Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/3089 E. 2023/1250 K. 04.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/3089
KARAR NO : 2023/1250

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av…
DAVALI : …
VEKİLİ : Av…
DAVA : Tazminat
KARAR TARİHİ : 04.07.2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/06/2021 tarih, … Esas, … Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 19.09.2017 tarihinde dava dışı … … idaresindeki sigortalı aracın dava dışı … … idaresindeki … plakalı araçla kaza yapması sonucu davacının yaralanmış olduğunu, davacının ikinci araçta yolcu olarak bulunmakta olduğunu, kazadan dolayı davacının uğradığı zararın (sürekli iş gücü kaybı zararı) karşılanmadığı beyan ederek fazlaya ilişkin haklar saklı olmak üzere 100.00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren uygulanacak faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazında bulunduklarını, davanın esasına girilmesi halinde ise müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davanın reddine karar verildiği görüldü.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; İstanbul Adli Tıp Kurumunun müvekkiline 03.02.2021 tarihine randevu günü verdiğini ancak müvekkilinin 76 yaşında olması ve sağlık problemleri nedeniyle yerleşim adresi olan Muş ilindin İstanbul’a seyahat etmesinde covid19 virüsü bulaşma riskinin bulunduğunu ve bu nedenle randevuya gidemediğini ve bu nedenle muayene işlemlerinin yerleşim yerinde yapılmasını talep ettiklerini ancak mahkemenin taleplerini değerlendirmeksizin davanın reddine karar vermiş olduğunu, mahkemece müvekkilinin maluliyet oranının tespitinin yalnızca İstanbul Adli Tıp kurumunca düzenlenmesinin istenilmesi hususunun müvekkilinin adil yargılanma hakkını ihlal etmekte olup maluliyet raporunun Sağlık Bakanlığı’nın sağlık kurulu raporu düzenlemeye yetkili kurumlar arasında sayılan eğitim ve araştırma veya üniversite hastanelerinde de düzenlenmesi mümkünken davanın reddedilmesinin hem usule hem de yasalara aykırılık teşkil etmekte olduğunu beyan ederek kararın kaldırılması ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 54/1-3. ve 55. maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, çalışma gücünün azalmasından veya yitirmesinden doğan (malüliyet) maddi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince, davanın reddine verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili istinaf etmiştir.
Davacı vekilinin istinaf sebeplerinin incelenmesinde;
İlk derece mahkememizce davacının kaza sonrası tedavisine ilişkin belgeler toplanarak 04.04.2018 tarihli ara karar ile Adli Tıp Kurumundan maluliyet raporunun alınmasına karar verildiği, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu 30 Nisan 2018 tarihli yazı ile davacının bazı tıbbi tetkiklerini istendiği, bu tetkikler Fırat Üniversitesi Hastanesinden yaptırıldığı, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesi 30.09.2019 tarihli üst yazıyla 20 Aralık 2019 günü için davacıya muayene randevusu verildiği, iş bu yazı davacı vekiline 22.10.2019 tarihinde tebliğ edildiği, tebligatta; maluliyet olgusunu ispat yükünün davacı tarafta olduğu, gerekli işlemlerin yaptırılmaması halinde dosyanın mevcut haliyle rapor isteneceği bu şekilde maluliyet raporu düzenlenemez ise iddiaların ispatlanmamış sayılacağı ihtar edilmiş, davacı taraf bu randevuya katılmadığı görülmüştür.
Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 29.07.2020 tarihli raporda; kişinin sevki istenmesine rağmen başvuru yapmadığı, 30.03.2013 tarihli 28603 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre davacının kaza nedeniyle tüm vücut engellilik oranının bilinemeyeceği belirtilmiştir.
İş bu rapor kesin bir kanaat içermediğinden ilk derece mahkemesnce kurumdan yeniden rapor istendiği, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesi 04.12.2020 tarihli yazıyla 03 Şubat 221 günü için davacıya muayene randevusu verildiği, iş bu yazının da davacı vekiline 10.01.2021 tarihinde tebliğ edildiği, tebligatta; davacının 2 adet fotoğraf ve kimlik belgesiyle birlikte muayene için Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesinde hazır bulunmaz ise yeniden süre verilmeyeceği, mevcut tıbbi belgelere göre Kurumdan rapor isteneceği bu şekilde maluliyet raporu düzenlenemez ise iddiaların ispatlanmamış sayılacağı ihtar edildiği, davacı taraf bu randevuya da katılmadığı anlaşılmıştır.
Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 10.02.2021 tarihli raporda; kişinin sevki istenmesine rağmen başvuru yapmadığı, 30.03.2013 tarihli 28603 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre davacının kaza nedeniyle tüm vücut engellilik oranının bilinemeyeceği belirtilmiş is de;
İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunun ilk derece mahkemisine göndermiş olduğu 04.12.2020 tarihli yazıda müvekkilimize 03.02.2021 tarihine randevu günü verildiği, davacının 1944 doğumlu olup yaşı (76) gereği de rahatsılıkları bulunduğu, Dünya Sağlık Örgütü tarafından Coronavirüs (Covid-19) salgınına karşı insan sağlığına önemli bir tehdit olduğu, davacının Muş ilinden ikametgah etmekte olup yaşı ve rahatsızlığı nedeniyle şehirler arası seyahat etme durumunda Coronavirüs (Covid-19) salgınına karşı büyük risk taşıdığı, ayrıca pandemi sürecinde şehirler arası yolculukların ve otobüs seferlerinin hala sağlıklı bir işleyişe geçilemediği dikkate alındığı ve yine ülkemizde yapılan kısıtlamalar, davacının ve kamunun sağlık durumu göz önünde bulundurulduğunda davacının randevuya gidememesi makul sayılabilecek nedene dayandığından, davacı vekilinin istinaf başvurusu haklı bulunmuştur.
HMK’nın 355. maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
Tüm bu anlatılanlar ışığında mahkemece öncelikle yukarıda açıklanan nedenlerle eksik inceleme ve araştırma yapıldığı, HMK’nın 353/1-a-6. bendine göre gereken delillerin toplanmadığı anlaşıldığından açıklanan nedenlere dayalı davacı vekilinin istinaf taleplerinin, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca KABULÜYLE, kararın kaldırılarak, sair istinaf nedenleri incelenmeksizin dosyanın mahalline gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1.a-6. maddesi gereğince KABULÜ İLE,
Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/06/2021 tarih, … Esas, … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Yukarıda belirtilen sebeplerle eksik bilgi ve belgeler tamamlandıktan sonra davanın yeniden görülüp karar verilmesi için dosyanın yerel Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından kurulacak esasa ilişkin hükümde dikkate alınmasına,
5-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-HMK’nın 359/3. maddesi gereğince harç iade ve karar tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy çokluğu ile karar verildi. 04.07.2023

… … … …
Başkan … Üye … Üye … Katip …
(Muhalif üye)

MUHALEFET ŞERHİ

Her ne kadar dairemizin sayın çoğunluğu tarafından davacının başvurusunun kabulü ile davacının maluliyet raporunun alınması, davacının delillerinini toplanması amacı ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiş ise de;
Mahkemesince davacının kaza tarihindeki yönetmelik hükümlerine göre maluliyet raporunun düzenlenmesi amacı ile İstanbul ATK ihtisas kurulundan rapor istenilmiş olup, ATK İhtisas Kurulu tarafından ilk olarak 27.09.2019 gününde bir takım tedavi evraklarının ve muayenelerinin yapılarak sonuçlarının ATK İhtisas Kuruluna gönderilmesi istenilmiştir. ATK İhtisas Kurulunun istemiş olduğu tedavi evrakları kapsamında Fırat Üniversitesi Hastanesi tarafından gerekli muayene bulguları tetkik edilmiş ve mahkemeye gönderilmiştir. Söz konusu cevap ile birlikte İstanbul ATK 2. İhtisas Kurulu’na yeniden müzekkere yazılmış olup, bu kez ATK 2. İhtisas Kurulu 29.07.2020 günlü cevabi yazısında hakkında rapor düzenlenmesi istenilen davacının tedavi evrakları ile birlikte bizzat muayene edilmek üzere hazır edilmesinin zorunlu olduğu belirtilmiştir. Söz konusu yazı üzerine davacı vekili mahkemesine vermiş olduğu 21.10.2020 günlü yazılı beyanda müvekkilinin İstanbul ATK kurumunda makul bir tarihte randevu günü verilmesi halinde muayeneye gidebileceğini belirterek uygun bir muayene günü verilmesi konusunda ATK’ya müzekkere yazılmasını talep etmiştir, mahkemesince davacı vekilinin bu talebine uygun şekilde 09.10.2020 günlü duruşmada randevu günü için İstanbul ATK İhtisas Kurulu’na müzekkere yazılmış olup, ATK İhtisas Dairesi tarafından 04.12.2020 günlü müzekkere cevabı ile 03.02.2021 gününde muayene için hazır olması gerektiği bildirilmiş olup, söz konusu randevu gününe ilişkin müzekkere cevabı usulüne uygun şekilde davacı vekiline tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili buna rağmen belirlenen 03.02.2021 günlü muayene gününde davacı asilin hazır olması konusunda herhangi bir işlem yapmamış, diğer bir ifadeyle davacı asil maluliyet raporunun düzenlenmesi için zorunlu olan muayene gününde ATK ihtisas Dairesinde hazır olmamıştır. Buna karşılık davacı vekili 15.04.2021 günlü dilekçesinde ise müvekkilinin 76 yaşında olduğunu, farklı hastalıklarının bulunduğunu, covid19 salgını nedeniyle muayeneye gidemediğini, yeni bir muayene günü verilmesini yada Muş Devlet Hastanesi’nden rapor alınmasını içerir dilekçe sunmuştur, ne varki davacı vekili davacının dilekçesinde belirtmiş olduğu hastalıklara ilişkin olarak hiçbir tedavi evrağı, somut bir delil sunmamıştır, bilindiği üzere ülkemizde ve tüm dünyada salgın halini alan covid19 hastalığı 2019 yılı Aralık ayında ortaya çıkmış ve 2020 yılında küresel bir salgın halini almıştır, bu kapsamda 2020 yılı içerisinde ülkemizde salgının önlenmesi amacıyla gerekli tedbirler alınmış, fakat 2021 yılında söz konusu tedbirler gevşetilmiştir, davacıya 2021 yılı Şubat ayında muayene için randevu verilmesine rağmen ve maluliyet raporu düzenlenmesi için söz konusu randevuda kişinin bizzat kurul tarafından muayene edilmesi zorunlu olduğu halde kişinin geçerli bir mazeret sunmaksızın muayene gitmemiş olması karşısında mahkemesince ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş olmasında bir yanlışlık bulunmamaktadır, kaldı ki ATK İhtisas Dairesi’nin 29.07.2020 günlü davacı asilin bizzat muayene edilmek üzere hazır olmasının zorunlu olmasına ilişkin raporuna dair davacı vekili 21.10.2020 günlü yazılı beyanı ile davacı asilin muayene için İstanbul ATK İhtisas Dairesi’nde hazır olabileceğini, bu amaçla randevu alınmasını talep ettiğine ilişkin yazılı beyanına rağmen aradan 4 ay geçtikten sonra herhangi bir geçerli mazeret sunmaksızın verilen muayene gününde hazır olmamış olması hayatın olağan akışına uygun değildir, bu itibarla mahkemesince yapılan tespitler ve verilen karar usul ve yasaya uygun olduğundan davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği halde, somut bir delile dayanmayan davacının istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin sayın çoğunluğun görüşüne katılmamaktayım.

… – …
Muhalif Üye

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.