Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2539 E. 2023/1458 K. 13.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/2539 – 2023/1458
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2539
KARAR NO : 2023/1458

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/06/2021
NUMARASI : 2017/… Esas, 2021/… Karar

DAVACILAR : 1-
:

2-
3-
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 1-
VEKİLİ : Av.
: Av.
DAVALI : 2-
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 3-

DAVA : Tazminat

KARAR TARİHİ : 13/09/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mersin2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/06/2021 tarih ve 2017/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 24/01/2017 Tarihinde davalı … idaresindeki … plaklı kamyon cinsi aracın davacılar … ve …’in mütevefaa oğlu … idaresindeki motersiklete çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazası sonucunda …’in hayatını kaybettiğini, mütevaffa …’in ölümü ile davacıların uğradığı ve uğrayacağı maddi destekten yoksun kalma zararların davalılardan tahsili ile davacılara ödenmesi gerektiğini, 04/04/2017 tarihinde sigorta şirketi tarafından 44.384,62 TL tutarında kısmi ödeme yapıldığını, davacıların hiçbir işte çalışmadığını, kazadan önce de sadece oğullarının kazandığı parayla geçimlerini zar zor sağladıklarını, kazaya sebebiyet veren söz konusu araç malikinin … … San ve Tic. A.Ş. Olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalması kaydı ile davacılar … lehine 30.000,00 TL ve … lehine 30.000,00 TL olmak üzere toplam 60.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 24/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte … ve … … san. Ve Tic. A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacılar … lehine 5.000,00 TL ve … lehine 5.000,00 TL olmak üzere toplam 10.000,00 TL maddi tazminatın davalı …, … Yol ..A.Ş Ve … sigorta A.Ş’den kaza tarihi 24/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacıya ödeme yapılmış ve müvekkil şirket ibra edildiğini, davadan önce davacı tarafa 44.384,61-TL 14.04.2017 tarihinde davacılara kayıtsız şartsız ibraname karşılığında ödendiğini, müvekkil şirket açısından davanın reddi gerektiğini, ibranamenin geçersiz sayılması mümkün olmadığından davanın reddi gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluluğu sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu belirterek KTK 111 gereği davanın reddine, davayı kabul anlamına gelmemek üzere; tüm dosyanın ve savcılık evraklarının da eklenerek Adli Tıp Kurumundan kusur raporu alınmasına ve hasıl olacak sonuca göre, aktüer sıfatına haiz bilirkişilerden seçilecek uzmana izah edilen metod doğrultusunda tazminat hesabı yaptırılmasına; sonuç olarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacıların davalı … hakkında açtıkları maddi ve manevi tazminat davasının reddine, davacı …’in açtığı ve ölümü ile mirasçıların takip ettiği maddi tazminat davasının reddine, davacı …’in davalılar … … Şti. Ve … sigorta aleyhine açtığı maddi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddine, 4.426,17 TL tazminattan %20 müterafik kusur indirimi yapılmak suretiyle 3.540,93 TL tazminatın davalı sigorta şirketi için 14/04/2017 tarihinden diğer davalı için kaza tarihi olan 24/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (sigorta şirketi poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile) bu davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davalı … … Şti. Hakkında davacı … tarafından açılan ve ölümü ile mirasçıları tarafından takip edilen ve yine … tarafından açılan manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddine, davacı … için 13.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 24/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … … Şti.’nden alınarak miras payları oranında davacı … mirasçılarına verilmesine, davacı … için 13.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 24/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …. Şti.’nden alınarak davacı …’e verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacılar vekili; Davalının %30’luk kusur oranını baz alınarak tazminat hesaplamasını kabul etmediklerini, ceza dosyasında aynı trafik kazası ile ilgili iki çelişkili raporun mevcut olduğunu, ayrıca müteveffa sürücünün birinci dereceden %60 oranında kusurlu olduğu kanaatine varılmışsa da bu tespiti kabul etmediklerini, kazanın meydana geldiği yerde yolda trafik güvenliğini sağlamak amacıyla görevli olan dava dışı bayrakçı …’in kazanın meydana gelmesini engelleyebilmek hususunda ağır ihmali bulunduğunu, karara esas alınan 19.03.2021 tarihli bilirkişi raporunda sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin hesaplama tarihine güncellediği belirtilmişse de bu güncelleme işleminin nasıl ve hangi kriterlere göre yapıldığının belirtilmediğini, güncelleme ile tespit edilen miktarın oldukça yüksek olduğunu, zira 4 yıl gibi kısa bir süre zarfı için yapılan güncelleme ile elde edilen miktarın oldukça fahiş olduğunu, müvekkili davacıların oğullarını çok genç yaşta kaybettiklerini, müteveffa …’in ardında bıraktığı dul eşi ve 3 aylık bebeğiyle manevi olarak daha büyük bir yıkıma uğradıklarını, taraflar arasındaki maddi durumun farklılığının gözetilmesinin gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Karara karşı davalı … … San. Tic. A.Ş. vekili; Dosya kapsamında aldırılan kusur raporunun hatalı olduğunu, hükme esas alınmasının hukuka aykırı olduğunu, zira müvekkili şirketinin iş güvenliği ile ilgili bütün yasal yükümlülüklerini yerine getirdiğini, kazanın oluşumuna, yeterli güvenlik donanımına sahip olmayan ve aynı zamanda dikkatsiz ve özensiz bir şekilde hareket eden sürücünün sebebiyet verdiğini, sürücüye yapılan ‘yavaşla’ ikazında sürücünün önce durması ardından bayrakçıların kamyona geç işaretinin ardından sürücünün hızla kamyonun yanından geçmeye çalışması neticesinde elim olayın meydana geldiğini, müteveffanın kusurunun bulunması nedeniyle meydana gelen kazada illiyet bağının kesildiğini, yerel mahkemenin takdir etmiş olduğu manevi tazminatın fahiş olduğunu, kusur oranları ile orantılı olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 53/3, 55 ve 56. maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, destekten yoksun kalınmasına ilişkin maddi-manevi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davacılar vekili ile davalı … … A.Ş vekili tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiştir.
Davacılar vekili ile davalı … … A.Ş vekilinin kusur durumuna yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Olay tarihinde davalı sürücü … yönetimindeki … plakalı kamyon ile otoyolda yol yapım çalışmaları nedeni ile trafiğe kapalı olan yol kesiminden geçerek yolun sağ dışındaki hafriyat deposuna giriş yapmak için trafiğe açık olan sağ şeride giriş yaptığı sırada, olay yerinde yolda çalışma var trafik levhaları ile trafik emniyet konilerinin mevcut olduğu ve trafik akışının bayrakçılar kontrolünde sağlandığı halde, sağ şeridi takiben gelen motosiklet sürücüsü müteveffa …’in idaresindeki motosikletin ön kesimi ile sağ şeride giriş yapmış olan kamyonun sağ yan ön kesimine çapması neticesinde kazanın meydana geldiği, kazada davalı sürücü …’in yönetimindeki kamyon ile hafriyat deposuna geçmek için kapalı olan iki şeritte yola çapraz vaziyette kaldığı dolayısıyla aracın aynalarından trafiğe açık olan şeridi takiben gelen araçları görmesinin mümkün olmadığı, olay yerindeki bayrakçıların işareti ile açık olan sağ şeride giriş yapmak durumunda bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla olayın oluşumu ile bağlantılı herhangi bir dikkatsizliği ve tedbirsizliği bulunmadığı anlaşılan davalı kamyon sürücüsü …’in meydana gelen kazada kusursuz olduğu kanaatiyle düzenlenen hükme esas alınan kusur durumu yerindedir.
Müteveffa sürücü …’in yönetimindeki motosiklet ile yol kesimine yaklaşırken yolda çalışma var işaret levhası ve trafik emniyet konileri ile kapatılan yol kesimini takiben geldiği olay yeri yerinde dikkatli ve tedbirli davranmaksızın, davalı sürücü …’in ceza dosyasında vermiş olduğu beyanları ile ceza dosyasında beyanları alınan bayrakçıların ifadeleri de dikkate alınarak, olay yerinde bulunan bayrakçıların işaretlerini ve talimatlarını dikkate almayarak ilk bayrakçının işareti ile hızını düşürmüş ise de olay yerindeki bayrakçının işaretine rağmen hızını arttırarak kontrolsüzce yolda çapraz şekilde duraklayan kamyonun önünden geçmeye çalışması sonucu meydana gelen kazada birinci derece asli kusurlu olduğu kanaatiyle düzenlenen hükme esas alınan kusur durumu yerindedir.
İşleten sıfatı haricinde yol yapım işinde işveren konumunda bulunan davalı … … A.Ş’nin bünyesinde çalıştırmakta olduğu işçilere yaptıkları işin iş sağlığı ve güvenliği yönünden gerekli eğitimi vermemekle yapılan çalışmalarla işçilerin görevlerini yerine getirme hususunda gerekli kontrol ve denetimi ile iş takibini yapmamakla kazanın oluşumuna etken olduğu olayda ikinci derecede düşük oranda kusurlu olduğu kanaatiyle düzenlenen hükme esas alınan kusur durumu yerindedir.
Dava dışı bayrakçı …’in görev yaptığı sırada durdurmak için bayrak sallamasına rağmen hızını azaltmayan motosikletin hareketini dikkatlice takip etmesi ve motosikletin tamamen durduğunu gördükten sonra davalı kamyon sürücüsüne geç işareti vermesi gerekirken motosikletin hızını düşürmesi üzerine tedbirsizce kamyon sürücüsüne geç işareti vermesinde ve böylelikle davalı sürücünün yaklaşan motosiklete rağmen sağ şeride girmesine sebebiyet vermesinde ikinci derecede düşük oranda kusurlu olduğu kanaatiyle düzenlenen hükme esas alınan kusur durumu yerindedir.
Zira ceza dosyasında alınan 07.02.2017 tarihli kusur raporu ile ceza dosyasında ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan 01.02.2018 tarihli kusur raporunda da müteveffanın asli kusurlu olduğu sabit olmakla, bu raporlarda davalı sürücü …’in tali kusurlu ve kusursuz olduğu yönündeki ve bayrakçının tali kusurlu olduğu yönündeki çelişki, Yerel Mahkemece alınan 18.04.2019 tarihli kusur bilirkişi heyet raporu ile giderilmiş olup tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; yerel mahkemece hükme esas alınan kusur durumunun yerinde olduğu kanaatine varıldığından taraf vekillerinin bu yöndeki istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
Davalı … … A.Ş vekilinin illiyet bağının kesildiğine yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Her ne kadar davalı vekili tarafından müteveffanın asli kusurlu olması nedeniyle kazanın meydana gelmesi ile müvekkili şirket arasında illiyet bağı bulunmadığı ileri sürülmüş ise de davalı şirketin kazanın meydana gelmesinde tali kusurlu olduğu ve illiyet bağının mevcut olduğu anlaşıldığından bu yöndeki istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
Davacılar vekilinin hesap raporunda davadan önce yapılan ödemenin güncellenmesinin hatalı olduğuna yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Dava açılmadan evvel davalı sigorta şirketi tarafından davacılar vekiline 14.04.2017 tarihinde davacı anne … için 27.539,67 TL, davacı baba … için 16.844,95 TL olmak üzere toplam 44.384,62 TL ödemenin yapıldığı, bu durumun davacılar vekilinin de kabulünde olduğu anlaşılmaktadır.
Sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin, ödeme tarihinden hesap tarihine kadar geçen süre yönünden işlemiş yasal faizi ile birlikte güncellenerek, her bir davacı için güncellenmiş toplam miktarın, her bir davacı için hesaplanan nihai maddi zarardan mahsup edilmesi gerekmekle, hesap bilirkişi raporunda da belirtilen şekilde güncelleme işlemi yasal faiz oranına göre yapıldığı görüldüğünden hesap bilirkişi raporunun bu yönüyle denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla davacılar vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
Davacılar vekilinin ve davalı … … A.Ş vekilinin manevi tazminat miktarına yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Mahkemece yapılan yargılamanın devamında davacı …’in 07.03.2020 tarihinde vefat ettiği, davaya davacının mirasçıları ile devam edildiği anlaşılmaktadır.
Karar başlığında davacı …’in mirasçılarının isimlerinin yer almaması eleştiri konusu yapılmakla, Dairemizce mirasçı isimleri resen karar başlığına eklenmiştir.
Davaya konu kazada oğlu …’in ölümü nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunan ve yargılama sürerken ölen davacı …’in, şahsa sıkı sıkıya bağlı olan manevi zarara ilişkin iddiasını dava konusu ettikten sonra öldüğü; mirasçısı olan diğer davacıların bu davayı sürdürme hakkı bulunduğu ve …’in manevi zararı için takdir edilecek manevi tazminatın hüküm altına alınması gerektiği anlaşılmaktadır.
6098 TBK’nın 56/2. maddesi hükmüne göre “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”Aynı Yasanın 51.maddesinde de “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükmüne yer verilmiştir.
24.01.2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacılar … ve …’in oğulları olan …’in(1995 d.lu) vefat ettiği anlaşılmaktadır.
Olay tarihinde meydana gelen kazada işveren davalı … … A.Ş’nin %30 oranında tali kusurlu olduğu, müteveffa motosiklet sürücüsü …’in %60 oranında kusurlu olduğu, dava dışı bayrakçının %10 oranında kusurlu olduğu, kaza sonucunda davacıların oğulları olan 1995 doğumlu …’in vefat ettiği, ceza dosyası, ceza mahkemesince ve mahkemesince alınan kusur raporları ve tüm dosya kapsamından anlaşılmış olmakla davacıların oğullarını kaybetmekten dolayı duyduğu acı ve üzüntü duygusunun verdiği ızdırap, tarafların kusur durumu, kaza tarihi, müteveffanın ve geride kalan davacıların yaşı, paranın satın alma gücü, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile manevi tazminatın mahiyeti nazara alınarak mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarlarının takdire göre düşük tayin edildiği ve arttırılması gerektiği kanaatine varılmakla davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
HMK 353/1-b-2 maddesine göre” Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilebileceği düzenlenmiştir. Dosya kapsamına göre yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığı, davacılar vekilinin istinaf başvurusu kısmen haklı görülmekle manevi tazminat miktarları her bir davacı yönünden arttırılarak karar verilmek üzere yeniden hüküm kurulmak suretiyle HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davalı … … A.Ş. Vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULü ile,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/06/2021 tarih ve 2017/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353.maddesinin 1.fıkrası (b) bendinin 2.maddesi uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla;
3-Davacıların davalı … hakkında açtıkları maddi ve manevi tazminat davasının REDDİNE,
4-Davacı …’in açtığı ve ölümü ile mirasçıların takip ettiği maddi tazminat davasının REDDİNE,
5-Davacı …’in davalılar … … A.Ş.. Ve … sigorta aleyhine açtığı maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile,
-4.426,17 TL tazminattan %20 müterafik kusur indirimi yapılmak suretiyle 3.540,93 TL tazminatın davalı sigorta şirketi için 14/04/2017 tarihinden diğer davalı için kaza tarihi olan 24/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
6-Davalı … … A.Ş hakkında davacı … tarafından açılan ve ölümü ile mirasçıları tarafından takip edilen ve yine … tarafından açılan manevi tazminat davasının KABULÜ ile,
– Davacı … için 30.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 24/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … … A.Ş’ den alınarak davacı …’ın mirasçıları olan davacılar …, … ve … ‘e miras payları oranında verilmesine,
-Davacı … için 30.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 24/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … … A.Ş.’den alınarak davacı …’e verilmesine,
7-Davacıların maddi tazminat davaları yönünden;
a-Maddi tazminat davası yönünden, davacılar tarafından yatırılan ve birlikte açılan davalara oranlanarak bulunan 4,48 TL başvurma harcı ve 34,14 TL peşin harç olmak üzere toplam 38,62 TL harcın davalılar … Sigorta … … A.Ş’den müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine,
b- Maddi tazminat davası yönünden, Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 241,88 TL ilam ve karar harcından peşin yatırılan 34,14 TL harcın mahsubu ile bakiye 207,74 TL harcın davalılar … Sigorta A.Ş. İle … … A.Ş’den müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
c- Maddi tazminat davası yönünden yapılan 313,51 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 222,59 TL davalılar … Sigorta A.Ş. İle … … A.Ş’den müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine,
d- Maddi Tazminat davası yönünden, kabul edilen dava değeri üzerinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre maktu vekalet ücreti kabul edilen dava değerini geçemeyeceğinden 3.540,93 TL vekalet ücretinin davalılar … Sigorta A.Ş. İle … … A.Ş’den müteselsilen alınarak kendisini bir vekil ile temsil ettiren davacı …’e verilmesine,
e-Maddi Tazminat davası yönünden, red edilen dava değeri üzerinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre maktu vekalet ücreti red edilen dava miktarını geçemeyeceğinden ve müterafık kusur indirimi oranı mahkemece belirlendiğinden 573,83TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalılar … Sigorta … … A.Ş’ye verilmesine,
f-Maddi Tazminat davası yönünden, red edilen dava değeri üzerinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalılar … Sigorta A.Ş. İle … … A.Ş’ne verilmesine,
8-Davacıların manevi tazminat davaları yönünden;
a-Manevi tazminat davası yönünden, davacılar tarafından yatırılan ve birlikte açılan davalara göre oranlanarak bulunan 26,92 TL başvurma harcı ve peşin 204,95 TL harç olmak üzere toplam 231,87 TL’nin davalı … … A.Ş’den alınarak davacılara verilmesine,

b-1-) Manevi tazminat davası yönünden, kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 4.098,60 TL ilam ve karar harcından peşin yatırılan 204,95 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.893,65‬ TL harcın davalı … … A.Ş’den alınarak hazineye irat kaydına,
2-)İlk derece mahkemesince 18/06/2021 günlü karar ile davalıdan tahsiline karar verilen harcın davalıdan tahsil edilmemiş olması ve fakat harç tahsil müzekkeresi çıkartılmış olması halinde söz konusu harç tahsil müzekkeresinin tahsil edilmeksizin iadesinin ilk derece mahkemesince istenilmesine,
3-)Harç tahsil edilmiş ise tahsil edilen miktarın Dairemizce tahsiline karar verilen bakiye harçtan mahsubu ile bakiyesinin tahsilinin istenmesine,
c-Manevi tazminat davası yönünden, davacılar tarafından yapılan 1.881,99 TL yargılama giderinin davalı … … A.Ş’den alınarak davacılara verilmesine,
d-Manevi Tazminat yönünden AAÜT’ ne göre hesaplanan 9.200,00TL vekalet ücretinin davalı … … A.Ş’den alınarak davacı …’e verilmesine,
e-Manevi Tazminat yönünden AAÜT’ ne göre hesaplanan 9.200,00TL vekalet ücretinin davalı … … Şti’den alınarak davacı … mirasçiları olan davacılar …, … ve … ‘e miras payları oranında verilmesine,
9-HMK’nın 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının bulunması halinde ilgililerine iadesine,
İstinaf giderleri açısından;
10-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
11-Harçlar Kanunu gereğince davalı … … A.Ş.’den alınması gereken 1.776,06 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 474,48 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 1.301,28 TL harcın davalı … … A.Ş.’den tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
12-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
13-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri 82,20 TL ücretin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
14- Davalı tarafından yapılan istinafa dosya gönderme ücretinin kendi üzerinde bırakılmasına,
15-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
16-Talep halinde inceleme konusu kararın icrasının geri bırakılması için İİK’nın 36/1 maddesi gereğince, varsa, İstinaf eden tarafça yatırılan nakit teminatların veya sunulan banka teminat mektuplarının dosya kapsamı ve kararın niteliğine göre İİK’nın 36/5. fıkrası gereğince yatıran/sunan tarafa İADESİNE,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.13/09/2023

Başkan Üye Üye Katip

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.