Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2809 E. 2023/892 K. 23.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/2632 – 2023/902
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2632
KARAR NO : 2023/902

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/07/2021
NUMARASI : 2020/… Esas, 2021/… Karar
DAVACILAR : 1-
2-
VEKİLİ : Av.
İSTİNAF EDEN DAVALILAR :1-
:2-
VEKİLLERİ : Av.
Av.
İSTİNAF EDEN DAVALI : 3-
VEKİLİ : Av.
DAVA : Tazminat (Ölüm Nedeni ile açılan)
KARAR TARİHİ : 23/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08.07.2021 tarih ve 2020/… Esas,2021/… Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 09/11/2019 günü sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın yaya müvekkili murisine çarpması neticesinde müvekkili murisinin vefat ettiğini belirterek her bir müvekkili için 10.000 TL olmak üzere toplam 20.000 TL’ destek tazminatının haksız fiilin meydana geldiği tarih olan 09/11/2019 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; meydana gelen kazada müvekkili şirketin herhangi bir kusurunun bulunmadığını ayrıca müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olabileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davanın kabulü ile; davacı … için 155.405,58 TL, baba … için 89.987,61 TL’nin davalı … Sigorta şirketi yönünden 05/12/2019 tarihinden itibaren, davalılar …, … yönünden 09/11/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalılar … ve … vekili; müvekkillerinden …’in aracın sahibi olup araç kiralama işi ile iştigal ettiğini ve … plaka sayılı aracın diğer davalı …’a kiraladığını, bu nedenle müvekkillerden … açısından açılan davanın husumet yokluğundan reddini talep ettiklerini, olayda müvekkilinin kusurlu olduğu iddiasını ve bu yönde aldırılan bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, rapora itiraz dilekçelerini tekrar ettiklerini, hesap bilirkişisi tarafından yapılan hesaplamayı da kabul etmediklerini, belirlenen tazminat miktarının yüksek olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Karara karşı davalı sigorta şirketi vekili; davanın yetkisiz mahkemede açılmış olmasından dolayı usulden reddine karar verilmesi gerekirken mahkemece bu hususun dikkate alınmadan hüküm verilmiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, sigortacıya başvurunun usulü yerine getirilmemiş olup işbu davanın dava şartı yokluğundan usulden reddi gerektiğini, tazminat tutarının TRH 2010 yaşam tablosu, aktüeryal irat formülü ve %1,8 teknik faiz oranı ile yapılması gerektiğini, bu bakımdan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, müteveffanın ve üçüncü kişinin müterafik kusurunun varlığı halinde davacılar lehine hükmedilecek tazminattan indirim yapılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Dava, meydana gelen ölümlü trafik kazası sonucu açılan destekten yoksun kalma tazminatı talebine yöneliktir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olup karar davalılar … ve … vekili tarafından işletenin aracını kiraya verdiğinden husumetinin olmadığı, kusur ve hesap raporlarının hatalı olduğu ileri sürülerek; davalı sigorta şirketi vekili tarafından ise mahkemenin yetkisiz olduğu, başvurunun olmadığı, kusur ve hesap raporunun hatalı olduğu, müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği ileri sürülerek istinaf edilmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili mahkemenin yetkisiz olduğunu belirtmiş ise de, davacıların adreslerinin Adana olup kazanın da Adana’da meydana gelmesi sebebiyle yetki itirazının yersiz olduğu, davacıların daha sigorta şirketine başvuruları sonucu kısmi ödemede bulunulduğu anlaşılmıştır. Yine davalı sürücünün yayaya çarpmasıyla kaza meydana geldiğinden ölenin müterafik kusuru yoktur.
Mahkemenin karar tarihinden önce 09/10/2020 günlü resmi gazetede yayınlanan Anayasa Mahkemesinin 2019/40-2020/40 E.K sayılı 17/07/2020 günlü kararı sonrasında Yargıtay 17. Hukuk Dairesi vermiş olduğu 2019/2861 esas ve 2021/2725 karar sayılı 15/03/2021 günlü kararında ve yine 2021/2772 Esas 2021/3174 Karar sayılı 23/03/2021 günlü kararında yine Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 17/06/2021 gün ve 2021/9757 Esas ve 2021/3262 karar sayılı kararlarında ve yine Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/3173 Esas ve 2944 Karar numaralı 14/06/2021 günlü kararlarında davacının gerçek zararının belirlenmesi noktasında davacının muhtemel bakiye yaşam süresinin TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenerek ve prograsif rant tekniği kullanılmak suretiyle tazminat miktarının hesaplanması gerektiğine işaret edilmiştir.
Buna göre eldeki dosyaya baktığımızda mahkemesince hükme esas alınan hesap raporunda TRH 2010 yaşam tablosu hesaplama yöntemi kullanıldığı ve prograssif rant yöntemi kullanılmak sureti ile davacının zararının belirlendiği, raporun bu yönüyle hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşıldığından davalılar vekillerinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Yine kazanın yaya geçidindeki yayaya davalı sürücünün çarpmasıyla meydana gelmiş olması sebebiyle davalı sürücünün tam kusurlu olduğuna dair alınan rapor dosya kapsamına, usul ve yasaya uygundur. Davalı … vekili tarafından sigortalı aracın müvekkili … tarafından kira sözleşmesi ile …’a kiralandığı bu nedenle müvekkili … davada husumetinin bulunmadığı ileri sürülmüş ise de yargılamanın tüm aşamalarında, davalı vekili tarafından iddialarını destekler herhangi bir kiralama sözleşmesinin dosyaya ibraz edilmediği bu nedenle iddiasını ispat edemediği anlaşıldığından, davalı tarafın işleten sıfatıyla sorumluluğu bulunmadığına yönelik istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine;
Ancak kamu düzeninden olması sebebiyle ara buluculuk ücreti hakkında hüküm kurulması unutulmuş olmakla bu yönden karar verilmek üzere kararın aşağıdaki gibi düzeltilmesine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalılar vekillerinin vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Kamu düzeninden olan arabuluculuk ücreti ile ilgili hüküm kurulmadığından,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08.07.2021 tarih ve 2020/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararının hüküm fıkrasının sonuna gelmek üzere,
“6-)680,00 TL arabuluculuk ücretinin davalı sigorta şirketinden alınarak Hazineye irat kaydına,” olarak eklenerek kararın düzeltilmesine,
c-İlk derece mahkemesi kararındaki diğer hükümlerin aynen muhafazasına,
İstinaf giderleri açısından;
3-Harçlar Kanunu gereğince davalılardan alınması gereken 16.762,81 TL istinaf karar harcının, toplam peşin yatırılan 8.381,44 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 8.381,37 TL harcın davalılardan müştereken veya müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davalı … tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafından yapılan 33,00 TL’nin davalılardan müştereken veya müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından (… için 155.405,58 TL, … için 89.987,61 TL) miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.23/05/2023

Başkan Üye Üye Katip

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.