Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2444 E. 2023/1182 K. 20.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/2444 – 2023/1182
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2444
KARAR NO : 2023/1182

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/04/2021
NUMARASI : 2020/… Esas, 2021/… Karar

DAVACI : …

VEKİLLERİ : Av….
Av. …
DAVALI : … SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ

VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 20/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :…

Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/04/2021 tarih ve 2020/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 19/05/2017 tarihinde sürücü … idaresinde bulunan … plaka sayılı araç ile seyir sırasında … idaresinde bulunan … plaka sayılı araç ile gerçekleştirdiği kazada müvekkilin küçük kızı …’nın vefat ettiğini, müvekkilin küçük çocuğu …’nın vefatından kaynaklı destekten yoksunluk zararına ilişkin olarak yargılama sırasında toplanacak delillere göre 6100 sayılı yasının 107. maddesi uyarınca maddi tazminatın hesaplattırılarak hüküm altına alınması ileride arttırılmak ve fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak kaydı ile … için 5.000,00 TL, destekten yoksunluk maddi tazminatının sigorta şirketi açısından temerrüt tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sigortalının kusur durumu ile, davacıların destekten yoksun kaldıklarının ispatlanması gerektiğini, müterafik kusur indirimi uygulanması gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün kazada kusuru bulunmadığından temerrüde düşmediğini , yargılama giderlerinden sorumluluklarının bulunmadığından bahisle davanın reddini talep ettiklerini beyan etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; 46.586,99 TL destekten yoksunluk tazminatın 13/03/2019 tarihinden itibaren başlayacak yasal faiziyle beraber davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı vekili; Kusura ilişkin itirazlarının dikkate alınmaksızın tazminat tutarının belirlenmesinin eksik inceleme niteliğinde olduğunu, … plakalı araç sürücüsünün sola dönüş esnasında dönüş kurallarına riayet etmeyerek kazanın oluşumuna sebebiyet verdiğini, sigortalı araç sürücüsüne ait 19.05.2017 tarihli ifade tutanağında da “ismini sonradan … olarak öğrendiğim şahsın kullanmış olduğu araç bir anda önüme çıktı ve kafa kafaya çarpıştık” ifadesinin yer aldığını, sigortalı araç sürücüsünün hız kurallarına uymadığına ilişkin herhangi bir somut veri bulunmamak ile birlikte sigortalı araç sürücüsüne atfedilen kusur oranının sadece varsayıma dayandığını, destekten yoksun kalma tazminatının ZMSS Genel Şartlarında yer alan TRH-2010 Yaşam Tablosu ve %1,8 teknik faize göre belirlenmesi gerektiğini, destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanırken anne için yetiştirme giderinin hesaplanması gerektiğini, söz konusu kazada annenin hayatta olduğu dikkate alındığında yetiştirme giderinin ele alınmasının gerektiği, bu nedenle hesaplanan tutarın %10’u yetiştirme gideri olarak esas alınmasının ve hayatta olan ebeveynler için eşit şekilde bölünmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 53/3 ve 55. maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, destekten yoksun kalınmasına ilişkin maddi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davalı vekilinin kusur raporuna yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Olay tarihinde dava dışı sürücü …’nin yönetimindeki … plakalı araç ile kavşaklarda sola dönecek sürücülerin doğru seyreden araçlara geçiş hakkı vermesi kuralına aykırı hareket ederek girişinde yol ver tabelası bulunan olay yeri kavşağa kontrolsüzce girerek dar manevra ile dönüş yaptığı sırada geçiş hakkı bırakmadığı sürücü … idaresindeki araç ile çarpışması sonucu meydana gelen kazada %75 oranında kusurlu olduğu, davalı sigorta şirketine sigortalı dava dışı …’nın idaresindeki … plakalı araç ile çift yönlü yolu takiben seyir halindeyken hız azaltmadan uygun hızla yaklaştığı olay yeri kavşağa kontrolsüzce girerek sağ tarafından gelip dönüş için sola manevrayla kontrolsüzce kavşağa giren önünü kapatan sürücü …’nin kullandığı araç ile önlemsizce çarpışması sonucu meydana gelen kazada %25 oranında kusurlu olduğu, kaza tespit tutanağı, Ceza Mahkemesi’nce alınan …10.2018 tarihli kusur raporu, Ceza Mahkemesi’nce alınan 28.03.2019 tarihli ATK … Dairesi raporu, Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/… E. Sayılı dosyasında alınan 28.01.2019 tarihli kusur raporu ve Yerel Mahkemece alınan 03.12.2020 tarihli kusur raporundan anlaşılmakla hükme esas alınan kusur durumunun olayın oluşu ile uyumlu olarak belirlediği dikkate alındığında davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı vekilinin hesap raporuna yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Davalı vekili hükme esas alınan hesap raporunda prograsif rant yöntemi kullanılmasının hatalı olduğunu, hesaplamanın TRH 2010 yaşam tablosu ve 1,8 teknik faize göre yapılması gerektiğini ileri sürmüş ise de, hükme esas alınan 05.04.2021 tarihli aktüer raporunun Anayasa Mahkemesinin 2019/…-2020/… Esas-Karar sayılı 17/07/2020 günlü kararı, Danıştay 8. Dairesinin 2020/… sayılı dosyasında ZMMS genel şartlarının bazı maddelerine ilişkin verilen yürütmeyi durdurma kararı sonucu oluşan Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin kararları ile uyumlu şekilde TRH 2010 yaşam tablosu ve prograsif rant yöntemi kullanılmak sureti ile hazırlandığı ve hükme esas alındığı anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı vekilinin hesap raporunda yetiştirme gideri düşülmesi gerektiğine yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Türk Medeni Kanunu’nun 185. madde hükmü gereğince, anne-baba birlikte çocukların bakımından sorumludur, aynı yasanın 327. maddesinde ise “Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır.” denilmektedir.
Her baba ve annenin çocuğunu belli bir yaşa kadar büyütmek, yetiştirmek ödevi olup çocuğun ölümü nedeni ile artık yapılması gerekmeyecek yetiştirme giderlerinin belirlenecek destekten yoksun kalma tazminatından düşülmesi gerekmektedir.
Somut olayda, davacı anne lehine hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatından yetiştirme gideri düşülmemiştir. Yargıtayın yerleşik ilkelerine göre; anne ve baba çalışıyorsa anne ve babadan ayrı ayrı, anne çalışmıyorsa (kolluk araştırma tutanağından annenin çalışmadığı tespit edilmiştir.) sadece babadan yetiştirme gideri düşülmesi gerekmektedir. Eldeki davada, davacı konumunda bulunmayan ve halen hayatta olan baba yönünden hesaplama yapılmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporu yukarıda bahsi geçen ilkelere göre anne çalışmadığından yetiştirme giderinin düşülmeksizin hesaplama yapıldığı, hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunun, denetime olanak verir, hüküm kurmaya elverişli, açıklayıcı ve gerekçeli olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin de reddine karar vermek gerekmiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerel mahkemce davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gereken 3.182,36 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 795,58‬-TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 2.386,78‬ TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.20/06/2023

Başkan Üye Üye Katip

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.