Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/3058 E. 2023/1214 K. 21.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/3058 – 2023/1214
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/3058
KARAR NO : 2023/1214

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2020/… Esas, 2021/… Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1- … Sigorta A.Ş. Genel Müdürlüğü –
VEKİLİ : Av…
DAVALILAR : 2- …
3- …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tazminat (Ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan tazminat)
KARAR TARİHİ : 21.06.2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 28/09/2021 tarih, 2020/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 14.02.2018 günü davalı – sürücü …’ın sevk ve idaresindeki …plakalı araç ile seyir halinde iken müvekkili idaresindeki … plakalı motosiklet ile çarpışması sonucu oluşan trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını, maddi-manevi zarara uğradığını, …plakalı araç sürücüsünün tazminat gerektirir derecede kusurlu olduğunu ve söz konusu aracın ZMMS poliçesinin … Sigorta tarafından düzenlendiğini, dava öncesinde müracaatta bulunduklarını ancak müvekkiline ödeme yapılmadığını, işbu nedenlere fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 200,00 TL (100,00 TL geçici, 100,00 TL kalıcı) işgöremezlik tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen, 15.000,00 TL manevi tazminatının sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH : Davacı vekili 27.08.2021 tarihli dilekçesi ile dava değerini sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı yönünden 131.636,00 TL’ye ıslah etmiştir.
CEVAP: Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; kusur ve maluliyet konularında Adli Tıp Kurumundan rapor aldırılması gerektiğini, geçici işgöremezlik tazminatından sorumlu olmadıklarını, müterafik kusur nedeniyle tazminattan indirim yapılması gerektiğini talep ettiği görüldü.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacı tarafından her üç davalıya karşı açılan maddi tazminat davasının kabulü ile, geçici yaralanma ve kalıcı yaralanma için toplam olarak 131.636,00 TL maddi tazminatın her üç davalıdan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, bu miktara davalı … Sigorta AŞ yönünden temerrüt tarihi olan 27/04/2019 gününden diger davalılar yönünden kaza tarihi olan 14/02/2018 gününden itibaren yasal faiz işletilmesine, davacı tarafından davalılar … ve … (…) karşı açılan manevi tazminat davasının kabulü ile, 15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 14/02/2018 gününden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … (…)den müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verildiği görüldü.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; davacı yanın davasının niteliği itibarıyla belirsiz alacak davası niteliğinde olabileceğini, ancak davacının işbu davayı belirsiz alacak davası olarak açmayıp kısmi dava olarak açtığından ıslahla arttrılan miktara, itirazlarına rağmen ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmemesinin bozmayı gerektirdiğini, geçici iş göremezlik tazminatının poliçe dışında olduğunu, bilirkişi raporundaki yanlış hesaplama nedeniyle TRH-2010 yaşam tablosu, %1,8 teknik faiz kullanılarak hesaplama yapılması ile bilirkişi raporu aldırılmasına karar verilmesinin gerektiğini, müterafik kusur indirimi yapılmasının gerektiğini beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Karara karşı davalılar … ve … vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; davacının trafik durumuna yeteri kadar dikkat etmemesi ile dikkatsizliği ve tedbirsizliği neticesi ile olayda asli ve tamamen kusurlu olduğunun kabulünün gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, hükmedilen manevi tazminat miktarının yüksek olduğunu, geçici iş göremezlik tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, müterafik kusur indirimi yapılmasının gerektiğini beyan ederek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 54/1-3, 55 ve 56. maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, çalışma gücünün azalmasından veya yitirmesinden doğan (malüliyet) maddi ve manevi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince, maddi ve manevi tazminat talebi yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı … Sigorta A.Ş. vekili ve davalılar … ile … vekili istinaf etmiştir.
Davalılar … ve … vekilinin hükme esas alınan kusur oranı ve kusur raporuna ilişkin istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Trafik kazası tespit tutanağında, sürücü …’ın 2918 S.K.1.K. madde 67-a md.sinde belirtilen hususları ihlal ettiği, sürücü …’ ın ise 2918 S.K.T.K. madde 52-1-b’ de belirtilen hususları ihlal ettiği belirtilmiştir.
Adana … Asliye Ceza Mahkemesine hitaben yazılan bilirkişi raporunda, davalı sürücü …’nın 2918 S.K.T.K, madde 67-a/b md.sinde belirtilen hususlarını ihlal ettiğinden asli kusurlu olduğu, davacı sürücü …’ın ise 2918 S.K.T.K. madde 52-1-b’ de belirtilen hususları ihlal ettiğinden tali kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Dosya içinde mevcut 10.12.2020 havale tarihli bilirkişi raporunda, davalı sürücü …’nın 2918 S.K.T.K, madde 67-a/b md.sinde belirtilen hususlarını ihlal ettiğinden %75 oranında kusurlu olduğu, davacı sürücü …’ın ise 2918 S.K.T.K. madde 52-1-b’ de belirtilen hususları ihlal ettiğinden %25 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Davalı sürücü … sevk ve idaresindeki …plakalı hususi otomobili ile … caddesi üzeri … fırınının ön tarafında durağan bir halde iken, arka tarafına doğru manevra ile U dönüşü yapabilmek için karşı tarafından seyirle gelen araçları kontrol etmeden, dikkat etmeden ve yaklaşan araçlara ilk geçiş önceliğini vermeden sola doğru manevra yaparak U dönüşü yaptığı sırada, aracının sağ yan ön kısımlarıyla, karşı tarafından seyirle gelerek, … polis merkezi istikametine doğru direkt olarak seyir halinde olan, sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı motosikletin ön kısımlarının çarpıştığı, bu çarpışmanın etkisi ile motosikletin sağ ilerisine doğru savrularak seyirle yaya kaldırımı üzerinde bulunan demir elektrik direğine çarparak durması neticesi yaralamalı ve maddi hasarlı Trafik kazasının oluştuğu dosya içeriğinden anlaşılmıştır.
