Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2753 E. 2023/1778 K. 10.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/2753 – 2023/1778
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2753
KARAR NO : 2023/1778

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/06/2021
NUMARASI : 2016/… Esas, 2021/… Karar

DAVACI :
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 1-
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 2-
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 3-
VEKİLİ : Av.
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 10/10/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/06/2021 tarih ve 2016/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;29/02/2016 tarihinde … sevk ve idaresindeki … plakalı aracıyla kontrolsüz şekilde manevra yaparak, sağ şeritte ilerlemekte olan müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plakalı motorsiklete çarpması sonucu müvekkilinin yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsü …’ın asli ve tam kusurlu olduğunu, … plakalı motorsiklet sürücüsü müvekkilinin herhangi bir kusurunun olmadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000 TL geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının 29/02/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı … poliçe dahilinde, diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkili … için 50.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 29/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmişlerdir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili …’in davaya konu trafik kazası ile herhangi bir ilgisinin bulunmadığını, müvekkilinin sadece aracın sahibi olup, kazanın meydana gelmesinde müvekkile atfedilecek bir kusurunun olmadığını, ayrıca olay yerinde tutulan raporların yeterli somut inceleme içermediğini ve davacının motor sürücü belgesinin bulunmadığını beyan ederek haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın olayı kendi lehine olacak şekilde yanlış ve eksik anlattığını, davacının motorsikleti hızlı kullanarak müvekkiline arkadan çarparak kazanın meydana gelmesinde ve zararın artmasında sorumlu olduğunu, davacının sevk ve idaresinde motorsikletin bir başkası üzerine kayıtlı olup çalıntı olduğunu, davacı tarafından talep edilen manevi tazminat talebinin oluşmadığını belirterek, haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddine karar verilmesini, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
CEVAP:Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından maluliyeti sebebiyle tazminat taleplerine ilişkin olarak, müvekkili kuruma başvuru yapıldığını, başvuru sırasında müvekkili kuruma sunulmadığını, bu nedenle usulüne uygun başvuru şartı yokluğu nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, ayrıca … sorumluğunun poliçedeki teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu belirterek haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece maddi tazminat talebi yönünden, davanın kabulü ile 7.649,02 TL kalıcı iş göremezlikten kaynaklanan maddi tazminatın davalılar …, …’den kaza tarihi olan 29/02/2016 tarihinden itibaren davalı … 27/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, manevi tazminat talebi yönünden, 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılar …, …’den kaza tarihi olan 29/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı … vekili; davacı tarafından maluliyeti sebebiyle tazminat talebine ilişkin olarak, dava öncesinde müvekkili kuruma yapılan başvuru sırasında sunulmamış olan kazaya ilişkin ve kusur oranının tespitine yarayacak ayrıntılı bilgi ve belgeler ile davacının davaya konu kazaya bağlı maluliyet oranını gösterir Sağlık Kurulu Raporunun davacı vekilinden yazılı olarak talep edildiğini, davacı taraf bu belgeleri müvekkili kuruma sunmamış olduğundan, usulüne uygun olarak yerine getirilmiş başvuru şartı bulunmaksızın dava açılmış olduğundan dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davacının daimi maluliyet durumunun tespiti adına Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nden Erişkinler İçin Engellilik değerlendirmesi hakkında yönetmeliğe uygun olarak hazırlanmış sağlık raporunun alınması gerektiğini, hükme esas alınan ATK maluliyet raporunda, davacının muayene edilmek üzere gönderilmesi istenilmiş ise de davacı gönderilmediğinden muayene yapılamadığını ve mevcut tıbbi belgelere göre maluliyet oranının tayin edilmediğini, davacının ATK tarafından muayene edilerek maluliyet raporunun alınması gerektiğini, davaya konu kazanın oluşumundaki kusur oranlarının Adli Tıp veya Alanında Uzman bir Kusur Bilirkişi Heyeti vasıtasıyla tespiti gerektiğini, kusur tespitinin hatalı yapıldığını, yerinde keşif yapılmadan hazırlanan kusur raporunun hükme esas alınmasının hatalı olduğunu, Sosyal Güvenlik Kurumu Tarafından davacıya ödenmiş veya ödenen rücuya tabi tazminat miktarının tespit edilerek müvekkili kurum tarafından ödenecek tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, tazminata konu olayın haksız fiilden kaynaklandığını, ticari herhangi bir unsur taşımadığını, müvekkili kurumun haksız fiilin gerçekleşmesinde taraf olmadığını, sorumluluğu kanundan kaynaklandığını, … aleyhine karar verilmesi halinde ancak dava tarihinden itibaren ve ancak yasal faiz oranlarına hükmedilmesi gerektiğini, temerrüt tarihinin hatalı olarak belirlendiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle meydana gelen yaralanmadan kaynaklı maddi-manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece maddi tazminat davasının kabulüne, manevi tazminat davasının kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davalı … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davalı … vekilinin usulüne uygun başvuru yapılmadığına yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Davalı sigorta vekili her ne kadar davacı vekili tarafından dava açılmadan önce müvekkili sigorta şirketine usulüne uygun başvuru yapılmadığını ileri sürmüş ise de,
2918 Sayılı yasanın 26/04/2016 tarihli 6704 sayılı kanunun 5. Maddesi ile değişik 97. maddesi “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” şeklindedir.
Bu açıklamalara göre, davacı tarafça davanın açılmasından önce davalı sigorta şirketine yapılan başvurusundaki evrakları içerir hasar dosyasının incelenmesinde; davacı vekili tarafından davanın açılmasından önce davalı sigorta şirketine kaza tespit tutanağı, alkol raporu, genel adli muayene raporu, araç ruhsat belgeleri, hastanece verilmiş iş göremezlik belgesi, soruşturma dosyası fezlekesi ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar, banka hesap bilgileri ile usulüne uygun olarak başvuru yapıldığı, ancak davalı şirket tarafından eksik evrak bulunduğundan bahisle ifade tutanakları, maluliyet oranını gösteren yeni tarihli sağlık raporu aslı ile tedavi yapıldığı hastaneden epikriz raporu, kati doktor raporunun tamamlanarak gönderilmesinin talep edildiği anlaşılmakta ise de davacı vekili tarafından davanın açılmasından önce davalı sigorta şirketine gerekli soruşturma evrakları ve tedavi evrakları ile usulüne uygun olarak başvuru yapıldığı ancak davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığı, başvurunun kazanın ardından 3 aylık süre içerisinde yapıldığı dikkate alındığında davacının maluliyetini gösterir heyet raporu alınarak sunulmasının bu süre içerisinde mümkün olmadığı sair belgelerin tamam olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı … vekilinin kusur durumuna yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Davalı sürücü …’ın idaresindeki … plakalı kamyonet ile seyir halindeyken kaza noktasına yaklaştığında yolda polis çevirmesi olduğunu sanarak heyecan yapması ile dikkatsiz ve kontrolsüz bir şekilde yolun sağına yanaşmak istemesi neticesinde kamyonetin sağ ön kısmı ile istikametine göre sağ tarafından aynı istikamette seyreden davacı sürücü …’nin idaresindeki … plakalı motosikletin sol yan kısımları ile çarpışması sonucu savrularak devrilen motosiklet sürücüsünün yaralanmasıyla sonuçlanan trafik kazasında … plakalı kamyonet sürücüsü …’ın doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yapma kuralını ihlal ettiğinden %100 oranında kusurlu, … plakalı motosiklet sürücüsü …’nin ise kusursuz olduğu kaza tespit tutanağı, Mahkemece alınan 12.03.2017 tarihli kusur raporu, soruşturmada alınan beyanlar, olay tutanağı içeriğinden anlaşılmış olmakla hükme esas alınan kusur durumunun olayın gerçekleşme şekline uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
Davalı … vekilinin maluliyet durumuna yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Davalı vekili maluliyet raporunun hatalı yönetmelik esas alınarak ve davacı muayene edilmeksizin düzenlendiğinden hükme esas alınamayacağını belirtmiş ise de;
Bilindiği üzere Yargıtayın yerleşik uygulamasına göre maluliyet oranları Adli tıp Kurumu 3. İhtisas dairesi ya da Üniversitelerin Adli Tıp Anabilim dalı başkanlığından oluşturulacak bilirkişi heyetinden alınacak rapora göre belirlenmesi gerekmektedir.
Buna göre, 01/06/2015 ile 20/02/2019 tarihleri arasındaki meydana gelen kazalar için 30/03/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu alınması gerekmektedir.
Somut olayda; davacının muayene edilmeksizin mevcut tıbbi belgelere göre ancak rapor düzenlenebilmesinin mümkün olması halinde raporun düzenlenebileceği, bu haliyle düzenlenen maluliyet raporunun eksiklik oluşturmadığı, mahkemesince hükme esas alınan 25.11.2020 tarihli Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen maluliyet raporunun, kaza tarihi olan 29.02.2016 tarihinde yürürlükte bulunan 30/03/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümleri çerçevesinde düzenlendiği, mahkemece Yargıtay içtihatlarına uygun olarak rapor düzenlemeye yetkili kurum tarafından doğru yönetmelik hükümlerine göre düzenlenen raporun hükme esas alındığı anlaşılmakla, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
Davalı … vekilinin davacının SGK’dan ödeme alıp almadığının araştırılması gerektiği yönündeki istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Dosya içerisinde mevcut SGK Adana Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünün 05/09/2016 günlü cevabi yazısı ve eki belgeler incelendiğinde davacıya geçirmiş olduğu kaza nedeniyle rücuya tabi herhangi bir ödeme yapılmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle davalı vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin reddi gerekmiştir.
Davalı … vekilinin faiz başlangıç tarihine yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde;
5684 sayılı Sigortacılık Kanunun 14. maddesi gereğince ihdas edilen … Yönetmeliğinin 15.maddesi gereğince rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte ihbar edildiği tarihte Güvence Hesabının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, ödememe halinde temerrüt ihbar tarihinde gerçekleşmektedir. Davacı vekili tarafından davalıya 16.05.2016 tarihinde başvuruda bulunduğu dikkate alındığında, faiz başlangıç tarihinin bu tarih olduğu, mahkemece 27.05.2016 tarihinden itibaren faiz hükmedilmesinin davalının lehine olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur. (Benzer yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2020/1836 Esas ve 2020/4711 sayılı ilamı)
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin takdirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesi kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davalı …’ndan alınması gereken 522,50-TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 130,65-TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 391,85 TL harcın davalı …’ndan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı … tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından (7.649,02TL) miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.10/10/2023

Başkan- Üye- Üye- Katip-

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.