Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2687 E. 2023/726 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/2687 – 2023/726
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2687
KARAR NO : 2023/726

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2018/… Esas, 2021/… Karar

DAVACI :…
VEKİLİ : Av….
DAVALI : 1-…
VEKİLİ : Av….
DAVALI : 2- … Sigorta A.Ş. -…
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 3-…
VEKİLİ : Av….
DAVA : Tazminat (Ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan tazminat)
KARAR TARİHİ : 04.05.2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 28/05/2021 tarih, 2018/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 16.04.2017 tarihinde davalı sigorta şirketince sigortalanan … plaka sayılı çekici (çekiciye takılı … plaka sayılı dorse) sürücü davalı … … sevk ve idaresinde iken … … sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı araca çarpması neticesinde trafik kazası meydana geldiğini, kaza esnasında … plaka sayılı araçta yolcu olarak bulunan davacı müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, kaza sonrasında … plaka sayılı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunu, açılan ceza dosyasında da davalının kusurlu olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin kaza tarihinde … Üniversitesi Eğitim Fakültesi Bilgisayar Öğretmenliği bölümü 2. sınıf öğrencisi olduğunu, kaza nedeniyle uzun süre öğrenimine devam edemediğini, … plaka sayılı çekicinin davalı sigorta şirketine sigortalı olduğunu, tazminat talebiyle davalı sigorta şirketine yazılı başvuru yapıldığını ve hasar dosyasının açıldığını, davalı sigorta şirketince davacıya 38.034,42 TL tutarında kısmi ödeme yapıldığını, ancak yapılan ödemenin davacıda oluşan kalıcı maluliyet ve oluşan gerçek maddi zararı karşılayacak ölçüde olmadığını, davacının kaza nedeniyle uzun süre yatarak tedavi gördüğünü ve bu sürede üniversite öğrenimine ara vermek zorunda kaldığını, kalça kemiği kırılan davacının uzun süre gündelik işlerini yaparken başkalarının desteğine ihtiyaç duyduğunu, bu süreçte manevi olarak çok yıprandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi tazminat ile 50.000,00 TL manevi tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … … vekili sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının bu davayı açmadan önce … Sigorta A.Ş’ne başvurarak kaza neticesi oluşan bedeni-maddi zararları konusunda 38.034,42 TL üzerinden uzlaştıklarını, bu miktarın kendilerine ödenmesi durumunda … Sigorta şirketini, araç sürücüsü müvekkilini ve araç işletenini kayıtsız şartsız ve rücu kabil olmamak üzere tamamen ibra ettiklerini, davacının bu miktarı bir kısmi ödeme olarak nitelendirdiyse de bunun doğru olmadığını, davacı tarafın bu kaza sonucu oluşan mağduriyetini sırf biraz daha fazla tazminat olma adına olduğundan farklı göstermeye çalıştığını, iddia edildiği gibi davacının ağır şekilde yaralanarak malul olmadığını belirterek açılan davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından söz konusu hasarla ilgili olanak müvekkili sigorta şirketine yapılan başvuru üzerine Yargıtay kararları doğrultusunda aktüer raporu düzenlendiğini ve yapılan hesaba göre 38.034,42 TL ödeme yapıldığını ve müvekkilinin sorumluluğunun kalmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; davacının maddi tazminat talebi yönünden davanın reddine, davacının manevi tazminat talebi yönünden; 5.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 16.04.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan … ve … …’den alınarak davacıya verilmesine karar verildiği görüldü.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Anayasa Mahkemesinin iptal kararı doğrultusunda dosyadan aldırılan raporun doğru yönetmeliğe göre olmadığını, bu hususa ilişkin taleplerinin yerel Mahkemece reddedilmiş olduğunu, Hükmedilen manevi tazminat miktarının düşük olduğunu beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Karara karşı davalı … vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece yetkisizlik kararı verilmesi gerekmekte iken esas hakkında karar verilmesinin hatalı olduğunu, kusur durumunun tespiti için dosyanın ATK Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’na gönderilmesi gerekirirken ceza dosyasındaki kusur raporlarının hükme esas alınmasının hatalı olduğunu, davacının müvekkili araç işletinine dava açmadan önce yaptığı başvuru bulunmadığından kaza tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin haksız ve hatalı olduğunu, sosyal ekonomik durum araştırması yapılmadan manevi tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu beyan ederek kararın kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Karara karşı davalı … … vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; davacı lehine dosya kapsamında gereğinden fazla manevi tazminata hükmedilmiş olduğunu, davacının ve vekilinin ayrı ayrı olmak suretiyle davalı sigorta şirketine ibraname verdiklerini ve bu ibranameye herhangi bir üstün hak talebinde bulunmayacaklarına dair not düştüklerini, dosyadan aldırılan ATK raporuna ilişkin olarak, raporun Yargıtay içtihatları gereğince doğru yönetmeliğe göre hazırlanmış olduğunu ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının geriye doğru işlemeyeceğini bu nedenlerle ATK raporuna davacı tarafın itirazının yerinde olmadığını beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 54/1-3, 55 ve 56. maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, çalışma gücünün azalmasından veya yitirmesinden doğan (malüliyet) maddi ve manevi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince, maddi tazminat talebi yönünden davanın reddine, manevi tazminat talebi yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili ile davalı … vekili ve davalı … … vekili istinaf etmiştir.
Davacı vekilinin hükme esas alınan maluliyet raporuna yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Yargıtay 17. ve 4. Hukuk Dairelerinin yerleşik uygulamasına göre maluliyet oranları Adli tıp Kurumu 3. İhtisas dairesi ya da Üniversitelerin Adli Tıp Anabilim dalı başkanlığından oluşturulacak bilirkişi heyetinden kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan mevzuat yönetmelik hükümlerine uygun olacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir.
Buna göre 01/06/2015 ile 20/02/2019 tarihleri arasındaki kazalar için 30/3/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu alınması gerekmektedir.(Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2018/4121 esas ve 2018/8559 karar sayılı kararı yine Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/13431 esas ve 2022/8667 karar sayılı kararları da aynı yöndedir.)
Bu açıklamalara göre davacının yaralanmasına ilişkin trafik kazasının 16.04.2017 gününde meydana geldiğine göre davacının maluliyet oranının da Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre hazırlanmış sağlık kurulu raporu ile belirlenmesi gerekmektedir.
İlk derece mahkemesince temin edilen, ATK ihtisas daeresinden alınan 27.01.2021 günlü rapor incelendiğinde söz konusu raporun Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde düzenlenmiş olduğu görülmektedir. Şu durumda davacının geçirmiş olduğu kazadan kaynaklı olarak maluliyetinin bulunmadığına ilişkin sağlık kurulu raporunun, usul ve yasaya uygun, denetime olanak verecek şekilde ve kaza tarihinde geçerli olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak hazırlandığı raporu düzenleyen kuruluşun Yargıtayca yetkili kabul edilen sağlık kuruluşları arasında bulunduğu, davacı ile ilgili tıbbi belgelerin incelendiği, gerekli muayenenin yapıldığı, muayene bulgularının belirtildiği, davacının güncel film ve grafilerinin alınında uzman 7 kişilik heyet tarafından değerlendirildiği, söz konusu maluliyetin dava konusu kaza ile illiyetinin kurulduğu anlaşıldığından davacının istinaf nedenleri red olunmuştur.
Davalı … vekilinin yetkili mahkemeye yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun değerlenildirilmesinde;
HMK’nun “Yetki itirazının ileri sürülmesi” başlıklı 19/2. maddesinde; “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz” hükmünü içermektedir.
Dava, haksız fiile bağlı trafik kazasından kaynaklanan tazminat davası olup, davalı vekili tarafından süresinde cevap dilekçesi sunulmuş olmakla yetkiye ilişkin bölümde; müvekkili davalının yerleşim yerinin Ankara ili olduğunu, davacının yerleşim yerininde Kayseri olduğunu haliyle, Adana mahkemelerinin de yetkisiz olacağını, bu sebeple açılmış olan davanın yetkisizlik gerekçesi ile usulden reddine karar verilmesi gerektiğini belirttiği görülmüş, ancak açıkça hangi mahkemenin yetkili olduğuna ilişkin bir seçimde bulunmadığından yaptığı yetki itirazının dikkate alınmaması yerinde görülmekle bu husustaki istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Davalı … vekilinin hükme esas alınan kusur oranlarına yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun değerlenildirilmesinde;
Dosya içinde mevcut Trafik Kazası Tespit tutanağına göre … plakalı çekici sürücüsü … …, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 57/1-a maddesini ihlal ettiği, diğer araç sürücüsünün ise kazada kusurunun olmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Elmadağ Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/482 esas sayılı dosyası içinde mevcut 28.09.2017 tarihli bilirkişi raporunda, … … vukuu bulmuş kazaya ağırlıklı olarak sebebiyet vererek, Karayolları Trafik Kanunu’nun 47/a, 57/a, 84/h ve bağlı yönetmeliğin 95/a, 109/a ve 157/a-8 maddelerini ihlal ettiğinden asli kusurlu, sürücü … … ise aynı kanunun 52/a-b maddelerinden tali kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Elmadağ Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/482 esas sayılı dosyası içinde mevcut Adli Tıp Kurumu, Ankara Trafik İhtisas Dairesinin 11.01.2018 tarihli bilirkişi raporuna göre, … plakalı çekici sürücüsü … …, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 57/1-a maddesini ihlal ettiği ve aslı kusurlu olduğu diğer araç sürücüsünün ise kazada kusurunun olmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Hükme esas alınan 24.05.2019 havale tarihli bilirkişi raporunda; … plakalı çekici sürücüsü … …, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 57/1-a maddesini ihlal ettiği ve aslı kusurlu olduğu diğer araç sürücüsünün ise kazada kusurunun olmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Uyuşmazlığa konu kaza, 16.04.2017 günü saat: 14.30 sıralarında, sürücü … …, idaresindeki … plakalı çekiçi ve buna bağlı … plakalı dorse ite Ankara istikametinden Kırıkkale istikametine seyir halinde iken 41.km. toket kavşağına geldiğinde, tekrar Ankara istikametine dönüş yapmak için, karşı şeride girip … A.Ş. önünden dönüş yapacağı sırada, karşı şerit orta kısmında çekici ile dorse arasına, karşı istikametten gelen sürücü … … idaresindeki … plakalı aracın ön kısımlarıyla çarpması sonucu yaralarmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiştir.
Buna göra kazanın oluşumunda, irdeleme bölümünde anlatılan sebeplerden dolayı, … plakalı çekici sürücüsü … …, dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmeyip, U dönüşü yapmak için karşı yönden gelen trafiğin önünü kapatarak kazaya sebebiyet verdiğinden, Karayolları Trafik Kanunu’nun 57/a “Kavşağa yaklaşan sürücüler kavşaktaki şartlara uyacak şekilde yavaşlamak, dikkatli olmak, geçiş hakkı olan araçların önce geçmesine imkan vermek zorundadırlar.” maddesini ihlal ettiğinden %100 (yüzdeyüz) oranında kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsü … … ise kendi şeridinde normal olarak yoluna devam ettiğinden kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun olmadığı anmaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Davalı … vekilinin faiz başlangıç tarihine yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun değerlenildirilmesinde;
Somut olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Davalılar vekilleri ve davacı vekilinin hükmedilen manevi tazminat miktarına yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun değerlenildirilmesinde;
6098 TBK’nın 56/2. maddesi hükmüne göre “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”Aynı Yasanın 51.maddesinde de “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükmüne yer verilmiştir.
Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; 16.04.2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacının … plakalı araçta yolcu olduğu, meydana gelen kazaya ilişkin Asliye Ceza Mahkemesince alınan kusur raporunda sürücü … … asli, davacının yolcu olduğu araç sürücüsü … … kusursuz olduğu, mahkemece alınan kusur raporunda sigortalı araç sürücüsü … … tam kusurlu olduğu yönünde rapor sunulduğu, kusur raporlarının birbirini teyit ettiği, davacının gerçekleşen kaza neticeninde vücudunda kalça kemik kırığı oluşacak biçimde yaralandığı dosya içinde mevcut hastane evraklarından anlaşılmıştır. Buna göre eldeki dosyaya baktığımızda tarafların belirlenen ekonomik sosyal durumları, kusur oranları, kaza ve davanın tarihi, davacının yaşı, paranın satın alma gücü, olay tarihi birlikte değerlendirildiğinde hükmolunan manevi tazminatın düşük olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle davalılar vekillerinin bu yöndeki istinaf sebebinin reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar karar verilmesi gerekmiştir.
HMK’nın 355. maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
Yukarıda açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre, ilk derece mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu yönüyle kabulü ile, HMK 353/1-b-2. maddeleri gereği ilk derece mahkemesi kararının yeniden hüküm kurulmak üzere ortadan kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABULÜNE, davalı … vekili ve davalı … … vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın kısmen kabulü ile
-Davacının maddi tazminat talebi yönünden davanın reddine,
-Davacının manevi tazminat talebi yönünden davanın kısmen KABULÜ ile; 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 16.04.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve … …’den alınarak davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
Harç yönünden:
3-Maddi tazminat yönünden karar ve ilam harcı olarak hesaplanan 59,30 TL den peşin alınan 174,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 114,90-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
4-Manevi tazminat yönünden Harçlar Kanunu uyarınca karar ve ilam harcı olarak hesaplanan 1.366,20 TL’nin davalılardan … ve … …’den alınarak Hazineye gelir kaydına,
Yargılama giderleri yönünden:
5-Davacının yapmış olduğu 746,90 TL yargılama giderinden kabul – red oranına göre hesaplanan 292,85 TL yargılama giderinin davalılar … ve … …’den alınarak davacıya ödenmesine, kalan yargılama giderlerinin davacının üzerinde bırakılmasına,
6-Davacılar tarafından yatırılan 174,20-TL peşin harç, 35,90-TL başvurma harcı, 5,20-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 215,30-TL’nin davalılar … ve … …’den alınarak davacıya ödenmesine,
7-HMK’nın 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının bulunması halinde ilgililerine iadesine,
Vekalet ücreti yönünden:
8-Maddi tazminat yönünden AAÜT gereğince hesaplanan 100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … …’e ve davalı … Sigorta A.Ş’ye ödenmesine,
9-Manevi tazminat yönünden A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve … …’den alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya ödenmesine,
10-Manevi tazminat talebinin reddi yönünden A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalı … ve davalı … …’e ödenmesine,
İstinaf giderleri açısından;
11-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
12-Harçlar Kanunu uyarınca davalılar … … ve …’ten alınması gereken 341,55 TL istinaf karar harcının davalılar tarafından yatırılan toplamda 118,60 TL harçtan mahsubu ile bakiye 222,95 TL harcın davalılar … … ve …’ten alınarak Hazineye gelir kaydına,
13-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
14-Davalı … tarafından yapılan 65,00 TL istinafa dosya gönderme ücretinin davalının üzerinde bırakılmasına,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361. maddesi gereğince; Dairemizin kararının taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde kararı veren Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’ne, yahut temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine veya Dairemize gönderilmek üzere İlk Derece Mahkemesi’ne verilebilecek bir dilekçe ile YARGITAY’A TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi. 04.05.2023

… … … …
Başkan … Üye … Üye … Katip …

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır
.