Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2678 E. 2023/1247 K. 04.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/2678 – 2023/1247
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2678
KARAR NO : 2023/1247

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … … (…)
ÜYE : … … (…)
ÜYE : … … (…)
KATİP : … … (…)

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2020/… Esas, 2021/… Karar

DAVACILAR : 1-…
2-…
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … Sigorta A.Ş. – …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tazminat (Ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan tazminat)
KARAR TARİHİ : 04.07.2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :…

İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/07/2021 tarih ve 2020/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 02.12.2019 tarihinde davacıların oğlu-murisi … … …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet ile davalı şirkete KZMMS poliçesi ile sigortalı olup, dava dışı … …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın karıştığı trafik kazası sonucu davacıların oğlu-murisi … … …’nın vefat ettiğini, olay ile ilgili İskenderun 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/… E sayılı ceza davası bulunduğunu, kazanın meydana gelmesinde davalıya sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, müteveffanın yaşasaydı gelecekte oldukça yüksek gelire sahip olacağını, davacıların müteveffanın desteğinden yoksun kaldığını, cenaze ve def’in gideri sarf ettiklerini, davanın belirsiz alacak davası olarak ikame edildiğini ileri sürerek ve FİHS tutularak davacı … … için 100,00 TL, davacı … … için 100,00 TL ve cenaze ve defin gideri olarak 100,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH : Davacı vekili 22.06.2021 tarihli dilekçesi ile dava değerini davacı … … 34.944,71 TL’ye, davacı … … yönünden 19.465,76 TL’ye olmak üzere toplamda 54.410,47 TL’ye ıslah etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili nezdinde kaza tarihi itibarıyla zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkilinin meydana gelen zarardan poliçe teminat limiti dahilinde, sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı ve gerçek zarar miktarı ile sınırlı sorumlu olduğunu, dava tarihinden önce davacılara 27.05.2020 tarihinde 44.218,69 TL destekten yoksun kalma tazminat ödemesi yapıldığını, müvekkilinin bu şekilde üzerine düşen tüm sorumluluğu yerine getirdiğini, bu nedenle davanın reddi gerektiğini aksi halde, aktüer bilirkişiden usulünce rapor aldırılması ile SGK tarafından rücua tabi ödemesi var ise rücu edilecek miktarın tazminattan mahsup edilmesi, müteveffanın müterafik kusuru var ise tazminattan mahsup edilmesini, cenaze ve defin giderinin poliçe teminat kapsamında olmadığını, olay tarihinden itibaren avans faizi talebinin yersiz olduğu savunularak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacının davasının kısmen kabul kısmen reddi ile, cenaze ve defin giderlerine yönelik talebe ilişkin davanın feragat nedeniyle reddine, destekten yoksun kalma tazminat talebi yönünden; anne … … için 34.944,71 TL destekten yoksun kalma tazminatı, baba … … için 19.365,76 TL destekten yoksun kalma tazminatı olmak üzere toplamda 54.310,47 TL tazminatın temerrüt tarihi olan 27/05/2020 tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği görüldü.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacılar vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; dosya kapsamındaki kusur raporunun somut olay ile uyuşmayan hatalı ve eksik tespitler içerdiğinden söz konusu raporun hükme esas alınmış olmasının hatalı olduğunu, bilirkişi raporunda sürücü … … …’ya atfedilen kusur oranının somut olay ile çelişkili ve hatalı olduğunu, davalı sürücünün, ölümle neticelenen trafik kazasının meydana gelmesine ağır ihmali ile sebebiyet vermiş olduğunu, davacıların ihtiyari dava arkadaşı olup ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tek vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu beyan ederek kararın kaldırılması ile talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
Karara karşı davalı vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin poliçeden kaynaklı tüm yükümlülüklerini yerine getirmiş olduğunu bu nedenle davanın reddi gerekirken aleyhlerine hüküm kurulmuş olmasının hatalı olduğunu, davacıya yapılan ödemenin denetlenmesinde; ödeme tarihi olan 27.05.2020 tarihi itibariyle rapor aldırılıp ödeme tarihindeki verilerin (asgari ücret, yaş, bakiye ömür, evlenme ihtimali vs.) dikkate alınmasının gerektiğini, daha ileri bir tarihteki verilerin dikkate alınması halinde davacıların sebepsiz zenginleşmesi ve müvekkili şirketin mükerrer ödeme yapmasına yol açılacak olduğunu, yerel mahkemenin, TRH 2010 yaşam tablosu üzerinden teknik faiz indirimi uygulanmadan yapılan hesaplama doğrultusunda karar vermiş olduğunu, ancak Mahkemenin TRH 2010 tablosu ve 1.8 teknik faiz indirimi ile tazminat hesabı alıp karar vermesi gerekirken teknik faiz indirimi uygulamadan alınan hesap üzerinden karar vermiş olmasının hatalı olduğunu, müterafik kusur indirimi yapılmasının gerektiğini, avans faizi üzerinden ve temerrüt tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu beyan ederek kararın kaldırılması ile davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 53/1-3. ve 55. maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, destekten yoksun kalınmasından doğan maddi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili ve davalı vekili istinaf etmiştir.
Davacılar vekilinin hükme esas alınan kusur oranı ve kusur raporuna yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Somut olayda, 02/12/2019 günü saat 04:31 sıralarında destek sürücü … … … sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet ile bölünmüş D-817 karayolu üzerinde İskenderun-Sarı Seki istikametine seyri sırasında geldiği olay mahallinde sevk idare hatası sonucu aracının direksiyon hakimiyetini kaybederek yol üzerinde sürüklenip yol üzerinde sol tarafındaki bordur taşlarına çarptıktan sonra tekrar yola savrulması akabinde; aynı istikamette gerisinden seyirle gelen sürücü … … sevk ve idaresindeki … plakalı minibüsün altında kalarak sürüklenmesi sonucu … … …’nın ölümüyle sonuçlanan davaya konu kaza meydana gelmiştir.
Ceza dosyası içinde mevcut 02.12.2019 tarihli 06:24 saatli tıbbi laboratuvar tetkik sonuç raporunda destek sürücü … … …’nın 1,7 promil alkollü olduğu belirtilmiştir.
İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığına sunulan 08.01.2020 tarihli bilirkişi raporunda destek sürücü … … …’nın asli kusurlu olduğu, sürücü … … tali kusurlu olduğu belirtilmiştir.Bilirkişi tarafından olay yeri basit krokisi de tanzim edilmiştir.
Dosya içinde mevcut 14/04/2021 tarihli ATK trafik ihtisas dairesince verilen bilirkişi raporunda destek sürücü … … …’nın %70 oranında kusurlu olduğu, sürücü … … %30 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Davacı taraf sürücüsü destek … … …, sevk ve idaresindeki motosiklet ile gece vakti, aydınlatmanın bulunduğu, meskun mahalde, bölünmüş yolu takiben seyri sırasında, yola gereken dikkatini vermemiş, hızını mahal ve görüş durumunun gerektirdiği şartlara göre ayarlamamış, direksiyon hakimiyetine gerekli özen ve önemi göstermemiş, bu haliyle, seyri sırasında sevk ve idare hatası göstererek direksiyon hakimiyetini kaybedip motosikletinin devrilmesi sonucu sürüklenerek yola savrulması akabinde gerisinde aynı istikamette seyir halinde olan minibüsün altında kalması sonucu meydana gelen olayda %70 oranında kusurlu olduğu, davalı taraf sürücüsü … … idaresindeki minibüs ile gece vakti, aydınlatmanın bulunduğu, meskun mahalde, bölünmüş yolu takiben seyri sırasında, yola gereken dikkatini vermemiş, hızını mahal ve görüşüne uygun ayarlamamış, ifadesinden anlaşılmakla gördüğünü beyan ettiği yol üzerinde yatar vaziyette bulunan motosikleti dikkate alarak yol üzerinde yatar vaziyette bulunan sürücünün uzağında seyir etmeye özen göstermemiş, bu haliyle seyrine devam ederek yol üzerinde yatar vaziyette bulunan sürücünün minibüsün altında sürüklenmesi sonucu meydana gelen kazada %30 oranında kusurlu olduğu anlaşılmakla davacılar vekilinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Davacılar vekilinin hükmedilen vekalet ücretine yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Davacıların ihtiyari dava arkadaşı olup ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tek vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olup, yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalı görülmekle, davacılar vekilinin istinaf başvurusu bu yönüyle haklı bulunmuştur.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin hükme esas alınan hesap raporunun olduğu istinaf başvurusunun incelemesinde;
İlk derece mahkemesi kararında TRH 2010 yaşam tablosu ve progresif rant yöntemine göre yapılan hesaplamaya göre hüküm kurulmuştur.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90.maddesined yer alan “…Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir.Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenen hususlar hakkında 11/01/2011 tarihli ve 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır…” hükmü ile aynı Kanunun 92/i maddesinde yer alan; “… Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler…” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.07.2020 tarih ve 2019/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanununun 90.maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92.maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir. Bu durumda mağdurların zararının ve zararın kapsamının 2918 Sayılı Kanun ve 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiile dair hükümleri ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekmektedir.
Bu çerçevede Yargıtay tarafından verilen emsal kararlarda mağdurların zararının ve zararın kapsamının belirlenmesinde TRH 2010 mortalite tablosunun uygulanması ve progresif rant yönteminin kullanılması içtihat edilmiştir. (Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 24.02.2021 tarih ve 2019/3292 Esas, 2021/1848 Karar Sayılı kararı, Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 14.01.2021 tarih ve 2020/2598 Esas, 2021/34 Karar Sayılı kararı, Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 22.12.2020 tarih ve 2019/5206 Esas, 2020/8874 Karar Sayılı kararı, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 21/06/2021 gün ve 2021/ 2457 esas ve 2021 / 3304 karar sayılı kararı, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/13625 esas ve 2022/8912 karar sayılı 16/06/2022 günlü kararı)
İlk derece mahkemesi tarafından hükme esas alınan 12.06.2021 tarihi hesap bilirkişi raporu incelendiğinde bilirkişinin davacının zararın belirlenmesine ilişkin olarak “…TRH 2010 yaşam tablosu ve progresif rant yöntemine göre…” tespitlerile davacıların destekten yoksun kalınmasına ilişkin zararı belirlenmiştir. Şu durumda, yukarıda açıklanan yerleşik Yargıtay kararları ile mağdurların zararının ve zararın kapsamının belirlenmesinde TRH 2010 mortalite tablosu ve ayrıca progresif rant yönteminin uygulanması içtihad edildiğinden, hesaplama yöntemine ilişkin bu konudaki istinaf başvurusu haklı görülmemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin hükme esas alınan müterafik kusura yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun incelemesinde;
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nın md. 52. maddesinde (Borçlar Kanunu’nun 44.) düzenlenmiştir. Zarar görenin kusurunun, zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir.
İskenderun 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2020/… esas sayılı dosyası içinde mevcut ölü muayene tutanağına ve kaza tespit tutunağına göre davacıların murisi olan Ömer’in kaskının olduğunun tespit edilemediği, ölü muayene ve otopsi tutanağında ölüm nedeninin trafik kazası sonucu gelişen beden travması ve kafa travmasına bağlı beyin doku hasarı olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda mahkemece, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52. (818 sayılı BK 44.) maddesi gereğince sürücünün kask takmamasından dolayı müterafik kusurunun bulunduğu anlaşıldığından tazminattan indirim yapılması gerekir. Bu nedenle belirlenen tazminattan BK’nın 52.maddesi gereğince takdiren %20 oranında indirim yapılması gerekirken, bu indirim yapılmadan yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalı görülmekle, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusu haklı bulunmuştur.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin davacıların tüm zaralarının, 27.05.2020 tarihinde yapılan ödeme ile tüm zararların giderildiğine ilişkin istinaf başvurusunun incelemesinde;
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun değerlendirilebilmesi bakımından, 27.04.2023 tarihli tensip ara kararı ile dairemizce dosyanın hesap uzmanı bilirkişi … … … tevdii edildiği; 09/10/2020 günlü resmi gazetede yayınlanan Anayasa Mahkemesinin 2019/…-2020/… Esas-Karar sayılı 17/07/2020 günlü kararı ve bu karar ile uyumlu Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/… Esas ve 2020/… Karar sayılı 03/12/2020 günlü kararlarında belirtilmiş olduğu gibi TRH 2010 yaşam tablosu ve prograsif rant yöntemine göre ve 2020 tarihindeki asgari ücreti verileri kullanılmak sureti ile davalı sigorta şirketinin 27.05.2020 tarihinde davacılara yapmış olduğu ödemenin ödeme tarihi itibariyle, %20 müterafik kusur indirimi yapıldıktan sonra; davacı … …’nın bakiye 19.936,61‬ TL, davacı … …’nın 11.630,65‬ TL bakiye zararının bulunduğu, bu yönüyle davacıların tüm zararlarını karşılamadığı, 22.05.2023 havale tarihli bilirkişi raporu ile anlaşılmış ve davalı vekilinin bilirkişi raporuna karşı itirazları değerlendirilerek, bu konudaki istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Davalı … Sigorta A.Ş vekilinin hükmedilen faizin türüne yönelik istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede;
Davalılar vekilleri mahkemece hükmolunan tazminatlara yasal faiz uygulanması gerekirken ticari faiz uygulanmasının hatalı olduğunu ileri sürmüş iseler de, kazaya neden olan … plaka sayılı minübüsün ruhsat kaydında kullanım amacı “ticari” olduğundan davada temerrüt faizi olarak ticari faize hükmedilmesi yerinde görülmekle, davalılar vekilinin bu yöndeki istinaf başvurularının reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre, ilk derece mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, davacılar vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu yönüyle kabulü ile, HMK 353/1-b-2. maddeleri gereği ilk derece mahkemesi kararının yeniden hüküm kurulmak üzere ortadan kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABUL, kısmen REDDİNE,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/07/2021 tarih ve 2020/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353.maddesinin 1.fıkrası (b) bendinin 2.maddesi uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla;
2-Davacının davasının kısmen KABUL kısmen REDDİ ile,
-Cenaze ve defin giderlerine yönelik talebe ilişkin davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
-Destekten yoksun kalma tazminat talebi yönünden;
Davacı anne … … için; 27.955,76 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihi olan 27/05/2020 tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak bu davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin kısmın REDDİNE,
Davacı baba … … için; 15.492,60 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihi olan 27/05/2020 tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak bu davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin kısmın REDDİNE,
Harç yönünden:
3-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 2.967,95 TL karar ilam harcından dava açılırken yatırılan 54,… TL peşin harcın ve 187,00 TL ıslah harcının düşümüyle kalan 2.726,55 TL karar ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
4-Başvuru tarihi itibariyle Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL Arabulucu ücretinin kabul red oranına göre hesaplandığında terkin sınırı altında kaldığından takdiren tamamının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
Yargılama giderleri yönünden:
6-Davacının yargılama sırasında tebligat, müzekkere, adli tıp fatura bedeli, bilirkişi ücreti olan 1.664,25 TL ile 54,… TL peşin harç, 54,… TL başvurma harcı, 187,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.960,05 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-HMK’nın 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının bulunması halinde ilgililerine iadesine,
Vekalet ücreti yönünden:
8-Davacı … … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen destekten yoksun kalma tazminat bedeli üzerinden hesaplanan 9.20,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak bu davacıya ödenmesine,
9-Davacı … … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen destekten yoksun kalma tazminat bedeli üzerinden hesaplanan 9.20,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak bu davacıya ödenmesine,
10-Davacıların destekten yoksun kalma talepleri yönünden müterafik kusur indirimine bağlı davanın reddedilen kısmı için davalı lehine vekalet ücret edilmesine yer olmadığına,
11-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca red edilen cenaze ve defin giderlerine ilişkin bedel üzerinden hesaplanan 100,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya ödenmesine,
İstinaf giderleri açısından;
12-Davacılar ve davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırına iadesine,
13-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
14-Davacılar tarafından yapılan istinafa dosya gönderme ücreti ile karar sonrası yapılan tebligat ücreti toplamı olmak üzere 110,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
15-Davalının yatırdığı avanstan istinaf aşamasında dosyamızdan aldırılan bilirkişi raporu için sarf edilen 1.500,00 TL’nin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
16-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade, harç iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri iki yüz otuz sekin bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 04.07.2023

… … … … … … … …
Başkan … Üye … Üye … Katip …
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır