Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2442 E. 2023/700 K. 03.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/2442 – 2023/700
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2442
KARAR NO : 2023/700

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/06/2021
NUMARASI : 2015/… Esas, 2021/… Karar
İSTİNAF EDEN DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : GÜVENCE HESABI
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 03/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Adana 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/06/2021 tarih ve 2015/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 06.06.2015 tarihinde sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı oto ile olay yerinden kaçan plakası alınamayan motorsikletin çarpması sonucu motorsiklette yolcu konumunda bulunan davacı müvekkilinin yaralandığını, olayla ilgili Adana C.Başsavcılığının 2015/… soruşturma numarası ile soruşturma başlatıldığını, oluşan kaza nedeniyle müvekkilinin maluliyetinden ileri gelen hali hazırda ve istikbale dönük ciddi bir kazanç mahrumiyeti bahis konusu olduğunu, davalı sigorta şirketinin bu güne kadar müvekkiline hiçbir ödeme yapmadığını belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; plakası tespit edilemeyen araçların sebebiyet verdiği kazalar nedeni ile açılan davalarda öncelikle tespit edilemeyen aracın varlığının ve bu aracın kazaya sebebiyet verdiğinin somut delillerle ispatlanması gerektiğini, davacının araç plakasını tespit edebilecekken etmeden dava açtığını, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçedeki teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu haksız ve mesnetsiz açılan davanın esastan ve usulden reddini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, 49.796,00-TL kalıcı maluliyet tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak temlik alan …’a ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili; PMF yaşam tablosu esas alınmaksızın sadece aktüeryal hesaplama yönteminin kabul edilerek yapılan hesaplamanın hükme esas alınmasının yasalara ve içtihatlara aykırı olduğunu, bu durumun bozma sebebi olduğunu, yerel mahkemenin her ne kadar davacının davaya konu trafik kazasına karışan motosiklet sürücüsünün motosikletine binmesini, davacının hatır için taşınması anlamına geleceğini belirtmiş ise de bu durumun hatır taşıması kapsamında değerlendirilmemesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklı cismani zarar nedeniyle kalıcı maluliyet tazminatı talebine ilişkindir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup karar davacı vekili tarafından hatır taşıması indirimi yapılması gerektiği, TRH 1,8 uygulanmasının hatalı olduğu, davalı vekili tarafından ise davacının arkadaşının plakasını bilmediği motosiklete binmekle aracın plakasını, tescile tabi olup olmadığını bilecek durumda olduğu, tescile tabi olup olmadığının ispatlanamadığı ileri sürülerek istinaf edilmiştir.
Dava tarihi 06.07.2015 olup, sigortaya başvuru şartının zorunlu hale geldiği 06.04.2016 öncesinde dava açıldığından bu yöndeki talep yerinde değildir. Ancak Güvence Hesabı, tescile ve ZMMS yaptırma zorunluluğu bulunan ama ZMMS yaptırmayan araçların verdiği zararlardan sorumludur. İlk derece mahkemesinde davalının yaralanmasına sebep araçla ilgili bir araştırma yapılmamıştır.
Davacının kazaya karışan araç ve sürücüsünün bilgilerini temin etme imkânı bulunuyorken etmeyerek kendi fiili ile plakası tespit edilemeyen aracın varlığı, kusuru ve ZMSS yaptırma yükümlülüğünün ispatını engellemiştir.
Davacı …’nın, kendisine çarpan araç sürücüsünün kimliği ve araç plakasını öğrenme imkanı bulunuyorken öğrenmemesi hayatın olağan akışına aykırıdır. 06.06.2015 tarihinde meydana gelen kaza ile ilgili olarak davacı …’nın verdiği ifadeler imcelendiğinde, olay akşamı arkadaşları ile parkta oturduktan sonra evlerine dağılmaları sırasında aynı ortamda ismini … olarak bildiği kişinin kendisini eve bırakabileceğini söylemesi üzerine plakasını bilmediği motosiklete bindiği anlaşılmaktadır.
… kazaya neden olan motosiklet sürücüsünün tam kimliğini ve aracın plakasını bilmediğini belirtmiş ise de …’nın şüphelinin kimlik bilgilerini öğrenme imkanının en azından araç plakasını alma imkanının mevcut olduğu değerlendirilmelidir. Kazaya neden olan araç plakasını ve sürücünün kimlik bilgilerini edinme imkânı varken öğrenmemesi sebebiyle sürücü ve araca ait bilgilere ulaşılamamaktadır. Bu durumda aracın sigortasının olup olmadığı da tespit edilememektedir.
Türk Medeni Kanunu 6. maddesi doğrultusunda davacı taraf, iddialarını ispat etmekle yükümlüdür. (Yargıtay 17.Hukuk Dairesi 2017/62 Esas, 2019/8497 Karar) Kazaya neden olan aracın tescile tabi bir araç olup olmadığı ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası yaptırma yükümlülüğünün ispatlanması hususunda ispat yükü davacıdadır. Öncelikle aracın türünün ne olduğu araştırılmalıdır. Tescile tabi olmayan motorlu bisiklet olması halinde Güvence Hesabı’nın sorumluluğu bulunmaması nedeniyle davanın reddi gerekmektedir.
2918 sayılı KTK’nın 91. maddesinde; motorlu araçların trafik sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu, Güvence Hesabı Yönetmeliğinin 9. maddesinde; trafik sigortası yaptırması zorunlu olan ancak bulunmayan yada plakası tespit edilemeyen araçların neden olduğu bedensel zararlar için Güvence Hesabına başvurulabileceği, belirtilmiş, motorlu bisikletin tanımının yapıldığı 2918 sayılı KTK’nin 3.maddesinde; motorlu bisikletin, silindir hacmi 50 cc’ yi geçmeyen içten patlamalı motorla donatılmış ve imal hızı saatte 50 km den az olan bisiklet olduğu düzenlenmiş, 2918 Sayılı KTK’nın 103. maddesinde ise; motorsuz taşıtlar ile bu hacim altındaki motorlu bisiklet sürücülerinin hukuki sorumluluğunun genel hükümlere tabi bulunduğu öngörülmüştür.
Dava konusu uyuşmazlıkta, kazaya neden olan davacının yolcu olduğu plakası tespit edilemeyen motosikletin dosya kapsamından, trafik sigortası yaptırması zorunlu bir araç olup olmadığı anlaşılamamaktadır. O halde mahkemece, öncelikle söz konusu araç ve araçla ilgili bilgilerin (tescil evrakları ile kaza fotoğrafları, varsa fatura vb belgelerin) temini ve varsa diğer delillerin sunulması için davacı tarafa süre verilmeli ve akabinde gerekirse makina mühendisi bilirkişinden rapor alınarak motosikletin cinsi, modeli, silindir hacmi, trafik sigortası yaptırması zorunlu araçlardan olup olmadığı belirlenerek, trafik sigortası yapılması zorunlu araçlardan olup olmadığının netleştirilmesi, bu sonuca göre davacının davalı Güvence Hesabı’nın zarardan sorumluluğunun bulunup bulunmadığı hususu belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru görülmeyip, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmüştür.
Tarafların sair istinaf sebepleri bu aşamada incelenmemiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
Mahkemece öncelikle kazaya neden olan motosikletin ZMMS yaptırması zorunlu olan araçlardan olup olmadığı, bu kapsamda davalı Güvence Hesabının sorumluluğunun bulunup bulunmadığının yukarıda ayrıntılı belirtildiği şekilde değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden, eksik inceleme ve araştırma yapıldığı, bu nedenle HMK’nın 353/1-a-6. bendine göre davanın esasıyla ilgili olarak gereken delillerin toplanmadığı anlaşıldığından açıklanan nedenlere dayalı taraf vekillerinin sair istinaf sebepleri incelenmeden davalı vekilinin istinaf taleplerinin, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca kabulüne, Dairemizin karar türüne göre sair istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1.a-6. maddesi gereğince KABULÜ İLE,
Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/06/2021 tarih ve 2015/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Yukarıda belirtilen sebeplerle eksiklikler tamamlanarak davanın yeniden görülüp karar verilmesi için dosyanın yerel Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından kurulacak esasa ilişkin hükümde dikkate alınmasına,
5-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-HMK’nın 359/3. maddesi gereğince kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.03/05/2023

Başkan Üye Üye Katip
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.