Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/3044 E. 2023/1905 K. 24.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/3044 – 2023/1905
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/3044
KARAR NO : 2023/1905

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/03/2021
NUMARASI : … Esas, … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … …
VEKİLİ : Av…
DAVALI : … SİGORTA
VEKİLİ : Av…
DAVA : Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 24/10/2023

GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/10/2023

Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 09/03/2021 tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla; HMK’nın 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 01/10/2018 tarihinde tek taraflı yaralanmalı trafik kazası olduğunu meydana gelen kazanını oluşumunda … plakalı araç sürücü … …’ın kusurlu olduğu müvekkili … …’ın yaya olduğunu, oluşan kazada müvekkilinin yaralandığını, … … sevk ve idaresindeki davalı … Sigorta şirketine … nolu poliçe numarası ile sigortalı olduğunu, sürekli iş göremezlik tazminatının tahsilini talep ettiklerini, fazlaya ilişkin haklar saklı kalması kaydıyla 100,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; cevaplarının kabulü ile haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine, masraf, faiz ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece davacının maluliyeti bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin gerekçeli kararında dava dilekçesinde açıkça maddi tazminat talep edilmiş olup mahkemece yargılama sürecinde taraflarına ne HMK gereğince taleplerini açıklamaları için süre verildiğini, ne de aydınlatma hükümlülüğünün yerine getirildiğini, maddi tazminat kalemini sürekli iş göremezlik olarak varsaydıklarını, talep edilen tazminat davasının mantığına ve ruhuna aykırı olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmeliğe uygun rapor düzenlenmesinin kabul edilemeyeceğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 54/1-3. ve 55. maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, çalışma gücünün azalmasından veya yitirmesinden doğan (maluliyet) geçici ve sürekli iş göremezlik ile bakıcı giderine yönelik maddi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş olup karar davacı vekili tarafından maluliyet raporunun hatalı olduğu, geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri tazminatı verilmesi gerektiği ileri sürülerek istinaf edilmiştir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının üniversite hastanelerinin adli tıp anabilim dalı bölümleri gibi kuruluşları çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Buna göre, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında meydana gelen olayla için maluliyetin Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. (Benzer yönde Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/6247 E – 2021/9135 K; 2021/5898 E – 2021/8467 K; 2021/4501 E – 2021/7401 K sayılı kararları)
Açıklamalar ışığında eldeki dosyaya baktığımızda, kaza tarihinin 01.10.2018 olup mahkemesince hükme esas alınan 23.11.2020 tarihli Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen maluliyet raporunun, kaza tarihi olan 01.10.2018 tarihinde yürürlükte bulunan 30/03/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümleri çerçevesinde düzenlendiği, davacının son film ve grafileri incelenmek sureti ile raporun hazırlandığı, davacının rapora itiraz ederken davacıya ait farklı bir heyet raporu, sağlık tedavi evrakı, vb belge sunmadığı anlaşılmıştır. Bu yönüyle davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Eldeki dosyaya baktığımızda davacı vekilinin geçici iş göremezlik tazminatı ve bakıcı gideri tazminatı hususunda dava dilekçesinde talebinin bulunduğu, ancak mahkemece kurulan hükümde bu hususlarda olumlu yada olumsuz karar verilmediği anlaşılmıştır.
Anayasa Mahkemesi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesinin (a) bendinin 22/7/2020 tarihli ve 7251 sayılı Kanun’un 35. maddesiyle değiştirilen (6) numaralı alt bendinin Anayasa’nın bazı maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptaline karar verilmesi istemli başvuruda vermiş olduğu 23/02/2022 günlü resmi gazetede yayınlanan 2020/101 Esas ve 2021/95 Karar sayılı 16/12/2021 günlü kararının gerekçesinde:
“26-Tarafların usulüne uygun olarak gösterdikleri delilleri yöntemince toplamak; söz konusu delillerin ileri sürülen vakıaları kanıtlama güç, kabiliyet ve ağırlığını tasnif etmek ve tarafların talepleri hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar vermek ise ilk derece mahkemelerinin asli görevleridir. İlk derece mahkemesi tarafından uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek önemli delillerin toplanmaması veya değerlendirilmemesi, davacının talebinin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması açık ve ağır bir usul kuralı ihlali niteliğinde olup bu şekilde verilen bir kararın esastan yapılacak bir denetime uygun olmayacağı açıktır. Bu itibarla bölge adliye mahkemesinin uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması durumunda vereceği kesin nitelikteki kaldırma kararı, davanın esasına ilişkin bir husus olmayıp yargılamaya ilişkin usul kuralının açık ve ağır ihlaline dayanmaktadır (benzer yönde bkz. E.2017/120, K.2018/33, 28/3/2018, § 21)…..” gerekçesi ile söz konusu kanun maddesinin Anayasa hükümlerine aykırı olmadığını kabul etmiştir.
Anayasa Mahkemesinin kararının gerekçesi incelendiğinde tarafların usulüne uygun olarak gösterdikleri delillerin yöntemince toplamak ve söz konusu delillerin ileri sürülen vakıaları kanıtlama güç, kabiliyet ve ağırlığını tasnif etmek ve tarafların talepleri hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar vermenin ise ilk derece mahkemelerinin asli görevi olduğu belirtildikten sonra ilk derece mahkemesi tarafından uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek önemli delillerin toplanmaması veya değerlendirilmemesi ya da davacının talebinin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olmasının açık ve ağır bir usul kuralı ihlali niteliğinde olduğu, bu şekilde verilen bir kararın esastan yapılacak bir denetime uygun olmayacağı kabul edilmiştir.
Bu şekilde verilen bir kararın esastan yapılacak bir denetime uygun olmayacağı anlaşılmakla, geçici iş göremezlik tazminatı ve bakıcı gideri talebi hususunda bilirkişi raporu alınıp dava değerinin belirlenmesi ve dosya kapsamına göre hüküm kurularak karar verilmesi ve bundan sonra dosyanın taraflarca istinaf edilmesi durumunda dairemize gönderilmesi gerektiğinden HMK 355 maddesi gereğince kamu düzeni yönünden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü gerekmiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
Yukarıda açıklanan sebeplerle ilk derece mahkemesince alınan rapor usulüne uygun ise de, yukarıda belirtilen eksiklikler giderilerek davacının geçici iş göremezlik tazminatı talebi ve bakıcı gideri talebi yönünden olumlu ve olumsuz bir hüküm tesis edilmeden karar verilmesinin hatalı olduğu anlaşıldığından, açıklanan nedenlere dayalı davacı vekilinin istinaf talebinin bu yönüyle HMK’nın 27, 353/1-a/4. maddesi uyarınca kamu düzeni yönünden kabul ile ilk derece mahkemesi kararın kaldırılarak dosyanın mahalline gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1.a-6. maddesi gereğince KABULÜ İLE,
Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 09/03/2021 tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Yukarıda belirtilen sebeplerle eksiklikler tamamlanarak davanın yeniden görülüp karar verilmesi için dosyanın yerel Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından kurulacak esasa ilişkin hükümde dikkate alınmasına,
5-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-HMK’nın 359/3. maddesi gereğince kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
7-Talep halinde inceleme konusu kararın icrasının geri bırakılması için İİK’nın 36/1 maddesi gereğince, varsa, istinaf eden tarafça yatırılan nakit teminatların veya sunulan banka teminat mektuplarının dosya kapsamı ve kararın niteliğine göre İİK’nın 36/5.fıkrası gereğince yatıran/ sunan tarafa İADESİNE,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.24/10/2023

Başkan Üye Üye Katip İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.