Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2580 E. 2023/563 K. 11.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2580
KARAR NO : 2023/…

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2019/… Esas, 2021/… Karar

DAVACI : … – … -…
VEKİLİ : Av. … -…
DAVALI : 1- … -…
VEKİLLERİ : Av. … -…
: Av. … -…
DAVALI : 2- … – … -…
VEKİLİ : Av. … -…
DAVA : Tazminat (Ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan tazminat)
KARAR TARİHİ : 11.04.2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :…

Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 23/06/2021 tarih ve 2019/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 29/01/2018 tarihinde davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile seyir halinde iken yaya olan davacıya çarparak davacının yaralanmasına sebebiyet verdiği, meydana gelen kazanın oluşumunda davalı …’in asli kusurlu olduğu, davacının kusurunun bulunmadığı, davacının meydana gelen kaza nedeniyle günlerce yataktan kalkamadığı ve çalışamaz ihtiyaçlarını gideremez hale geldiği, bu nedenle şimdilik 100,00 TL geçici, 100,00 TL kalıcı iş göremezlik tazminatının davalılardan, 10.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’ten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH : Davacı vekili 14.04.2021 tarihli dilekçesi ile dava değerini geçici iş göremezlik tazminatı yönünden 4.400,76 TL’ye, kalıcı iş göremezlik tazminatı yönünden 17.277,54 TL’ye olmak üzere toplamda 21.678,30 TL’ye TL’ye ıslah etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plakalı aracın sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğu, öncelikle davacının maluliyet oranının şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğu yönündeki iddialarını kabul etmediklerini, uzman bilirkişi aracılığıyla tarafların kusur durumunun tespit edilmesi gerektiğini, somut olayda davacının müterafik kusurunun olup olmadığının da tespit edilmesi gerektiği, bu nedenle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili sunulan cevap dilekçesinde özetle; meydana gelen kazadan sonra davalı … ile davacı … arasında kazaya ilişkin protokol yapıldığı, yapılan bu protokole davacının oğlu … şahit olarak imza attığını, meydana gelen kazada davacı …’in kusurlu olduğu kabul edilerek …’in maluliyetine sebep olduğu için maddi ve manevi tazminat olarak kendisine 4.000,00 TL nin ödenmesine karar verildiği, bu protokol gereğince …’in meydana gelen kazadan dolayı şikayetçi olmayacağının belirtildiğini, protokolün imzalanmasıyla 4.000,00 TL nin elden ödendiğinin kabul edildiğini, dolayısıyla davalı açısından davacının yapmış olduğu protokol nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebinde bulunma imkanı bulunmadığı bu nedenle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, açılan davanın kabulü ile 4.400,76 TL geçici iş göremezlik ve 17.277,54 TL kalıcı iş göremezlik olmak üzere toplam 21.678,30 TL maddi tazminatın 24.12.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği görüldü.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı … vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Hükmedilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, Maddi tazminat yönünden düzenlenen bilirkişi raporunun hatalar içerdiğini ve rapora itiraz edilmesine rağmen ek rapor aldırılmamış olduğunu beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 54/1-3, 55, ve 56. maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, çalışma gücünün azalmasından veya yitirmesinden doğan (malüliyet) maddi ve manevi tazminat davasıdır.

İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı … vekili istinaf etmiştir.
Davalı …’in hükmedilen manevi tazminat miktarına yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun incelenmesinde;
6098 TBK’nın 56/2. maddesi hükmüne göre “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”Aynı Yasanın 51.maddesinde de “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda 29.01.2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalı sürücüsü ve işleteni olduğu aracın, davacıya çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasında davacının %19 oranında malul kalacak biçimde yaralandığı alınan kusur raporlarına göre trafik kazasının meydana gelmesinde davalı % 100 oranında kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Buna göre eldeki dosyaya baktığımızda tarafların belirlenen ekonomik sosyal durumları, kusur oranları, kaza ve davanın tarihi, davacının yaşı, paranın satın alma gücü, olay tarihi birlikte değerlendirildiğinde hükmolunan manevi tazminatın yernide olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davalı …’in hükmedilen maddi tazminat miktarına yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Hazine Müsteşarlığı tarafından yayınlanan 14.05.2015 tarihli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları Tebliği Ek-2 madde 3’te, hesaplamalarda ölüm tablosu olarak TRH 2010 tablosunun dikkate alınacağı esas alınacağı belirtilmiş, devamla, Trafik kazalarından kaynaklanan tazminatın poliçe genel şartlarındaki usul ve oesaslara göre belirleneceği hükmünün Anayasaya aykırı olduğu iddiası ile açılan davalar sonucu, Anayasa Mahkemesince verilen 2019/… E – 2020/… K sayılı ve 17.07.2020 tarihli iptal kararı 09.10.2020 tarih ve … sayılı Resmi Gazetede yayınlanmış, tazminatın poliçe genel şartlarında belirtilen usul ve esaslara göre belirleneceği hükmünü içeren ibarelerin KTK 90. madde metinden çıkarılmasına karar verilmiştir.
Ancak; dava konusu olayda davacı kaza tarihi itibariyle 91 yıl 7 aylık olup, Pasif Dönem İçerisindedir. Davacının kaza tarihi üzerinden bakiye ömrü PMF-1931 Hayat Tablosuna göre 2 yıl 7 ay olup, 2020 yılı 8. Ay sonu itibariyle bakiye ömrünü tamamladığı tespit edilmektedir. Davacının kaza tarihi üzerinden bakiye ömrü TRH-2010 Kadın-Erkek Hayat Tablosuna göre 2 yıl 11 ay olup, 2020 yılı 12 ay sonu itibariyle bakiye ömrünü tamamladığı tespit edilmektedir.
Hükme esas alınan rapor tarihi itibariyle davacının her iki hayat tablosuna göre de belirlenen tarihten sonrasında hala hayatta olduğu düşünüldüğünde bedensel zarar hesaplamalarında temel iike olan “bilinen var iken varsayımdan hareket edilmemelidir” kuralıda göz önüne alınarak bilinen dönem olan 2021 yılsonuna kadar bilinen pasif dönem tazminat hesabı yapılması yerinde görülmiştür.
Kazazede davacının gelirine ilişkin olarak, yaşlılık aylığı aldığı tespit edilmiş olup, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 14.02.2005 gün ve 2004/…E 2005/1232 sayılı kararında; “olay tarihi itibariyle davacının gelirinin belirlenmesi; en azından asgari ücret düzeyinde gelir sahibi olacağının kabulü ile bu kalem zararın hüküm altına alınması gerekir.” denilmektedir. Yargıtayın benzer kararları da aynı şekilde olduğu için ve davacının gelirine ilişkin yapılan tespitler ışığında asgari ücret üzerinden hesaplama yerinde görülmekle davalı … vekilinin bu hususlardaki istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
HMK’nın 355. maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince davanın yazılı şekilde karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.163,94 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 541,00 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 1.622,94 TL harcın davalı …’ten tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı … tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade, harç iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri iki yüz otuz sekin bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 11.04.2023

… … … …
Başkan … Üye … Üye … Katip …

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.