Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2709 E. 2023/1248 K. 04.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2709
KARAR NO : 2023/1248

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2020/… Esas, 2021/… Karar

DAVACI : … – … velisi … – ……
VEKİLİ : Av. … …
DAVALI : … A.Ş. -…
VEKİLİ : Av. … …
DAVA : Tazminat (Haksız fiilden kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 04.07.2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :…

Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08.07.2021 tarih, 2020/… Esas, 2021/… Karar sayılı karara yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydı yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; sürücüsünün dava dışı … olduğu … plaka sayılı araç ile sürücüsünün dava dışı … … olduğu … plaka sayılı araçların 27/03/2017 tarihinde çarpışmaları neticesinde müvekkili …’un annesi olan … … yaşamını yitirdiğini, söz konusu olayda dava dışı …’un %100 kusurlu olduğunun tespit edildiğini, Erdemli Cumhuriyet Başsavcılığının söz konusu kazaya ilişkin başlattığı soruşturma çerçevesinde Ankara Trafik İhtisas Dairesi’nden rapor aldırıldığını ve rapora göre davalı yanın poliçelendirdiği aracın sürücüsünün kaza bakımından %100 oranında kusurlu olduğunun belirtildiğini, … plaka sayılı aracın sigorta ettireni olan davalıya müvekkili adına destekten yoksun kaldığı gerekçesiyle başvuru yapıldığı ve davalı tarafından 49.073,63 TL ödeme yapıldığını, davalı tarafça yapılan bu ödemenin müvekkilinin hakkı olan rakamdan oldukça düşük olduğunu belirterek söz konusu kaza neticesinde müvekkilinin annesi … … desteğinden yoksun kalması neticesinde müvekkilinin şimdilik 100,00 TL’nin sonradan arttırılmak üzere haksız fiil tarihi olan 27/03/2017 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte taraflarına ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH : Davacı vekili 26.05.2021 tarihli dilekçesi ile dava değerini 30.258,29 TL’ye ıslah etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın müvekkil şirket tarafından yapılan ödeme nedeniyle reddinin gerektiğini, mütevaffanın içinde bulunduğu aracın 4+1 kişilik olduğunun ZMMS poliçesinde belirtildiğini ancak kaza esnasında araçta, ifade tutanaklarına ve kaza tespit tutanağına göre 6 kişinin yolculuk yaptığını, araçta yer sayısından fazla yolcunun bulunması nedeniyle istiap haddinin aşıldığını, bu nedenle başvuranın müterafik kusurlu olduğunun kabulünün gerektiğini, müteveffanın bulunduğu aracın sürücüsü …’un, sürücü belgesiz araç kullanarak KTK m.36’yı ihlal ettiği gibi sürücü belgesi olmayan sürücünün kazanın gerçekleşme riskini arttırdığının izahtan vareste olduğunu, müterafik kusur için kazada kusurlu olmak değil, kaza sonucu oluşan zararın meydana gelmesinde kusur sahibi olmanın arandığını belirterek müvekkili sigorta şirketi aleyhine ikame edilen işbu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davanın kabulü ile; 30.258,29 TL maddi tazminatı 22/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği görüldü.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişinin yanlış tekniğe göre hesaplama yaptığını ve yapılan hesaplama yöntemini kabul etmediklerini, müterafik kusur indirimi yapılmasının gerektiğini ve indirim yapılması halinde müvekkili şirketi tarafından ödenen kısmın alacağı karşılayacak olduğu gözetilerek davanın reddine karar verilmesinin gerektiğini, kusur raporuna istinaden sigortalı araç sürücüsüne atfedilen %100 oranındaki kusur oranının fahiş olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda kusuru bulunmadığını beyan ederek kararın kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 53/1-3. ve 55. maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, destekten yoksun kalınmasından doğan maddi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili istinaf etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekilinin hükme esas alınan müterafik kusura yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun incelemesinde;
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nın md. 52. maddesinde (Borçlar Kanunu’nun 44.) düzenlenmiştir. Zarar görenin kusurunun, zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir.
Erdemli Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/… dosyası içinde mevcut bilgi ve belgelerden, destek … … eşinin kullandığı … kullandığı … … plakalı araçta yolcu olarak bulunduğu, araçta destek …’nın dışında, sağ ön yolcu koltuğunda … …, arka koltukta …, … … … ve … … bulunduğu, söz konusu aracın istiap haddinin aşılmasının sürücünün güvenli bir şekilde sevk ve idare etmesine engel olduğu, dolayısıyla davacının kendi can güvenliğini tehlikeye atacak şekilde nizamlara aykırı olarak yolculuk etmesinin olayda etkisinin bulunduğu bu nedenle davacının istiap haddinden fazla şekilde yolculuk etmesinden kaynaklı olarak müterafik kusurlu olduğu, yine desteğiin eşi olan sürücü …’un kaza tespit tutanağına göre sürücü belgesinin bulunmadığı, bu halde, desetğin sürücü belgesi bulunmadığını bildiği kişinin aracına yolcu olarak bindiği, bu şekilde sürücü belgesiz kişinin aracında yolculuk yaptığı, bu durumun da müterafik kusur niteliğinde olduğu anlaşıldığından, davacının belirlenen zararından Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin uygulamasına uygun şekilde %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği halde bu yönde bir indirim yapılmadan hüküm tesisi doğru görülmemekle, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun kabulü gerekmiştir.
Davalı … A.Ş. vekilinin davacıların tüm zaralarının, 17.10.2018 tarihinde yapılan ödeme ile giderildiğine ilişkin istinaf başvurusunun incelemesinde;
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun değerlendirilebilmesi bakımından, 27.04.2023 tarihli tensip ara kararı ile dairemizce dosya hesap uzmanı bilirkişi … … tevdii edilmiş ve 09/10/2020 günlü resmi gazetede yayınlanan Anayasa Mahkemesinin 2019/…-2020/… Esas-Karar sayılı 17/07/2020 günlü kararı ve bu karar ile uyumlu Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/… Esas ve 2020/… Karar sayılı 03/12/2020 günlü kararlarında belirtilmiş olduğu gibi TRH 2010 yaşam tablosu ve prograsif rant yöntemine göre ve ödeme tarihi olan 17.10.2018 tarihindeki asgari ücreti verileri kullanılmak sureti ile davacını zararının belirlenmesi istenmiştir. Dairemizce alınan bilirkişi raporuna göre davacının ödeme tarihindeki verilere göre zararı 55.810,71 TL olarak belirlenmiştir. Bu belirlenen tazminat miktarından Yargıtay 4 Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarına uygun şekilde %20 oranında müterafik kusur indirimi yapıldıktan sonrada davacının sonuç gerçek zararının 44.648,56 TL olduğu belirlenmiştir.
Davalı … şirketi tarafından davacıya 49.073,63 TL ödeme yapılmış olup yapılan bu ödeme, ödeme tarihi olan 17.10.2018 tarihi itibariyle, (%20 müterafik kusur indirimi yapıldıktan sonra) davacının tüm zararlarını karşıladığı, davacının bakiye bir zararının kalmadığı, davalı … şirketinin yapmış olduğu ödeme ile birlikte ZMMS poliçesinden kaynaklı tüm sorumluluğunun yerine getirmiş olduğu anlaşılmakla, davacını davasının tümden reddine karar verilmesi gerektiği halde hatalı uygulama ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusu bu yönüyle haklı bulunmuştur.
Yukarıda açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre, ilk derece mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu yönüyle kabulü ile, HMK 353/1-b-2. maddeleri gereği ilk derece mahkemesi kararının yeniden hüküm kurulmak üzere ortadan kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08.07.2021 tarih, 2020/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353.maddesinin 1.fıkrası (b) bendinin 2.maddesi uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla;
2-Davanın REDDİNE,
Harç yönünden:
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL karar harcının davacı tarafça peşin ve ıslah harcı olarak yatırılan toplamda 570,4‬0 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırıldığı anlaşılan 390,50 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep edilmesi halinde davacı tarafa iadesine,
4-Arabulucuya ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı kanunun 18/A-14 maddesi gereğince davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Yargılama giderleri yönünden:
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacının üzerinde bırakılmasına,
6-HMK’nın 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının bulunması halinde ilgililerine iadesine,
Vekalet ücreti yönünden:
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
İstinaf giderleri açısından;
8-Davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
9-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
10-Davalı tarafından yapılan dosyanın istinafa gönderme ücreti ile dosyamızdan aldırılan bilirkişi ücreti ve tebligat ücretlerine ilişkin toplamda 1.767,6‬0 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade, harç iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri iki yüz otuz sekin bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 04.07.2023
… … … …
Başkan … Üye … Üye … Katip …

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır