Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2542 E. 2022/540 K. 08.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/2542 – 2022/540
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2542
KARAR NO : 2022/540

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACILAR : 1-…
2-…
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1-…
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 2-…
3-…
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Ölüm Sebebiyle Açılan Maddi ve Manevi Tazminat

KARAR TARİHİ : 08/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 19/05/2017 günü … idaresinde bulunan … plakalı aracın seyri sırasında davalı … idaresinde bulunan … plaka sayılı aracın gerçekleştirdiği kazada müvekkillerinin müşterek çocukları küçük …’nın vefat ettiğini belirterek 1.000,00 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketinden, 60.000,00 TL manevi tazminatın ise davalılar … ve …’ten kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar … ve … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; kazaya davacı tarafın sebebiyet verdiğini, vefat eden bebeğin, aracın önünde ve kucakta ve emniyet kemeri takılmamış halde iken kazanın meydana geldiğini, davacı tarafın kurallara uygun davarnamdığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davanın kısmen kabul ve kısmen reddi ile; davacılardan … için 67.538,47 TL maddi tazminatın (davalı sigorta şirketi bakımından 50.676,35 TL ile sınırlı olarak) davalılardan müteselsilen alınarak adı geçen davacıya verilmesine, davalı sigorta şirketi bakımından 18/11/2017 tarihinden itibaren ve diğer davalılar … ve … bakımından kaza tarihi olan 19/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak adı geçen davacıya verilmesine, davacılardan … için 36.918,80 TL maddi tazminatın (davalı sigorta şirketi bakımından 24.155,05 TL ile sınırlı olarak) davalılardan müteselsilen alınarak adı geçen davacıya verilmesine, davalı sigorta şirketi bakımından 18/11/2017 tarihinden itibaren ve diğer davalılar … ve … bakımından kaza tarihi olan 19/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak adı geçen davacıya verilmesine, davacılardan … için 20.000,00 TL ve … için 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 19/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak ayrı ayrı adı geçen davacılara verilmesine, davacıların fazlaya ilişkin maddi ve manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacılar vekili; Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2020/2598 Esas, 2021/34 Karar sayılı ilamı, 2019/5206 Esas, 2020/8874 Karar ve 2020/6173 Esas, 2021/3121 Karar sayılı kararlarında TRH yaşam tablosu kullanılarak prograsif rant hesabı yapılması gerekliliğinin belirtildiği gibi 17.Hukuk Dairesinin kapanması sonrası açılan 4.Hukuk Dairesi tarafından 2021/3173 Esas, 2021/2944 Karar sayılı ilamı ile de aynı şekilde TRH yaşam tablosu ve prograsif rant hesabı yapılması gerekliliğinin belirtildiğini, bu şartlara uymayan hesap bilirkişi raporuna dayanılarak oluşturulmuş hükmün ortadan kaldırılarak TRH yaşam tablosu ve prograsif rant hesabına göre alınarak ek rapora göre tazminat miktarının belirlenmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Karara karşı davalı … Sigorta A.Ş vekili; 26.05.2019 tarihli raporda anne ve babanın bakiye ömürlerinin hatalı bir şekilde belirlenerek oluşturulan hesap raporuna göre hüküm kurulmuş olmasının hatalı olduğunu, mahkemeye sunulan hesap raporunda müteveffanın çalışma yaşının hatalı bir şekilde tespit edilerek hazırlanan hesap raporuna göre hüküm kurulmuş olmasının istinaf incelemesi ile yeniden yargılama yapılması gerektirdiğini, raporda müteveffanın çalışma yaşı 18 olarak tespit edilerek hesaplama yapılması hak edilen tazminatın yanlış hesaplanmasına neden olduğunu, kaza tarihinden 18 yaşına kadar sadece baba için %5 oranında yetiştirme masrafının hesaplandığını, kaza tarihinden 22 yaşına kadar anne ve baba için ayrı ayrı %5 oranında yetiştirme masrafının hesaplandığını, bu hususta anne ve baba için hesaplanan toplam yetiştirme masrafının 31.539,09 TL olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Karara karşı davalılar …, … vekili; sigortanın sorumluluğuna ek olarak davacı … için 16.862,12 TL, davacı İbrahim için 12.763,75 TL olmak üzere toplamda 29.625,87 TL maddi tazminatın müvekkillerine yüklendiğini, müvekkillerinin 330.000,00 TL’lik sigorta koruması altında iken maddi tazminat ödemesinin anlaşılır bir durum olmadığını, müvekkilinin aracını sigorta ettirmesinin amacının ortadan kalktığını, üstelik sigortanın muaf tutulacağı herhangi bir koşulun da mevcut olmadığını, yapılan hesaplamada 2 ayrı yöntemin uygulanmasının hatalı olduğunu, içtihatlara göre yöntemlerden birinin uygulanması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Dava, davalı sigorta şirketi nezdinde zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesi ile sigortalı aracın karıştığı trafik kazasında davacıların müşterek çocuklarının ölümü sonucunda destekten yoksunluk zararına uğradığından bahisle açılmış maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup karar taraf vekillerince istinaf edilmiştir.
