Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2748 E. 2023/736 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/…
KARAR NO : 2023/…

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2017/… Esas, 2020/… Karar

TEMLİK VEREN
DAVACI : … … – …
VEKİLİ : Av. … -…
TEMLİK ALAN
DAVACI : 1- … – … -…
VEKİLİ : Av. … -…

TEMLİK ALAN : 2- … – … -…
VEKİLİ : Av. … …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …..
DAVA : Tazminat (Ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan tazminat)
KARAR TARİHİ : 04.05.2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 15/09/2020 tarih ve 2017/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’ın 20/11/2016 tarihinde dava dışı … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araçta yolcu olarak seyir halinde iken sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucunda meydana gelen tek taraflı trafik kazasında ağır derecede yaralanarak hasara uğradığını, kazanın oluşumunda asli ve tam kusurlu olan … plaka sayılı aracın Karayolları Zoronlu Mali Mesuliyet Sigorta şirketinin davalı … olup, davalıya yapılan başvuru üzerine hasar dosyası açıldığını, 08/02/2017 tarihinde 64.957,00 TL ödeme yapıldığını, ancak yapılan ödemenin gerçek zararın çok altında olduğunu belirterek geçici ve sürekli iş gücü kaybına uğrayan müvekkili için 500,00 TL maddi tazminatın davalıya başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH : Davacı vekili 03.01.2020 tarihli dilekçesi ile dava değerini 127.130,00 TL’ye ıslah etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davacının davadan önce yaptığı başvuru üzerine şirket nezdinde … numaralı hasar dosyasının açıldığını, davacının maluliyet talebi ile ilgili yapılan aktüer raporunda davacı için maluliyet tazminatının hesaplandığını ve 64.957,00 TL’nin davacı tarafa 08/02/2017 tarihinde ibraname mukabilinde ödendiğini, davacının maluliyet oranının tespiti için İstanbul ATK 3. İhtisas Kuruluna sevk edilmesini, aktüer raporunun da hazine müsteşarlığının 2010/4 sayılı genelgesi uyarınca aktüer siciline kayıtlı aktüerler tarafından hazırlanması gerektiğini, müvekkil şirkete davadan önce başvuru yapılmış ve zararının karşılandığını, müvekkil şirketin davacıya karşı sorumluluğu haksız fiilden kaynaklandığını, poliçe ilişkisinden kaynaklanmadığını, bu nedenle müvekkili şirket aleyhine tazminata hükmedilmesi halinde, müvekkilinin yasal faiz ile sorumlu olduğunu, davanın kabulü anlamına gelmemekle kaydıyla hatır taşınması nedeni ile tazminat hesabından asgari %25 oranında indirim yapılması gerektiğini belirterek yetki itirazının kabul edilerek dosyanın yetki yönünden reddi, haksız olarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davanın kısmen kabulüyle; davacının geçici iş göremezliğe yönelik 13.329,00 TL maddi tazminat talebinin reddine, davacının kalıcı iş göremezliğe yönelik talebinin kısmen kabulüyle 91.040,80 TL temlik alacaklısı …’ya 08/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verildiği görüldü.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı temlik alan davacı … vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; geçici iş göremezlik taleplerine yönelik karar duruşmasında herhangi bir gerekçe gösterilmemiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, hatır taşıması indirimi yapılmasının hukuka aykırı olduğunu beyan ederek kararın kaldırılması ile talepleri doğrultusunda yeniden hüküm kurulması ve lehlerine olan vekalet ücretinin kurulacak hükme göre güncellenmesini talep etmiştir.
Karara karşı temlik alan … vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Yargılama devam ederken davacı …’ın işbu davaya konu tüm alacaklarını 02.03.2020 tarihinde müvekkili …’a devretmiş olduğunu ve buna ilişkin temlik sözleşmesinin bizzat temlik eden davacı tarafından dosyaya sunulduğunu, bu temlik sözleşmesinden 6 ay sonra temlik alacaklısı olduğunu iddia eden … isimli birisinin 03.01.2020 tarihli temlik sözleşmesini dosyaya sunmuş ve kendi temliknamesinin daha eski olduğunu iddia etmiş ise de işbu temliknamenin noterde yapılmadığını ve her zaman düzenlenebilecek bir belge olduğunu ve kendilerinin temliknameyi önce sunmuş olmaları nedeniyle … tarafından kendilerinden sonra dosyaya sunulan ve eski tarih atılan temlik sözleşmesinin geçerli olmadığını ve hükme esas alınamayacağını ancak yerel Mahkemenin bu hususları dikkate almayarak mağduriyetlerine neden olduklarını beyan ederek kararın kaldırılması ile kendi sundukları sözleşmenin önceki tarihli olduğunun kabulü ile müvekkili lehine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 54/1-3. ve 55. maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, çalışma gücünün azalmasından veya yitirmesinden doğan (malüliyet) maddi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, temlik alan davacı … vekili ile temlik alan davacı … vekili istinaf etmiştir.
Temlik alan sıfatı ile … vekilinin istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
Hukuki bir işlem (tasarrufi işlem) olan alacağın temliki sonrasında alacak üçüncü kişiye intikal etmektedir. Bu andan itibaren üçüncü kişi, borçlu karşısında alacaklı sıfatını kazanmaktadır. Niteliği itibariyle alacağın temliki, alacaklının tasarruf işlemidir. Temlik, alacağın tamamı için yapılabileceği gibi bir kısmı için de yapılabilir. Tam temlikte alacağın aslı ve fer’ileri temlik alana geçmekte olup, alacaklı borç ilişkisinde taraf olmaktan çıkar. Kısmi temlikte ise, temlik edilen asıl alacak ve bu oranda fer’ilerinin temlik alana geçmesi söz konusudur. Temlik edilmeyen kısım itibariyle borçlunun temlik eden alacaklıya karşı sorumluluğu devam eder. Temlik alan, temliki ve alacağın varlığını ispat ederek borçludan talepte bulunur. Temlik ile birlikte temlik alan, alacağın aslı ve fer’ileriyle birlikte, alacağa bağlı rüçhan haklarını da iktisap eder. Dolayısıyla temliğe konu alacak itibariyle dava ve takip hakkı da temlik alana geçer. Alacağın temlikinde esasen borç değişmez, sadece onu talep edecek taraf değişmiş olur.
Genel olarak borç ilişkisi kimler arasında meydana gelmişse, alacaklılık ve borçluluk sıfatları da bu kişilere ait olup, bunun doğal sonucu olarak, borçlu kime karşı ifa yükümü altına girmişse, alacak hakkı da o kişiye aittir. Bununla beraber alacaklının, alacağını üçüncü bir kişiye devretmesi mümkün olup, “alacağın temliki”, alacağı devreden alacaklı ile devralan kişi (yeni alacaklı) arasında yapılacak yazılı bir sözleşme ile meydana gelir. Alacağın temlikinde alacaklı, halen sahip olduğu bir hakkını devredebileceği gibi, henüz mevcut olmayan, müstakbel bir alacağını da devredebilir. Temlik edenin, temlik anında sahip olduğu bir hakkını devrettiği durumlarda, yapılan bu tasarruf işlemi ile alacaklı, malvarlığının aktifindeki mevcut haklarda, başkası lehine bir azalmayı kabul etmektedir. Böylece, temlik akdi yapılır yapılmaz alacak, alacağa bağlı olan bütün imtiyazlar ve fer’i haklarla beraber devralana geçmektedir (TBK md. 189). Bu nedenle gerek işleyip de eski alacaklı tarafından tahsil edilmemiş, gerekse işlemekte olan tüm fer’i hak ve alacaklar yeni alacaklıya ait olmaktadır. Nitekim, temlik eden kişinin, temlikle birlikte borçlu ile hukuki ilişkisi kesildiğinden, alacağın tahsilinin dava ve talep hakkının da, onun maliki durumuna geçmiş olan, temellük edene geçmesi, alacağın temlikinin doğal bir sonucudur. Kural olarak alacağın temlikinde borçlunun hukuki durumunda herhangi bir değişiklik olmamakta, sadece muhatap olacağı kişi (alacaklı) değişmektedir.
Alacağın temlik edilebilmesi için muaccel bir alacak olması zorunlu değildir. Temlikin, borç ilişkisine dayanarak doğmuş fakat henüz vadesi gelmemiş bir alacağa ilişkin olabileceği, bunun yanı sıra ileride doğacak alacaklar için de mümkün olduğu doktrinde genel olarak kabul edilmektedir.
Somut olayda, davacı … alacağını 03.01.2020 tarihli sözleşme ile ”1-Temlik Eden … Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/…-e. sayılı dava dosyasında davaya konu olan 20/11/2016 tarihinde geçirdiği trafik kazası sebebi ile uğramış oldu geçici ve sürekli iş gücü kaybı tazminatı dava konusu belirsiz alacağın tamamını ıslah tarihi olan 03/01/2020 tarihinde 127.130,00 TL bedelle temellük alan …’ya devir ve temlik etmiştir.
2-Temlik eden …, temlik konusu alacağının tamamını elden ve nakten temellük eden …’dan peşin olarak almıştır, bu nedenle temlik eden …, temellük eden …’yı gayrikabili rücu olarak devir, temlik ve ibra ettiğini, Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/…-e.sayılı dava dosyasına konu tazminat alacağı üzerinde herhangi bir hak ve alacağının kalmadığını ve bütün hakların talep, tahsil ve ahsukabz yetkisinin temellük eden …y’a geçtiğini kabul beyan ve taahhüt eder.
3-Temlik eden … iş bu sözleşmeyi imzaladığı tarihte Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/… E. sayılı dava dosyasında davalı … AŞ’den yukarıda belirtildiği şekilde alacağı bulunduğunu ve temlik konusu alacağını daha önce başka bir gerçek ya da tüzel kişiye temlik etmediğini beyan kabul ve taahüt eder. Aksi halde ise peşinen almış olduğu temlik bedelinin tamamını temlik tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ve ayrıca 3620 cezai şartla birlikte temellük eden …’ya nakten ödeyeceğini kabul beyan ve taahhüt eder.
4-iş bu sözleşmenin uygulanmasından dolayı taraflar arasında doğacak her türlü ihtilafta adana mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olduğunu taraflar kabul ve beyan eder.” şeklindeki içerikle, alacak konusu tazminatın tamamını temlik alan …’ya devrettiği anlaşılmıştır.
Öte yandan, davacı aynı alacak için 02.03.2020 tarihli sözleşme ile ”Temlik eden … Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/… E. dosyası ile görülmekte olan davaya konu doğmuş ve doğacak çalışma gücü kaybı tazminatı alacağının tamamını 127.130,00 TL bedelle temellük eden …’a devir ve temlik etmiş olup temlik bedelinin tamamı peşin ve nakden ödenmiştir.
Temlik eden … mahkeme tarafından temlik bedelinden 127.130,00 TL fazla tutarda tazminata hükmedileceğini bilmekte olup tüm ferileri ile birlikte …’a temlik etmiştir.
Temlik eden … iş bu temlik senedini 3 gün içerisinde Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/… E. dosyasına ibraz ederek ve temellük eden … Hukuk Mahkemeleri Kanununun 125/son maddesi uyarınca davaya devam ederek tazminat tutarını talep edebilmesini sağlayacaktır. Aksi halde temlik eden … 10.000 TL cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt etmiştir.
İş bu sözleşme üç nüsha düzenlenmiş olup birer nüshası taraflarda kalacak bir nüshası temlik eden tarafından mahkemeye ibraz edilecektir.” şeklindeki içerikle, temlik alan …’a devrettiğine ilişkin temlikname sunmuş ise de; davacı temlik veren … tüm alacağını 03.01.2020 tarihli sözleşme ile …’ya devrettiği ve devredilebilecek başka bir tazminat alacağının da bulumadığı, …’ın sunduğu temliknamenin düzenlenme tarihinin daha önceki tarihli olduğuna ilişkin iddia dava konusu uyuşmazlığın konusu olmadığından, temlik alan sıfatı ile … vekilinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Temlik alan davacı … vekilinin geçici işgörmezlik tazminatına istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında, rizikonun gerçekleşmesi halinde sigortacının ödeyeceği tazminat, 2918 Sayılı Kanun’un 91.maddesinin yollamasıyla aynı Kanunun 85.maddesine göre belirlenir. Buna göre; sigortacı, sigorta ettiren işleten tarafından, motorlu aracın işletilmesi sırasında ortaya çıkan maddi zararlar ile kişinin yaralanması veya ölmesi gibi bedeni zararlardan sorumludur. Kişinin bedenine gelen zararlarda tedavi giderlerinin ödenmesine ilişkin koşullar 98. maddede düzenlenmiştir.
Söz konusu bu madde 25.02.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 13.02.2011 tarih, 6111 Sayılı Yasanın 59. maddesi ile değiştirilmiştir. Değişik 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesine göre, trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır. (Ek cümle: 4/4/2015-6645/60 md.) Söz konusu düzenlemeye göre, hastanelerce sunulan sağlık hizmet bedelleri yönünden sigorta şirketlerinin ve Güvence Hesabı’nın yükümlülükleri sona ermekte, ancak kazazedelerin bunun dışında kalan bakıcı veya tedaviye bağlı sair harcamaları yönünden ise, sigorta şirketlerinin ve Güvence Hesabının tedavi teminatları kapsamında sorumlulukları devam etmekte olup, teminat kapsamının yasaya aykırı genel şart hükmü ile daraltılması mümkün değildir.
Bu nedenle, ilk derece mahkemesince aldırılan 30.12.2019 tarihli bilirkişi raporunda belirlenen (hatır taşıması indirimi yapıldıktan sonra) 10.663,20 TL geçici iş göremezlik zararının poliçe teminatı kapsamında olduğu kabul edilmiş ve bu yöndeki istinaf başvurusu haklı bulunmuştur.
Temlik alan davacı … vekilinin hatır taşıması indirimine ilişkin istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
Hatır taşıması bir kimseyi ücretsiz olarak ve bir karşılık almadan ve bir yararı bulunmadan taşıma halidir. Yani hatır için taşımada, taşımanın karşılıksız olması veya alınan karşılığın önemsiz olması gerekir. Taşıma, işletenin veya sürücünün değil taşınanın yararına olmalıdır. Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığından, bu gibi taşımalarda kaza tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 51. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.
Dosya kapsamındaki Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/… soruşturma dosyasındaki tanık beyanları ve trafik kazası tespit tutanağının incelenmesinde, davacının arkadaşları ile birlikte alkol aldıktan sonra hep birlikte tek araçla Konya ilinden Ankara iline yola çıktıkları, davacının meydana gelen trafik kazası sonucu yaralandığı anlaşılmıştır. Davacı ile sürücü arasındaki ilişkinin niteliği gereği, davacının bedel karşılığı olmaksızın hatır için taşındığı sabittir. Bu nedenle, davacıların bilirkişi raporuyla belirlenen zararından %20 oranında hatır taşıması indirimi uygulanması yerinde görülmekle, bu husustaki istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Yukarıda açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre, ilk derece mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, temlik alan davacı … vekilinin istinaf başvurusunun bu yönüyle kabulü ile, HMK 353/1-b-2. maddeleri gereği ilk derece mahkemesi kararının yeniden hüküm kurulmak üzere ortadan kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Temlik alan … vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE, temlik alan davacı … vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABULÜNE,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 15/09/2020 tarih ve 2017/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın kısmen KABUL, kısmen REDDİ ile;
-Davacının geçici iş göremezliğe yönelik talebinin KABULÜ ile; 10.663,20 TL geçici iş göremezlik tazminatının 08/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak temlik alacaklısı davacı …’ya ödenmesine,
-Davacının kalıcı iş göremezliğe yönelik talebinin kısmen kabulüyle 91.040,80 TL temlik alacaklısı …’ya 08/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine,

Harç yönünden:
3-Harçlar Kanunu uyarınca davalıdan alınması gereken 6.947,40 TL karar ve ilam harcının davacı tarafça peşin ve ıslah harcı olarak yatırılan toplamda 464,4‬0 TL harçtan mahsubu ile bakiye 6.483,00 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Yargılama giderleri yönünden:
4-Davacı tarafından yapılan harç ve yargılama giderleri toplamı 2.223,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak temlik alan davacı …’ya ödenmesine,
5-HMK’nın 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının bulunması halinde ilgililerine iadesine,
Vekalet ücreti yönünden:
6-Temlik alacaksılı davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ye göre hesaplanan 16.255,60 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak temlik alacaklısı davacı …’ya ödenmesine,
7-Davanın müterafik kusur indirimine bağlı reddedilen kısmı yönünden takdiren vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
İstinaf giderleri açısından;
8-Temlik alacaklısı davacı … tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
9-Harçlar Kanunu uyarınca temlik alacaklısı …’dan alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcının bu davacı tarafından yatırılan 59,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın temlik alacaklısı …’dan alınarak Hazineye gelir kaydına,
10-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
11-Temlik alacaklısı … tarafından yapılan 64,60 TL istinafa dosya gönderme ücretinin üzerinde bırakılmasına,
12-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade, harç iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri iki yüz otuz sekin bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 04.05.2023

… … … …
Başkan … Üye … Üye … Katip …

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.