Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/3132
KARAR NO : 2023/1305
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/09/2021
NUMARASI : 2020/… Esas, 2021/… Karar
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …-
İSTİNAF EDEN DAVALI : SİG. A.Ş. – …
VEKİLİ : Av. …-
DAVA : Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 11/07/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …
Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29.09.2021 tarih ve 2020/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı …’ın 05.12.2019 tarihinde davalı …’in sevk ve idaresinde ki … plakalı motosikleti ile seyir halinde iken karşıdan karşıya geçmeye çalışan davacı …’a çarptığını, davacının ağır şekilde yaralandığını, …’ın çeşitli ameliyatlar geçirdiğini, bacağına kalıcı platin takıldığını, … plakalı aracın zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi, … Sigorta A.Ş. tarafından yapıldığını, davalı şirket tarafından ödeme yapılmadığını, arabuluculuk görüşmelerinin olumsuz sonuçlandığını, HMK Madde 107 gereği şimdilik 10 tl geçici bakıcı ücreti, 10 TL geçici maluliyete ilişkin tazminat, 10 TL kalıcı Maluliyete ilişkin maddi tazminat alacağımızın kaza tarihinden itibaren mevduata uygulanacak en yüksek faizi ile davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya ödenmesine, kaza dolayısıyla geçirmiş olduğu ameliyat, hastane masrafları ve ilaç ilişkin masraflarına ilişkin yapmış olduğu harcamaların davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Açılmadan önce arabuluculuk dava şartı yerine getirilmediğinden başvurunun usulden reddinin gerektiğini, davacının müvekkili şirkete usulüne uygun olarak müracaat etmediğini, davanın arabuluculuk dava şartı eksikliği nedeniyle usulden reddine, geçici iş göremezlik tazminatı ve bakıcı giderleri taleplerinin reddini,Kusurun ve maluliyet oranının tespiti halinde, alanında uzman bilirkişilerce azami poliçe limitleri ve aktüeryal kurallar gözetilerek hesaplama yapılmasını, Davalı şirket temerrüde düşmediğinden, dava tarihinden itibaren taraflar açısından yasal faiz uygulanmasını, aleyhimize hüküm kurulmaması halinde, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davanın kabulü ile, 18.707,52 TL geçici iş görmezlik, 14.114,12 TL kalıcı iş görmezlik, 26.167,78 TL bakıcı giderinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı vekili; çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliğine göre belirlenen maluliyet oranının hükme esas alınmasının hatalı olduğunu, tazminat hesaplamasında TRH 2010 mortalite tablosu ve %1,8 teknik faiz esas alınması gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatı ve bakıcı giderinin tazminat sebepleri poliçe teminatı kapsamında olmadığını, davacının kaza tarihinde emekli olduğunu, geçici iş göremezlik tazminatının hesaplanması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, meydana gelen yaralamalı trafik kazası sonucu açılan geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatı ile bakıcı giderine yöneliktir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olup karar davalı vekili tarafından maluliyet raporunun hatalı olduğu, 1,8 teknik faiz olması gerektiği, geçici iş göremezlik ve bakıcı giderinin teminat dışında olduğu, davacının emekli olduğundan geçici iş göremezlik tazminatının verilmemesi gerektiği ileri sürülerek istinaf edilmiştir.
Maluliyet raporuna göre yapılan istinaf incelemesinde:
Bilindiği üzere Yargıtayın yerleşik uygulamasına göre maluliyet oranları Adli tıp Kurumu ilgili İhtisas dairesi ya da Üniversitelerin Adli Tıp Anabilim dalı başkanlığından oluşturulacak bilirkişi heyetinden kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan mevzuat yönetmelik hükümlerine uygun olacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir.
20/02/2019 tarihinden sonra meydana gelecek kazalar için Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine hükümlerine uygun şekilde heyet rapor alınması gerekmektedir. Dosyada, Mersin Üniversitesi Adli Tıp Kurulunun 25.08.2020 tarihli raporunda anılan yönetmelik hükümlerine göre davacının genel beden gücünden kaybının %3 olduğu belirtilmiştir. Davacının tüm tedavi evrakları ve yeni tarihli film ve grafileri incelenerek raporun doğru yönetmeliğe göre hazırlandığı anlaşılmıştır.
Her ne kadar bu rapor doğru yönetmelik hükümlerine göre alınmış ise de, mahkemece hatalı olarak alınan ikinci raporda da, Çalışma Gücü ve Meslekte kazanma Gücü Yönetmeliğine göre de davacının maluliyet oranının % 3 olarak belirlendiği görülmekle, davalı vekilinin maluliyet oranın yanlış tespit edildiğine ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Hesap raporuna yönelik yapılan incelemede:
Davalı vekili yapılan hesaplamanın TRH 2010 ve 1.8 teknik faiz esas alınarak yapılması gerektiğini belirtmiştir. Esasen Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin güncel ve istikrarlı içtihatları gereğince hesaplamanın TRH 2010 yaşam tablosu ve prograsif yönteme göre yapılması gerekir ise de, Mahkemece aktüerya bilirkişisinden alınan 17.02.2021 tarihli hesap raporunun istinafta belirtildiği gibi zaten TRH 2010 tablosu ve 1,8 teknik faiz esas alınarak hazırlandığı anlaşılmakla davalı vekilinin bu yöndeki istinaf talebi de yerinde görülmemiştir.
Sair istinaf talebi yönünden yapılan incelemede:
Anayasa Mahkemesi’nin 17/7/2020 Tarih, Esas 2019/40, Karar 2020/40 Sayılı Kararı ile; a) Karayolları Trafik Kanun’un 90. Maddesinin Birinci Cümlesinin “…bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir.” ibarelerini iptal etmesi sonucu genel şartlar ile kanunun kapsamını daraltan yada genişleten hükümleri uygulanmayacaktır. Açıklanan sebeplerle eldeki davada; derdest olan eldeki davaya uygulanması gereken iptal kararı gereğince artık geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri tazminatının teminat içinde olduğu kabul edilerek bu tazminatlar bakımından zararın teminat dışı olduğuna yönelik savunmaya itibar edilmeyip davalı vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin de reddine karar verilmiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde istinaf edilen yönlere göre bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gereken 4.097,88 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 1.008,00 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 3.089,88 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından (58.989,42 TL) miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.11/07/2023
… … … …
Başkan Üye Üye Katip
… … … …
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.