Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2427 E. 2023/402 K. 28.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/2427 – 2023/402

T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2427
KARAR NO : 2023/402

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2016/… Esas, 2021/… Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ :
Av.
DAVALI : 1-
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 2-
DAVA : Tazminat (Ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan tazminat)
KARAR TARİHİ : 28.03.2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 04.02.2021 tarih ve 2016/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’nin işleteni ve sürücüsü olduğu ve diğer davalı … Sigorta A.Ş. Tarafından sigortalı olan … plaka sayılı otomobilin 09.02.2011 günü karşıdan karşıya geçmeye çalışan müvekkiline çarparak, ağır bir şekilde yaralanmasına sebebiyet olduğunu, müvekkilinin hayati tehlike yaratacak şekilde ağır yaralandığını, müvekkilinin kalıcı sakatlığının oluştuğunu belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla 100,00 TL maddi tazminatın (geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının) kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’den tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 20.10.2020 tarihli dilekçesi ile 100,00 TL maddi tazminatın fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla 25,00 TL’sinin geçici iş göremezlik, 50,00 TL’sinin sürekli iş göremezlik, 25,00 TL’sinin ise bakıcı giderleri olduğunu beyan etmiştir.
ISLAH : Davacı vekili 11.01.2021 tarihli dilekçesi ile dava değerini kalıcı iş göremezlik tazminatı bakımından 68.027,40 TL, bakıcı giderleri bakımından 94.297,21 TL’ye ıslah etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, maddi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulü ile; 68.027,40 TL kalıcı iş göremezlikten kaynaklanan maddi tazminatın davalı … yönünden kaza tarihi olan 09/02/2011 tarihinden, davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, manevi tazminata ilişkin davanın kabulü ile; 10.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’den kaza tarihi olan 09/02/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili ile alınarak davacıya ödenmesine, davacı tarafından atiye bırakılan geçici iş göremezlik talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, ıslah dilekçesiyle talep olunan bakıcı gideri tazminatı yönünden dava dilekçesi ile açılmış bir dava bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği görüldü.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; 1-Dava dilekçesini ıslah yolu ile değiştirip bakıcı giderleri tazminatı talebinde bulunduklarını ve dava değerini arttırdıklarını ancak ilk derece mahkemesinin ”Açılmış dava olmadığından karar verilmesine yer olmadığına kararı verildiğini” verilen bu kararın usul, yasal ve yerleşik içtihat hükümlerine aykırılık teşkil etmekte olduğunu ayrıca davanın genel anlamda maddi ve manevi tazminat davası olduğunu ve maddi tazminat davası içinde bakıcı giderleri tazminat bulunduğu ve bilirkişi de bu yönde hesaplama yapmış olduğundan bu yönüyle de bakıcı giderleri tazminatı bakımından red kararının yerinde olmadığını beyan ederek kararın kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
Karara karşı davalı asil … verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Dava konusu kazada kendisinin kusuru olmadığını ve kendisinin mağdura yardımcı olduğunu, davacının davasını kazadan 4 sene sonra açtığını, açılan davanın tarihi, deliller, tanıklar ve diğer evraklar dikkate alınarak, kararın kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 54/1-3, 55, ve 56. maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, çalışma gücünün azalmasından veya yitirmesinden doğan (malüliyet) maddi ve manevi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince, maddi ve manevi tazminat talebi yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili ve davalı asil … istinaf etmiştir.
Davacı vekilinin bakıcı gideri tazminatı yönünden kurulan hükme ilişkin istinaf başvurusunun incelenmesinde;
6100 sayılı HMK’nun 26/1. maddesindeki hükmüne göre, mahkeme tarafların iddia, savunma ve talepleri ile bağlıdır. Kural olarak mahkemenin talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmetmesi olanak dışıdır. Açılan bir davada hakim istenilenden fazlasına veya başka bir şeye hükmedemez. Öğreti ve uygulamada taleple bağlılık olarak adlandırılan bu kural sadece sonuç istem yönünden değil, sonuç istemi oluşturulan her bir alacak kalemi yönünden de uygulanır.
Dava konusu uyuşmazlıkta davacı vekili 11.02.2016 havale tarihli dava dilekçesinini netice ve talep kısmında; açıkça ve tereddüte yer vermeyecek biçimde maddi zarar olarak kalıcı ve geçici işgörmezlikten kaynaklı olarak talepte bulundukları, ilk derece mahkemesince bu talep yönünden hüküm kurduğu, öte yandan Yargıtayın kökleşmiş içtihatları uyarınca, ıslah yolu ile talep genişletilebilirse de davaya yeni talep (dava) eklenemez. Yani başka bir dava ile istenebilecek hususlar ıslah yolu ile istenemez. Bu nedenle yazılı şekilde bakıcı gideri zarar talebi yönünden hüküm kurulmamış olması yerinde görülmekle, davacı vekilinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Davalı asıl …’nin hükme esas alınan kusur raporuna ilişkin istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Somut olayda, 09.02.2011 günü saat 09:20 sıralarında sanık sürücü … idaresindeki … plakalı otomobil ile Kamil Kara Bulvarı üzerinde Kadirli istikametinden Adana istikametine doğru sol şeridi takiben seyir halindeyken Eminoğlu Oto Galeri önüne geldiğinde aracının sağ ön çamurluk kısımları ile, olay mahallinde karşıdan karşıya geçiş yapan yaya …’na çarpması sonucu yaralanmalı olay meydana gelmiştir.
Tüm dosya kapsamı, ceza dosyası içinde mevcut iddianame, taraf beyanları, kaza tespit tutanağı, fotoğraflar ve ceza dosyası içinde düzenlenmiş 05.12.2011 tarihli keşfe binaen hazırlanmış dosyada mevcut 19.12.2011 tarihli bilirkişi raporu, dosya içinde mevcut 14.07.2016 tarihli bilirkişi raporu incelendiğinde; davalı sürücü … idaresindeki otomobil ile meskun mahaldeki yolda gündüz vakti seyir halindeyken olay mahalline geldiğinde, karşıdan karşıya geçiş yaptığını yeterli mesafede fark ettiği yayaya karşı zamanında ikaz ile birlikte etkin fren tedbirine başvurmayıp geçiş yapan yayaya çarptığı olayda dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışı ile %25 oranında derecede kusurlu olduğu, davacı … olay mahallinde yaya olarak karşıdan karşıya geçişi öncesinde ve geçişi sırasında kendi can güvenliği açısından yol üzerinde gerekli-yeterli kontrolleri yapıp, ilk geçiş hakkını yolda seyir halinde bulunan araçlara vermesi gerektiği hususlarına riayet etmediği, yaklaşmakta olan sanık sürücü idaresindeki otomobilin hız ve mesafesini de dikkate almadan geçiş yaptığı esnada da otomobilin çarpmasına maruz kaldığı olayda dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışı ile %75 derecede kusurlu olduğu, 14.07.2016 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranlarının yerinde olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle davalı asılın istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Davalı asıl …’nin hükmedilen geçici işgörmeziik tazminatın ilişkin istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Geçici iş göremezlik tazminatı; kaza geçiren kişinin tedavi gördüğü süre içinde iyileşinceye kadar çalışmaması ve bu nedenle iş ve kazanç kaybına uğramış bulunmazı durumudur. Zarar belirlenirken, davacının elde ettiği gelir üzerinden, yani bilinen gerçek gelir üzerinden, bu belirlenemiyorsa, genel aktif çalışmaya 18 yaşında başlayacağı kabul edilerek asgari ücret üzerinden hesaplama yapılarak geçici iş görmezlik tazminatının belirlenmesi gerekmektedir. Davacı kaza tarihi itibariyle 18 yaşını doldurmuştur. Buna göre Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları ve Dairemizin bu içtihatlar ile uyumlu kararları gereğince davalı asılın istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
HMK’nın 355. maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince davanın yazılı şekilde karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekili ve davalı asıl …’nin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davacı vekili ve davalı asıl …’nin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 120,60 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 5.330,05‬ TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan toplamda 1.392,3‬0 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 3.937,75‬ TL harcın davalı …’den tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı ve davalı … tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade, harç iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri iki yüz otuz sekin bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 28.03.2023

Başkan Üye Üye Katip

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.