Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/363 E. 2022/716 K. 29.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/363 – 2022/716
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/363
KARAR NO : 2022/716

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av…
DAVALI : 1- …
VEKİLİ : Av…
DAVALI : 2- …
VEKİLİ : Av…
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 29/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …
Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 20/11/2016 tarihinde müvekkilinin ZMMS’i bulunmayan motorsiklette yolcu konumunda seyahat ederken davalı sigorta şirketinin sigortalısı olan başka bir araçla çarpıştığını, müvekkilinin kaza nedeniyle yaralanarak malul kaldığını, sigortasız araç nedeniyle … Hesabının, sigortalı araç nedeniyle sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunduğu bu nedenle geçici ve tam malüliyeti için her bir sigorta şirketinden 50,00 TL olmak üzere davalılardan ihbar tarihini müteakip 8 gün sonrasından itibaren yasal faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … Hesabı vekili cevap dilekçesinde özetle; başvuru yapıldığını ödeme için hazır olarak davacı yana 6.754,00 TL’lik ibraname gönderdiklerini ancak davacının bu ibranameyi imzalayarak kendilerine ulaştırmadığını bu nedenle başvuruda eksiklik olduğundan davanın reddini talep edip temerrrüde düşmediklerini beyan ederek, geçici maluliyetten sorumluluklarının bulunmadığını, hatır taşıması indirimi gerektiğini, ehliyetsiz sürücünün yanında yolculuk yaparak kask ve dizlik kullanılmadığından müterafik kusurunun bulunduğunu, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; Sigorta şirketine başvurularının bulunmadığını bu nedenle dava şartının yerine getirilmediğini, müterafik kusur indirimi yapılmasının gerektiğini, geçici iş göremezlikten ötürü sorumluluklarının bulunmadığını, belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile … hesabı yönünden dava tarihi itibariyle işleyecek yasal faiziyle beraber 54.133,20 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, … Sigorta yönünden feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı … Hesabı vekili; Davacı tarafın başvurusu üzerine müvekkili kurumun 10.04.2018 tarihli cevabında … … için 6.754,00 TL tazminat hesap edilerek, istenen belgelerin (makbuz ve ibraname) taraflarına iletildiği taktirde ödemenin yapılacağını belirttiği halde davacının müvekkili kuruma makbuz ve ibranameyi imzalı bir şekilde ulaştırmadığını, bu nedenle taraflarınca ödeme yapılması için gerekli belgeleri ulaştırmadan mahkemenin nezdinde ikame eden davanın reddi gerektiğini, 16.07.2020 tarihli maluliyet raporu mevzuata uygun düzenlenmediğinden hükme esas alınamayacağını, raporun çocuklar için özel gereksinim değerlendirmesi hakkında yönetmelik usulü esas alınarak düzenlenmesi gerektiğini, ayrıca maluliyet raporunda sakatlık oranının kalıcılık oluşturduğuna ilişkin ibarenin olmadığını, davacı vekili tarafından müvekkil kuruma yapılan başvuru ile sunulan 21.03.2018 tarihli Mersin Üniversitesi ATK Başkanlığı tarafından düzenlenen raporda davacının dava konusu kazadan doğan maluliyet oranının Özürlülük Ölçütü sınıflandırması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkında yönetmelik esasları çerçevesinde %5 olarak belirlendiğini, işbu itiraza konu aktüer raporunda başvuranın maluliyet oranı %31 olarak kabul edildiğini, bu oranlar arasındaki çelişki giderilmeden aktüer hesaplaması yapılamayacağını, kusur raporunda tespit edilen kusur oranları dikkate alınarak yapılan aktüer hesaplamasının da hatalı olduğunu, davacının askerlik döneminde herhangi bir gelir elde edemeyeceği hesaba katılmaksızın hatalı bir şekilde tanzim edilen aktüer hesap raporunun hükme esas alınmasının mümkün olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 54 ve 55. maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, çalışma gücünün azalmasından veya yitirmesinden doğan (malüliyet) maddi tazminat davasıdır.
Mahkemece davalı … hesabı yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davalı vekilinin başvuru şartına yönelik istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
2918 Sayılı yasanın 97 maddesi (Değişik madde: 14/04/2016-6704 S.K. 5. Mad.) “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” şeklindedir.
Bu madde hükümüne göre davacının trafik kazası nedeni ile tazminat davası açmadan önce sigorta şirketine yazılı olarak başvuru zorunluluğu bulunmaktadır. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartlarının Tazminat ve giderlerin ödenmesi başlıklı B2 maddesinde davacının tazminat davası açmadan önce kaza veya zararın tespit edilebilmesi için gerekli olan belgeler ile sigorta şirketine başvurması halinde sigorta şirketinin ödeme yapacağı düzenlenmiştir. Bu genel şartların ekinde yer alan ve başvuru sırasında sigorta şirketine sunulması gereken belgeler arasında davalı … hesabı tarafından eksik olduğu bildirilen makbuz-ibranamenin yer almadığı, davacılar tarafından davanın açılmasından önce davalı … Hesabı’na usulüne uygun olarak başvuru yapıldığı, ancak davalı kurum tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı vekili tarafından hükme esas alınan kusur oranına ve maluliyet raporuna ilişkin yapılan istinaf başvurusunun incelenmesinde;
HMK’nın 357. maddesinde “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz.” hükmü düzenlenmiştir. Davalı vekiline kusur raporu usulüne uygun olarak 08.10.2018 tarihinde, maluliyet raporu ise 27.08.2019 tarihinde tebliğ edilmiş, ancak davalı vekili tarafından her iki bilirkişi raporuna karşı hesap raporuna itirazlar birlikte 2 haftalık sürenin geçmesinin ardından 18.09.2019 tarihinde itiraz edilmiştir.
Bilirkişi raporuna itiraz etmeyen taraf yönünden raporun kesinleşeceğine yönelik Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 05/06/2017 gün ve 2016/801 E.-2017/9091 K. Sayılı kararında özetle; “…Davanın taraflarınca itiraz edilmeyen uzman bilirkişi raporu her iki taraf yönünden de kesinleşir ve kesinleşen rapor hakimi de bağlar. Taraflardan birinin rapora itiraz etmesi, diğer tarafın itiraz etmemesi halinde ise rapor itiraz etmeyen taraf yönünden kesinleşir ve itiraz eden taraf yararına usuli kazanılmış hak doğar. Bu ilkenin sonucu olarak, itiraz üzerine yeniden yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucunda verilen raporun önceki rapora göre itiraz eden taraf aleyhine olması halinde, kazanılmış hak ilkesi dikkate alınarak önceki raporda belirtilen kusur oranı, zarar miktarı vs. esas alınarak hükmedilecek miktar belirlenir….” denilmiştir. Aynı husus Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2015/3253 E.-2017/9419 K; 2015/8676 E, 2018/2775 K; 2013/11884 E, 2015/835 K; 2015/8056 E, 2017/2988 K sayılı içtihatlarında ve benzer içtihatlarda da benimsenmiştir.
Bu nedenle davalı vekili yönünden süresinde ilk derece mahkemesinde bilirkişi raporuna itiraz edilmemekle kesinleşen kusur ve maluliyet raporlarına karşı artık istinaf aşamasında itiraz edilemeyeceğinden bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Davalı vekilinin hükme esas alınan hesap raporunda askerlik süresinin dikkate alınmamasına yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Davacının kaza öncesinde askerlik hizmetini yerine getirmediğinin kabulü halinde kazadan kaynaklı olarak % 31 oranında maluliyet derecesi ve niteliği göz önüne alınarak askerlikte geçireceği sürede de efor tazminatı verilmesi gerektiği dikkate alındığında; askerlik süresince gelir elde etmeyeceği ve buna bağlı olarak toplam tazminattan askerlik süresinin düşülmesi ile bu süre boyunca tazminat verilmemesi gerektiğine ilişkin istinaf sebebi haksız bulunmuştur.

HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin takdirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesi kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davalı … Hesabı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davalı … Hesabından alınması gereken 3.697,84 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 763,86 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye ‭2.933,98‬ TL harcın davalı … Hesabından tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı … Hesabı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.29/03/2022


Başkan


Üye


Üye


Katip

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.