Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2533 E. 2023/1456 K. 13.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/2533 – 2023/1456
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2533
KARAR NO : 2023/1456

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/12/2020
NUMARASI : 2018/… Esas, 2020/… Karar

DAVACILAR : 1-
2-
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 1-
VEKİLİ : Av.
DAVALILAR : 2-
3-
DAVA : Tazminat

KARAR TARİHİ : 13/09/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/12/2020 tarih ve 2018/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 22.04.2013 tarihinde, davalı … adına kayıtlı, diğer davalı …’in sevk ve idaresinde bulunan … plakalı aracın, yaya olan müvekkillerinin annesi …’ye çarptığını ve trafik kazası nedeniyle vefat ettiğini, kaza tespit tutanağında, sürücü …’in 8/8 oranında kusurlu olduğunu, davalı sürücü hakkında açılan ceza yargılamasında sanığın cezalandırılmasına karar verildiği ve dosyanın halen Yargıtayda olduğunu, müvekkilerinin, annelerini bu elim kaza neticesinde kaybetmeleri nedeniyle çok zor günler geçirdiklerini, kazaya sebebiyet veren … plakalı motosikletin ZMMS olmaması nedeniyle müvekkilleri tarafından … başvuru yaptıklarını ancak oradan da herhangi bir ödeme alamadıklarını, annelerinin vefatından dolayı destekten yoksun kalan müvekkili … için şimdilik 1.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminatın, müvekkil … için 10.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren, davalı … sadece maddi tazminattan sorumlu olması kaydıyla davalılardan alınarak davacılara verilmesini dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … cevap dilekçesinde özetle; Meydana gelen olayın gerçekleşmesinde müteveffanın kusurlu olduğunu, yaya geçidi olduğu halde yaya geçidinden geçmediğini, sadece araç dönüşleri için olan iki refüj arasından geçmeye çalıştığını, maktülün geçmeye çalıştığı yerin yayalara uygun bir yol olmadığını, mütevefanın uygun yer ve zamanda karşıya geçmediğini, talep edilen tazminatın çok fahiş olduğunu, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … cevap dilekçesinde özetle; Aracın kendi adına tescilli olduğunu ancak kazayı kendisinin yapmadığını, kazaya sebep olanın araç sürücüsü olduğunu, kazaya karışan motorsikletin sigortalı olduğunu, tazminatın sigorta şirketinden tahsil edilmesi gerektiğini, açılan davanın reddini karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın görevli mahkemede açılmadığını, beyanla açılan davada görevsizlik kararı verilerek dosyanın Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, 1.399,54TL maddi tazminatın davalılardan alınarak davacı …’ye verilmesine, Sigorta şirketi için faiz başlangıç tarihinin dava tarihi, diğer davalılar için kaza tarihi olarak belirlenmesine, 8.000,00TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den alınarak davacı … verilmesine, 8.000,00TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den alınarak davacı … verilmesine, davacıların fazlaya ilişkin manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacılar vekili; Hesap bilirkişisi raporunda müteveffanın gelir durumunun agisiz asgari ücret esas alınarak hesaplama yapıldığını, oysa müteveffanın gerçek gelirinin dosyada tespit edildiğini ve agisiz asgari ücretten daha yüksek olduğu görülmekteyken müvekkillerinin gerçek zararının giderilmemesinin doğru olmadığını, kaldı ki müteveffanın kaza tarihinde 57 yaşında olduğunu, emekli olsa dahi, pasif dönemde olmadığını, müteveffanın öğretmen emeklisi olduğunu, vefatından önce Emekli Sandığı’ndan emekli maaşı ve vefat eden eşinden kalan maaşını aldığını, karara esas alınan hesaplamada agisiz asgari ücret esas alınarak hesaplama yapıldığını, bu hesaplamada neredeyse yarı yarıya fark oluşturduğunu, manevi tazminat açısından ise sadece … ve …’e karşı açıldığını ve tarafların kendilerini vekille temsil etmediklerini, yerel Mahkemenin buna rağmen vekalet ücretine hükmettiğini, kaldı ki vekille takip edilmiş olsa dahi, zaten uğranılan zararın karşılığı olmayan bir manevi tazminata hükmedip, cüzi bir miktar içinse davanın reddedilerek karşı vekalet ücreti doğmasına neden olunmasının da, alınan manevi tazminatın direk karşı tarafa vekalet ücreti olarak iade edileceğinin sonucuna vardıracağını, bunun da adil olmayacağını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 53/3, 55 ve 56. maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, destekten yoksun kalınmasından doğan maddi-manevi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince, maddi tazminat davasının kabulüne karar verilmiş, manevi tazminat davasının kısmen kabulüne karar verilmiş olmakla karar davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davacılar vekilinin maddi tazminat yönünden istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Destekten yoksunluk zararının hesabında müteveffanın gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Davacının maruz kaldığı destekten yoksun kalma zararının belirlenebilmesi için desteğin son gelir durumunun net olarak belirlenmesi gerekir.
Çalışma hayatının aktif çalışma dönemi ve emeklilik dönemi olan pasif devre olarak ayrılması ve pasif devrede zararın asgari geçim indirimsiz asgari ücret düzeyinde bir zarar olacağının kabulünün gerektiği Yargıtay 4. HD’nin yerleşmiş içtihatlarındandır. Pasif devre zararının hesaplanması sırasında esas alınan ücret, bir çalışmanın karşılığı değil, ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığıdır. Hal böyle olunca da ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin, ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı pasif dönem (devre) zararının hesaplanmasında dikkate alınamayacağı açıktır. Zira, asgari geçim indirimi (AGİ), ücretin eki olmadığından, tazminat alacaklarının hesaplanmasına esas ücrete dahil edilemez. (Yargıtay 4. H.D’nin 2021/5100 E. 2021/7110 K, sayılı ilamı)
Davacı vekili desteğin gelirinin daha yüksek olduğunu belirtmiş ise de, davacının emekli geliri haricinde asgari ücretin üzerinde gelir elde ettiğine ilişkin herhangi bir delil ibraz etmediğinden, kaldı ki desteğin vefat etmeden önce emekli aylığı ve vefat eden eşi nedeniyle aylık aldığı anlaşılmakta ise de hesap raporunda desteğin gelirinin asgari ücret üzerinden kabul edilerek davacının bakiye zararının buna göre hesaplanması yerinde görülmekle davacı vekilinin desteğin gelirine ilişkin istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
Zira her ne kadar davacı …’nin destek olan annesinin vefat tarihinden Mersin Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Müdürlüğü’nde devlet memuru olarak çalışmaya başladığı tarihe kadar olan süre yönünden müteveffa annesinin desteğinden mahrum kaldığı kabul edilerek hesaplama yapılmış ise de 29.07.1988 doğumlu olan davacının desteğin vefat tarihi olan 27.05.2013 tarihi itibariyle 25 yaşının dolmasına 2 aylık bir süre kaldığı anlaşılmaktadır.
Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına göre; çocuklar için destekten yoksun kalacakları sürenin belirlenmesinde yaşları, okuldaki eğitim durumları, içinde yaşadıkları sosyal ve ekonomik koşulların ayrı ayrı değerlendirilmesi, … öğrenim yapacaklar ise, 25 yaşının doldurulmasına kadar; … öğrenim yapmamakta ise yerleşik ve kabul gören uygulamaya göre, erkek çocukları için 18 yaşın, kız çocukları için 22 yaşın desteğin sona ereceği yaş olarak kabul edilerek hesaplama yapılması gerekmektedir.
Bu itibarla yüksek öğrenim gören davacının 25 yaşını doldurma tarihine kadar hesaplama yapılması gerektiği halde işe başlama tarihine kadar hesaplama yapılmış olması yerinde görülmemekte ise de istinaf yoluna başvuran tarafın davacı taraf olması ve istinafa gelen taraf aleyhine karar verilemeyeceğinden bu husus eleştiri konusu yapılmakla yetinilmiştir.

Davacılar vekilinin manevi tazminat yönünden istinaf başvurusunun incelenmesinde;
22.04.2013 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacıların anneleri olan destek …’nin vefat ettiği, kazanın meydana gelmesinde davalı …’in %85 oranında, müteveffa yaya …’nin %15 oranında kusurlu olduğu, tarafların belirlenen ekonomik sosyal durumları, kaza ve davanın tarihi, ölenin ve davacıların yaşı, davacının ölene yakınlığı, paranın satın alma gücü ve TMK 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde hükmolunan manevi tazminatın düşük olduğu, arttırılması gerektiği kanaatine varılmıştır. Bu nedenle davacılar vekilinin manevi tazminatın miktarına yönelik istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Manevi tazminat yönünden kaldırma sebebi dikkate alınarak manevi tazminat talebinde vekalet ücretine yönelik istinaf sebebi yönünden değerlendirme yapılmamıştır.
Kabul edilen manevi tazminat yönünden; davacılar lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmolunması gerektiğine yönelik istinaf başvurusu bulunmadığından, ilk derece mahkemesi kararında da belirtildiği şekilde davacılar lehine tek vekalet ücretine hükmolunmasına karar verilmiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
HMK 353/1-b-2 maddesine göre” Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilebileceği düzenlenmiştir. Dosya kapsamına göre yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığı, davacılar vekilinin istinaf başvurusu kısmen haklı görülmekle manevi tazminat miktarı arttırılmak üzere yeniden hüküm kurulmak suretiyle HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/12/2020 tarih ve 2018/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353.maddesinin 1.fıkrası (b) bendinin 2.maddesi uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla;
2-Davanın KABULÜ İLE,
-1.399,54TL maddi tazminatın davalılardan alınarak davacı …’ye verilmesine, Sigorta şirketi için faiz başlangıç tarihinin dava (21.12.2017) tarihi, diğer davalılar için kaza (22.04.2013) tarihi olarak belirlenmesine,
-10.000,00TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 22.04.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den alınarak davacı … verilmesine,
-10.000,00TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 22.04.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den alınarak davacı … verilmesine,
3- Maddi tazminat yönünden alınması gereken 95,60 TL harcın peşin alınan 273,24TL harçtan mahsubu ile, artan 177,64‬ TL TL’nin kararın kesinleşmesinden sonra ve talep halinde davacılara iadesine,

4-a-Manevi tazminat yönünden alınması gereken 1.366,20 TL harcın davalılar … ve … müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek hazineye irat kaydına,
b-)İlk derece mahkemesince 23/12/2020 günlü karar ile davalıdan tahsiline karar verilen harcın davalıdan tahsil edilmemiş olması ve fakat harç tahsil müzekkeresi çıkartılmış olması halinde söz konusu harç tahsil müzekkeresinin tahsil edilmeksizin iadesinin ilk derece mahkemesince istenilmesine,
c-)Harç tahsil edilmiş ise tahsil edilen miktarın Dairemizce tahsiline karar verilen bakiye harçtan mahsubu ile bakiyesinin tahsilinin istenmesine,
5-Davacı vekili tarafından yapılan 1.341,20 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine,
6-Kabul edilen maddi tazminat yönünden; davacılar bir vekil ile temsil edildiğinden 1.399,54TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’ye verilmesine,
7-Kabul edilen manevi tazminat yönünden; davacılar bir vekil ile temsil edildiğinden 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara verilmesine,
8-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 31,40TL başvuru harcı, 95,60TL peşin harç, 30,00TL ıslah harcı olmak üzere toplam 157,00TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
9-HMK’nın 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının bulunması halinde ilgililerine iadesine,
İstinaf giderleri açısından;
10-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
11-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
12-Davacı tarafından yapılan 175,40 TL yargılama gideri ve istinafa dosya gönderme ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
13-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
14-Talep halinde inceleme konusu kararın icrasının geri bırakılması için İİK’nın 36/1 maddesi gereğince, varsa, İstinaf eden tarafça yatırılan nakit teminatların veya sunulan banka teminat mektuplarının dosya kapsamı ve kararın niteliğine göre İİK’nın 36/5. fıkrası gereğince yatıran/sunan tarafa İADESİNE,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.13/09/2023

Başkan Üye Üye Katip

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.