Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2652 E. 2023/904 K. 23.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2652
KARAR NO : 2023/904

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSKENDERUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/06/2021
NUMARASI : 2019/… Esas, 2021/… Karar
İSTİNAF EDEN DAVACI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … –
Av. … –
Av. … –
DAVALI : … –
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 23/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24.06.2021 tarih ve 2019/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 05.01.2018 tarihinde, dava dışı …’ın sürücüsü davalı şirketin KZMMS poliçesi ile sigortacısı olduğu … plakalı araç ile yaya olarak karşıdan karşıya geçmekte olan davacıya çarpması şeklinde meydana gelen trafik kazası sonucu davacının yaralandığını, dava tarihinden önce davalıya zararın tazmini için müracaat edildiğini ve davalı tarafından 26.293,85 TL ödeme yapıldığını, ödenen miktarın gerçek zarara göre az olduğunu, davalıya herhangi bir ibraname verilmediğini, arabuluculuk sürecinin de anlaşmazlık ile sonuçlandığını ileri sürerek ve FİHS tutularak HMK 107’nci md uyarınca belirlenecek daimi iş gücü kaybı zararı, sürekli iş görmezlik zararı, bakıcı gideri, geçici iş göremezlik zararı ve ekonomik sosyal geleceğin sarsılmasından doğan zarar kalemlerinin tespiti ile ileride artırılmak üzere şimdilik 5.000,00 TL maddi zararın 05.01.2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesi talep ve dava olunmuştur.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacıya müvekkili tarafından 18.03.2019 tarihinde 26.293,85 TL ödeme yapılarak sorumluluğun yerine getirildiğini bu nedenle davanın reddi gerektiği, müvekkilinin sorumluluğunun teminat limitleri, sigortalı araç sürücüsünün tespit edilecek kusur oranı ve gerçek zarar nispetinde olduğunu, ATK trafik ihtisas dairesinden tarafların kusur durumlarına ilişkin rapor alınmasını, maluliyetin ATK 3. İhtisas Kurulu tarafından tespiti, davacının gelirinin somut deliller ile ispatı gerektiğini, tazminatın poliçe genel şartlarında belirlenen usul ve esaslara göre hesaplanması gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatının poliçe teminatı kapsamında olmadığını, faiz talebinin reddi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, yapılan ödeme zararı karşıladığından davacının davasının reddine karar verilmiştir.
MAHKEMECE VERİLEN 16.07.2021 TARİHLİ KARARI: Dosyanın tetkikinde anılan kararın kesin olarak verilmiş olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili; davanın belirsiz alacak davası olup kesin olmadığını, kusur raporunun ve buna dayalı olarak hesaplanan tazminat miktarı ve bu tazminat miktarının mahsubu sonucu müvekkilinin bakiye maddi zararının bulunmadığına hükmedilmesinin hukuka aykırılık teşkil ettiğini, ATK’nın raporunda %10 özürlülük tespit etmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davacı vekilinin mahkemenin 16.07.2021 tarihli ek kararından sonra verilen dilekçesinde; her ne kadar yerel mahkeme tarafından davanın reddine yönelik kararın kesin olmak üzere verilmişse de alacak davalarında özellikle belirsiz alacak davaları şeklinde açılan davalarda dava esas değerinin belirlenmesi ve sonucunda hükümde yer alan maddi değerin hesaplanmasının bilirkişi marifetiyle yapıldığını, ancak mevcut davada alınan bilirkişi raporlarına taraflarınca itiraz edilmiş olup denetime elverişli olamayan işbu bilirkişi raporlarının hükme esas alınarak yerel mahkemece kesin karar şeklinde hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Dava, meydana gelen trafik kazası sonucu açılan geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatı ile bakıcı gideri talebine yöneliktir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş olup karar davacı vekili tarafından maluliyet, kusur ve hesap raporlarının hatalı olduğu ileri sürülerek istinaf edilmiştir.
Her ne kadar mahkemece karar kesin olduğundan istinaf talebi reddedilmiş ise de, davanın maluliyete dayalı belirsiz alacak davası olup davacı vekilinin kusur oranına, maluliyet oranına ve hesap raporuna itirazlarının bulunduğu, bu durumda zarar kapsamının belirlenmediği, verilen kararın istinafının ve bu aşamada hatta temyizinin açık olduğu anlaşılmakla istinaf incelemesine geçilmiştir.
Kusur raporuna yönelik yapılan istinaf incelemesinde:
Dosyada bulunan kaza tespit tutanağında yaya … asli kusurlu, sürücü …’ın tali kusurlu, işbu dosyada alınan 22.03.2021 tarihli ATK kusur raporunda sürücü …’ın %25 oranında, yaya …’ın %75 oranında kusurlu olduklarının bildirildiği görülmüştür.
Kaza tespit tutanağının incelenmesinde kazanın yaya geçidi levhası bulunan yerde, yaya geçidine 30 m kala meydana geldiği anlaşılmaktadır. Bu durumun raporda değerlendirilmediği anlaşılmakla makine mühendisi bir bilirkişiden kusur oranının tespiti hususunda rapor alınması, kusur oranının farklı çıkması halinde Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti yada İTÜ Makine Mühendisi Trafik kürsüsünden seçilecek makine mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan rapor alınması gerektiğinden bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmüştür.
Maluliyet raporuna yönelik yapılan istinaf incelemesinde:
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi üniversite hastanelerinin adli tıp anabilim dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Açıklamalar ışığında eldeki dosyaya baktığımızda, kaza tarihinin 05.01.2018 olup mahkemesince hükme esas alınan 24.06.2020 tarihli Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen maluliyet raporunun, kaza tarihi olan 05.01.2018 tarihinde yürürlükte bulunan 30/03/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümleri çerçevesinde düzenlenmiş ise de sadece dalağın alınmasına yönelik maluliyet oranı belirlendiği, davacının diğer kırık ve akciğer yaralanmasının, işitme kaybı bulunup bulunmamasının maluliyete etkisinin bulunup bulunmadığının belirtilmediği anlaşılmıştır. Bu yönüyle de davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmüştür.
Hesap raporuna yönelik istinaf incelemesinde;
Her ne kadar bilirkişice belirlenen hesaplama yöntemi doğru ise de, sigorta şirketinin yaptığı ödemenin kalıcı yada geçici iş göremezlik sebebiyle olup olmadığının tespit edilerek hangi zarar kalemi için ödeme yapılmışsa o kalemden düşülmesi, geçici iş göremezlik yada bakıcı gideri ödenip ödenmediğinin tespit edilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hesap yapılıp karar verilmesi hatalı olmuştur.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
Tüm bu anlatılanlar ışığında mahkemece öncelikle tarafların kusur oranları bakımından gerekirse keşif de yapılarak rapor alınarak kusur oranının kesinleştirilmesi, davacı vekilinin itirazlarının değerlendirilmesi ve dalak alınması dışındaki yaralanmaları sebebiyle kalıcı maluliyetinin bulunup bulunmadığının tespiti yönünden maluliyet hususunda rapor alınması, daha sonra tazminat hususunda karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından açıklanan nedenlere dayalı davacı vekilinin istinaf talebinin, HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca kabulüyle, kararın kaldırılarak dosyanın mahalline gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1.a-6. maddesi gereğince KABULÜ İLE,
İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24.06.2021 tarih ve 2019/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Yukarıda belirtilen sebeplerle eksiklikler tamamlanarak davanın yeniden görülüp karar verilmesi için dosyanın yerel Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından kurulacak esasa ilişkin hükümde dikkate alınmasına,
5-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-HMK’nın 359/3. maddesi gereğince kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.23/05/2023

… … … …
Başkan Üye Üye Katip
… … … … İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.