Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2986 E. 2023/1128 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/2986 – 2023/1128
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2986
KARAR NO : 2023/1128

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … … (…)
ÜYE : … … (…)
ÜYE : … … (…)
KATİP : … … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/06/2021
NUMARASI : 2017/… Esas, 2021/… Karar

DAVACILAR : 1- …
2-…
3- …
4- …
5- …
6- …
7-…
8-…
9-…
10- …
VEKİLİ : Av….

DAVALI : 1- … SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ -…
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 2- …
VEKİLLERİ : Av. …
Av….
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)

KARAR TARİHİ : 15/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

… 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18.06.2021 tarih ve 2017/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 03/11/2016 tarihinde … ili … ilçesi … mahallesi … … caddesi üzerinde meydana gelen trafik kazasında sürücü … … … kullandığı … plakalı aracın çarpması sonucunda müvekkili … … ağır yaralandığı ve … … Devlet Hastanesi’ne kaldırıldığı, kazada … … … %100 kusurlu bulunduğu, olay sonrasında davalı sigorta şirketine yapılan başvuru neticesinde önerilen rakamın kabul edilmediğini, bu nedenlerle davalı … … … fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak kaydıyla 2.000,00 TL maddi 100,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini, davalı sigorta şirketinden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2.000,00 TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini, karar kesinleşinceye kadar … plakalı araç kayıtlarına tedbir konulmasına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili 17/03/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile: davalılardan talep etmiş olduğu 4.000,00 TL alacak taleplerini arttırarak 11.416,94 TL olarak belirlemiştir.
CEVAP: Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin sorumluluğun 310.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, araç sürücüsüne atfedilen kusuru kabul edilmediğini ve Adli Tıp Kurumundan kusur raporu alınması gerektiğini, davacının kaza sonrası sosyal kurumlardan yardım alıp almadığının araştırılmasını, tazminat hesabının alanından uzman bilirkişilerce yaptırılması gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddini, temerrüde düşmemiş ve dava açılmasına sebebiyet vermeyen müvekkili şirket aleyhine vekalet ücreti, yargılama giderleri ve faize karar verilmemesini, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … … … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının vefat etmesi nedeniyle taraf sıfatı ve vekiliyle olan vekalet ilişkisinin sona erdiği ve davanın sıfat yokluğundan reddinin gerektiğini, davacının ölüm sebebi ile taraflara arasında meydana gelen tarik kazası arasında uygun illiyet bağı olmadığını, dosyanın Adli Tıp Kurumu’na tevdi ile rapor düzenlenmesinin istenilmesini, davacının vefatından önceki sağlık kurulu raporlarında unutkanlık, demans tanıları konulduğu ve yakınları tarafından tek başına trafiğin yoğun olduğu alanlarda yürüyüşe göndermelerinin ağır ihmalleri olduğunu, bu nedenlerle davanın reddini, davacının ölüm nedeninin tespiti için Adli Tıp Kurumu’na dosyanın sevkini, tazminat hesabı için dosyanın bilirkişiye sevkinin sağlanmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacıların davalılara karşı açtığı sürekli iş görmezlik tazminat talebinin reddine, 10.416,94 TL geçici iş görmezlik tazminatının davalı … … … kaza tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketinden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak miras payları oranında müteveffa … … mirasçılarına verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile Davalı … … … alınarak miras payları oranında davacı mirasçılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacılar vekili istinaf dilekçesinde; mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarının tarafların ekonomik ve sosyal durumları, olay tarihi, paranın alım gücü, kusur oranları dikkate alındığında çok düşük olduğunu, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporuna itiraz etmiş olmalarına rağmen müvekkilinin %20 oranında kusurlu kabul edilmesini kabul etmediklerini, müteveffa lehine hükmedilen geçici iş göremezlik tazminatının düşük miktarda hesaplandığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Karara karşı davalı … … … vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin kazanın gerçekleşmesinde hiçbir kusurunun bulunmadığını, müvekkilinin alabileceği her türlü önlemi almasına rağmen kazanın müteveffanın trafik kurallarını ihmal etmesi ve aşırı ihmalkar davranışları yüzünden gerçekleştiğini, mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarının çok yüksek olduğunu, maddi tazminat yönünden iyileme süresinin 12 ay olarak belirlenmesi ve bu sürede müteveffanın %100 malul olduğunun kabulü ile buna göre tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle meydana gelen maluliyetten kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın maddi ve manevi tazminatlar yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ve davalı … … … tarafından istinaf edilmiştir.
Davacılar vekilinin ve davalı vekilinin kusura yönelik istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Taraf vekilleri kusur oranlarını kabul etmedikleri ileri sürmüşler ise de, dosya içerisinde mevcut kazanın hemen akabinde düzenlenen kaza tespit tutanağında davalı sürücü … …’in aracının hızını trafik yol ve şartlarına ayarlayamaması nedeni ile asli kusurlu olduğu, müteveffa … … ise kontrolsüz bir şekilde kavşağa giriş yapması nedeni ile %20 oranında tali kusurlu olduğu belirlenmiştir.
… 5. Asliye Ceza Mahkemesince bilirkişiden aldırılan 04.05.2017 günlü kusur raporu ve İstanbul ATK Trrafik İhtisas Dairesinden aldırılan 08.09.2017 günlü kusur raporunda davalı sürücü … …’in yola gereken dikkat ve özeni göstermemekle, kavşağa yaklaşırken hızını düşürmemek ve fren tedbirine başvurmamakla kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğu, müteveffa … … ise tali kusurlu olduğu belirlenmiştir.
İş bu dosyada mahkemece ATK Trafik İhtisas Dairesinden aldırılan 08.10,2019 günlü kusur raporunda davalı sürücü … …’in %80 oranında asli, müteveffa … … ise %20 oranında tali kusurlu olduğu belirlenmiştir.
Son olarak mahkemece tarafların itirazları ve kusur oranlarının belirlenmesi amacı ile Karayolları Trafik Fen heyetinden rapor aldırılmış olup, bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 05.05.2020 günlü raporda, davalı Sürücü … …’in kavşağa yaklaşırken sevk ve idaresindeki aracının hızını aracının yük ve teknik özelliğine, görüş yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara ayarlamamakla %80 oranında asli, müteveffa … ise taşıt yoluna girmeden önce yaklaşmakta olan taşıt trafiğini yeterince dikkatle kontrol etmemekle %20 oranında tali kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Buna göre mahkemece aldırılan raporların dosya kapsamına ve olayın oluşuna uygun olduğu gibi ceza dosyasında alınan raporlarla ve kaza tespit tutanağı ile de uyumlu olduğu, raporlar arasında çelişki olmadığı, davalı … …’in kazanın meydana gelmesinde asli, müteveffanın ise tali kusurlu kabul edilmesinde herhangi bir yanlışlık olmadığı anlaşıldığından taraf vekillerinin kusur oranın yanlış tespit edildiğine ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.

Davacılar vekili ve davalı … … … vekilinin manevi tazminatın miktarına yönelik istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davacılar vekili mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarının çok düşük olduğunu, davalı … … vekili ise hükmedilen manevi tazminat miktarının yüksek olduğunu ileri sürmüş ise de,
6098 TBK’nın 56/2. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hakimin takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir etmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Somut olayda 03.11.2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacıların mirasçılarının yaralandığı, İstanbul 2. İhtisas ATK tarafından düzenlenen 26.10.2020 tarihli maluliyet raporuna göre davacının 12 ay geçici iş göremezlik süresinin bulunduğunun belirlendiğini, alınan kusur raporlarına göre trafik kazasının meydana gelmesinde davalının sürücü … …’in % 80 oranında kusurlu olduğu, davacıların mirasçısının ise %20 oranında kusurunun bulunduğu, tarafların belirlenen ekonomik sosyal durumları, kusur oranları, kaza ve davanın tarihi, davacıların yaşı ve davacıların mirasçısının kaza tarihindeki yaşı, yaralanmasının niteliği, olay tarihi birlikte değerlendirildiğinde hükmolunan manevi tazminatın yeterli ve yerinde olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle davacılar vekilinin ve davalı … … vekilinin manevi tazminatın miktarına yönelik istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı vekilinin maddi tazminata yönelik istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davalı vekili her ne kadar maddi tazminat yönünden iyileşme süresinin 12 ay olarak belirlenmesi ve bu sürede müteveffanın %100 malul olduğunun kabulü ile buna göre tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüş ise de, hükme esas alınan ATK 2. İhtisas Kurulu tarafından müteveffanın tedavi evrakları, hastane kayıtları ve kazadan sonraki tüm tedavi evrakları, hastane kayıtları incelenmek sureti ile 12 ay iyileşme süresinin olduğunun tespit edildiği, bu süre zarfından davacının %100 oranında malul sayılacağı tespit edilmiş olup bu durumun aksini ileri süren davalı tarafından davacıların murisinin geçici iş göremezlik süresinin daha kısa olduğuna ilişkin bir delil, tedavi evrakı, sağlık kurulu raporu da sunulmamıştır, şu halde mahkemesince davacıların murisinin 12 ay süre ile tedavi sürecinin devam ettiği ve bu süre içinde %100 oranında malul kaldığının kabulü ile buna göre hesaplama yapılmasında usul ve esas yönünden herhangi bir yanlışlık olmadığı kanaatine varılmış, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacılar vekilinin maddi tazminata yönelik istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davacılar vekili müteveffa lehine hükmedilen geçici iş göremezlik tazminatının düşük miktarda hesaplandığını ileri sürmüş ise de,
HMK’nın 357. maddesinde “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz.” hükmü düzenlenmiştir.
Bilirkişi raporuna itiraz etmeyen taraf yönünden raporun kesinleşeceğine yönelik Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 05/06/2017 gün ve 2016/801 E.-2017/9091 K. Sayılı kararında özetle; “…Davanın taraflarınca itiraz edilmeyen uzman bilirkişi raporu her iki taraf yönünden de kesinleşir ve kesinleşen rapor hakimi de bağlar. Taraflardan birinin rapora itiraz etmesi, diğer tarafın itiraz etmemesi halinde ise rapor itiraz etmeyen taraf yönünden kesinleşir ve itiraz eden taraf yararına usuli kazanılmış hak doğar. Bu ilkenin sonucu olarak, itiraz üzerine yeniden yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucunda verilen raporun önceki rapora göre itiraz eden taraf aleyhine olması halinde, kazanılmış hak ilkesi dikkate alınarak önceki raporda belirtilen kusur oranı, zarar miktarı vs. esas alınarak hükmedilecek miktar belirlenir. İlk rapora itiraz etmeyen ve o raporda belirtilen miktarlara razı olan tarafın lehine olacak şekilde sonraki rapora göre karar verilemez…”
Somut olayda Mahkemesince hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunun davacılar vekiline 20.02.2021 gününde usulünce tebliğ edildiği, davacılar vekili tarafından süresi içerisinde bu hesap raporuna ilişkin olarak itiraz edilmemiştir, şu halde süresi içinde itiraz edilmeyen ve bu nedenle kesinleşen raporlara karşı artık istinaf aşamasında itiraz edilemeyeceği anlaşıldığından bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davacılar vekili ve … … … vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- … 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18.06.2021 tarih ve 2017/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davacılar vekili ve davalı … … … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacılardan alınması gereken 179.90 TL istinaf karar harcından, peşin yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubuyla, bakiye 120,60 TL harcın davacılardan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Harçlar Kanunu gereğince davalı … … … alınması gereken 1.394,68 TL istinaf karar harcından, davalı tarafından peşin yatırılan 348,65 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubuyla, bakiye 1.046,03‬ TL harcın davacılardan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacılar tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … … … tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.15.06.2023

… … … … … … … … Başkan … Üye … Üye … Katip …
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır