Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2771 E. 2023/1013 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/2771 – 2023/1013
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2771
KARAR NO : 2023/1013

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/09/2021
NUMARASI : 2018/… Esas, 2021/… Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI :
VEKİLLERİ : Av.
Av.
DAVALI :
VEKİLİ : Av.
DAVA : Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen Tazminat

KARAR TARİHİ : 06/06/2023

GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mersin 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/09/2021 tarih ve 2018/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin … nolu kasko poliçesi ile sigorta edilen … plakalı aracın 16/12/2016 tarihinde araçta meydana gelen hasarın tamiri için yetkili servis olan davalı şirkette bekletildiği zaman içerisinde 29/12/2016 tarihinde servisin sular altında kalması sonucu sigortalı aracın tümüyle hasara uğradığını ve pert-total işlemi yapıldığını, hasar sebebiyle yapılan ekspertiz çalışması sonucunda sigortalı araçta oluşan hasarın aracın piyasa değerine yakın olduğundan araca pert-total yapılarak aracın piyasa değerinin 34.000-TL olarak tespit edildiğini, sovtaj bedeli olan 14.377,00-TL düşürüldükten sonra kalan 19.623,00-TL sigortalı …’a 22/02/2017 tarihinde ödendiğini, basiretli bir tacir gibi davranmayan servis olarak teslim edilen araçları korumak, tamir edilip geri alınmasına kadar gözetim altında tutmak ve güvenli bir şekilde saklanmasını sağlamakla yükümlü davalı şirketin meydana gelen hasarın tamamından sorumlu olduğunu 19.623,00-TL’nin tazminatın ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın taleplerinin zamanaşımına uğradığını, sel afeti ve dava konusu olayın 29/12/2016 tarihinde vuk’u bulduğunu, davacı şirketin zararı ve olayı öğrendikten sonra 1 yıllık zamanaşımı süresi dolduğunu açıkça zamanaşımı definde bulunduğunu, zararın meydana gelmesinde bir kusurunun bulunmadığını, mücbir sebep nedeniyle zarar ile eylemi arasındaki illiyet bağının koptuğunu savunarak davanın reddini, dava yargılama ve giderlerinin de davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, zararın oluşumunda davalının kusuru bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili; dosyada mübrez bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmeksizin hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, davalının sorumluluğunun ağırlaştırılmış bir kusursuz sorumluluk hali olduğundan meydana gelen zarardan sorumlu olduğunu, dava konusu olayın meydana geldiği tarihte bakanlar kurulunca alınan bir afet kararının olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Dava, sigortalının aracı davalının iş yerinde iken yağmurda sel altında kaldığından, sigortalıya ödenen beledin rücuuna yöneliktir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş olup karar davacı vekili tarafından raporlar arasındaki çelişkinin giderilmediği, davalı yapı maliki olarak kusursuz sorumlu olduğu belirtilerek istinaf edilmiştir.
Karara esas olan 05.07.2021 tarihli bilirkişi raporunda, olay tarihinde yağışın aşırı olduğu, davalı işveren tarafından servis giriş rampasına bariyerin yapıldığı, servis katında toplam 4 adet tahliye pompalarının bulunduğu ve kanallar vasıtasıyla toplanan suların söz konusu rampalar tarafından dreyn edildiği dolasıyla davalı işverenin yeterli önlemleri aldığı, ancak yağışın şiddetli olması ve yağmur sularındaki doğal akışın sağlanamaması nedeniyle su basmasını engellemediği tespit edilmiştir.
Mersin 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/555 Esas sayılı dosyasına ibraz edilen ve dava dosyasında da mevcut olan bilirkişi raporu ile davalının yeterli önlemleri almış olduğu, kusurunun bulunmadığı, zarara aşırı yağışın sebep olduğubelirtilmiştir.
Mersin 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/243 Esas numaralı dosyasına ibraz edilen bilirkişi raporu ile davalının yeterli önlemleri almış olduğu bir kez daha belirtilmiştir.. Çünkü 22.10.2021 tarihli bilirkişi raporunda davalı şirkete ait iş yerinde, giriş rampasının başında ve sonunda su tahliye kanalı, bakım onarım yapılan iç bölümde su tahliye kanalları bulunmakta olup su tahliye kanalları pompa odasında toplandığı, normal şartlarda pompaları yeterli olduğu ancak aşırı yağış sebebiyle tahliyenin gerçekleşmediği, zararın meydana gelişinde davalının kusurunun bulunmadığı belirtilmiştir.
Dava dosyasında mevcut deliller ile davalı şirketin kanundan doğan yükümlülükleri gereğince yeterli önlemi, koruma tedbirlerini almış olduğu kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar bu dosyada alınan raporlar arasında çelişki var ise, yukarıda belirtilen benzer dosyalarda aynı hususta alınan raporlar dikkate alındığında davalının zararın önlenmesine yönelik tüm tedbirleri almasına rağmen mücbir sebepten kaynaklı olarak zararın meydana geldiği değerlendirildiğinden davanın reddine karar verilmiş olması yerinde görülmüştür. Mahkemece yapılan tespitler dosya kapsamına, usul ve yasaya uygundur. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 120,60 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,

3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından (19.623,00 TL) miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.06/06/2023

Başkan Üye Üye Katip

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.