Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/374 E. 2022/717 K. 29.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/374
KARAR NO : 2022/717

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACI : … …
VEKİLLERİ : Av…
Av…
DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av…
Av…
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 29/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 03/05/2011 tarihinde … plakalı aracın çarpması sonucu geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle kalıcı olarak sakatlandığını, kaza tarihinde aracın davalı … şirketine sigortalı olduğunu, meydana gelen sakatlık nedeniyle geçici/kalıcı bakıcı ücreti tazminat ödemesini almak için davalı … şirketine 13/02/2016 tarihinde yapılan başvuruya davalı şirketin cevap dahi vermeyerek tazminat ödemesini yapmadığını, meydana gelen trafik kazası nedeniyle alınan maluliyet raporunda müvekkilinin %89 oranında kalıcı sürekli ağır hasta olduğunun tespit edildiğini belirterek, 10,00 TL geçici sakatlık nedeniyle 10,00 TL kalıcı sakatlık nedeniyle bakıcı parasının sigorta şirketinden temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu trafik kazası zamanaşımı süresi geçtikten çok sonra açılmış olduğundan zamanaşımı itirazları doğrultusunda davanın reddi gerektiğini, davacının daha önce Sigorta Tahkim Komisyonu’na yaptığı başvurusu üzerine müvekkil şirket tarafından davacıya 97.416,41 TL ödeme yapıldığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacı tarafından geçici ve kalıcı bakıcı gideri talebine ilişkin ise herhangi bir başvuruda bulunulmadığını, kaldı ki, usulüne uygun hesaplama yöntemleri neticesinde davacıya tazminat ödendiği için davacının müvekkili nezdinde herhangi bir alacağının bulunmadığını, müvekkili şirketin, KTK’nun 91. maddesi ve zorunlu mali mesuliyet sigortası (ZMMS) uyarınca, sigortalısının kusuru ile 3. şahıslara verdiği zararı poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere tazmin etmekle mükellef olduğunu, müvekkili şirketin poliçe dahilinde davacının geçici iş göremezlik giderlerinden, geçici ve kalıcı bakıcı giderinden sorumlu olmadığını, haksız eylem sonucu yaralanma ve maluliyet sebebiyle açılacak maddi tazminat davalarında, tazminatın denkleştirilmesi kuralı gereğince, olay sebebiyle elde edilen kazanımların tazminat tutarından indirilmesi ile haksız eylem sonucu gerçekleşen gerçek zararın belirlenmesi ve ona göre tazminata hükmedilmesi gerektiğini, bir an için davanın haklı olduğu varsayılsa bile, müvekkili şirket’in faizden sorumluluğunun sınırlı olduğunu. müvekkili Şirketin yapmış olduğu ödeme ile üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmiş olduğundan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, 200.000,00-TL kalıcı sakatlık nedeniyle bakım parasının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, 10,00-TL geçici sakatlık nedeniyle bakım parası talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili; Dava dosyasında davalı tarafa başvuru dilekçesi 13.02.2016 tarihinde gönderilmiş ve davalı tarafından gönderilen dilekçeye istinaden hasar dosyası açılmış olmasına rağmen 22.02.2018 tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken dava tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olmasında hak kaybı oluştuğunu, müvekkilin bakıcı ihtiyacı olup olmadığı konusunda MEÜ Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporla ilgili olarak 2.000,00 TL rapor ücreti ve 317,00 TL adli rapor muayene ücreti ödenmesine rağmen yargılama giderleri arasında bu ödemelerin nazara alınmamış olmasının eksik ve hatalı olduğundan buna yönelik kararı istinaf ettiklerini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Karara karşı davalı vekili; Yerel mahkeme’ce kurulan hükme esas alınan maluliyet raporunda sürekli bakıma ihtiyaç oranının %100 olduğu konusunun hatalı olduğunu, dilekçeleri ekinde sundukları tıbbi mütalaa raporuna göre kişide sürekli bakıma muhtaç olacak herhangi bir kalıcı sakatlık bulunmadığını, bu sebeple iki rapor arasında çelişki bulunmasından dolayı yeniden adli tıp raporu alınması gerektiğini, ayrıca söz konusu maluliyet raporu yetkili merci tarafından tanzim edilmediğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte tazminat hesabının uzmanlık gerektirdiğinden, hazine müşteşarlığı tarafından kabul edilen bir aktüer uzmanı seçilerek anılan hesaplamalar yaptırılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava trafik kazasından kaynaklanan geçici ve kalıcı bakıcı giderine ilişkin maddi tazminat davasıdır.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş hüküm davacı vekili ile davalı vekili tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiştir.
Davalı vekilinin istinaf sebeplerinin incelenmesinde;
Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 19.02.2020 tarihli maluliyet raporuna göre davacının trafik kazası sonucu yaralanması nedeniyle Çalışma Gücü ve Meslekte kazanma Gücü Kayıp Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre genel beden gücünden kayıp oranının %100 olduğu ve şahsın sürekli bakıma muhtaç olduğunun bildirildiği anlaşılmış, davalı vekili tarafından sunulan istinaf dilekçesi ekinde sunduğu uzman görüşü niteliğinde tıbbi mütalaa başlıklı rapora göre davacının Çalışma Gücü ve Meslekte kazanma Gücü Kayıp Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre maluliyetinin %46,2 oranında olduğu ve bir başkasının bakımını gerektirmediğinin belirtildiği anlaşılmıştır.

Davalı vekili tarafından yargılama aşamasında 19.02.2020 tarihli maluliyet raporuna itiraz edildiği ve istinaf dilekçesi ekinde sunulan tıbbi mütalaa ile maluliyet raporu arasında önemli ölçüde çelişki bulunduğu anlaşıldığından söz konusu çelişkinin giderilmesi gerekmektedir.
Bu nedenle mahkemece söz konusu çelişkinin giderilerek davacının sürekli bakıma muhtaç olup olmadığının tespiti amacıyla dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilerek bu hususta yeni bir rapor alınması, söz konusu raporun alınmasının ardından bakım süresinde bir değişiklik bulunması halinde önceki hesap raporuna davacı tarafın itirazının bulunmaması nedeniyle önceki hesap raporu tarihindeki veriler kullanılarak alanında uzman başka bir hesap bilirkişisinden kalıcı bakıcı gideri tazminatına ilişkin yeniden rapor alınması gerektiğinden davalı vekilinin istinaf başvurusu haklı bulunmuştur.
Mahkemece gerekçeli kararda Mersin(Kapatılan) 4. Sulh Ceza Mahkemesi’nin … E sayılı dosyasından alınan ATK Trafik İhtisas Dairesi’nce düzenlenen kusur raporu doğrultusunda meydaa gelen kaza nedeniyle davacının %50 oranında sürücü …’ın %50 oranında kusurlu olduklarına ilişkin raporun hüküm kurmaya elverişli olduğu belirtilmiştir. Hesaplanan tazminat miktarında kazanın meydana gelmesinde davacı tarafın kusurunun varlığı halinde söz konusu kusur yönünden de indirim yapılması gerektiği gözetilmelidir.
Kaldırma sebepleri dikkate alınarak davacı vekilinin istinaf başvurusu bu aşamada inceleme konusu yapılmamıştır.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
Tüm bu anlatılanlar ışığında mahkemece yukarıda belirtilen eksiklikler tamamlanmadan, raporlar arasındaki çelişki giderilmeden karar verildiğinden, eksik inceleme ve araştırma yapıldığı, bu nedenle davanın esasıyla ilgili olarak gereken delillerin toplanmadığı anlaşıldığından açıklanan nedenlere dayalı davalı vekilinin istinaf talebinin, HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca kabulüyle, kararın kaldırılarak dosyanın mahalline gönderilmesine, davacı vekilinin istinaf başvurusu yönünden bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusu yönünden bu aşamada KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1.a-6. maddesi gereğince KABULÜ İLE,
Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Yukarıda belirtilen sebeplerle eksik bilgi ve belgeler tamamlandıktan sonra davanın yeniden görülüp karar verilmesi için dosyanın yerel Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
5-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
6-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından kurulacak esasa ilişkin hükümde dikkate alınmasına,
7-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-HMK’nın 359/3. maddesi gereğince kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.29/03/2022


Başkan


Üye


Üye


Katip

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.