Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2903 E. 2023/1559 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/2903 – 2023/1559
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2903
KARAR NO : 2023/1559

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … … (…)
ÜYE : … … (…)
ÜYE : … … (…)
KATİP : … … (…)

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2020/… Esas
DAVACI : …
VEKİLİ : Av….
DAVALILAR : 1- … SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
: 2- …
3- …
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
KARAR TARİHİ : 21/09/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :…

… 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 02/06/2021 tarih ve 2020/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla; HMK’nın 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ.
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … … adına kayıtlı … … kontrolünde bulunan … plakalı … … 1.4i 16v aracın, 13.12.2019 tarihinde aracının seyir halindeyken kendisine ait olan şeritte ters istikametten gelerek adına kayıtlı … plakala … … 1.6 Gdi aracıyla kafa kafaya çarpışmak suretiyle 1 kişinin hafif yaralanmalı maddi hasarlı trafik kazasına sebep olduğunu, … Trafik Denetleme Şube Müdürlüğünce düzenlenen 2019/… nolu zabta göre … plakalı araç sürücüsü … …’ın %100 kusurlu bulunduğunu, kaza sonrası çekici ile çekilen … … Yetkili Servisi … Otomotivde 30.225,32 TL bedelle onarım ve tamir işlemleri yapıldığını ve tramer kaydına girdiğini, bu onarım ve tamir işlemleri sonrası yapılan tarafsız ve bağımsız bilirkişi incelenmiş neticesinde adına kayıtlı araçta 6.007,56 TL değer kaybı oluştuğunu, bu tutarın ödenmesi için karşı tarafın … poliçe nolu, … acente Zorunlu Trafik sigortası olan eski adıyla … Sigorta yeni adıyla … Sigorta Şirketine tarafsız ve bağımsız bilirkişinin hazırladığı değer kaybı ekspertiz raporu ve kaza ile ilgili diğer evraklarla dilekçeye eklenip başvurulduğunu, yapılan inceleme sonucu değer kaybı olmadığı kanaatine varıldığını ve tarafına hiçbir ödeme yapılmadığını, aracındaki değer kaybının tespiti ile tarafına ödenmesi için iş bu davayı açtığını, belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalma kaydıyla şimdilik 1.000 TL değer kaybının dava tarihinden itibaren faiziyle davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini ve yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa hükmedilmesini talep etmiştir.
ISLAH: Davacı vekilinin 06/05/2021 tarihinde harçlandırdığı ıslah dilekçesi ile dava değerini toplamda 7.572,00 TL’ye ıslah etmiştir.
CEVAP: Davalı … Sigorta AŞ (… Sigorta AŞ) vekilinin cevap dilekçesinde özetle; 13.12.2019 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucunda davacı nezdinde doğan maddi zararın tazmini amacıyla müvekkili tarafından 319,58-TL ödeme yapıldığını, yapılan işbu ödeme ile davacının bilcümle maddi zararı tazmin edilmiş olup, müvekkilinin sorumluluğunun sona erdiğini, dolayısıyla, huzurdaki haksız davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte; müvekkilinin Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi ve zorunlu mali mesuliyet sigortası uyarınca, sigortalısının kusuru ile 3. şahıslara verdiği zararı poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere tazmin etmekle mükellef olduğunu, en doğru ve geçerli tespitin yapılabilmesi için hem Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesi’nden hem de Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinden seçilecek kusur konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınması zorunluluk arz ettiğini, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2011/… E., 2011/… K. Sayılı ve 22.09.2011 tarihli kararının da kusur tespiti bakımından bu açıklamaları destekleyecek nitelikte olduğunu, davaya konu kazanın hangi sebeple meydana geldiği her durumda araştırılması gerektiğini, Karayolları Genel Müdürlüğü’nün dava konusu kazanın meydana gelmesine etki edecek trafik işaret ve lambalarından, yolun yapısından ve trafik güvenliğini tehlikeye atacak derecede görüşü engelleyecek bir hususun bulunup bulunmadığı ayrıca belirlenmesi gerektiğini, ayrıca sigortalı araç sürücüsünün dava konusu kaza meydana geldiği esnada alkollü içki ve/veya uyuşturucu madde etkisinde olup olmadığı, geçerli sürücü belgesinin bulunup bulunmadığı anlaşılmadığından