Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2604 E. 2023/1468 K. 13.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/2604 – 2023/1468
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2604
KARAR NO : 2023/1468

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … … (…)
ÜYE : … … (…)
ÜYE : … … (…)
KATİP : … … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/02/2021
NUMARASI : 2017/… Esas, 2021/… Karar

DAVACI : … – T.C:…
VEKİLİ : Av….
DAVALI :1- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 2- … SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ -…
VEKİLİ : Av….
DAVALILAR : ÖLÜ…
3- …
4-…
DAVA : Tazminat

KARAR TARİHİ : 13/09/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :…

Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/02/2021 tarih ve 2017/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan sürücü … … 03/05/2014 günü … plakalı otomobili ile seyir halinde iken müvekkili yönetimindeki … plakalı motosiklete çarpması sonucu müvekkilinin yaralandığını, davalı sigorta şirketi tarafından 02/02/2017 günü 179.738,53 TL ödeme yapıldığını, ödenen bedelin mahsubu ile bakiyesi olarak 5.000,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilini, 02/02/2017 günü ödenen kısmın geç ödenmesinden dolayı doğan 5.000,00 TL faiz farkı alacağını tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, 75.000,00 TL manevi tazminatın ise davalılar … … ve … …’ten kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Meydana gelen kazada müvekkil şirketin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, müvekkil şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olabileceğini, müterafik kusur indirimi talebinde bulunduklarını, 02/02/2017 tarihinde 179.738,53 TL ödeme yapıldığını, başkaca bir bakiyenin bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacının, konusuz kalan maddi tazminat davasının esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 03/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … …, … … ve … …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı … … vekili; Talep edilen manevi tazminat talebinin hukuka aykırı ve fahiş miktarda olduğunu, davacı … meydana gelen kazada asıl ve birinci dereceden kusurlu taraf olduğunu, rapor ve tutanaklar incelendiği takdirde kaskını takmadığının görüleceğini, ayrıca kazanın meydana gelmesinde kusurun tamamen kendisinde bulunduğunu, Yargıtay’ın sayısız içtihadında belirttiği üzere mahkemece desteğin müterafik kusurun varlığı ve indirim yapılması gerekip gerekmediğinin tartışılması gerektiğini, manevi tazminatın bir ceza olmadığı gibi zenginleşme aracı da olmadığını, kaldı ki aleyhine manevi tazminat hükmedilen tarafın fakirleşmemesinin de gerektiğini, ilk derece Mahkemesi tarafından hükmedilen manevi tazminat miktarının fazla olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Karara karşı davalı … … ve … … vekili; Davacı tarafça talep edilen manevi tazminat talebinin hukuka aykırı ve fahiş miktarda olduğunu, davacı … meydana gelen kazada asıl ve birinci dereceden kusurlu taraf olduğunu, rapor ve tutanaklar incelendiği takdirde kaskını takmadığının görüleceğini, ayrıca kazanın meydana gelmesinde kusurun tamamen kendisinde bulunduğunu, Yargıtay’ın sayısız içtihadında belirttiği üzere mahkemece desteğin müterafik kusurun varlığı ve indirim yapılması gerekip gerekmediğinin tartışılması gerektiğini, manevi tazminatın bir ceza olmadığı gibi zenginleşme aracı da olmadığını, kaldı ki aleyhine manevi tazminat hükmedilen tarafın fakirleşmemesinin de gerektiğini, ilk derece Mahkemesi tarafından hükmedilen manevi tazminat miktarının fazla olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 54 ve 56. maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı maddi-manevi tazminat davasıdır.

İlk derece mahkemesince, maddi tazminat talebi yönünden konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davalı … … vekili ile davalılar … … ve … … tarafından istinaf edilmiştir.
Davalı … … vekili ile davalılar … … ve … … kusur durumuna yönelik istinaf başvurusunun birlikte incelenmesinde;
Dava konusu kazaya ilişkin tutulan kaza tespit tutanağı, ceza dosyasında Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan 08.07.2015 tarihli kusur raporu ve yerel Mahkemece kusur bilirkişisinden alınan 29.05.2018 tarihli kusur raporu, ceza dosyası içeriği, taraf ve tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde; davalı sürücü … … olay tarihinde sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile bulunduğu konvoyda mahal şartlarına uygun olmayan hızla seyrederek geldiği olay yeri kesimde önündeki trafiğin yavaşlamasıyla telaşa kapılıp takip mesafesinin yeterli olmamasıyla çarpmayı önlemek için kontrolsüzce sağ tarafa doğru manevra yaptığında, yöneldiği tarafta nizami seyrini sürdüren davacı sürücü … idaresindeki motosiklete çarpması ile oluşan kazada dikkatsiz, tedbirsiz ve kurallara aykırı hareketiyle asli ve %100 oranında kusurlu olduğu, … plakalı motosiklet sürücüsü davacı …’ın arkasından gelen otomobilin idaresindeki motosiklete çarpması sonucu sağ taraf kaldırıma çarparak durduğu olayda kusurunun bulunmadığı anlaşılmakla, hükme esas alınan kusur durumunun yerinde olduğu kanaatine varılmakla davalı vekili ile davalıların bu yöndeki istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
Davalı … … vekili ile davalılar … … ve … … manevi tazminat miktarına yönelik istinaf başvurusunun birlikte incelenmesinde;
Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesi; “Hakim bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” hükmünde olup; 03/05/2014 tarihinde, davalı sürücü … … idaresindeki … plakalı aracın, davacı … idaresindeki … plakalı motosikletle çarpışması neticesinde (1979 d.lu) davacı sürücünün yaralandığı, kaza sebebiyle davalı sürücünün %100 oranında asli kusurlu, davacı sürücünün kusursuz olduğu, davacının kafa bölgesinden yaralandığı, yoğun bakımda kaldığı, beyinde kanama geçirdiği, çökme kırığı oluştuğu, operasyonlar geçirdiği, kaza sonucu epilepsi olduğu, beyninde hasar oluştuğu, ATK 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 06.05.2019 tarihli maluliyet raporuna göre maluliyet oranının %54 olduğu ve iyileşme süresinin 12 ay olduğu, tedavi evrakları, kaza tespit tutanağı, ceza dosyası ve yerel Mahkemece alınan kusur raporu, maluliyet raporu, tedavi evrakları ve tüm dosya kapsamından anlaşılmış olmakla, her na kadar kaza tespit tutanağında kask takıp takmadığının belirsiz olduğu belirtilmiş ise de davacının kollukta verdiği beyanında düşme sonucu kafasındaki kaskın fırladığını ve kafasını kaldırıma çarptığını beyan etmesi de dikkate alınarak kaskını iyi takmadığından kaskın kafasından fırlama ihtimali değerlendirilerek ve davacının yaralanma bölgesi dikkate alınarak müterafik kusurlu olduğu kanaatine varıldığı ancak tarafların kusur durumu, davacıda meydana gelen maluliyetin ağırlığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın meydana geldiği tarih, davacının yaşı, paranın satın alma gücü ile manevi tazminatın mahiyeti nazara alınarak mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarlarının takdire göre yüksek tayin edilmediği anlaşıldığından davalı vekili ile davalıların bu yöndeki istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin takdirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davalı … … vekili ile davalılar … … ve … … istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davalı … … vekili ile davalılar … … ve … … istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davalı … …’ten alınması gereken 2.049,30 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 527,15‬ 00-TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 1.522,15 TL harcın davalı … …’ten tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Harçlar Kanunu gereğince davalılar … … ve … …’ten alınması gereken 2.049,30 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 527,15‬ TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 1.522,15 TL harcın davalılar … … ve … …’ten tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-Davalı … … ile davalılar … … ve … … tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.13/09/2023

… … … … … … … …
Başkan Üye Üye Katip
… … … …

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.