Dairemizin 20.12.2021 tarihli tensip ara kararı ile alınan rapor hatalı olduğundan dosyanın ek rapor düzenlenmesi hususunda dosyada önceden hesap raporu hazırlamış olan aktüerya bilirkişisi … tarafından 29.01.2022 tarihli bilirkişi raporunun hazırlandığı görülmüştür. Bilirkişi raporunda, 30.01.2022 tarihli 2. ek hesap rapor tarihi verileri dikkate alındığında … için 123.072,80 TL (%20 müterafik kusur indirimiyle 98.458,24 TL), … için 62.063,10 TL (%20 müterafik kusur indirimiyle 49.650,48 TL) olarak hesaplandığı, güncel veriler dikkate alındığında … için 259.032,06 TL, … için 134.186,76 TL zarar olarak hesaplandığı, belirtilmiştir.
Davacılar vekilinin istinaf sebebi yönünden yapılan incelemede:
HMK’nın 357. maddesinde “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz.” hükmü düzenlenmiştir. Davacı vekiline15.02.2019 tarihli aktüerya raporunun usulüne uygun şekilde kendisine 15.02.2019 tarihinde, 27.05.2019 tarihinde alınan ek hesap raporunun ise 01.06.2019 tarihinde UYAP ETS tarafından tebliğ edilmiş, davacı yan yargılama aşamasında süresi içinde ilk derece mahkemesine herhangi bir itirazda bulunulmamıştır.
Bilirkişi raporuna itiraz etmeyen taraf yönünden raporun kesinleşeceğine yönelik Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 05/06/2017 gün ve 2016/801 E.-2017/9091 K. Sayılı kararında özetle; “…Davanın taraflarınca itiraz edilmeyen uzman bilirkişi raporu her iki taraf yönünden de kesinleşir ve kesinleşen rapor hakimi de bağlar. Taraflardan birinin rapora itiraz etmesi, diğer tarafın itiraz etmemesi halinde ise rapor itiraz etmeyen taraf yönünden kesinleşir ve itiraz eden taraf yararına usuli kazanılmış hak doğar. Bu ilkenin sonucu olarak, itiraz üzerine yeniden yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucunda verilen raporun önceki rapora göre itiraz eden taraf aleyhine olması halinde, kazanılmış hak ilkesi dikkate alınarak önceki raporda belirtilen kusur oranı, zarar miktarı vs. esas alınarak hükmedilecek miktar belirlenir. İlk rapora itiraz etmeyen ve o raporda belirtilen miktarlara razı olan tarafın lehine olacak şekilde sonraki rapora göre karar verilemez…”
Aynı yöndeki Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 23/10/2017 gün ve 2015/3253 E.-2017/9419 K. Sayılı kararında özetle; “…6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “bilirkişi raporuna itiraz” başlıklı 281/1. maddesinde; “Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler” düzenlemesine yer verilmiştir. Usulüne uygun biçimde raporun tebliği üzerine, rapora itiraz hakkı bulunan tarafların bu haklarını kullanmamış olması halinde ise, karşı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşacağı düşünülmelidir…” denilmiştir. Aynı husus Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2015/8676 E, 2018/2775 K; 2013/11884 E, 2015/835 K; 2015/8056 E, 2017/2988 K sayılı içtihatlarında ve benzer içtihatlarda da benimsenmiştir.
Bu nedenle davacı vekili yönünden süresinde aktürya ve ek aktürya raporlarına itiraz edilmemekle davalılar lehine kesinleşen rapora ve bu rapordaki miktarlara karşı artık istinaf aşamasında itiraz edilemeyeceğinden bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun incelenmesinde:
Taraflardan yalnız birinin kararı temyizi/istinafı halinde, Yargıtay yada BAM, hükmü temyiz/ istinaf edenin aleyhine bozamaz (Aleyhe bozma yasağı). Bundan başka, taraflardan yalnız birinin hükmü temyiz/istinaf etmesi halinde, Yargıtay’ın yada BAM’ın (temyiz / istinaf eden tarafın lehine olarak) verdiği bozma kararına uyan yerel mahkeme de artık, temyiz/istinaf eden tarafın, önceki (bozulan) karara oranla daha aleyhine olan bir hüküm veremez. Buna da “Aleyhe hüküm verme yasağı” denir. Aleyhe olan bir hüküm verilememesi ilkesi, usule ilişkin kazanılmış hak müessesesi ile de yakından ilgilidir.(Prof.Dr.Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Baskı, Cilt ;5, 2001, s; 4732 -4737)
Açıklanan nedenle her ne kadar Mahkemece alınan aktüerya raporunun yanlış yöntemle alındığı anlaşılmışsa da Dairemizce yeni alınan Yargıtay içtihadına uygun aktüerya raporunda hesaplanan miktarların, mahkemece hüküm altına alınan miktarlardan daha yüksek olduğu, yeni alınan rapora göre karar verilmesinin aleyhe sonuç doğuracağı anlaşılmakla, aleyhe hüküm verme yasağı gereğince davalıların aktüerya raporuna yönelik istinafları yerinde ise de önceki hükmün aynen korunması gerekmiştir.
Yine davalılar … ve … vekili davalı sigorta şirketinin tüm zarardan sorumlu olduğunu belirterek kararı istinaf etmiştir. Esasen davalı sigorta şirketi zararın tamamından işleten ve sürücü ile birlikte müteselsilen sorumludur. Ancak davacılar vekili bedel arttırım dilekçesi verirken sigorta şirketi yönünden zararın bir kısı üzerinden kabul kararı verilmesini talep etmiştir. HMK’nın 26.maddesi gereğince hakim taleple bağlı olup talepten fazlasına karar veremeyeceğinden bu yöndeki istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
Açıklanan sebeplerle, dosya içeriği, tarafların dayandığı ve davanın niteliği gereğince toplanan deliller, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre, her ne kadar hükme esas alınan aktüerya raporu hatalı olduğundan davalılar vekillerinin istinaf sebebi yerinde ise de sonuç itibarı ile hükmedilen tazminat miktarı davalılar lehine olup aleyhe hüküm verme yasağı gereğince daha yüksek miktarda tazminata hükmedilemeyinceğinden başvurunun kabulüne ancak önceki miktarlar üzerinden aynı hükmün yeniden kurulmasına, davacılar vekilinin istinaf talebinin yukarıda açıklanan gerekçelerle HMK 352/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine, HMK 353/1-b-2. maddeleri gereği ilk derece mahkemesi kararının yeniden hüküm kurulmak üzere ortadan kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaatiyle heyete sunulur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ ile;
a)Davacılardan … için 67.538,47 TL maddi tazminatın (davalı sigorta şirketi bakımından 50.676,35 TL ile sınırlı olarak) davalılardan müteselsilen alınarak adı geçen davacıya verilmesine, davalı sigorta şirketi bakımından 18/11/2017 tarihinden itibaren ve diğer davalılar … ve … bakımından kaza tarihi olan 19/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak adı geçen davacıya verilmesine,
b)Davacılardan … için 36.918,80 TL maddi tazminatın (davalı sigorta şirketi bakımından 24.155,05 TL ile sınırlı olarak) davalılardan müteselsilen alınarak adı geçen davacıya verilmesine, davalı sigorta şirketi bakımından 18/11/2017 tarihinden itibaren ve diğer davalılar … ve … bakımından kaza tarihi olan 19/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak adı geçen davacıya verilmesine,
c)Davacılardan … için 20.000,00 TL ve … için 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 19/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak ayrı ayrı adı geçen davacılara verilmesine,
d)Davacıların fazlaya ilişkin maddi ve manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine,
4- Maddi Tazminat Talebi Yönünden Harç, Yargılama Gideri ve Vekalet Ücreti;
a)Alınması gereken 7.135,38 TL karar harcından peşin alınan 35,90 TL ile ıslah harcı olan 446,00 TL olmak üzere toplam 481,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 6.653,48 TL (davalı … Sigorta Kooperatifi yönünden 4.766,12 TL ile sınırlı olarak ) karar ve ilam harcının davalılardan alınarak hazineye irad kaydına,
b)Davacılar tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı, 35,90 TL peşin harç, 446,00 TL ıslah harcı, 1.281,00 TL tebligat, posta ve bilirkişi gideri olmak üzere toplam 1.798,80 TL (davalı … Sigorta Kooperatifi yönünden 1.288,63 TL ile sınırlı olarak) yargılama giderinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
c)Davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin ilgili maddesi gereğince takdir olunan 11.106,48 TL (davalı … Sigorta Kooperatifi yönünden 8.581,41 TL ile sınırlı olarak) vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
d)Davalılar kendisini vekille temsil ettirmiş ve davacının davasının kısmen reddine karar verilmiş ise de, davanın kısmen reddinin takdiri indirim sebebine dayandığı gözetilerek davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Manevi Tazminat Talebi Yönünden Harç, Yargılama Gideri ve Vekalet Ücreti;
a) Alınması gereken 2.732,40 TL karar harcından peşin alınan 172,45 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.559,95 TL’nin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
b)Davacılar tarafından yatırılan 172,45 TL peşin harcın davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
c)Davacılar tarafından, manevi tazminat talebi bakımından ayrıca yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
d)Davacılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihindeki AAÜT uyarınca hesaplanan 4.750,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
e)Davalılar … ve … kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki AAÜT uyarınca hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak adı geçen davalılara verilmesine,
6-HMK’nın 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının bulunması halinde ilgililerine iadesine,
İstinaf giderleri açısından;
7-Davalılar tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
8-Harçlar Kanunu gereğince davacılardan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 21,40 TL harcın davacılardan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
9-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
10-Davalılar … ve … tarafından yapılan 154,00 TL istinaf giderinin davalılar üzerinde bırakılmasına,
11-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
12-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.
08/03/2022

… … … …
Başkan Üye Üye Katip
… … … …

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.