bu konuya ilişkin de mahkeme tarafından inceleme yapılması gerektiğini, müvekkili şirketin sigortalı araç sürücüsüne/işletenine rücu hakkı doğuracağından mahkeme tarafından sigortalı araç sürücüsünün dava konusu kaza meydana geldiği esnada alkol ve/veya uyuşturucu madde etkisi altında olup olmadığının ve geçerli sürücü belgesinin bulunup bulunmadığı hususunun mahkeme vasıtasıyla araştırılmasına karar verilmesini, tüm bu hususlar göz önünde bulundurulduğunda yetkili merci tarafından kusur durumunun gerçek değerinin belirlenebilmesi için bilirkişi incelemesi yapılmasını, davacı tarafça taraflarına tebliğ edilmeyen delillerin taraflarına tebliğe çıkartılması için davacıya kesin süre verilmesini, davanın reddini, kusur durumunun tespiti için Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti’nden ve Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’nden rapor alınmasını, araç değer kaybına ilişkin tazminat hesabının Uzman Sigorta Eksperleri tarafından yapılmasını talep ederek harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini savunmuştur.
Davalılar … … ve … … ayrı ayrı 30.12.2021 tarihli cevap dilekçelerinde özetle; davacının alacak talebinin zamanaşımına uğradığını, bu yüzden davanın reddini talep ettiklerini, olayda taraflarının kusurunun bulunmadığını, davacının iddia ettiği olayda kusurlu davranan davacının kendisi olduğunu, taraflarının herhangi bir kural ihlali bulunmadığını, davacının kendi kusurlu davranışının sonuçlarına katlanmakla yükümlü olduğunu, davacının aracında zarar meydana gelmediğini beyan ederek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. (Eski Unvan: … Sigorta A.Ş) vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; söz konusu kararın eksik ve hatalı bilirkişi incelemesi sonucunda kurulmuş olduğunu, yetkili mercii tarafından herhangi bir kusur raporu tanzim ettirilmeden verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, değer kaybının hesaplanması esnasında kaza tarihi itibariyle geçerli genel şartlar ekinde yer alan değer kaybı hesaplama formülüne göre hesaplama yapılması gerekirken söz konusu formül dikkate alınmamış olduğunu, müvekkili şirket nezdinde sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olması sebebiyle yapılacak istinaf incelemesi neticesinde işbu haksız ve hukuka aykırı kararın kaldırılarak müvekkili şirket açısından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, HUMK’nın 275 ve devamı maddeleri gereğince seçilecek uzman bilirkişi aracılığıyla lastik patlaması sonucu meydana gelen kazada, sürücü veya işletene atfedilecek kusurun bulunup bulunmadığı, var ise oranı tespit edilerek, davalının işletenin sorumlu olduğu miktar kadar davacıların uğradıkları zarardan sorumlu olduğu göz önüne alınarak, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bu hususta hiçbir araştırma yapılmaksızın, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığını, işbu karara esas olarak gösterilen bilirkişi raporunda tayin ve tespit edilen yedek parça fiyatları fahiş oranda yüksek olup taraflarınca kabulü mümkün olmadığını, bilirkişi tarafından aracın daha önce herhangi bir kazaya karışıp karışmadığı ve bu kazalar nedeni ile değer kaybı tazminatı alınıp alınmadığı, aracın km’si ve kullanım amacı, aracın hasar gören parçalarının neler olduğu ve bunların değer kaybına neden olup olmayacağının belirlenmesi gerektiğini değer kaybı hesaplamasının ZMMS Genel Şartları ekindeki formüle göre yapılması gerektiğini belirterek haksız ve hukuka aykırı Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasını, müvekkili şirketin sorumluluğu açısından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle uğranılan zararın tazmini davasıdır.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü davalı … Sigorta A.Ş. (Eski Unvan: … Sigorta A.Ş) vekili istinaf etmiştir.
İnceleme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve re’sen kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İlk derece mahkemesinde yapılan yargılamada; tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezine müzekkere yazılarak hasarlanan aracın tramer kayıtları dosyaya kazandırılmış, … İl Emniyet Müdürlüğünden 13/12/2019 tarihinde meydana gelen kazaya ilişkin belge ve bilgiler celpedilmiş, dosya teknik bilirkişi kuruluna tevdi edilerek kusur ve zarara ilişkin olarak 28/04/2021 tarihli bilirkişi heyet raporu alınmış, giderek ıslahlı davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükme esas alınan 28/04/2021 tarihli bilirkişi kurulu raporu incelendiğinde kusur bilirkişisi tarafından tüm kusurun … plakalı otomobil sürücüsüne verildiği, işbu dosyanın davacısı … plakalı araç sürücüsü … … herhangi bir kusur izafe edilmediği, … plakalı araçta oluşan değer kaybının makine mühendisi bilirkişi tarafından belirlendiği anlaşılmıştır.
2918 Sayılı KTK’nin 91-101.maddelerinde ZMSS düzenlenmiştir. ZMSS, motorlu bir aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde o aracı işletenin zarara uğrayan 3.kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitlerle sigortalamaktadır. Hasar veren aracın trafik sigortacısı , işletenin 2918 sayılı KTK.nun 85/1. madde hükmünde yazılı hukuki sorumluluğunu aynı Kanun’nun 91/1. maddesi uyarınca üstlenmiş olup, gerek 85/1. madde hükmü, gerekse zorunlu trafik sigortası poliçesi genel şartları gereğince, ölüm veya cismani zararlar yanında bir şeyin zarara uğraması halinin teminat kapsamında olduğunu öngörmüş bulunmaktadır. Dolayısıyla, aracın uğradığı hasar, değer kaybı ve çekici ücreti gibi giderler gerçek ve doğrudan zararlar olup teminat kapsamında kalırken, malikin kazanç kaybı ve ikame araç gideri (araç mahrumiyeti) gibi dolaylı zararları teminat dışındadır.
Bu açıklamalar ışığında eldeki dosyaya baktığımızda; ZMMS hasar dosyası, onarım dosyası, bilirkişi incelemesi, trafik kaza tutanağı ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde 13/12/2019 gününde davalı sigorta şirketinin ZMM sigortacısı olduğu … plakalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olarak davacıya ait … plakalı araca çarpması neticesinde davacının aracında maddi hasar ve bu kaza nedeni ile araçta değer kaybının meydana geldiği, bu değer kaybı zararının dolaylı değil gerçek zarar niteliğinde olduğu ve yukarıda açıklanan ilkeler kapsamında davalı tarafından düzenlenen sigorta poliçesi kapsamında olması nedeni ile davalı sigorta şirketinin oluşan bu zarardan dolayı sorumlu olduğu anlaşılmış olmakla; belirlenen değer kaybının davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesinde poliçe limitinin tüketildiğine yönelik bir istinaf itirazı da bulunmadığından; hukuka aykırılık görülmemiştir.
Davalı sigorta şirketinin poliçe kapsamında sorumlu olduğu tazminatı 2918 sayılı KTK 99. maddesi gereğince başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içerisinde ödemesi gerekmektedir. Somut olayda davacı tarafın davadan önce sigorta şirketine bir başvuru ispatlanmadığından ilk derece mahkemesince davalı sigorta şirketinin dava tarihi itibari ile temerrüte düştüğü kabul edilerek bu tarihten itibaren faize hükmolunmuştur.
Hükme esas alınan 28/04/2021 tarihli bilirkişi raporunda aracın değer kaybına ilişkin olarak ikili hesaplama yapılmış, bilirkişi öncelikle Zorunlu Mali Sorumluluk sigortası genel şartları ekinde bulunan değer kaybına dair formüle göre hesaplama yapmış, daha sonrada aracın piyasa şartlarına göre gerçek zararını belirlemiştir. Belirlenen her iki sonucun da birbirine yakın olması ve davacının gerçek zarar olarak piyasa şartlarındaki değer kaybını tercih etmiş olması ve aracın gerçek zararını piyasa şartlarındaki fiyatlarına göre belirlenmesi daha uygun olacağı kanaati ile mezkur raporun hükme esas alınmasında usul ve esas bakımından bir aykırılık bulunmamaktadır. Aynı raporla davalı şirket sigortalısı araç sürücüsünün kusuru da belirlenmiş olup, söz konusu rapor dosya kapsamı ile uyumlu olmakla; hükme esas alınmasında hukuka aykırılık görülmemiştir.
Buna göre; davalı vekilinin kusura, zararın hesaplanma yöntemine, eksik incelemeye, ilişkin tüm istinaf itirazlarının reddi gerekir.
HMK’nın 355. maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerel mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olmasında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla; davalı … Sigorta A.Ş. (Eski Unvan: … Sigorta A.Ş) vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gereken 517,24 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 128,30TL karar harcından mahsubuyla, bakiye 388,94 TL harcın davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 21/09/2023

… … … … … … … …
Başkan … Üye … Üye … Katip …

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.