7-i)-Davalı … … kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden ve davacılar tarafından açılan manevi tazminat davasının reddine karar verildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesap olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacı … …’dan alınarak davalı … …’e verilmesine,
7-j)-Davalı … … kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden ve davacılar tarafından açılan manevi tazminat davasının reddine karar verildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesap olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacı … …’dan alınarak davalı … …’e verilmesine,
7-k)-Davalı … … kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden ve davacılar tarafından açılan manevi tazminat davasının reddine karar verildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesap olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacı … …’dan alınarak davalı … …’e verilmesine,
8-Mahkemenin dava dosyası ile birleşen Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası yönünden;
8-a)-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 3.279,79 TL nisbi karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.235,39 TL nisbi karar ve ilam harcının davalı … … … Sigorta A.Ş.’den tahsili ile hazineye irad kaydına,
8-b)-Davacılar tarafından mahkememiz birleşen dosyasında yapılan 44,40 TL harcın davalı … … … Sigorta A.Ş.’den alınarak davacı … …’ya ve … …’ya verilmesine,
8-c)-Maddi tazminat yönünden; 6100 sayılı HMK.nun 330. maddesi gereğince davacılar … … ve … … kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca davacılar vekilinin emek ve mesaisi dikkate alınarak hesaplanan 7.041,71 TL vekalet ücretinin … … … Sigorta A.Ş.’den alınarak davacı … … ve … …’ya verilmesine,

9-Davacılar vekili tarafından mahkemenin asıl dava dosyasında ve birleşen dava dosyasında sarf edilen 261,50 TL tebligat ücreti, 42,30 TL müzekkere ücreti, 550,00 TL bilirkişi ücreti, 331,00 TL adli tıp gideri olmak üzere toplam 1.184,80 TL yargılama giderinden davada haklılık oranına göre takdiren 592,40 TL yargılama giderinin davalılar … Sigorta ve … … … Sigorta’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı … … ve … …’ya verilmesine, kalan yargılama giderinin davacılar üzerine bırakılmasına,
10-HMK’nın 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının ilgililerine iadesine,

İstinaf giderleri bakımından;
11-Davacılar vekili duruşmaya katıldığından ve tek duruşma yapıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesap olunan;
11-a)-Davacı … … için 2.550,00 TL vekalet ücretinin asıl dosya davalısı … Sigorta A.Ş’den alınarak davacı … …’ya verilmesine,
11-b)-Davacı … … için 2.550,00 TL vekalet ücretinin birleşen dosya davalısı … … Sigorta A.Ş’den alınarak davacı … …’ya verilmesine,
11-c)-Davacı … … için 2.550,00 TL vekalet ücretinin asıl dosya davalısı … Sigorta A.Ş’den alınarak davacı … …’ya verilmesine,
11-ç)-Davacı … … için 2.550,00 TL vekalet ücretinin birleşen dosya davalısı … … Sigorta A.Ş’den alınarak davacı … …’ya verilmesine,
12-Davalı … … vekili duruşmaya katıldığından ve tek duruşma yapıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesap olunan;
12-a)-2.550,00 TL vekalet ücretinin davacı … …’dan alınarak davalı … …’e verilmesine,
12-b)-2.550,00 TL vekalet ücretinin davacı … …’dan alınarak davalı … …’e verilmesine,
12-c)-2.550,00 TL vekalet ücretinin davacı … …’dan alınarak davalı … …’e verilmesine,
12-ç)-2.550,00 TL vekalet ücretinin davacı … …’dan alınarak davalı … …’e verilmesine,
12-d)-2.550,00 TL vekalet ücretinin davacı … …’dan alınarak davalı … …’e verilmesine,
13-Davalı … Sigorta A.Ş vekili duruşmaya katıldığından ve tek duruşma yapıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesap olunan;
13-a)-2.550,00 TL vekalet ücretinin davacı … …’dan alınarak davalı … Sigorta A.Ş’ye verilmesine,
13-b)-2.550,00 TL vekalet ücretinin davacı … …’dan alınarak bu davalı … Sigorta A.Ş’ye verilmesine,
13-c)-200,00 TL vekalet ücretinin davacı … …’dan alınarak davalıTürkiye Sigorta A.Ş’ye verilmesine,
13-ç)-200,00 TL vekalet ücretinin davacı … …’dan alınarak davalı … Sigorta A.Ş’ye verilmesine,
13-d)-200,00 TL vekalet ücretinin davacı … …’dan alınarak davalı … Sigorta A.Ş’ye verilmesine,
14-Davacılar ile davalı … Sigorta A.Ş ve davalı … … tarafından yapılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
15-Davacılar tarafından istinaf aşamasında harcaması yapılan tebligat gideri posta masrafı ve bilirkişi ücreti olmak üzere 533,50 TL istinaf giderinin davalılar … Sigorta A.Ş ve … … … Sigorta A.Ş’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
16-Davalı … Sigorta A.Ş tarafından istinaf aşamasında harcaması yapılan 97,50 TL tebligat giderinin davacılardan alınarak bu davalıya verilmesine,
17-Davalı … … tarafından istinaf aşamasında harcaması yapılan 50,00 TL posta masrafı giderinin davacılardan alınarak bu davalıya verilmesine,
18-Davacılar vekili tarafından dairemizde alınan bilirkişi raporundan sonra yapılan ıslah başvurusu yok hükmünde bulunduğundan davacı vekilinin bu dilekçe ile birlikte ıslah harcı olarak yatırmış olduğu 335,00 TL harcın yatıran davacıya karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair, davacılar vekili ile davalı … Sigorta A.Ş vekili ve davalı … … vekilinin yüzüne karşı davalı … Sigorta A.Ş vekilinin yokluğunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361. maddesi gereğince; Dairemizin kararının taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde kararı veren Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’ne, yahut temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine veya Dairemize gönderilmek üzere İlk Derece Mahkemesi’ne verilebilecek bir dilekçe ile YARGITAY’A TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere alenen oy birliği ile karar verildi.17/05/2022

Başkan Üye Üye Katip
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır