Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2953 E. 2023/1564 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/2953 – 2023/1564
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2953
KARAR NO : 2023/1564

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ :Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI :2020/… Esas, 2021/… Karar
DAVACI :
VEKİLİ :Av.
DAVALILAR :1-
:2-
VEKİLİ :Av.
DAVA :İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 21/09/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/09/2021 tarih ve 2020/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla; HMK’nın 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ.
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ve davalı şahsın, müvekkili şirkete 05/08/2020 tarihli takip dayanağı tutanağa dayanılarak toplam 80.000,00 TL borcundan dolayı Adana 10. İcra Dairesinde 2020/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, borçlular tarafından takibe itiraz edildiğini, arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını belirterek borçluların itirazının iptali ile %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle yetki itirazlarının bulunduğunu, yetkili mahkemelerin Ankara Mahkemeleri ve İcra Müdürlükleri olduğunu, dava dilekçesi ve takip dayanağında sadece davacının beyanına dayalı olarak Jandarma tarafından tutulmuş olan tutanağın sunulduğunu, davacının müvekkillerine karşı başlatmış olduğu icra takibinin ve açılmış olan davanın hiçbir yasal dayanağı bulunmadığını, haksız ve kötüniyetle takip başlatıldığını, davacının müvekkillerinden hiçbir alacağının olmadığını belirterek davanın reddi ile %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece ispat edilemeyen davanın reddine, davalının kötü niyet tazminatı talebinin koşulları oluşmaması sebebiyle reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme “kaya kırıcı malzemenin kendiliğinden patladığını ve kırıcı kepçede meydana geldiği iddia edilen hasara ilişkin ispata delil sunulmadığı” gerekçesiyle ispat edilemeyen davanın reddine karar vermiş ise de; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğundan kararın ortadan kaldırılması gerektiğini, davalı şirket ve davalı şahıs aleyhine davacı müvekkili şirkete İcra Dairesine sunulan 05/08/2020 tarihli takip dayanağı tutanağa dayanılarak toplam 80.000,00 TL kırıcı makinaya verilen hasar borcundan dolayı Adana 10. İcra dairesinde aleyhine icraya takibi yapılmış olduğunu, davalılar tarafından 08/10/2020 tarihinde itirazda bulunarak hiç borcu olmadığı gerekçesiyle borca ve ferilerine itiraz edilmiş olduğunu, UYAP sistemi üzerinden dava açılırken arabuluculuk dosyasını zorunlu tuttuğu ve ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk kurumunun dava şartı olması sebebiyle Adana Arabuluculuk Bürosuna başvurulmuş ve 2020/… arabuluculuk numarası ile dosya açılılarak, dosyanın tarafların anlaşamaması ile sonuçlanmış olduğunu, davalı şirket ve şahıs ile müvekkil şirket arasında ticari ilişkiden kaynaklanan ve müvekkili şirketin kırıcısına verilen toplam 80.000,00 TL borcunu ödemediğinden ve haksız olarak borca itiraz ettiğinden itirazın iptali davası açılmış ise de; yerel mahkemenin delilleri toplamadan, dosyayı bilirkişiye sevk etmeden, müvekkili şirketin defterini incelemeden davalı şahıs ve şirketin müvekkilin kırıcısına verilmiş olan zararı değerlendirmeden ve salt kırıcı kendiliğinden patladığı ve zarar meydana geldiği gerekçesiyle davayı reddetmiş olmasından dolayı verilen kararın ortadan kaldırılmasının gerektiğini, yerel mahkemenin dava dilekçelerinin delil kısmında belirtilen 05/08/2021 tarihli jandarma tutanağını araştırmadan, müvekkili şirketin tamir faturalarını incelemeden, gerektiğinde tanıklarının dinlenmeden karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı tarafından da makinanın zarar gördüğünün ve faturaların inkar edilmemiş olduğunu, sadece davalı şirketin davacı şirketten alacağı olmadığı ileri sürülmüş olduğunu, başkaca bir defii de ileri sürülmemiş veya makinanın kendiliğinden patladığının da ifade edilmemiş olduğunu belirterek yerel mahkemenin kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali davasıdır.
İlk derece mahkemesinde taraf teşkili sağlanarak yapılan yargılamada; icra dosyası celp edilmiş, 16/09/2021 tarihinde yapılan ikinci celsede ön inceleme yapılmak suretiyle aynı tarihte tahkikata geçilerek davanın ispatlanamadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili istinaf etmiştir.
İnceleme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve re’sen kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava dosyasına yönelik UYAP’tan yapılan incelemede; 24/10/2022 tarihli tensip zaptının 12.maddesi ile ön inceleme duruşmasına yönelik olarak gerekli ara kararın alındığı, söz konusu ara kararının davacı vekiline tebliğ edildiği, duruşmanın 27/05/2021 tarihinde yapıldığı, belirtilen tarihte yapılan celsede ön inceleme yapılmadığı anlaşılmıştır.
6100 Sayılı Kanunun “Ön inceleme duruşmasına davet” başlıklı 139.maddesi ” (1) Mahkeme, dilekçelerin karşılıklı verilmesinden ve yukarıdaki maddelerde belirtilen incelemeyi tamamladıktan sonra, ön inceleme için bir duruşma günü tespit ederek taraflara bildirir. (Değişik cümle:22/7/2020-7251/13 md.) Çıkarılacak davetiyede aşağıdaki hususlar ihtar edilir:
a) Duruşma davetiyesine ve sonuçlarına ilişkin diğer hususlar.
b) Tarafların sulh için gerekli hazırlığı yapmaları.
c) Duruşmaya sadece taraflardan birinin gelmesi ve yargılamaya devam etmek istemesi durumunda gelmeyen tarafın yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemeyeceği.
ç) Davetiyenin tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içinde tarafların dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları, bu hususların verilen süre içinde yerine getirilmemesi hâlinde o delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacaklarına karar verileceği” hükmünü, “Ön inceleme duruşması” başlıklı 140.maddesi ” (1) Hâkim, ön inceleme duruşmasında, dava şartları ve ilk itirazlar hakkında karar verebilmek için gerekli görürse tarafları dinler; daha sonra, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları tek tek tespit eder.
(2) Uyuşmazlık konularının tespitinden sonra hâkim, tarafları sulh ve arabuluculuğun esasları, süreci ve hukuki sonuçları hakkında aydınlatarak sulhe veya arabuluculuğa teşvik eder; bu konuda sonuç alınacağı kanaatine varırsa, bir defaya mahsus olmak üzere yeni bir duruşma günü tayin eder.
(3) Ön inceleme duruşmasının sonunda, tarafların sulh veya arabuluculuk faaliyetinden bir sonuç alıp almadıkları, sonuç alamadıkları takdirde anlaşamadıkları hususların nelerden ibaret olduğu tutanakla tespit edilir. Bu tutanağın altı, duruşmada hazır bulunan taraflarca imzalanır. Tahkikat bu tutanak esas alınmak suretiyle yürütülür.
(4) Ön inceleme tek duruşmada tamamlanır. Zorunlu olan hâllerde bir defaya mahsus olmak üzere yeni bir duruşma günü tayin edilir.
(5) (Değişik:22/7/2020-7251/14 md.) 139 uncu madde uyarınca yapılan ihtara rağmen dilekçelerinde gösterdikleri belgeleri sunmayan veya belgelerin getirtilmesi için gerekli açıklamayı yapmayan tarafın bu delillere dayanmaktan vazgeçmiş sayılmasına karar verilir.” hükmünü amirdir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Hukuki Dinlenilme Hakkı” başlıklı 27 nci maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak, yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içerir.
Bu kapsamda kural olarak, duruşma yapılması zorunlu olan çekişmeli yargıda hakim, Kanunun gösterdiği istisnalar dışında tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez.
Hukuki dinlenilme hakkının gereği olarak taraflar duruşmaya çağrılmadan, eş anlatımla; taraf teşkili sağlanmadan hüküm verilememesi, Anayasanın 36 ncı maddesi ile düzenlenen iddia ve savunma hakkının kullanılmasına olanak tanınması ilkesinin doğal bir sonucudur ve aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6 ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının da en önemli unsurudur.
Anayasanın 36 ıncı maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6 ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir. Bu hak çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir.
Yargılamanın gereksiz yere uzamasının engellenmesi, mahkemenin ve tarafların yargılamada gereken hazırlığı davanın başında yapmasının sağlanması bakımından Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile dilekçelerin verilmesinden sonra ve tahkikat aşamasından önce gelmek üzere “ön inceleme” adıyla yeni bir yargılama aşaması kabul edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 137 nci maddesinde ön incelemenin kapsamı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 138 inci maddesinde ön inceleme aşamasında dosya üzerinden dava şartları ve ilk itirazlar hakkında verilecek kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 139 uncu maddesinde ön inceleme duruşmasına davet, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 140 ıncı maddesinde ise yapılması zorunlu olan ön inceleme duruşması düzenlenmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Ön incelemenin kapsamı” başlıklı 137 nci maddesinde dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılacağı belirtilmiştir. Mahkeme, ön inceleme duruşmasında tarafların iddia ve savunmaları kapsamında uyuşmazlık konularını tam olarak belirler, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemleri yapar, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onları sulhe veya arabuluculuğa teşvik eder ve bu hususları tutanağa geçirir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise ön inceleme tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemeyeceği ve tahkikat için duruşma günü verilemeyeceği belirtilmiştir.
Yukarıdaki yasal düzenlemeler ve açıklamalar eşliğinde dosya incelendiğinde; ilk derece mahkemesince 16/09/2021 tarihinde yapılan ikinci celsede (ön inceleme duruşmasında) 6100 Sayılı Kanunun yukarıda aynen aktarılan 139/1-ç ile 140/5.maddelerine aykırı olarak davacı vekiline delillerini sunması için gerekli ihtarın yapılmadığı, giderek usule aykırı yargılama yapılarak davanın esası ile ilgili olarak deliller toplanmadan yanılgılı gerekçe ile hüküm tesis edildiği anlaşılmakla; davacı vekilinin bu yönlere işaret eden istinaf itirazları yerindedir.
Buna göre; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a.6 maddesi uyarınca kabulüyle kararın kaldırılarak dosyanın mahalline gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1.a-6. maddesi gereğince KABULÜ İLE, Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/09/2021 tarih ve 2020/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Yukarıda belirtilen sebeplerle eksiklikler tamamlanarak davanın yeniden görülüp karar verilmesi için dosyanın yerel Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından kurulacak esasa ilişkin hükümde dikkate alınmasına,
5-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-HMK’nın 359/3. maddesi gereğince kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
7-Talep halinde inceleme konusu kararın icrasının geri bırakılması için İİK’nın 36/1 maddesi gereğince, varsa, istinaf eden tarafça yatırılan nakit teminatların veya sunulan banka teminat mektuplarının dosya kapsamı ve kararın niteliğine göre İİK’nın 36/5.fıkrası gereğince yatıran/ sunan tarafa İADESİNE,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-g maddesi gereğince KESİN olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 21/09/2023

Başkan Üye Üye Katip

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.