Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2749 E. 2023/1673 K. 03.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/2749 – 2023/1673

T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2749
KARAR NO : 2023/1673

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/07/2021
NUMARASI : 2017/… Esas, 2021/… Karar

DAVACI :
VEKİLİ : Av.
DAVALI :
VEKİLİ : Av.
İHBAR OLUNAN :
DAVA : Tazminat

KARAR TARİHİ : 03/10/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/07/2021 tarih ve 2017/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 07/04/2016 tarihinde … yönetimindeki ve davalı şirkete sigortalı … plakalı aracın yaya konumunda olan müvekkiline çarpması sonucu müvekkilinin yaralandığını belirterek 100,00 TL maddi tazminatın avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle yetki itirazında bulunduklarını, meydana gelen kazada müvekkili şirketin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, müvekkil şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olabileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davanın kabulü ile, 33.122,50 TL maddi tazminatın, dava tarihi olan 16/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı vekili; Dava konusu uyuşmazlık ile ilgili müvekkili sigorta şirketine usulüne uygun başvuru yapılmadığını, dava şartı yerine getirilmemiş olduğundan davanın usulden reddi gerektiğini, davacının mevcut bir maluliyet raporunun bulunmadığını, bu nedenle müvekkili sigorta şirketine usulüne uygun bir başvuru yapılmadığını, davanın usulden reddi gerektiğini, hesaplamada %1,8 teknik faiz dikkate alınması gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporu ile TRH 2010 yaşam tablosu ve progresif rant yöntemine göre hesaplama yapıldığını, raporun usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle meydana gelen yaralanmadan kaynaklı kalıcı iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davalı vekilinin usulüne uygun başvuru yapılmadığına yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Davalı sigorta vekili her ne kadar davacı vekili tarafından dava açılmadan önce müvekkili sigorta şirketine usulüne uygun başvuru yapılmadığını ileri sürmüş ise de,
2918 Sayılı yasanın 26/04/2016 tarihli 6704 sayılı kanunun 5. Maddesi ile değişik 97. maddesi “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” şeklindedir.
Bu açıklamalara göre, davacı tarafça davanın açılmasından önce davalı sigorta şirketine yapılan başvurusundaki evrakları içerir hasar dosyasının incelenmesinde; davacı vekili tarafından davanın açılmasından önce davalı sigorta şirketine savcılık soruşturma evrakı, ifadeler olay yeri tutanağı, genel adli muayene raporu, araç ruhsat ve ehliyet belgeleri, alkol raporu, hastane epikrizleri ile usulüne uygun olarak başvuru yapıldığı, ancak davalı şirket tarafından eksik evrak bulunduğundan bahisle ilgili kurumdan alınmış kusur durumunu gösterir bilirkişi raporunun onaylı sureti, gelir durum belgesi, ile özürlülük ölçütü sınıflandırması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporu hakkındaki yönetmeliğe göre alınacak sağlık raporu belgelerinin tamamlanarak gönderilmesinin talep edildiği, davacı vekili tarafından davacının kaza meydana gelir gelmez hastaneye kaldırıldığından ve soruşturma evresinde şikayetçi olunmadığından kusurlu ilgili bilirkişi raporu düzenlenmediği, gelir durumunun asgari ücret esas alınarak hesaplanmasına muvafakatleri bulunduğu ve henüz 18 aylık süre dolmadığından ve müvekkilinin ameliyatları neticesinde özürlülük derecesi belirlenmesi gerekeceğinden henüz sağlık kurulu raporunun tanzim edilme olanağının bulunmadığı yönünde cevap verildiği görülmüştür.
Davacı vekili tarafından davanın açılmasından önce davalı sigorta şirketine gerekli soruşturma evrakları ve tedavi evrakları ile usulüne uygun olarak başvuru yapıldığı ancak davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığı, başvurunun kazanın ardından 18 aylık süre dolmadan yapıldığı dikkate alındığında davacının maluliyetini gösterir heyet raporu alınarak sunulmasının bu süre içerisinde mümkün olmadığı, kusur raporu alınmamış olmasının eksik evrak olarak nitelendirilemeyeceği anlaşılmakla, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı vekilinin hesap raporuna yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Davalı vekili hükme esas alınan hesap raporunda prograsif rant yöntemi kullanılmasının hatalı olduğunu, hesaplamanın TRH 2010 yaşam tablosu ve 1,8 teknik faize göre yapılması gerektiğini ileri sürmüş ise de, hükme esas alınan 19.03.2021 tarihli aktüer raporunun Anayasa Mahkemesinin 2019/40-2020/40 Esas-Karar sayılı 17/07/2020 günlü kararı, Danıştay 8. Dairesinin 2020/5413 sayılı dosyasında ZMMS genel şartlarının bazı maddelerine ilişkin verilen yürütmeyi durdurma kararı sonucu oluşan Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin kararları ile uyumlu şekilde TRH 2010 yaşam tablosu ve prograsif rant yöntemi kullanılmak sureti ile hazırlandığı anlaşılmakla davalı vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin takdirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davanın kabulüne karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gereken 2.262,60 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 566,00 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 1.696,6‬0 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.03/10/2023

Başkan- Üye- Üye- Katip-

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.