Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2565 E. 2023/713 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/2565 – 2023/713
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2565
KARAR NO : 2023/713

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/12/2020
NUMARASI : 2020/… Esas, 2020/… Karar

DAVACILAR : 1-
2-
3-
4-
ALACAĞI TEMLİK ALAN
DAVACI :
VEKİLİ : Av.
DAVALILAR : 1-
VEKİLİ : Av.
2-
VEKİLİ : Av.
3-
4-

VEKİLİ : Av.
DAVA : Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat

KARAR TARİHİ : 04/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18.12.2020 tarih ve 2020/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’in sürücüsü, davalı …’ın işleteni, davalı … Sigorta AŞ nezdinde ZMSS ile sigortalı bulunan … plakalı araç ile, davacıların murisi …’ın sürüsücü ve işleteni olduğu, ZMSS’si bulunmayan … plakalı motorsikletin 03/09/2014 tarihinde çarpışması sonucunda meydana gelen trafik kazasında davacıların murisi …’ın vefat ettiğini, dava konusu kaza nedeniyle Mersin 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/… Esas sayılı dosyası ile açılan dava kapsamında yaptırılan bilirkişi incelemesi ile davalı …’in asli kusurlu, davacıların murisi …’ın tali kusurlu olduğunun tespit edildiğini, davacıların tüm ihtiyaçlarının kazada vefat eden davacıların murisi … tarafından karşılandığını, davacı …’ın 30 yıl daha, davacı …’ın 10 yıl daha, davacı …’ın 17 yıl daha ve davacı … 16 yıl daha …’dan destek görebileceğini, bu nedenle maddi zarara uğradıklarını, davacıların …’ı kaybetmeleri nedeniyle büyük elem duymakta ve ızdırap çekmekte olduklarını, davacıların …’ın ölümü nedeniyle refah seviyelerinin düştüğünü, davacıların sıkıntılarının bir nebze olsun azaltılabilmesi için davalı … ile 10.000,00 TL kısmi ödeme yapılması hususunda anlaşıldığını, ancak davalı tarafından ödeme yapılmadığını, davacılar tarafından davalı … Sigorta AŞ aleyhine 01/10/2014 tarihinde Adana 7. İcra Dairesinin 2014/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ödeme emri ekinde gerekli tüm belgeler gönderildiği halde icra takibine itiraz ettiğini, ancak sigorta şirketi tarafından bugüne kadar hiçbir ödeme yapılmadığını, davalılar … ve … ‘ın davacıların destekten yoksun kalma ve manevi zararlarını kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tazminle sorumlu olduklarını, dava açılmadan önce davalı … başvuru yapılmadığından davalı … davacıların destekten yoksun kalma zararlarını kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tazminle sorumlu olduğunu ileri sürerek, kazaya karışan … plakalı aracın davalılar adına kayıtlı olması durumunda kaydına İİK’nun 257. Maddesi uyarınca ihtiyati haciz şerhi konulmasını, kazaya karışan aracın davalılar adlarına kayıtlı olmaması halinde Uyap sisteminden davalılar adına kayıtlı olduğu tespit edilen araç ve gayrimenkuller üzerine ihtiyati haciz şerhi konulmasına, davacı … için şimdilik 4.000,00 TL, davacı … için şimdilik 1.000,00 TL, davacı … için şimdilik 1.000,00 TL ve davacı … için şimdilik 1.000,00 TL olmak üzere toplam 7.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … Sigota AŞ yönünden icra takip tarihi olan 01/10/2014 tarihinden, davalı … yönünden dava tarihinden, davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 03/09/2014 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tazmin ve tahsiline, davacı … için 50.000,00 TL, davacı … için 20.000,00 TL, davacı … için 20.000,00 TL ve davacı … için 20.000,00 TL olmak üzere toplam 110.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 03/09/2014 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tazmin ve tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketine davacılar tarafından tüm belgelerle birlikte kaza ve hasar ihbarında bulunulmadığını, davadan önce başvuru yapılmadığından kaza tarihinden itibaren faiz talebinin reddi gerektiğini, sigortalı araç sürücüsüne isnad edilen kusur oranını kabul etmediklerini, davacıların murisinin gelirinin Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre tespit edilmesi gerektiğini, davalı sigorta şirketinin tüm belgeler ile temerrüde düşürülmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde davacıların TC kimlik numaralarının yazılmadığını, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davalı … ikametinin İstanbul olması nedeniyle İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu, dava dilekçesi dışında hiçbir belgenin kendilerine tebliğ edilmediğini,, olayda trafik poliçesi olmayan … plakalı motorsikletin işleteni olan sürücüsünün öldüğünü, trafik poliçesi olmayan motorlu aracın sürücüsü konumunda olan davacıların murisinin asli kusurunun söz konusu olduğunu, bu nedenle davalı … yönelik davanın reddinin gerektiği ileri sürmüştür.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle, Ticaret Mahkemelerinin görevli olmadığını, görevli mahkemenin Mersin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, dava konusu kazada vefat eden …’ın trafik kazasının meydana gelmesinde asli kusurlu olduğunu, davalılar … ve …’ın olayın oluşunda hiçbir kusurlarının bulunmadığını, kusuru olduğu varsayılsa bile zararın ortaya çıkmasında ve ölüm meydana gelmesinden müteveffanın ağır kusurunun bulunduğunu savunarak, davanın öncelikle usul açısından reddine, bu kabul görmediği takdirde haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalılar … Sigorta A.Ş., … ve … hakkında açılan ve alacağı temlik alan … tarafından devam edilen davada …’ün maddi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile; davacı … için 153.410,36 TL, davacı … için 15.939,29 TL, davacı … için 25.760,67 TL, davacı … için 31.135,64 TL tazminatın davalılar … ve … için olay tarihi olan 03/09/2014’ten davalı … Sigorta için 24/10/2014’ten itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte (Davalı … Sigorta Poliçe limitiyle sorumlu olmak kaydıyla) bu davalılardan müteselsilen alınarak temlik alan …’e verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
