Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/361 E. 2022/518 K. 07.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/361 – 2022/518
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/361
KARAR NO : 2022/518

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :
NUMARASI : 2017/… Esas, 2020/… Karar

DAVACI :
VEKİLİ : Av.
DAVALI : GÜVENCE HESABI
VEKİLİ : Av.
DAVA :Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Maddi Tazminat

KARAR TARİHİ : 07/03/2022

GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Adana 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/11/2020 tarih ve 2017/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 18/12/2015 tarihinde müvekkili sürücünün sevk ve idaresindeki araç ile seyir ettiği sırada plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen firari aracın arkadan çarpması neticesinde müvekkilinin yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla 50,00 TL geçici iş göremezlikten ve 50,00 TL kalıcı iş göremezlik olmak üzere toplam 100,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davacı vekili 22/10/2020 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile, 100,00 TL olan dava değerini, 289.900,00 TL olarak arttırarak toplam 290.000,00 TL olarak belirtmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olduğunu, müvekkiline sorumluluk yüklenebilmesi için kazaya karıştığı iddia olunan plakası tespit edilemeyen ikinci motorlu aracın varlığının olaya dahilinin somut olarak ispat edilmesi gerektiğini, kaza tespit tutanağında ikinci bir araçtan söz edilmediğini, soruşturma dosyasında davacının tek şüpheli olarak gözükmekte olduğunu, davacının kendi kusuruyla meydana getirdiği olayda tazminat talep etmesinin kabul edilmemesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davanın kabulüne, 290.000,00 TL maddi tazminatın 11.08.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı vekili; kazaya plakası tespit edilemeyen aracın sebep olduğu hususunun somut delilerle ispatlanamadığını, dava dosyasında mevcut trafik kazası tespit tutanağı ve diğer somut belgelerde ikinci bir aracın varlığının kanıtlanamadığını, Adana Cumhuriyet Başsavcılığında başlatılan soruşturma sonucu verilen kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararda davacı dışında sürücü ve araçtan bahis edilmediği gözetildiğinde meçhul şüpheli araç bulunduğu ispat edilmediği halde böyle bir araç varmışcasına vekil eden Güvence Hesabı aleyhine hüküm kurulmuş olmasının hatalı olduğunu, sadece davacı yanın soyut beyanı ile çelişkili tanık ifadelerine istinaden plakası tespit edilemeyen bir aracın kusuru ile olaya sebep olduğu kanaatiyle hüküm kurulmasının eksik incelemeyle karar verildiğinin göstergesi olduğunu, genel şartlar gereğince Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından geçici iş göremezlik ödemesi yapılıp yapılmadığı araştırılmadan ve vekil eden sorumlu olmadığı halde geçici iş göremezlik yönünden karar verildiğini, müterafik kusur indirimi yapılmamış olmasının hatalı olduğunu, taraflarına tebliğ edilen ıslah dilekçesine karşı beyan süresinin tamamlanmadan karar verildiğini, tahsiline karar verilen tazminat yönünden faiz başlangıcının hatalı olarak hesaplandığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Dava, TBK’nın 54/3 ve 55.md gereğince açılmış ve çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden kaynaklanan maddi tazminat davasıdır.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olup karar davalı vekili tarafından kazaya plakası tespit edilemeyen aracın sebep olduğunun ispatlanamadığı, geçici iş göremezliğin teminat dışı olduğu, müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği, SGK’dan ödeme alıp almadığının araştırılmadığı, ıslah dilekçesine karşı beyan süresinin dolmadan karar verildiğini, faiz başlangıcının hatalı olduğu ileri sürülerek istinaf edilmiştir.
Kazaya plakası tespit edilemeyen aracın sebep olduğunun ispatlanamadığı yönünden yapılan incelemede; Adana Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/… soruşturma sayılı dosyasında alınan tanık beyanlarında tanık …’ın plakasını görmediği bir aracın motosiklete çarptığını gördüğünü beyan ettiği, diğer tanık …’un ise motosikletin arkasında gitmekte olan plakası bilmediği aracı gördüğünü beyan ettikleri, bu haliyle kazaya plakası tespit edilemeyen bir otomobilin sebep olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin bu yöndeki istinaf talebi yerinde görülmemiştir.
SGK’dan ödeme alınıp alınmadığına yönelik yapılan incelemede; Mahkemece 23.10.2017 tarihinde SGK’ya müzekkere yazıldığı, 07.11.2017 tarihli yazı cevabında ödeme bilgilerinin belirtildiği ve bu ödemelerin aktüerya raporunda düşülerek hesaplama yapıldığı anlaşılmakla davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Faiz başlangıç tarihinin hatalı olduğuna yönelik yapılan incelemede; davalı vekili istinaf dilekçesinde tahsiline karar verilen tazminat yönünden faiz başlangıç tarihinin hatalı hesaplandığını ileri sürmüş ise de davacı tarafından davalıya 31.07.2017 tarihinde başvuru yapıldığı, bu sebeple davalının temerrüdünün bu tarihte gerçekleştiği, mahkemece 11.08.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faize karar verildiği, bu durumun davalı lehine olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin bu yöndeki istinaf talebi yerinde görülmemiştir.
Yine bedel arttırım dilekçesinin davalı vekiline 04.11.2020 tarihinde tebliğ edildiği, istinaf dilekçesinde davalı vekilinin bedel arttırım dilekçesine karşı ayrıca ve açıkça itirazının bulunmadığı, zamanaşımı vb. beyanının bulunmadığı, dilekçenin ıslah dilekçesi de olmadığı anlaşılmakla savunma hakkının kısıtlandığından bahsedilemeyecektir.
Geçici iş göremezlik tazminatı yönünden yapılan istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
Anayasa Mahkemesi 17/07/2020 tarih, Esas 2019/40, Karar 2020/40 Sayılı Kararı ile; Genel şartlar TTK’nın 1425, Sigortacılık Kanunu 11 ve KTK’nın 95. maddelerinin verdiği yetkiye dayanılarak idarece çıkarıldığı için, KTK ve TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümlerinde genel olarak temel unsurları belirlenmiş hususlarda bu temel unsurlara aykırı olmamak şartı ile genel şartların hükümleri uygulanacaktır. (Aynı yönde Yargıtay. 17 Hukuk Dairesinin 2019/6271 esas ve 2020/8104 sayılı kararı)
Açıklanan sebeplerle eldeki davada; iptal edilen Karayolları Trafik Kanun’un 90. maddesindeki “Genel Şartlar” ibaresi gereğince teminat dışı bırakılan geçici iş göremezlik tazminatı yönünden, yukarıda yazılı Anayasa Mahkemesi kararı gereği zararın teminat içinde kaldığı anlaşılmakla bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Müterafik kusura yönelik istinaf sebebi yönünden yapılan incelemede;
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nın md. 52. maddesinde (Borçlar Kanunu’nun 44.) düzenlenmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2014/16106 E- 2016/11047 K, 2016/7611 E- 2016/6717 K, 2015/18011 E., 2017/2430 K. sayılı kararı, 16/05/2017 tarih ve 2016/1864 E., 2017/5519 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere, dosya kapsamına göre davacının yaralanmasının baş bölgesinden (kulak- göz) meydana geldiği anlaşılmaktadır. Bu halde davacının kaza sırasında kask takmadığı, bu durumun müterafik kusur oluşturduğunun kabul edilmesi ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin istikrarlı uygulamalarına göre BK’nın 52. maddesi uyarınca tazminattan %20 oranında indirim yapılması gerekir. Bu nedenle davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazlarının kabulü ile bilirkişi raporunda belirlenen 341.317,52 TL (13.090,68 TL Geçici İş göremezlik tazminatı – 328.226,84 TL Sürekli İş Gücü Kaybı) maddi tazminattan % 20 indirim yapılarak neticeten 273.054,01 TL için davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken indirim yapılmadan tam kabule karar verilmesi hatalı olmuştur.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
Açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre, sair istinaf sebeplerinin reddine, ancak ilk derece mahkemesince davanın tam kabulüne karar verilmiş ise de, davacının talep edebileceği tazminattan müterafik kusur sebebiyle % 20 oranında indirim yapılarak, 10.472,54 TL geçici, 262.581,47 TL sürekli iş göremezlik nedeniyle olmak üzere toplam 273.054,01 TL tazminat yönünden davanın kısmen kabulüne, yapılan indirim hakkaniyete dayalı indirim olduğundan davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, HMK 353/1-b-2. maddeleri gereği ilk derece mahkemesi kararının istinaf eden yönünden yeniden hüküm kurulmak üzere ortadan kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABUL – KISMEN REDDİ ile,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere Adana 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/11/2020 tarih ve 2017/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın KISMEN KABULÜNE,
-10.472,54 TL geçici, 262.581,47 TL sürekli iş göremezlik nedeniyle olmak üzere toplam 273.054,02 TL maddi tazminatın 11.08.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-a-)Alınması gereken 18.652,32 TL karar harcından, peşin alınan 31,40 TL ile ıslah ile alınan 990,15 TL olmak üzere toplam 1.021,55 TL harcın mahsubu ile bakiye 17.630,77 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
b-)İlk derece mahkemesince 12.11.2020 günlü karar ile davalıdan tahsiline karar verilen harcın davalıdan tahsil edilmemiş olması ve fakat harç tahsil müzekkeresi çıkartılmış olması halinde söz konusu harç tahsil müzekkeresinin tahsil edilmeksizin iadesinin ilk derece mahkemesince istenilmesine,
c-)Harç tahsil edilmiş ise tahsil edilen miktarın Dairemizce tahsiline karar verilen bakiye harçtan harçtan mahsup edilmesine, fazla yatan kısmın iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.021,55 TL harç gideri, 2.674,50 TL (keşif gideri, kusur, hesap, posta gideri) olmak üzere toplam 3.696,05 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 27.563,78 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
-Davalı lehine takdiri indirim sebebiyle kabul edilmeyen kısım üzerinden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-HMK’nın 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının bulunması halinde ilgililerine iadesine,
İstinaf giderleri açısından;
7-Davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
8-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
9-Davalı tarafından yapılan 64,70 TL istinafa dosya gönderme ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361. maddesi gereğince; Dairemizin kararının taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde kararı veren Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’ne, yahut temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine veya Dairemize gönderilmek üzere İlk Derece Mahkemesi’ne verilebilecek bir dilekçe ile YARGITAY’A TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi.07/03/2022

Başkan Üye Üye Katip
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.