Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2912 E. 2023/1079 K. 13.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/2912 – 2023/1079
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2912
KARAR NO : 2023/1079

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas, … Karar
İSTİNAF EDEN
DAVACILAR : 1- …
2- …
3- …
4- …
5- …
6- …
VEKİLİ : Av…
DAVALILAR : 1- …
2- …
VEKİLİ : Av…
3- …
VEKİLLERİ : Av…
Av…
4- …
VEKİLİ : Av…
DAVA : Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 13/06/2023

GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15.09.2021 tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı … …’ın yolcu konumunda bulunduğu … plakalı araç ile 02/11/2016 tarihinde yeşil ışıkta geçerken kırmızı ışıkta geçmek isteyen davalı … … sevk ve idaresinde olup davalı … …’a ait … plakalı aracın yandan çarpması sonucu kaza meydana geldiğini, davacı … … araçta yolcu konumunda bulunduğundan kusursuz olduğunu, davacının yaralanmasına sebep olan … plakalı aracın davalılardan … Sigorta A.Ş. Nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, davacının yolcu olarak bulunduğu … plakalı aracın davalılardan … … Sigorta A.Ş. nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, davalılardan … …’ın kazaya sebebiyet veren aracın maliki olduğunu, kaza sonucu davacı … …’ın yatağa bağımlı bakıma muhtaç hale geldiğini, bu süreçte bakımını eşi davacı … …’ın karşıladığını, davacı … …’ın 3 ay boyunca yatağa bağımlı olmak üzere 1 yıl yürüyemediğini ve çalışamadığını, konfeksiyon atölyesinde ütücü ustası olarak aylık 3.000,00 TL ücretle çalıştığını, davalı sigorta şirketlerine başvuru yapıldığını, ancak bir sonuç alınamadığını, davacı … … için 50,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi; davacı … … için 50,00 TL maddi (bakım ücreti), 10.000,00 TL manevi; davacı … … için 5.000,00 TL manevi; davacı … … için 5.000,00 TL manevi; davacı … … için 5.000,00 TL manevi ve davacı … … için 5.000,00 TL manevi tazminatın eylem tarihi olan 02/11/2016 tarihinden itibaren işletilecek avans işlemlerine uygulanan ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; “Davacının geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri zararına ilişkin tazminat talebinin yeni Genel Şartlar gereği teminat kapsamı dışında olduğunu, müvekkilinin sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, davacının kazadan kaynaklanan malullük oranının tespit edilmesi gerektiğini, yeni Genel Şartlar hükümleri uyarınca hesaplama yapılması gerektiğini, müvekkilinin poliçe teminat limiti ve yasal faiz ile sorumlu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; “Kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili nezdinde 08/04/2016 – 18/04/2017 devresinde geçerli ZMMS poliçesi ile sigorta teminatı altında olduğunu, kusur oranlarının tespiti gerektiğini ve müvekkilinin sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, malullük oranının tespiti gerektiğini, geçici iş göremezlik ve tedavi giderlerinin kapsam dışında olduğunu, yeni Genel Şartlar hükümleri uyarınca hesaplama yapılması gerektiğini, davacı yanın eksik evraklarla yaptığı başvurusunun başvuru tarihi olarak kabul edilemeyeceğini, faiz talebine itiraz ettiklerini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacıların davalı … … ve … … hakkında açmış olduğu manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddine, davacı … … için 7.000,00 TL, davacı … … için 4.000,00 TL, davacı … … için 2.500,00 TL, davacı … … için 2.500,00 TL, davacı … … için 2.500,00 TL, davacı … … için 2.500,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 02/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müteselsilen alınarak ayrı ayrı davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacı … …’ın davalılar … Sigorta ve … … sigorta şirketine karşı açtığı maddi tazminat davasının davadan önce davalı sigorta şirketlerine başvurusu mevcut olmadığından HMK’nun 114 ve 115. Maddeleri gereğince usulden reddine, davacı … …’ın davalılar … ve … … hakkında açtığı maddi tazminat davasının reddine, davacı … …’ın davalılar … … ve … … hakkında açtığı maddi tazminat davası yönünden; karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/2. Maddesi uyarınca 50,00 TL vekalet ücretinin davacı … …’dan alınarak kendilerini bir vekil ile temsil ettiren davalılar … … ve … …’a verilmesine, davacı … …’ın davalılar … …, … … ve … … sigorta hakkında açtığı maddi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddine, 1.442,56 TL maddi tazminatın davalı … ve … yönünden olay tarihi olan 02/11/2016 tarihinden, davalı sigorta şirketi için 28/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, (davalı sigorta şirketi poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile) davalılardan müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacı … …’ın … Sigorta A.Ş.’ye karşı açtığı maddi tazminat davasının davadan önce davalı sigorta şirketine başvurma koşulu gerçekleşmediğinden HMK’nun 114. Ve 115. maddeleri gereğince usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacılar vekili; dava açılmadan önce her iki sigorta şirketine de başvuru yapıldığını, ancak sigorta şirketleri tarafından olumlu bir geri dönüş olmadığını, mahkemenin 18.06.2019 tarihli duruşmasının 4 numaralı ara kararı gereği müvekkili … …’ın bakıcılık gideri için sigorta şirketlerine başvuru yapıldığını, böylece dava şartının tamamlandığını, mahkemenin usulden ret kararının hukuka aykırı olduğunu, ATK’nın müvekkilini muayene etmeden evrak üzerinden rapor tanzim ettiğini, Adli Tıp Genel Kurulundan rapor alınarak ve bu rapor üzerine aktüerya hesabı yapılıp karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile verilen kararın ortadan kaldırılması gerektiğini, müvekkilleri için takdir edilen manevi tazminatın çok az olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Dava, meydana gelen yaralamalı trafik kazası sonucu açılan geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatı, bakıcı gideri ve manevi tazminat talebine yöneliktir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup karar davacılar vekili tarafından sigorta şirketine başvurunun olduğu, maluliyetin raporunun hatalı olduğu, manevi tazminatın düşük olduğu ileri sürülerek istinaf edilmiştir.
Maluliyet raporuna yönelik yapılan incelemede:
Bilindiği üzere Yargıtayın 4. ve 17. Hukuk Dairesinin yerleşik uygulamasına göre maluliyet oranları Adli Tıp Kurumu İhtisas dairesi ya da Üniversitelerin Adli Tıp Anabilim dalı başkanlığından oluşturulacak bilirkişi heyetinden kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan mevzuat yönetmelik hükümlerine uygun olacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir.
Buna göre 01/06/2015 ile 20/02/2019 tarihleri arasındaki kazalar için 30/03/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporunun esas alınması gerekmektedir.
Davalı vekili hükme esas alınan maluliyet raporunun hatalı alındığını belirtmiş ise de, alınan 03.06.2020 tarihli ATK 2.İhtisas Kurulu raporunun “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” göre hazırlandığı ve maluliyet oranının %0 olduğunun bildirildiği, uygulanan yönetmeliğin kaza tarihi olan 02.11.2016 tarihinde yürürlükte olan yönetmeliğe uygun olduğu, davacının yaralandığı kol- omuz bölgelerin incelendiği anlaşılmıştır. Davacılar vekili tarafından maluliyeti etkileyecek başkaca delil, rapor, belge sunulmadan itiraz edilmiş olmakla, maluliyet oranın yanlış tespit edildiğine ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.

Sigorta şirketlerine başvuru yapıldığına dair istinaf incelemesinde;
Davacılar vekilince sigorta şirketlerine dava devam ederken başvuru yapıldığı, bu dair 06.12.2018 tarihli belgenin dosyaya sunulduğu, mahkemece bakıcı gideri yönünden talep olmadığından başvuru için süre verildiği, davacılar vekilinin bakıcı gideri için de sigorta şirketlerine başvuruda bulunduğu ve buna dair belgelerin 05.07.2019 tarihli dilekçe ekinde sunulduğu, başvuru şartının bu şekilde yerine getiridiği anlaşılmakla davanın bu sebeple reddi hatalı olmuştur.
Ancak davacı eş …; eşine baktığı iddiasıyla dava açmış ise de, yaralanan davacı … olup davacı …’ın bakıcı gideri talep edemeyeceği anlaşılmakla davanın bu sebeple reddi gerekirken hatalı gerekçe ile reddi yanlış ise de netice itibarı ile bu yöndeki talep reddedilmiş olmakla istinaf yerinde görülmemiştir.
Manevi tazminatın miktarına yönelik yapılan incelemede:
Somut olayda 02.11.2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalı … …’ın sürücüsü, diğer davalı … …’ın işleteni olduğu aracın, davacı … …’ın içerisinde yolcu olarak bulunduğu araç ile çarpışması neticesinde meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığı, maluliyetin olmadığı, ancak sol kol – omuz kırığı olduğu, bu sebeple yaklaşık 4 ay çalışamadığı, alınan kusur raporlarına göre trafik kazasının meydana gelmesinde davalı sürücü ve işletenin tam kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Buna göre eldeki dosyaya baktığımızda tarafların belirlenen ekonomik sosyal durumları, kusur oranları, kaza ve davanın tarihi, davacının yaşı, yaralanmanın niteliği, paranın satın alma gücü, olay tarihi birlikte değerlendirildiğinde hükmolunan manevi tazminatın yerinde olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere göre, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 120,60 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,

3-Davacılar tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361. maddesi gereğince; Dairemizin kararının taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde kararı veren Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’ne, yahut temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine veya Dairemize gönderilmek üzere İlk Derece Mahkemesi’ne verilebilecek bir dilekçe ile YARGITAY’A TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi.13/06/2023

Başkan Üye Üye Katip

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.