Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2956 E. 2023/1122 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/2956 – 2023/1122
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2956
KARAR NO : 2023/1122

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … … (…)
ÜYE : … … (…)
ÜYE : … … (…)
KATİP : … … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/03/2021
NUMARASI : 2018/… Esas, 2021/… Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av…

DAVALI : … SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av..
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 15/06/2023

GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18.03.2021 tarih ve 2018/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 22.08.2018 tarihinde davalı sigorta şirketine sigortalı araç sürücüsü … … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile seyir halinde iken sürücü … … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında … plaka sayılı araçta yolcu konumuna olan müvekkilinin yaralandığını, … plaka sayılı aracın … Sigorta A.Ş. Nezdinde sigortalı olduğunu belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla 3.200,00 TL kalıcı iş göremezlik, 100,00 TL geçici iş göremezlik olmak üzere toplam 3.300,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsilini arz ve talep etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili 05/02/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile; 3.200,00 TL olan kalıcı iş göremezlik talebini 49.419,45 TL 100,00 TL olan geçici iş göremezlik talebini 14.847,98 TL olarak belirlemiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın yetkisiz mahkemede açıldığını yetkili mahkemelerin İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, özürlülük ölçütü içeren sağlık kurulu raporu ile başvuru yapılmadığından davanın esastan reddi gerektiğini, müvekkili şirketin sigortalının kusuru oranında sorumlu olduğunu, davacının dava konusu kaza nedeniyle maluliyeti bulunup bulunmadığının tespiti gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; 14.847,98 TL geçici iş göremezlikten kaynaklanan tazminat ile ….629,00 TL kalıcı iş göremezlikten kaynaklanan tazminat olmak üzere 55.476,98 TL maddi tazminatın 3.300,00 TL’sinin 11/09/2018 tarihinden itibaren, kalan 52.176,98 TL’sinin ıslah tarihi olan 05.02.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacı tarafından talep edilen geçici iş göremezlik tazminatı talebinde müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunmadığını, mahkemece hükmedilen tazminata hükmedilen faiz tarihinin hatalı olduğunu, hükmedilen tazminat tutarına dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini, mahkemece belirlenen kusur dağılımını kabul etmediklerini, dosyanın ATK’na tevdii ile kusur oranları arasındaki çelişkinin giderilmesi amacı ile yeniden rapor aldırılması gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasında meydana gelen yaralanmadan kaynaklı geçici iş göremezlik tazminatı ve kalıcı iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulü ile; 14.847,98 TL geçici iş göremezlikten kaynaklanan tazminat ile ….629,00 TL kalıcı iş göremezlikten kaynaklanan tazminat olmak üzere 55.476,98 TL maddi tazminatın 3.300,00 TL’sinin 11/09/2018 tarihinden itibaren, kalan 52.176,98 TL’sinin ıslah tarihi olan 05.02.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davalı vekilinin geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu olmadıkları yönündeki istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davalı vekili her ne kadar davacı tarafından talep edilen geçici iş göremezlik tazminatı talebinde müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunmadığını ileri sürmüş ise de, 09/10/2020 günlü resmi gazetede yayınlanan Anayasa Mahkemesinin 2019/…-2020/… Esas-Karar sayılı 17/07/2020 günlü kararı dikkate alındığında davacının zararının belirlenmesinde 01/06/2015 günlü ZMSS genel şartlarının tümü ile dikkate alınamayacağı anlaşılmaktadır. Bu yönüyle davacının tedavi sürecinde uğramış olduğu geçici iş görmezlik zararının davacının gerçek zararı niteliğinde olduğu, dolayısıyla davalı sigorta şirketi tarafından davacının uğramış olduğu bu zararın karşılanması gerektiği anlaşıldığından bu miktar yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır bu yönü ile buna dair istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.(Aynı yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/6271 esas ve 2020/8104 karar sayılı 03/12/2020 günlü kararı)
Davalı vekilinin faiz tarihine yönelik istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davalı vekili, mahkemece hükmedilen tazminata uygulanan faiz tarihinin hatalı olduğunu, hükmedilen tazminat tutarına dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
Eldeki dosyaya baktığımızda 55.476,98 TL maddi tazminatın 3.300,00 TL’sinin 11/09/2018 tarihinden itibaren, ıslah ile arttırılan kısım olan 52.176,98 TL’sinin ise ıslah tarihi olan 05.02.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Davacı vekili, fazlaya ilişkin tüm hakları saklı tutarak dava açmış olup alacağın saklı tutulan ve ıslah ile arttırılan kısmının temerrüt tarihi de aynı tarihtir. Alacağı doğuran sebebin esasen haksız eylemden kaynaklanmış olmasına göre, ıslah ile istenilen tazminat için de, aynı tarihten itibaren temerrüt faizi uygulanması gerekir. Buna göre her ne kadar tüm tazminat miktarına 11.09.2018 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken ıslah ile arttırılan kısma ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi hatalı ise de davacı tarafından bu yönde yapılan bir istinaf başvurusu bulunmadığından ve istinafa gelen aleyhine karar verilemeyeceğinden söz konusu yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir.
Asıl talep olan 3.300,00 TL yönünden uygulanan faiz tarihi yönünden ise; 2918 Sayılı Yasanın 97 ve 99. md.leri gereği dosyaya baktığımızda; davacı tarafından davalı sigorta şirketine 28.9.2018 tarihinde maddi tazminat davası isteminde bulunduğu dikkate alındığında, iş bu başvurudan 8. iş günü sonra 11.09.2018 tarihinden itibaren davalı sigorta şirketinin temerrüte düştüğünün kabulü ile yazılı şekilde karar verilmiş olması yerinde görülmekle davalı vekilinin faiz tarihine yönelik istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı vekilinin kusura yönelik istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davalı vekili mahkemece belirlenen kusur dağılımını kabul etmediklerini, dosyanın ATK’na tevdii ile yeniden kusur raporu alınması gerektiğini ileri sürmüş ise de, hükme esas alınan kusur raporu incelendiği, raporun dosya içerisinde kazanın hemen akabinde düzenlenen kaza tespit tutanağı ile olayın oluş ve özellikleri ile uyumlu olduğu, raporun açıklayıcı gerekçeli ve hüküm kurmaya elverişli nitelikte olduğu, dava dışı sürücünün dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmeyerek, karşı yönden gelen trafiğin kullandığı şeride geçiş yaparak kazaya sebebiyet verdiğinden %100 oranında asli ve kusurlu kabul edilmesinde herhangi bir yanlışlık olmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin kusura yönelik istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18.03.2021 tarih ve 2018/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gereken 3.789,63 TL istinaf karar harcından, peşin yatırılan 947,50 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubuyla, bakiye 2.842,13‬ TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.15.06.2023

… … … … … … … … Başkan … Üye … Üye … Katip …
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır