Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/29 E. 2022/55 K. 11.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/29 – 2022/55
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/29
KARAR NO : 2022/55

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACILAR : 1- …
2- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 2- …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tazminat (Ölüm Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ : 11/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Mersin 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi …’nın 25/05/2018 tarihinde elektrikli bisikleti ile seyir halinde iken davalılardan …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın kendisine çarpması neticesinde hastaneye kaldırıldığını ancak 29/05/2018 tarihinde beyin ölümü gerçekleşerek vefat ettiğini, davacıların, muris …’nın anne ve babası olduğunu, bu nedenle davacılar için dava değer belirlenebilir hale geldiğinde artırmak kaydı ile 1.000,00’er TL maddi ve 20.000,00’er TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddialarını kesinlikle kabul etmediklerini olayda müvekkilinin hiçbir kusuru olmadığını, mobese görüntelerinden de açıkça görüldüğü gibi normal araçlar olup, müvekkilinin ortada olduğunu, maktülün ise ters yönden kavşağa girdiğini ve yolun en sağında durduğunu, baştan itibaren kural ihlali yaptığını, müvekkilinin yeşil ışık yanınca normal kalkışını yaptığını, ilk raporu düzenleyen polis memurlarının da şahit olarak dinlenmelerini ilk tutulan raporunda da dikkate alınarak yeniden olay yerinde keşif icra edilmesini, olaydan hemen sonra maktulü tanıyan bir şahsın gelerek “bunun yine sarası tuttu herhalde bu şekilde bisiklete binmemesini söylemiştik ama yine de binmiş” diyerek maktulün sara hastası olduğunu söylediğini, bu nedenlerle hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle;davaya konu kazada sigortalı aracın sürücüsünün kusurunun bulunmadığını, davacının talebine konu destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin tazminat hesabının ZMS sigortası genel şartları A.5/Ç maddesi ve ekinde yer alan hesaslara göre yapılması gerektiğini, somut olayda davacının müterafik kusurunun da dikkate alınması gerektiğini, davacının faiz taleplerinin reddinin gerektiğini anılan nedenlerle sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğundan huzurdaki davanın reddini, destekten yoksunluk tazminatı hesabının ZMS sigortası genel şartları ekinde yer alan esaslara göre yapılması gerektiğini, kusur oranlarının belirlenmesi için dosyanın kusur bilirkişisine tevdiini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacıların açmış olduğu maddi tazminat davasının kabülü ile; davacı … için 17.067,27 TL, davacı … için 28.502,21 TL olmak üzere toplam 45.569,48 TL tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden 11/08/2018, davalı … yönünden 25/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, davacıların açmış olduğu manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; davacı … için 15.000,00 TL, davacı … için 15.000,00 TL olmak üzere toplam 30.000,00 TL manevi tazminatın 25/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile davalı …’ten tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacılar vekili; haksız fiilden kaynaklanan davalarda faiz başlangıç tarihinin olay tarihi olduğunu, ancak sigorta şirketi bakımından faiz başlangıç tarihinin kaza tarihi olan 25.05.2018 tarihi olmadığını, 11.08.2018 tarihinin kabul edildiğini, bu durumun hukuka aykırı olduğunu, her bir davacı için talepleri doğrultusunda 20.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Karara karşı davalı sigorta şirketi vekili; kusur itirazlarının değerlendirilmeksizin kusur raporu alınmadan hesaplama yapılmasının ve hüküm tesisi edilmesinin taraflarınca kabul edilemeyeceğini, davacının talebine konu destekten yoksun kalma tazminata ilişkin tazminat hesabının ZMS Sigortası Genel Şartları A.5/Ç maddesi ve ekinde yer alan esaslara göre yapılması gerektiğini, somut olayda davacının müterafik kusuru dikkate alınmadan hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Karara karşı davalı … vekili; olaydan hemen sonra tutulan kaza tespit tutanağında müvekkilinin hiçbir kusurunun olmadığının belirtildiğini, müvekkilinin olayda hiçbir kusurunun olmadığını, maktulün ise ters yönden kavşağa girdiğini ve yolun en sağında durduğunu, baştan itibaren kural ihlali yaptığını, maktulün epilepsi gibi devamlı ve kalıcı bir hastalığının bulunup bulunmadığının, davacıların da kronik bir hastalığının bulunup bulunmadığının araştırılmasını talep etmelerine rağmen bu hususta herhangi bir işlem yapılmadığını, ihtiyari dava arkadaşlığında reddedilen her bir talep için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, kendi lehlerine tek bir vekalet ücretine hükmedildiğini, ceza dosyasındaki kusur raporları arasında çelişki olduğunu, bu çelişkinin giderilmediğini, müteveffa …’nın kask, dizlik vs koruyucu ekipman takmadığından bu hususun vefat etmesine etki edip etmediğinin uzman bilirkişiden sorulmasını, keza müterafik kusur indirimi taleplerinin dikkate alınmadığını, artırım ile ilgili zaman aşımı itirazlarının dikkate alınmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Dava, meydana gelen ölümlü trafik kazası sonucu açılan destekten yoksun kalma ve manevi tazminat talebinden ibarettir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup karar davacılar vekili tarafından manevi tazminat miktarının tam kabul edilmesi gerektiği, sigorta şirketi için olay tarihinden itibaren faiz olması gerektiği; davalı sigorta şirketi tarafından kusur ve hesap raporunun hatalı olduğu, müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği; davalı sürücü … vekili tarafından ise kusur raporunun hatalı olduğu, ölenin devamlı ve kalıcı hastalığı olup olmadığının araştırılması gerektiği, reddedilen kısmın yönünden ayrı ayrı vekalet ücreti verilmesi gerektiği, müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği ileri sürülerek istinaf edilmiştir.
Kusur raporuna yönelik yapılan istinaf sebebi incelemesinde;
Kaza Tespit Tutanağında davalı sürücü …’in kural ihlalinin bulunmadığı, müteveffa sürücü …’nın sola dönüş kuralına uymadığından asli kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Alınan trafik bilirkişisi raporunda davalı sürücü …’in dikkatsiz ve tedbirsiz araç kullanmasından kaynaklı % 30, müteveffa sürücü …’nın sola dönüş kuralına uymadığından % 70 oranında asli kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Mersin 4. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında alınan 26.10.2018 tarihli ATK kusur raporunda sanık sürücü …’in alt düzeyde tali kusurlu olduğu, müteveffa sürücü …’nın asli kusurlu olduğu kanaatine varıldığı, sanık … hakkında taksirle bir kişinin ölümüne sebebiyet vermek suçundan 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 15.02.2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Tarafların talep edebileceği tazminatın tespiti bakımından trafik kazasındaki tarafların kusur oranlarının kesin net bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun ceza hukuku ile ilişkisinde kenar başlıklı 74.maddesi şöyledir. “Hâkim zarar verenin kusurunun olup olmadığını, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken ceza hukukunun sorumluluk ile ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararı ile de bağlı değildir. Aynı şekilde ceza hâkiminin kusurunun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da hukuk hâkimini bağlamaz.”
Mahkeme dosyasında ise kusura ilişkin rapor alınmamış, ceza dosyasından alınan rapor taraflara tebliğ edilip, bu rapora karşı beyanlar alınmadan hükme esas alınmıştır. Ayrıca davalı tarafların hesap raporuna karşı beyanlarında kusur oranlarına itirazları değerlendirilmemiştir. Ancak hukuk hakimi ceza dosyasında alınan kusur oranı ile bağlı olmadığından, kaldı ki bu rapora da itiraz edildiğinden, mahkemece kusur oranı hususunda davacılar murisinin hastalığının kazaya etkili olup olmadığının değerlendirilerek bilirkişi raporu alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken ceza dosyasında alınan rapora göre karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan davalıların bu yöndeki istinaf sebebi yerindedir.
Ancak dosyada ve ceza dosyasındaki bilgi ve belgeler, olay yeri görüntüsünün bulunması dikkate alındığında bu dosyada kusur oranının tespiti için keşif yapılması zorunlu değilse de mahkemenin takdirindedir.
Hesap raporuna ilişkin yapılan istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Destekten yoksun kalma zararının hesabında, destekten yoksun kalanlara müteveffanın sağlığında sağlamış olduğu/olacağı yardımın miktarı doğru şekilde belirlenmelidir. (Yargıtay 4. H.D. 08.06.2021 tarih, 2021/3088-/2536 E.K)
Yargıtay tarafından kabul görmüş pay esasına göre; çocuksuz durumda destek, desteğin gelirini eşi ile ortak paylaşacağı varsayımına dayalı olarak, gelirden desteğin %50 ve eşin %50 pay alacağı kabul edilmektedir. Çocukların eş ile birlikte destek payı alacağı durumda ise destek gelirden eşi ile birlikte 2’şer pay alırken çocuklara birer pay verileceği, yine eş, çocuklar ile ana babanın pay alacağı durumlarda desteğe 2 pay, eşe 2 pay, çocukların her birine 1’er pay, ana ve babaya 1’er pay ayrılarak böylece gelirin tamamının dağıtılacağı esasına dayalıdır. Çocukların sayısı arttıkça hem desteğe ayrılan pay, hem de eş ve çocuklar ile ana ve babaya ayrılacak paylar düşecektir. Çocukların destekten çıkması ile birlikte destekten çıkan çocuğun payları destek, eş ve diğer çocuklara dağıtılacak, anne ve babaya verilmeyecektir. Böylece geriye kalan eş ve çocukların payları ile desteğin payı artacaktır. Ana ve babadan birinin destekten çıkması ile payı diğerine aktarılacak, ana ve baba ile çocukların tamamının destekten çıkması durumunda ise yine çocuksuz eş gibi desteğe 2 pay, eşe 2 pay esasına göre %50 pay desteğe, %50 pay eşe verilerek varsayımsal olarak gelir paylaştırılarak tazminat bu ilkelere göre hesaplanmalıdır.
09/10/2020 günlü resmi gazetede yayınlanan Anayasa Mahkemesinin 2019/40-2020/40 E.K sayılı 17/07/2020 günlü kararı sonrasında Yargıtay 17. Hukuk Dairesi vermiş olduğu 2019/2861 esas ve 2021/2725 karar sayılı 15/03/2021 günlü kararında ve yine 2021/2772 esas 2021/3174 Karar sayılı 23/03/2021 günlü kararında yine Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 17/06/2021 gün ve 2021/9757 esas ve 2021/3262 karar sayılı kararlarında ve yine Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/3173 Esas ve 2944 Karar numaralı 14/06/2021 günlü kararlarında davacının gerçek zararının belirlenmesi noktasında davacının muhtemel bakiye yaşam süresinin TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenerek ve prograsif rant tekniği kullanılmak suretiyle tazminat miktarının hesaplanması gerektiğine işaret edilmiştir.
Buna göre eldeki dosyaya baktığımızda mahkemesince hükme esas alınan hesap raporunda TRH 2010 yaşam tablosu kullanılmış ise de, hesaplama yöntemi olarak 1,8 teknik faiz aktüeryal yöntem kullanılmak sureti ile davacıların destek zararının bulunup bulunmadığı hususu belirlenmiştir.
Ne var ki, yukarıda açıklandığı gibi Anayasa Mahkemesinin 2019/40-2020/40 E-Ksayılı 17/07/2020 günlü kararı ve bu karar ile uyumlu Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/6271 esas ve 2020/8104 karar sayılı 03/12/2020 günlü kararlarında ve yine Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/3173-2944 E.K numaralı kararlarında da davacının zararının belirlenmesi sırasında TRH 2010 yaşam tablosu ile birlikte %10 arttırım ve eksiltme yöntemi prograsif rant yöntemi kullanılmak sureti ile 30.03.2020 ilk rapor tarihindeki verilere göre belirlenmesi gerektiğine işaret edilmiş olmakla, hatalı şekilde düzenlenen hesap raporu esas alınarak hüküm kurulması yerinde görülmemiştir.
Sair istinaf sebeplerinin incelenmesinde;
Ancak karar verilirken davacı tarafın maddi tazminat yönünden istinafının bulunmaması nedeniyle davalılar lehine oluşan usuli kazanılmış hakka dikkat edilmesi gerekir.
Yine dosyada müterafik kusur bulunduğu iddia edilmişse de, bu hususta olumlu olumsuz değerlendirme yapılmamış olması hatalıdır.
Her ne kadar davacı vekili sigorta şirketi yönünden de kaza tarihinden itibaren faize hükmedilmesini istemiş ise de, sigorta şirketinin poliçe kapsamında sorumlu olduğu tazminatı 2918 sayılı KTK 99. maddesi gereğince başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içerisinde ödemesi gerekmektedir. Bu süre içinde ödeme yapılmaz ise bu süre sonra erdikten sonra 9. gün sigorta şirketinin temerrüde düştüğü kabul edilir. Davacı tarafın davadan önce sigorta şirketine bir başvuruda bulunmaması halinde yada başvuru ispatlanmadığı hallerde davalı sigorta şirketinin dava tarihi itibari ile temerrüte düştüğü kabul edilerek bu tarihten itibaren faize hükmolunması gerekmektedir.
Davacı davadan önce 03/08/2018 tarihinde sigorta şirketine başvurmuş olduğundan davalı 16/08/2018 tarihinde temerrüde düşürülmüştür. Mahkemece temerrüt tarihinden daha önce olan 11/08/2018 tarihinden itibaren faiz hükmedilmiş olup davacılar lehine hatalı hüküm verilmiş ise de, bu hata davacılar lehine olduğundan bu yöndeki istinaf başvurusunun da reddine karar vermek gerekmiştir.
Manevi tazminatın miktarı kusur oranına göre belirlenmesi gerektiğinden tarafların sair istinaf sebepleri incelenmemiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
Tüm bu anlatılanlar ışığında mahkemece öncelikle davacıların desteğinin sara/ epilepsi hastası olmasının kazanın oluşunda etkili olup olmadığı da dikkate alınarak tarafların kusur oranları bakımından rapor alınarak kusur oranı kesinleştikten sonra tazminat hususunda hesaplamanın 30.03.2020 tarihindeki verilere göre yaşın TRH 2010, hesabın PMF’ye göre yapılarak yeni bir aktüerya raporu alınarak karar verilmesi gerektiği, müteveffanın müterafik kusurunun (kasksız oluşunun) indirim sebebi olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği, bu halde eksik inceleme ve araştırma yapıldığı, bu nedenle HMK’nın 353/1-a-6. bendine göre davanın esasıyla ilgili olarak gereken delillerin toplanmadığı anlaşıldığından açıklanan nedenlere dayalı davalılar ve davacılar vekilinin istinaf taleplerinin, HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca kabulüyle, kararın kaldırılarak dosyanın mahalline gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalılar ve davacılar vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1.a-6. maddesi gereğince KABULÜ İLE,
Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Yukarıda belirtilen sebeplerle eksik bilgi ve belgeler tamamlandıktan sonra davanın yeniden görülüp karar verilmesi için dosyanın yerel Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Taraflar tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
4-Taraflar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından kurulacak esasa ilişkin hükümde dikkate alınmasına,
5-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-HMK’nın 359/3. maddesi gereğince kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.11/01/2022

… … … …
Başkan Üye Üye Katip
… … … …

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.