Yukarıdaki hususların değerlendirilmesi neticesiyle bu kazanın oluşumunda; …plakalı hususi otomobil sürücüsü davalı …’ın 2918 sayılı karayolları Trafik kanununda belirtilen (madde 67; a- Sürücülerin, park yapmış taşıtlar arasından çıkarken, duraklarken veya park yaparken taşit yolunun sağına veya soluna yanaşırken, sağa veya sola dönerken, karayolunu kullananlar için tehlike doğurabilecek ve bunların hareketlerini zorlaştıracak şekilde davranmaları yasaktır.) kurallarını ihlal ettiğinden, % 75 oranında asli kusurlu olduğu, … plakalı motosiklet sürücüsü Davacı …’in 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununda belirtilen (madde 52; Sürücüler: b- Hızlarını, kullandıkları aracın yük ve feknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak zorundadırlar.) kurallarını ihlal ettiğinden, % 25 oranında tali kusurlu olduğu olduğu anlaşılmakla davalılar vekilinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Davalılar … ve … vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin geçici işgörmezlik tazminatına ilişkin istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında, rizikonun gerçekleşmesi halinde sigortacının ödeyeceği tazminat, 2918 Sayılı Kanun’un 91.maddesinin yollamasıyla aynı Kanunun 85.maddesine göre belirlenir. Buna göre; sigortacı, sigorta ettiren işleten tarafından, motorlu aracın işletilmesi sırasında ortaya çıkan maddi zararlar ile kişinin yaralanması veya ölmesi gibi bedeni zararlardan sorumludur. Kişinin bedenine gelen zararlarda tedavi giderlerinin ödenmesine ilişkin koşullar 98. maddede düzenlenmiştir.
Söz konusu bu madde 25.02.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 13.02.2011 tarih, 6111 Sayılı Yasanın 59. maddesi ile değiştirilmiştir. Değişik 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesine göre, trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır. (Ek cümle: 4/4/2015-6645/60 md.) Söz konusu düzenlemeye göre, hastanelerce sunulan sağlık hizmet bedelleri yönünden sigorta şirketlerinin ve Güvence Hesabı’nın yükümlülükleri sona ermekte, ancak kazazedelerin bunun dışında kalan bakıcı veya tedaviye bağlı sair harcamaları yönünden ise, sigorta şirketlerinin ve Güvence Hesabının tedavi teminatları kapsamında sorumlulukları devam etmekte olup, teminat kapsamının yasaya aykırı genel şart hükmü ile daraltılması mümkün değildir.
Bu nedenle geçici iş göremezlik tazminatı poliçe teminatı kapsamında olduğu kabul edilmiş ve davalının aksi yöndeki savunmasına itibar edilmemiştir.
Davalılar … ve … vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin hükme esas alınan hesap raporunun olduğu istinaf başvurusunun incelemesinde;
İlk Derece mahkemesi kararında TRH 2010 yaşam tablosu ve progresif rant yöntemine göre yapılan hesaplamaya göre hüküm kurulmuştur.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90.maddesined yer alan “…Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir.Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenen hususlar hakkında 11/01/2011 tarihli ve 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır…” hükmü ile aynı Kanunun 92/i maddesinde yer alan; “… Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler…” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.07.2020 tarih ve 2019/40 Esas, 2020/40 Karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanununun 90.maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92.maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir. Bu durumda mağdurların zararının ve zararın kapsamının 2918 Sayılı Kanun ve 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiile dair hükümleri ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekmektedir.
Bu çerçevede Yargıtay tarafından verilen emsal kararlarda mağdurların zararının ve zararın kapsamının belirlenmesinde TRH 2010 mortalite tablosunun uygulanması ve progresif rant yönteminin kullanılması içtihat edilmiştir. (Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 24.02.2021 tarih ve 2019/3292 Esas, 2021/1848 Karar Sayılı kararı, Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 14.01.2021 tarih ve 2020/2598 Esas, 2021/34 Karar Sayılı kararı, Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 22.12.2020 tarih ve 2019/5206 Esas, 2020/8874 Karar Sayılı kararı, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 21/06/2021 gün ve 2021/ 2457 esas ve 2021 / 3304 karar sayılı kararı, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/13625 esas ve 2022/8912 karar sayılı 16/06/2022 günlü kararı)
İlk derece mahkemesi tarafından hükme esas alınan 19.08.2021 tarihi hesap bilirkişi raporu incelendiğinde bilirkişinin davacının zararın belirlenmesine ilişkin olarak “…TRH 2010 yaşam tablosu ve progresif rant yöntemine göre…” tespitlerile davacının kalıcı maluliyet zararı belirlenmiştir. Şu durumda, yukarıda açıklanan yerleşik Yargıtay kararları ile mağdurların zararının ve zararın kapsamının belirlenmesinde TRH 2010 mortalite tablosu ve ayrıca progresif rant yönteminin uygulanması içtihad edildiğinden, hesaplama yöntemine ilişkin bu konudaki istinaf başvurusu haklı görülmemiştir.
Davalılar … ve … vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin müterafik kusur indirimine istinaf başvurusunun incelemesinde;
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nın md. 52. maddesinde (Borçlar Kanunu’nun 44.) düzenlenmiştir. Zarar görenin kusurunun, zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir.
Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir.
Dosya kapsamından, davacının sunulan maluliyet ölçüsünü belirtir raporun incelenmesinde, sol tibia fibula kemik kırığına bağlı hareket kısıtlılığından kaynaklandığından, davacının yaralanması kask takılması zorunlu baş bölgesinden olmayıp ayak bileği ve bacak bölgesinden kaynaklandığı için müterafik kusur indirimi yapılmasını gerektirir bir durum yoktur. Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 150/1-a bendi gereğince motosiklet sürücülerinin koruyucu kıyafet olarak kask takması mecburi iken yönetmelikte dizlik takılması gerektiğine ilişkin olarak herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Mahkemece müterafik kusur indirimi yapılmamış olması yerinde görülmekle davalılar vekillerinin bu yöndeki istinaf talebinin reddi gerekmiştir.
Davalılar … ve … vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin hükmedilen faiz başlangıç tarihine ilişkin istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Davacı vekilinin faizin başlangıç tarihi yönünden istinaf sebebinin incelenmesinde; Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.
Sigorta şirketinin poliçe kapsamında sorumlu olduğu tazminatı 2918 sayılı KTK 99. maddesi gereğince başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içerisinde ödemesi gerekmektedir. Bu süre içinde ödeme yapılmaz ise bu süre sonra erdikten sonra 9.gün sigorta şirketinin temerrüde düştüğü kabul edilir. Davacı tarafın davadan önce sigorta şirketine bir başvuruda bulunmaması halinde yada başvuru ispatlanmadığı hallerde davalı sigorta şirketinin dava tarihi itibari ile temerrüte düştüğü kabul edilerek bu tarihten itibaren faize hükmolunması gerekmektedir.
Davacılar vekili, fazlaya ilişkin tüm hakları saklı tutarak dava açmış olup alacağın saklı tutulan ve ıslah ile arttırılan kısmının temerrüt tarihi de aynı tarihtir. Alacağı doğuran sebebin esasen haksız eylemden kaynaklanmış olmasına göre, ıslah ile istenilen tazminat için de, aynı tarihten itibaren temerrüt faizi uygulanması gerekeceğinden, davalılar vekilinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Davalılar … ve … vekilinin hükmedilen manevi tazminat miktarına ilişikin istinaf başvurusunun incelemesinde;
6098 TBK’nın 56/2. maddesi hükmüne göre “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”Aynı Yasanın 51.maddesinde de “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda 14.02.2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalı …’ın sürücüsü, diğer davalı …’ın işleteni olduğu aracın, davacıya çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasında davacının %9 oranında malul kalacak biçimde yaralandığı, alınan kusur raporlarına göre trafik kazasının meydana gelmesinde davalı sürücü ve işletenin % 75 oranında kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Buna göre eldeki dosyaya baktığımızda tarafların belirlenen ekonomik sosyal durumları, kusur oranları, kaza ve davanın tarihi, davacıların ölene yakınlıkları, davacıların ve ölenin yaşı, paranın satın alma gücü, olay tarihi birlikte değerlendirildiğinde hükmolunan manevi tazminatın yüksek olmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle davalılar vekilinin bu yöndeki istinaf sebebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HMK’nın 355. maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince davanın yazılı şekilde karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davalı … Sigorta A.Ş. vekili ve davalılar … ile … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davalı … Sigorta A.Ş. vekili ve davalılar … ile …. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince maddi tazminat davası yönünden alınması gereken 8.992,05 TL istinaf karar harcının, davalılar tarafından peşin yatırılan 4.752,2‬0 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 4.239,85 TL harcın davalılar … Sigorta A.Ş. ve davalılar … ile …’dan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Harçlar Kanunu gereğince manevi tazminat davası yönünden alınması gereken 1.024,65 TL istinaf karar harcının, davalılardan … ve …’dan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-Davalılar tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade, harç iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri iki yüz otuz sekin bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 21.06.2023

Başkan Üye Üye Katip

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.