Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/3004 E. 2023/1852 K. 17.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/3004 – 2023/1852
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/3004
KARAR NO : 2023/1852

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSKENDERUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/03/2021
NUMARASI : 2017/… Esas, 2021/… Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ : Av.
DAVA : Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 17/10/2023

GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/03/2021 tarih ve 2017/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla; HMK’nın 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 23.11.2016 tarihinde, yaya olarak bulunan müvekkiline dava dışı …’un sevk ve idaresindeki tescilsiz motosiklet ile çarpması sonucu müvekkilinin ağır şekilde yaralanarak uzun bir dönem yatağa mahkum kaldığını, tedavi süresince bir çok masraf yaptığını ve iş ve gücünü yapamaması nedeniyle maddi zarara uğradığını, kazaya sebebiyet veren aracın zorunlu trafik sigortasının olmaması nedeniyle husumeti davalıya yönelttiklerini, zararın tazmin edilmesi amacıyla dava öncesi davalıya müracaat edilmiş ise de herhangi bir tazminat ödemesi yapılmadığını, bu nedenle belirsiz olan maluliyetten kaynaklı maddi zararların tespiti ile FİHS tutularak tespit edilecek miktarlara dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigortasız aracın kusuru oranında davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

ISLAH : Davacı vekili 37/01/2021 tarihli dilekçesi ile dava değerini 6.638,00 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava şartı olan dava yoluna başvurmadan önce sigorta şirketine başvuru şartı yerine getirilmediğinden davanın usulden reddi gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğunun sigorta limiti, sigortalının kusur oranı ve gerçek zarar ile sınırlı olduğununu, davacının sürekli maluliyet oranının ATK tarafından belirlenmesi, tazminatın poliçe yeni genel şartlarında belirtilen usul ve esaslara göre aktüer siciline kayıtlı bilirkişi marifeti ile hesaplanması gerektiğini, geçici iş göremezlik ve kazanç kaybı zararının poliçe teminat kapsamında olmadığını, tazminattan müterafik kusur ve hatır taşıması indirimi yapılmasını, müvekkilinin en fazla dava tarihinden itibaren yasal faizden sorumlu olabileceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece davanın kabulü ile 6.638,00 TL maddi tazminatın (geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatı) dava tarihi olan 22/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Kusur raporuna ilişkin itirazlarının değerlendirilmeden eksik rapor ile hüküm kurulduğunu, İstanbul ATK kurumu tarafından hazarlanan raporun eksik ve hatalı incelemeye dayandığını, İstanbul Adli Tıp Başkalığınca hazırlanmış bulunan raporda davacının maluliyet oranının %3 olarak tespit edildiğini, İşbu rapora karşı taraflarınca yasal süresi içerisinde ayrıntılı şekilde itiraz edildiğini, ancak yerel mahkemece iritazlarının reddedildiğini, hükme esas alınan Atk maluliyet raporunun eksik ve hatalı hazırlandığını, raporu kabul etmediklerini, kazanın üzerinden uzun bir süre geçmiş olmasına rağmen davacının hala iyileşmediğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Karara karşı davalının verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Yeniden tescil edilmeden trafiğe çıkan ve dolayısıyla bu tür araçlar için zorunlu mali sorumluluk sigortası tanzim edilmesinin söz konusu olmadığını, 20/02/2019 tarih 30692 sayılı resmi gazetede erişkinler için engellilik değerlendirmesi hakkında yönetmeliğe göre sonuçlandırılması gerektiğini, hükme esas alınan raporun 20/02/2019 şartlarını taşıması gerektiğini Kurumun geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin sorumluluğunun söz konusu olmadığını, ek ders ücreti kalemlerinin sürekli ve belgelendirilmediğini, dolayısıyla yapılan tazminat hesaplamasında eğitim tazminatının ve ek ders ücretinin dahil edilmemesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 23/11/11/2016 tarihinde meydana trafik kazası olup, geçici ve sürekli iş göremezlik tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından; kusur raporlarının çelişkili olduğu, maluliyet raporlarının hatalı olduğu, davalı vekili tarafından; aracın tescile tabi olmadığından sorumluluklarının olmadığı, maluliyet raporunun hatalı olduğu, geçici iş göremezlik tazminat dışı olduğu, ek ders ücretinin gelire dahil edilmemesi gerektiği sebebi ile istinaf edilmiştir.
Kusur raporuna ilişkin istinaf sebebinin incelenmesinde;
Dosyada bulunan kaza tespit tutanağında davalı sürücünün tam kusurlu olduğunun, yayanın kusurunun olmadığının belirtildiği, iş bu dosyada bulunan 09/07/2018 tarihli ATK kusur raporunda sürücü …’un %20 oranında, yaya …’ın %80 kusurlu olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır.
Görüldüğü üzere kaza tespit tutanağı ile kusur raporu arasında çelişkinin bulunduğu, mahkemece bu çelişki giderilmeksizin alınan kusur raporunun hükme esas alındığı görülmekle; mahkemece dosyada bulunan kusur raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla dosyanın 3 kişilik makine mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulu, İTÜ Makine Mühendisliği Trafik kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Fen Heyeti gibi kurum ve kuruluşlardan seçilecek 3 kişilik trafik konusunda uzman bilirkişi heyetine tevdii ile kusur oranları arasında yer alan çelişkinin giderilmesi gerektiği anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmüştür.
Hesap raporuna yönelik yapılan istinaf incelemesinde:
Anayasa Mahkemesinin 2019/40-2020/40 E.K sayılı 17/07/2020 günlü kararı sonrasında Yargıtay 17. Hukuk ve sonrasında Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin istikrarlı kararlarında (örneğin 17/06/2021 gün ve 2021/9757 Esas ve 2021/3262 karar sayılı kararları, 2021/3173 Esas ve 2944 Karar sayılı kararları) davacının gerçek zararının belirlenmesi noktasında davacının muhtemel bakiye yaşam süresinin TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenerek ve prograsif rant tekniği kullanılmak suretiyle tazminat miktarının hesaplanması gerektiğine işaret edilmiştir. Buna göre eldeki dosyaya baktığımızda mahkemesince hükme esas alınan hesap raporunda TRH 2010 yaşam tablosu ve prograssif rant yöntemi kullanılmak sureti ile davacının zararının belirlendiği, raporun bu yönüyle hüküm kurmaya elverişli olduğu, geçici iş göremezlik zararın teminat içinde olduğu ancak, davacının gelirinin resmi kayıtlara göre yerinde ele alındığı ancak alınacak kusur raporundan sonra belirlenecek kusur oranına göre yeniden güncel verilere göre rapor alınması gerektiğinden bu aşamada inceleme yapılmamıştır.
Husumete yönelik istinaf incelemesinde;
Dosyada kazaya sebep araç için bilirkişi incelemesi yapılmış olup, buna göre kazaya sebep motosikletin 124 cm3 silindir hacmi olduğu, trafikte fiilen kullanıyor olmakla ZMMS yaptırma zorunluluğunda olduğu belirlenmekle davalıya husumet yöneltilmesi doğrudur.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar yönünden yapılan incelemede;
Tüm bu anlatılanlar ışığında mahkemece yukarıda belirtilen eksiklikler tamamlanmadan eksik inceleme ve araştırma yapıldığı, bu nedenle davanın esasıyla ilgili olarak gereken delillerin toplanmadığı anlaşıldığından, davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun sair hususlar incelenmeksizin bu aşamada kısmen kabulüne yerel mahkeme kararının HMK’nun 355. ve 353/1-a/6. maddesi uyarınca kararın kaldırılarak dosyanın mahalline gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1.a-6. maddesi gereğince KABULÜ İLE,
İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/03/2021 tarih ve 2017/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Yukarıda belirtilen sebeplerle eksiklikler tamamlanarak davanın yeniden görülüp karar verilmesi için dosyanın yerel Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Davacı ve davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
4-Taraflar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından kurulacak esasa ilişkin hükümde dikkate alınmasına,
5-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-HMK’nın 359/3. maddesi gereğince kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
7-Talep halinde inceleme konusu kararın icrasının geri bırakılması için İİK’nın 36/1 maddesi gereğince, varsa, istinaf eden tarafça yatırılan nakit teminatların veya sunulan banka teminat mektuplarının dosya kapsamı ve kararın niteliğine göre İİK’nın 36/5.fıkrası gereğince yatıran/ sunan tarafa İADESİNE,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.17/10/2023

Başkan Üye Üye Katip
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.