BAM kararı sonrasında davalı … ile davacı taraf sulh olduğundan davalı … hakkında açılan davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına,
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalılar ve … vekili istinaf dilekçesinde; hükme esas alınan kusur raporunun olayın oluşuna ve dosya içeriğine uygun olmadığını, kusur oranlarını kabul etmediklerini, desteğin motosiklet kullanırken kaskının takılı olmadığını, ölümünün kafa travmasından kaynaklandığını, bu nedenle kask takmaması nedeniyle ağır kusurlu olduğundan hükmolunan tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, ayrıca davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğunu, bu nedenle her bir davacı için ayrı ayrı hüküm kurulmasına rağmen reddedilen miktarlar üzerinden tek bir vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasında meydana gelen ölüm nedeni ile açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dairemizce Mahkemesince ilk kurulan 23.5.2019 günlü karara karşı davacılar vekili davalı sigorta vekili ve davalılar … ve … vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine Dairemizin 27.01.2020 günlü kararı ile ilk derece mahkemesi kararının temlik alan yönünden talepten fazlaya karar verildiği, bakiye kısım yönünden davacıların taleplerinin devam edip etmediği hususunda davacıların beyanının alınması ve davacılar vekilinin söz konusu kısma ilişkin beyanına göre karar verilmesi gerektiği halde tazminat miktarının tümünün temlik alınan miktarı aşar şekilde temlik alana ödenmesine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkemesince Dairemizin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapılmış ve bu kez 18.12.2020 günlü karara karşı davalılar … ve … vekili vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Davalılar vekilinin kusura yönelik istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davalılar vekili her ne kadar kusur raporunun olayın oluşuna ve dosya içeriğine uygun olmadığını, kusur oranlarını kabul etmediklerini ileri sürmüş ise de, davalılar vekili tarafından kusura yönelik olarak ilk derece mahkemesince kurulan ilk karara karşı istinaf başvurusunda bulunulduğu, dairemizce verilen 27.01.2020 günlü kaldırma kararında davalıların kusura yönelik istinaf başvurusunun değerlendirildiği ve kusur oranlarının uygun olduğu gerekçesi ile bu yöndeki istinaf başvurularının reddine karar verildiği anlaşılmakla, davalılar vekillinin aynı mahiyetteki istinaf başvurularının reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalılar vekilinin müterafik kusura yönelik istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davalılar vekili, desteğin motosiklet kullanırken kaskının takılı olmadığını, bu nedenle hükmolunan tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini ileri sürmüş ise de, dosya içerisinde mevcut otopsi raporu incelendiğinde desteğin ölüm nedeninin trafik kazası ile oluşan genel beden travmasına bağlı kaburga kemik kırıkları ile iç organ yaralanmasından gelişen iç kanama sonucu olarak belirlendiği, bu nedenle desteğin ölüm nedeni ile kask takılmaması arasında illiyet bağının bulunmadığı anlaşılmakla davalıların bu yöndeki istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalılar vekilinin vekalet ücretine yönelik istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davalılar vekili her ne kadar her bir davacı için ayrı ayrı hüküm kurulmasına rağmen reddedilen miktarlar üzerinden tek bir vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüş ise de,
Eldeki dosyaya baktığımızda davacıların talep edebileceği toplam destek zararının 323.206,06 TL olduğunun belirlendiği, desteğin %30’luk kusuruna göre … tarafından 96.961,00 TL ödeme yapıldığı, davacılar vekili tarafından …yönünden davanın konusuz kaldığının beyan edildiği, ilk derece mahkemesince buna göre davalı … yönünden davanın konusuz kaldığı gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, %70’lik kusura tekabül eden bakiye 226.245,96 TL yönünden ise davalı sigorta şirketi ile birlikte davalılar … ve …’ın sorumlu olduğuna ve davanın bu davalılar yönünden kabulüne karar verildiği görülmüştür.
Buna göre mahkemesince davacıların toplam destek zararının %30’una tekabül eden kısmının … tarafından ödenmesi nedeni ile konusuz kaldığı anlaşıldığından bu kısım yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde herhangi bir yanlışlık bulunmamaktadır. Ancak aynı kısım için fazlaya ilişkin istem yönünden davanın reddine karar verilerek davalılar lehine vekalet ücretin karar verilmesi hatalı olmuştur. Zira söz konusu davada red olunan bir kısım bulunmamakta olup, ödeme ile konusuz kalan kısım için davalı yararına vekalet ücretine karar verilemez. Ne var ki, bu konuda davacılar tarafından yapılan bir istinaf başvurusu bulunmadığından ve istinafa gelen aleyhine karar verilemeyeceğinden, söz konusu yanlışlığa değinilmekle yetinilmiş, davalıların bu yöndeki istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince verilen kararda usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18.12.2020 tarih ve 2020/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davalılar … ve …’dan alınması gereken 15.454,86 TL istinaf karar harcından, peşin yatırılan 3.863,72 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubuyla, bakiye 11.591,14‬ TL harcın davalılar … ve …’den tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar … ve … tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.04.05.2023

Başkan Üye Üye Katip
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır