Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/3150 E. 2023/1207 K. 21.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/3150 – 2023/1207
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/3150
KARAR NO : 2023/1207

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACILAR : 1- … … –
2- … … –
3- … … –
4- … … … –
5-… … –
VEKİLİ : Av…

DAVALILAR : 1- … … –
2- … … –
3- … – … … –
VEKİLİ : Av…
DAVALI : 4- …
VEKİLİ : Av…
DAVALI : 5- … … –
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 21/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 27.01.2021 tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … Hafriyat … …’in işleten olduğu, dava dışı … … … Kiralama A.O.adına kayıtlı, çalışan … … yönetimindeki … plakalı iş makinesi aracın 02/11/2016 günü geri geri manevra yaptığı esnada yaya müteveffa … …’a çarpması sonucu tek taraflı ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, mirasçılarının maddi ve manevi zarara uğradıklarını, Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma nolu dosyasında alınan 08/11/2016 tarihli bilirkişi raporunda bayrakçılar(gözlemciler) … … ve … … tali kusurlu, … Hafriyat firma sahibi … …’in tali kusurlu, makinayı kullanan operatör … …’ın asli kusurlu tespit edildiğini, Mersin 6.Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ve Mersin 2.Çocuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında yargılamanın devam ettiğini, bu nedenlerle her davacı için ayrı ayrı 500,00 TL maddi tazminat olmak üzere toplam 2.500,00 TL, ayrı ayrı 30.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 150.000,00 TL manevi tazminat ile toplamda 152.500,00 TL maddi ve manevi tazminatın kaza tarihi olan 02/11/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, iş makinesi üzerine ihtiyati tedbir konulmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar … …, … …, … … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların iddialarını kabul etmediklerini, keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde kusur oranlarının tespit edilmesi gerektiğini, müteveffanın evli ve ayrı yaşaması nedeniyle davacılara desteğinin olmadığının açık olduğunu, müteveffanın gelir durumunun tespitinin gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta şirketi vekilin cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazada … …’ın vefatı nedeniyle davacıların vekil ile yaptıkları 25/11/2016 tarihli başvuru sonucunda … sayılı hasar dosyası açıldığını, başvuran müteveffa çocuklarının reşit olduğundan destek tazminatına hak kazanamayacakları tespit edilerek taleplerinin reddedildiğini, davacılara SGK tarafından yapılan ödemelerin sorulması gerektiğini, davacı tarafın faiz talebini kabul etmediklerini, bu nedenlerle davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılardan tahsilini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacının davalılar … …, … …, … … ve … …’na karşı açtığı maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine, davacının davalılar … …, … …, … … ve … …’na karşı açtığı manevi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine, davacıların davalı … Sigorta A.Ş.’ye karşı açtığı davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacılar vekili istinaf dilekçesinde; maddi tazminat taleplerinin destekten yoksun kalma zararı ile sınırlı olmadığını, tedavi, sağlık, hastane giderleri ile cenaze ve defin masraflarını da kapsadığını, ancak mahkemece sadece destekten yoksun kalma zararının hesaplanamamış olması sebebi ile maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müteveffanın kazadan dolayı meydana gelen tedavi giderleri ile ve cenaze ve defin masraflarının da maddi tazminat alacak kalemi olarak hesaplanması gerektiğini, davalı sigorta şirketi yönünden davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ölümlü trafik kazası nedeni ile uğranılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davacının davalılar … …, … …, … … ve … …’na karşı açtığı maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine, davacının davalılar … …, … …, … … ve … …’na karşı açtığı manevi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine, davacıların davalı … Sigorta A.Ş.’ye karşı açtığı davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davacılar vekili maddi tazminat taleplerinin destekten yoksun kalma zararı ile sınırlı olmadığını, tedavi, sağlık, hastane giderleri ile cenaze ve defin masraflarını da kapsadığını ileri sürmüş ise de, davacılar vekili tarafından sunulan 22.03.2017 tarihli havale tarihli dava dilekçesi incelendiğinde davacıların anneleri … …’ın ölümü nedeni ile sadece destekten yoksun kalma tazminatı ve cenaze defin gideri zararının tazminini istedikleri hastane gideri tedavi gideri sağlık gideri gibi bir taleplerinin olmadığı bu yönde davacılar tarafından usulüne uygun olarak açılan bir dava talep bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu yönü ile davacılar vekilinin istinaf başvurusunun bu yönü ile itibari ile reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacılar vekilinin davalı sigorta şirketi yönünden destekten yoksun kalma davasının reddine karar verilmesinin hatalı olduğu yönündeki istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Yargıtay’ın yerleşik içtihatları incelendiğinde, normal şartlarda erkek çocukların 18, kız çocuklarının 22 yaşına kadar destek tazminatı alacakları, çocukların yüksek okul okuyor olması yada okuması ihtimali varsa 25 yaşına kadar destek alabileceklerdir
Buna göre eldeki dosyaya baktığımızda davacıların tümünün kaza tarihi itibari ile desteklik yaşından çıkmış oldukları, davacıların en küçüğü olan …’nin 1974 doğumlu ve kaza tarihinde 42 yaşında olduğu diğer tüm davacıların …’den büyük oldukları bu haliyle davacıların desteklik yaşını geçmiş oldukları anlaşılmakla ilk derece mahkemesince sigorta şirketi yönünden bu davacılar yönünden destek tazminatı isteminin reddine karar verilmesinde herhangi bir yanlışlık bulunmamaktadır.
Öte yandan; davacılar vekili 20.05.2020 günlü dilekçesi ile davalılardan … …, … Hafriyat … …, … … ve … …’na karşı açtıkları davadan feragat ettiklerini beyan etmiştir. 6100 Sayılı HMK’nun 307. maddesi gereğince, feragat talep sonucundan kısmen ya da tamamen vazgeçilmesidir. Aynı yasanın 309/2. maddesinde; Feragatın hüküm ifade etmesi için mahkemenin ya da karşı tarafın muvafatına ihtiyaç olmadığı belirtilmiştir. 311. maddesi gereğince, feragat kesin hüküm gibi sonuç doğurur. Açıklanan gerekçeler ile davalılar … …, … Hafriyat … …, … … ve … …’na yönelik açılan maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine karar verilmesi yerinde görülmüştür.
Davacılar vekilinin cenaze ve defin giderlerine ilişkin talep bakımından davalı … Sigorta AŞ’ye yönelik verilen red kararına ilişkin istinaf başvurusuna yönelik yapılan incelemede ise
Müteselsil borçlarda, alacaklının borçlulardan biri ile ibra sözleşmesi yapması halinde durumun özelliği veya borcun niteliği diğer borçlularında borçtan kurtulmalarını gerektirebilir. (BK.nin 145/2 mad.) O halde, ibra sözleşmesinin müteselsil borçlulardan biri ile yapılması halinde, ibra edilen miktarın diğer alacaklılar içinde geçerli olması, bu hususun ibra sözleşmesinden anlaşılmasına bağlıdır. (HGK.nin 16.6.2004 gün 2004/11-359 Esas 2004/366 Karar)
Davaya son veren taraf işlemleri 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 307-315 maddeleri arasında düzenlenmiştir. Buna göre sulh da davaya son veren taraf işlemlerindendir.
Somut olayda, yargılama aşamasında davacı vekili 20/05/2020 günlü dilekçe ile davalılar … …, … …, … … ve … …’na karşı açtığı maddi tazminat davasından feragat ettiklerini beyan etmiştir.
Davacı taraf tam teselsülde olduğu gibi, zararının tümünün tazminini müteselsil borçluların hepsinden isteyebileceği gibi, birisinden de isteyebilir. 6098 sayılı T.B.K. 166. hükmüne göre, sorumlulardan birinin zararı ödemesi halinde, diğerleri bu oranda borçtan kurtulurlar. Ancak müteselsil borçluların borçtan tamamen veya kısmen kurtulabilmeleri, alacaklının bilfiil tatmin edilmiş olması halinde söz konusudur. Bunun aksinin kabul edilebilmesi için ya alacaklının teselsülden açıkça feragat etmiş olması yahut da böyle bir feragatin durumdan kesin olarak anlaşılması lazımdır. Yine, Borçlar Kanunu’nun 168. md.si, rücu hakkından yararlanan müteselsil borçlulardan her birinin ödediği miktar oranında alacaklının haklarına halef olacağı ve alacaklının diğerleri zararına, müteselsil borçlulardan birinin durumunu iyileştirdiği takdirde bu fiilin neticelerini şahsen tahammül edeceği düzenlenmiştir.
Müteselsil borçlulardan birinin zarar görenin zararını ödemesi oranında diğer borçlular borcundan aynı oranda kurtulurlar. TBK’nun 166. maddesi “Borçlulardan biri, ifa veya takasla borcun tamamını veya bir kısmını sona erdirmişse, bu oranda diğer borçluları da borçtan kurtarmış olur. Borçlulardan biri, alacaklıya ifada bulunmaksızın borçtan kurtulmuşsa, diğer borçlular bundan, ancak durumun veya borcun niteliğinin elverdiği ölçüde yararlanabilirler. Alacaklının borçlulardan biriyle yaptığı ibra sözleşmesi, diğer borçluları da ibra edilen borçlunun iç ilişkideki borca katılma payı oranında borçtan kurtarır” hükmünü içerir.
Ancak müteselsil borçluların borçtan tamamen veya kısmen kurtulabilmeleri, alacaklının bilfiil tatmin edilmiş olması halinde söz konusudur. Bunun aksinin kabul edilebilmesi için ya alacaklının teselsülden açıkça feragat etmiş olması yahut da böyle bir feragatin durumdan kesin olarak anlaşılması lazımdır.
Yine, Borçlar Kanunu’nun 168. maddesi hükmüne göre, rücu hakkından yararlanan müteselsil borçlulardan her birinin ödediği miktar oranında alacaklının haklarına halef olacağı ve alacaklının diğerleri zararına, müteselsil borçlulardan birinin durumunu iyileştirdiği takdirde bu fiilin neticelerini şahsen tahammül edeceği açıktır.
Buna göre eldeki dosyaya baktığımızda davacı vekili davalı iş makinesi sürücüsü ile birlikte işleten ve diğer kusurlu taraflar hakkındaki davasından feragat etmiştir. Buna göre davacının davalı sürücü asil fail … ve diğer davalılar hakkındaki davadan feragati, kazaya karışan aracın sigortacısı olan … Sigorta A.Ş’ye sirayet edeceği ve … Sigorta A.Ş’nin diger davalılardan feragat edilmiş olması nedeni ile sorumluluğunun ortadan kalkacağı anlaşılmaktadır. Zira davacı vekili asıl sürücü yönünden davadan feragat etmiş olmakla bu sürücü ve işleten yasal şartlarının oluşması halinde rücu etme imkanı bulunan müteselsil sorumlu davalı ZMMS şirketinin rücu hakkındaki dava feragat edilen davalılara rücu etme olanağının ortadan kaldırmıştır. Bu nedenle davacıların cenaze ve defin giderleri hakkındaki isteminin davalı sigorta şirketi yönünden de reddine karar verilmiş olmasında bir yanlışlık bulunmadığından bu yöndeki istinaf başvurusunun da reddi gerekmiştir. ( Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2010/4492-2011/2018, 2013/11423-2014/13819 E.K. sayılı ve dairemizin 2019/1131 E. 2020/157 K. ve 2019/1357 E. 2020/418 K. sayılı ilamları da benzer yöndedir.)
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 27.01.2021 tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, dava vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179.90 TL istinaf karar harcından, peşin yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubuyla, bakiye 120,60 TL harcın davacılardan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacılar tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.21.06.2023

Başkan Üye Üye Katip İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır