Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/3048 E. 2023/1212 K. 21.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/3048 – 2023/1212
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/3048
KARAR NO : 2023/1212

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av…
DAVALI : …
VEKİLİ : Av…

FER’İ MÜDAHİLLER : 1-…
2-…
VEKİLİ : Av…
DAVA : Tazminat (Ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan tazminat)
KARAR TARİHİ : 21.06.2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/09/2021 tarih, … Esas, … Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 08/03/2016 tarihinde davacı … … idaresindeki elektrikli bisiklet ile seyir halinde iken dava dışı sürücü … … idaresindeki … plakalı traktör ile çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını, meydana gelen kazada müvekkilinin kusurunun bulunmadığını belirterek fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla 4.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi veya yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek müvekkiline ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH : Davacı vekili 22.04.2021 tarihli dilekçesi ile dava değerini geçici iş göremezlik tazminatı yönünden 4.000,00 TL’ye, kalıcı iş göremezlik tazminatı yönünden ise 146.000,00 TL’ye olmak üzere toplamda 150.000,00 TL’ye ıslah etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın kaza tarihi itibari ile müvekkili şirket tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, motosiklet sürücüsünün motosikleti kasksız olarak kullanmış olmasından dolayı müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, tarafların kusur oranlarının ve davacının maluliyetinin tespiti için Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerektiğini belirterek davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davanın reddine karar verildiği görüldü.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; fer’i müdahil tanıklarının duruşma ve keşifte verdikleri beyanların gerek dosya kapsamıyla gerekse de hayatın olağan akışı ile uyuşmamakta olduğunu ayrıca tanıkların fer’i müdahilin iş yerinden komşuları olup, tarafsız tanık olmadıklarını, kararın eksik araştırma ve hatalı değerlendirme ile verildiğini beyan ederek, kararın kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 54/1-3. ve 55. maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, çalışma gücünün azalmasından veya yitirmesinden doğan (malüliyet) maddi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili istinaf etmiştir.
Davacı vekilinin hükme esas alınan kusur oranına ilişkin istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Hukukumuzda temel olarak iki türlü feragat bulunmaktadır. Birincisi ve uygulamada en çok karşılaşılan türü davadan feragattir. Davadan feragat, temelinde bir usul hukuku işlemi olup, HMK 307 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. Maddi hukuk açısından feragat ise hak sahibinin tek taraflı iradesi ile söz konusu hakkından kısmen ya da tamamen vazgeçmesini ifade eder. Borçlar hukukundan doğan alacaklara ilişkin olarak tek taraflı feragat işlemi ile borcun ortadan kaldırılabilmesi kural olarak mümkün değildir.
İbra sözleşmeleri TBK md. 132’de düzenlenmiştir. Söz konusu düzenleme gereğince, ibra sözleşmesi herhangi bir şekle bağlı olmaksızın borçlunun borçtan kurtarılmasına ilişkin tarafların karşılıklı anlaşmasını ifade etmektedir.
Somut olayda davalı vekilinin dosyamıza sunduğu dilekçe ekinde bulunan ve davacı vekilince imzalanan 19.04.2018 tarihli (20.04.2018 havale tarihli) ve “MAKBUZ, İBRANAME ve, FERAGATNAME” başlıklı belge ile; ”08.03.2016 tarihinde sigortasız aracın %70 kusuru ile meydana gelen kazada … … malul kalmıştır. 22.03.2016 tarihinde T.C. Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılan dava ile ilgili olarak hesaplanan 160.000. TL asıl alacak tutarı, 14.000. TL faiz, 1.000. TL yargılama gideri, 15.000.TL vekalet ücreti olmak üzere toplam 190.000-TL üzerinden uzlaşma sağlanmıştır. Söz konusu tutarın aşağıda belirtilen banka hesabına ödenmesi hususunda davacı … … vekili Av… ile mutabık kalınmış ve işbu ibraname düzenlenmiştir.
… Hesabı tarafından yapılacak işbu ödeme nedeniyle, 190.000.TL dışında başkaca bir sorumluluğu kalmayacağını, 08.03.2016 tarihli kazaya konu alacaklarımız yönünden, fazlaya ilişkin faiz, yargılama gideri, vekalet ücreti talebi, asıl ve ferileri kapsamında ve sair herhangi başkaca bir nam ve ad altında bir hak ve talebimizin olmadığını / olmayacağını … Hesabı’na herhangi bir itiraz, defi ve her ne nam ve ad altında olursa olsun herhangi bir talep, dava ileri sürmeyeceğimizi kabul beyan ve taahhüt ederiz.
Fazlaya ilişkin hak, alacak ve talepler ile işbu hasara ilişkin … Hesabı’na bunun dışında her türlü davadan ve hukuki işlem başlatma hakkımızdan feragat ettiğimizi, T.C. Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin… E. Sayılı dosyasında maddi tazminata ilişkin anapara, işlemiş ve işleyecek faiz, yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin taleplerimizden işbu ibraname sınırları içinde feragat edeceğimizi, kabul, beyan, taahhüt ve imza ederiz. İşbu ibraname ödemenin belirtilen hesaba yapılması durumunda geçerli olacaktır. 19.04.2018” İbraname içeriğinde açıkça davacı vekilinin iş bu yargılamaya konu tazminat dosyasındaki fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmadığı da bellidir. Bu itibarla yargılama sırasında taraflar arasında düzenlenen ve davacı tarafından fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmadığı belli olan ibranameye göre davacının geçirmiş olduğu kazadan kaynaklı olarak maluliyeti sebebi ile talep etmiş olduğu tüm tazminatını davalı sigorta şirketinden tahsil ettiği, yine bu dosya sebebi ile yapmış olduğu yargılama gideri ve vekalet ücretlerini dahil tahsil ettiği, davacının bakiye bir zararının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, netice itibariyle doğru olan iş bu kararın istinaf başvurusunun yukarıdaki gerekçe ile reddine karar verilmesi gerektiğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
HMK’nın 355. maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince davanın yazılı şekilde karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 512,50 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, fazla yatırıldığı anlaşılan 332,6‬0 TL harcın talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade, harç iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri iki yüz otuz sekin bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 21.06.2023

Başkan Üye Üye Katip

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.