Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/290 E. 2022/953 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/290 – 2022/953
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/290
KARAR NO : 2022/953

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av…

DAVALI : 1- …
VEKİLİ : Av…
DAVALI : 2- …
VEKİLLERİ : Av…
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 26/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve … Esas, … Karar
sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 26.01.2017 tarihinde sürücü … … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı kamyonet ile seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu tek taraflı trafik kazası oluştuğunu, araçta yolcu konumunda bulunan müvekkilinin yaralandığını, … plakalı aracın kaza tarihinde geçerli ZMSS poliçesinin … Sigorta tarafından düzenlendiğini, dava öncesinde yapılan müracaat üzerine müvekkiline 87.026,13 TL ödeme yapıldığını ancak söz konusu ödemenin yetersiz olduğunu, … plakalı aracın aynı zamanda kasko poliçesi ile … sigorta nezdinde sigortalı olduğun ve manevi tazminat taleplerinin bedeni zarar limitleri ile teminat kapsamına alındığını, manevi tazminat talepli olarak müracaata bulunduklarını ancak müvekkiline ödeme yapılmadığını, işbu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.250,00 TL (1.000,00 TL maluliyet, 250,00 TL geçici işgöremezlik) maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile … sigorta şirketinden, 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile … Sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline müracaat üzerine 11.05.2017 tarihinde 87.026,13 TL tazminat ödendiğini, müvekkilinin ibra edildiğini, geçici işgöremezlik tazminat talebinin teminat dışı olduğunu, savunmuştur.
Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın kaza tarihinde müvekkili nezdinde kasko poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçe nedeniyle sorumluluklarının ihtiyari mali sorumluluk 3’lü limit olmak üzere kişi başı 20.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, manevi tazminat taleplerinin ancak ek sözleşme ile sigorta kapsamına alınabileceğini, kabul anlamında olmamak üzere manevi tazminat miktarının taktir hakkının Hakim tarafından belirlenebileceğini, belirsiz olan bir miktar için müvekkilinin temerrüdünün oluşmayacağını, savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacı tarafından davalılardan … Sİgorta AŞ’ye yönelik açılan maddi tazminat talebinin reddine, davacı tarafından davalılardan … Sigorta AŞ’ye karşı açılan manevi tazminat talebinin kabulü ile; 20.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihi olan 18/05/2017 gününden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta Aş’den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde; geçici iş göremezlik tazminatı yönünden davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, dosyada mevcut bilirkişi raporunda PMF 1931 yaşam tablosuna göre hesaplama yapılması gerekirken TRH 2010 tablosu kullanılarak hesaplama yapıldığını, yapılan hesaplama hatası nedeni ile müvekkilinin bakiye alacağının olmadığı yönünde rapor düzenlendiğini bu nedenle yeniden hesap raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğini belirterek usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklı meydana gelen yaralanma nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacı tarafından davalılardan … Sİgorta AŞ’ye yönelik açılan maddi tazminat talebinin reddine, davacı tarafından davalılardan … Sigorta AŞ’ye karşı açılan manevi tazminat talebinin kabulü ile; 20.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihi olan 18/05/2017 gününden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta Aş’den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Geçici iş göremezlik tazminatı talebi yönünden yapılan incelemede;
Mahkemece her ne kadar davacının geçici iş göremezlik tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ise de, Mahkemenin karar tarihinden sonra 09/10/2020 günlü resmi gazetede yayınlanan Anayasa Mahkemesinin 2019/40-2020/40 Esas-Karar sayılı 17/07/2020 günlü kararı dikkate alındığında davacının zararının belirlenmesinde 01/06/2015 günlü ZMSS genel şartlarının tümü ile dikkate alınamayacağı anlaşılmaktadır. Bu yönüyle davacının tedavi sürecinde uğramış olduğu geçici iş görmezlik zararının davacının gerçek zararı niteliğinde olduğu, dolayısıyla davalı sigorta şirketi tarafından davacının uğramış olduğu bu zararın karşılanması gerektiği anlaşıldığından geçici iş göremezlik tazminatı yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Bu yönü ile davacının istinaf başvurusunun kabulü gerekmiştir.
Mahkemesince alınan kalıcı maluliyet raporundan sonra dosya hesap bilirkişisine teslim edilmiş, hesap bilirkişisi tarafından davacının kalıcı iş göremezlikten kaynaklı zararının belirlenmesinde TRH 2010 yaşam tablosu kullanılmasına rağmen 1,8 teknik faiz uygulanmak sureti ile davacının zararı belirlenmiştir. Anılan rapor, davacı vekiline usulüne uygun şekilde 14/03/2020 gününde tebliğ edilmiş, davacı vekili söz konusu rapora 25/06/2020 gününde itirazda bulunmuştur. Her ne kadar, davacı vekili tarafından söz konusu hesap raporuna 2 haftalık süre içerisinde itiraz edilmediği görülmekte ise de,
26/03/2020 tarih ve 31080 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7226 Sayılı Yasa’nın Geçici 1. maddesi:
”1) Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde görülmüş olması sebebiyle yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla;

a) Dava açma, icra takibi başlatma, başvuru, şikâyet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler ve zorunlu idari başvuru süreleri de dâhil olmak üzere bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler; 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile usul hükmü içeren diğer kanunlarda taraflar bakımından belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim tarafından tayin edilen süreler ile arabuluculuk ve uzlaştırma kurumlarındaki süreler 13/03/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden,

b) 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile takip hukukuna ilişkin diğer kanunlarda belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim veya icra ve iflas daireleri tarafından tayin edilen süreler; nafaka alacaklarına ilişkin icra takipleri hariç olmak üzere tüm icra ve iflas takipleri, taraf ve takip işlemleri, yeni icra ve iflas takip taleplerinin alınması, ihtiyati haciz kararlarının icra ve infazına ilişkin işlemler 22/03/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden itibaren 30/04/2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar durur. Bu süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlar. Durma süresinin başladığı tarih itibarıyla, bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzamış sayılır. Salgının devam etmesi halinde Cumhurbaşkanı durma süresini altı ayı geçmemek üzere bir kez uzatabilir ve bu döneme ilişkin kapsamı daraltabilir. Bu kararlar Resmî Gazete’de yayımlanır.
…..” hükmünü içermektedir.

Buna göre, Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde görülmüş olması sebebiyle yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla maddede belirtilen sürelerin 13/03/2020 (bu tarih dahil) tarihinden 30/04/2020 (bu tarih dahil) tarihine kadar duracağı hüküm altına alınmış; daha sonra, bu durma süresinin, 30/04/2020 tarih ve 3114 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Cumhurbaşkanı Kararının 1. maddesi ile 01/05/2020 (bu tarih dahil) tarihinden 15/06/2020 (bu tarih dahil) tarihine kadar uzatılmasına karar verilmiştir.
Buna göre davacı vekiline aktüer bilirkişi raporunun tebliğinden sonra yasa gereğince davacının itiraza ilişkin süresinin 15/06/2020 gününe kadar durduğu, bu tarihten sonra davacı vekilinin 2 haftalık süresi içerisinde 25/06/2020 gününde itirazlarını sunduğu, buna rağmen mahkemesince bu itirazlarının değerlendirilmediği, davacı vekilinin aktüer raporuna yapmış olduğu itirazlarının yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş ise de, maluliyet sebebiyle uğranılan tazminatı hesabında, yeni ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih- 2019/40 E.- 2020/40 K. sayılı iptal kararı gereği mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz uygulaması da anılan cetvellerle getirildiğinden, uygulanmasının mümkün olmadığı Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin, Anayasa Mahkemesinin 7/07/2020 tarih- 2019/40 E.- 2020/40 K. sayılı iptal kararından sonra vermiş olduğü güncel içtihatlarında kabul edilmektedir.
Öte yandan Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih- 2019/40 E.- 2020/40 K. sayılı kararı gereği, Kalıcı İş göremezlik/ destek tazminatı hesabında, davalı sigorta şirketi tarafından dava tarihinden önce bir ödeme yapılmış olması ve davacı tarafından ibraname verilmiş olması durumlarında davacıya yapılan ödemenin davacının tüm zararını karşılayıp karşılamadığı hususunun bu kapsamda ibranamenin geçerli olup olmadığı hususunun tespit, bakımından da yeni ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz uygulaması da anılan cetvellerle getirildiğinden, uygulanmasının mümkün olmadığından davacının ödeme tarihindeki zararının belirlenmesi bakımında da davacının bakiye ömür süresinin TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenmesi ve işleyecek (bilinmeyen) devre hesaplamasında her yıl için gelirin %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi esasına dayanan progresif rant yönteminin kullanılmasıyla hesaplama yapılmalı sigorta şirketince yapılan ödeme tarihi itibariyle yapılan ödemenin yetersiz olup olmadığının belirlenerek (ödeme tarihindeki asgari ücret vs. dikkate alınarak) ödemenin yetersiz olduğu kanaatine varılması halinde rapor tarihindeki güncel veriler dikkate alınarak hesaplama yapılması gerekmektedir. (Yargıtay 4. HD’nin 2021/15277 Esas 2022/4707 Karar sayılı kararı)
Yargıtay 4. HD’nin 2021/15277 Esas 2022/4707 Karar sayılı bozma ilamında da açıkça belirtildiği gibi davacının, geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı olarak uğramış olduğu maluliyeti sebebi ile davalı sigorta şirketi tarafından davadan önce yapılan ödemenin ve bu ödeme karşılığında davacı tarafından verilen ibranamenin geçerli bir ibraname olup olmadığı, diğer bir ifade ile davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin davacının zararını tümü ile karşılayıp karşılamadığı hususunun belirlenebilmesi için ödeme tarihindeki veriler kullanılmak sureti ile TRH 2010 yaşam tablosu ve prograsif rant yöntemine göre hesaplama yapılması zorunludur.
Bu bakımdan Dairemizce aktüer bilirkişiden davacının ödeme tarihindeki zararının tümü ile karşılanıp karşılanmadığı hususunda hesap raporu alınmıştır. Alınan söz konusu rapora göre davacının ödeme tarihindeki kalıcı iş göremezlikten kaynaklı zararının 124.221,35 TL olduğu, sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin ise 87.026,13 TL olduğu, buna göre davacının bakiye 37.195,22 TL zararının buluduğu anlaşılmaktadır.
KTK’nin 111. maddesi kapsamında yapılan değerlendirmeye göre davalı sigorta şirketi tarafından yapılan bu ödemenin davacının zararının %70’ini karşıladığı, bu kapsamda ibranamenin geçersiz olduğu davacının 2 yıllık hak düşürücü süre içerisinde eldeki davayı açtığı, ibranamenin iptalini talep etmekte haklı olduğu anlaşıldığından bilirkişi tarafından rapor tarihindeki veriler kullanılarak ikinci bir hesaplama yapılmıştır. Rapor tarihindeki verilere göre davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin güncellenmek sureti ile mahsubu neticesinde davacının geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı olarak kalıcı iş göremezlik nedeni bakiye 184.986,87 TL zararının bulunduğu, davacının aynı kaza nedeni ile geçici iş görmezlik zararının ise 7.241,27 TL olduğu belirlenmiş olup davacının bu zararın davalı sigorta şirketinin kaza tarihindeki sigorta teminat limitleri kapsamında kaldığı, davacının davalı … Sigorta A.Ş’den kalıcı iş göremezlik nedeni ile 184.986,87 TL , geçici iş görmezlik zararının nedeni ile 7.241,27 TL daha talep etmekte hukuki yararının bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulması gerekmiştir.
Davacı vekili dairemizce alınan hesap bilirkişi raporundan sonra 23/03/2022 günlü dilekçe ile ıslah dilekçesi vermek sureti ile 184.986,87 TL kalıcı iş göremezlik ve 7.241,27 TL geçici iş göremezlik zararının davalıdan 19/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile beraber talep etmiş ise de, HMK 357. Maddesinde Bölge Adliye Mahkemesinde hangi işlemlerin yapılamayacağı hususu düzenlenmiştir. Buna göre, Bölge Adliye Mahkemelerinde davanın ıslahı istenemez. Anılan emredici nitelikteki yasal hüküm karşısında dairemizde tahkikat işlemi yapılmış ise de, alınan rapor kapsamında davacının davasını yasal olarak ıslah etme imkanı bulunmamaktadır. Davacı vekili tarafından sunulan söz konusu ıslah dilekçesi davacının yasal olarak Islah olanağı bulunmadığından yok hükmündedir.
Benzer şekilde Dairemizin … esas karar sayılı dosyasında Dairemizce alınan bir bilirkişi raporundan sonra davacının TMK 1007 maddesinden kaynaklı zararının daha yüksek olması nedeni ile davacı tarafından verilen ıslah dilekçesine itibar edilmemiş ve bu ıslah dilekçesi de yok hükmünde kabul edilerek ilk derece mahkemesince verilen miktar itibari ile karar aynen tekrar edilmiş ancak davacının zararı tespit edilerek fazlaya dair hakları saklı tutulmuştur. Buna ilişkin verilen karar temyiz edilmiş ve Dairemiz kararı Yargıtay 5.Hukuk Dairesinin 2020/10952 2022/6542 esas karar sayılı kararı ile onanmak sureti ile kesinleşmiştir. Bu itibarla davacı vekili tarafından yasal olarak ıslah imkanı olmadığı halde verilen ıslah dilekçesi yok hükmünde kabul edilmiştir.
Davacının dava dilekçesinde 1.000,00 TL kalıcı iş göremezlik ve 250,00 TL geçici iş göremezlik talep etmiş olduğu dikkate alındığında davacının ilk derece mahkemesindeki talebi ile bağlı kalınarak maddi tazminat davasının kabulüne karar verilmiş ve davacının zararının daha yüksek olduğu belirlenmiş olduğundan fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar vermek gerekmiştir.
HMK 353/1-b-2 maddesine göre” Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilebileceği düzenlenmiştir. Dosya kapsamına göre yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığı anlaşılmakla davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince yeniden hüküm kurulmak üzere kaldırılmasına karar verilmesi kanaati ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE;
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Kabulü ile; HMK’nın 353/1b-2 maddesi gereğince Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas … Karar sayılı kararının YENİDEN HÜKÜM KURULMAK ÜZERE KALDIRILMASINA,
3-Davacı … … tarafından davalı … sigorta A.Ş aleyhine açılan kalıcı iş göremezlikten kaynaklı tazminat davasının KABULÜ İLE; 1.000,00 TL maddi tazminatın 19/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, DAVACININ FAZLAYA DAİR HAKLARININ SAKLI TUTULMASINA,
4-Davacı … … tarafından davalı … sigorta A.Ş aleyhine açılan geçici iş göremezlikten kaynaklı tazminat davasının KABULÜ İLE; 250,00 TL maddi tazminatın 19/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, DAVACININ FAZLAYA DAİR HAKLARININ SAKLI TUTULMASINA,
5-Davacı tarafından davalılardan … Sigorta AŞ’ye karşı açılan manevi tazminat talebinin KABULÜ İLE; 20.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihi olan 18/05/2017 gününden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta Aş’den alınarak davacıya verilmesine,
6-Harçlar Kanunu uyarınca maddi tazminat yönünden alınması gerekli 85,39 TL karar ve ilam harcından 72,58 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye, 12,81 TL harcın davalı … Sigorta A.Ş’den alınarak Hazine’ye irat kaydına,
7-Davacı tarafından yatırılan 72,58 TL peşin harç ve 31,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 103,98 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Harçlar Kanunu uyarınca manevi tazminat yönünden alınması gerekli 1.366,20 TL karar ve ilam harcının davalı … Sigorta A.Ş’den tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
9-Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti, davetiye gideri ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 2.118,00 TL yargılama giderinin 1.993,41 TL’sinin davalı … Sigorta A.Ş’den 124,59 TL’sinin davalı … Sigorta A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine,
10-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesap olunan 1.250,00 TL vekalet ücretinin davalı … Sigorta A.Ş’den tahsili ile davacıya verilmesine,
11-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesap olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalı … Sigorta A.Ş’den tahsili ile davacıya verilmesine,

12-HMK’nın 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının ilgililerine iadesine,

İstinaf giderleri bakımından;
13-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
14-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
15-Davacı tarafından harcaması yapılan tebligat gideri, posta masrafı ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 647,00 TL istinaf giderinin giderinin davalı … Sigorta A.Ş’den tahsili ile davacıya ödenmesine,
Dair, davacı vekili davalı … Sigorta A.Ş vekilinin yüzüne karşı davalı … Sigorta A.Ş’nin yokluğunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361. maddesi gereğince; Dairemizin kararının taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde kararı veren Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’ne, yahut temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine veya Dairemize gönderilmek üzere İlk Derece Mahkemesi’ne verilebilecek bir dilekçe ile YARGITAY’A TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere alenen oy birliği ile karar verildi.26/04/2022

Başkan Üye Üye Katip
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır