Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2367 E. 2023/377 K. 20.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/2367 – 2023/377
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2367
KARAR NO : 2023/377

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … … (…)
ÜYE : … … (…)
KATİP : … … (…)

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2019/… Esas, 2021/… Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av….
DAVALI : … Sigorta A.Ş….
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tazminat
KARAR TARİHİ : 20/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 11/03/2021 tarih, 2019/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 19/11/2017 tarihinde çift taraflı, yarlanmalı, maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen kaza sonucunda … plakalı aracın çarpması sonucu sürücü olan müvekkil … … yaralandığını, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL olmak üzere zararın kapsamı belli olduktan sonra miktarı açıklanacak maddi tazminatının … Sigorta A.Ş.’den sigrota limitini aşmamak üzere, temerrüt tarihinden işletilecek ticari faizi, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davaya cevap verilebilmesi için HMK 121 md. gereği delillerin taraflarına tebliğ edilmesi gerektiğini, davacının dava dilekçesinde tazminat olarak şimdilik 100.00 TL talep ettiğini, ancak talebinin ne kadarı sürekli iş göremezlik ne kadar geçici iş göremezlik tazminatına ne kadarının geçici bakıcı talebine ilişkin olduğunun açık bir şekilde belirtilmediğini, davacının zorunlu arabuluculuk yoluna başvurmadan doğrudan mahkemeye müracaat etmesi nedeniyle davanın usülden reddini, davacının geçici iş görmezlik tazminatı ve geçici bakıcı gideri taleplerinin teminat dışı olması nedeniyle reddini, maluliyetin tespitine yönelik adli tıp kurumundan rapor alınmasını, müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini ve her durumda muaccel bir alacak oluşmadığı için müvekkil şirketin temerrüde düşmediği dikkate alınarak yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davanın reddine karar verildiği görüldü.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporlarının eksik olup denetime elverişsiz olduğunu ve raporlar arasındaki çelişkiler giderilmeden hüküm kurulmuş olduğunu, ve bu nedenle öncelikli olarak İstanbul ATK’dan rapor aldırılmasının gerektiğini beyan ederek kararın kaldırılması ile talepleri doğrultusunda yeniden hüküm kurulmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 54/1-3. ve 55. maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, çalışma gücünün azalmasından veya yitirmesinden doğan (malüliyet) maddi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili istinaf etmiştir.
Davacı vekilinin hükme esas alınan kusur oranına ilişkin istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Somut olayda, 19.11.2017 günü saat 17.10 sıralarında … İli, … … Mahallesi sınırları içinde 110. caddeyi takiben 156. cadde istikametine doğru seyir halinde olan davacı sürücü … … idaresindeki … plakalı motosiklet ile seyir halinde iken olay yerine geldiğinde önünde seyreden araca çarpmamak için fren yaptığında ıslak zeminde aracının hakimiyetini kaybedip sürüklenerek karşı şeride geçip, aynı yolda karşı istikametten gelen sürücü … … idaresindeki davalı şirkete ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı otomobilin sol ön tampon kısmına çarpması sonucunda yaralanma ve maddi hasarla neticelenen dava konusu trafik kazası meydana gelmiştir.
Dosya içinde örneği mevcut … 4. Asliye Ceza Mahkemesince görevlendirilen bilirkişi … … tarafından mahallinde gerçekleştirilen keşif sonrası düzenlenmiş olan 26.06.2019 tarihli raporda; … plakalı motosiklet sürücüsü … …, hızını aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamakla asli kusurlu olduğu; … plakalı otomobil sürücüsü … …’nın, kazayı yetkililere bildirmemek ve yetkililer gelinceye kadar veya bunların iznini almadan kaza yerinden ayrılmakla tali kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Dosya içinde örneği mevcut İlk derece Mahkemesince görevlendirilen bilirkişi … … tarafından düzenlenmiş olan 14.07.2020 tarihli raporda; … plakalı motosiklet sürücüsü davacı … …, hızını aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamakla 4100 oranında kusurlu olduğu; … plakalı otomobil sürücüsü … …’nın, kusurunun bulunmadığı belirtilmiştir.
Dava dosyasında bulunan tüm bilgi ve belgeler ile olayın oluş biçimi bütünüyle incelenerek değerlendirilmiş olup, dava konusu trafik kazasının; Davacı sürücü … … idaresindeki … plakalı motosiklet ile iki yönlü yolda yağmurlu havada ilerlerken olay yerine geldiğinde önünde seyreden araca çarpmamak için fren yaptığında ıslak zeminde aracının hakimiyetini kaybedip sürüklenerek karşı şeride geçip, aynı yolda karşı istikametten gelen sürücü belgesiz … … idaresindeki … plakalı otomobilin sol ön tampon kısmına otomobilin seyir şeridi içinde çarpması neticesinde meydana geldiği anlaşılmaktadır. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun; karayollarında trafiğin akışı ile başlıklı 46. maddesi (a) bendinde; “Aksine bir işaret bulunmadıkça sürücüler, araçlarını, gidiş yönüne göre yolun sağından, çok şeritli yollarda ise yol ve trafik durumuna göre hızının gerektirdiği şeritten sürmek zorundadırlar.” ve Hızın gerekli şartlara uygunluğunu sağlamak ile başlıklı 52. maddesi (b) bendinde; “Sürücüler, hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak, zorundadırlar.” mevzuat hükümleri göz önüne alındığında, … plakalı motosiklet sürücüsü davacı … …, yerleşim yeri içinde yağmurlu havada seyrederken daha dikkatli ve tedbirli davranmamakla, yönetimindeki aracın hızını; aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara göre ayarlamamakla, olay yerinde önünde seyreden araca çarpmamak için fren yaptığında aracını seyir şeridi içinde muhafaza etmeyi başaramayıp kontrolünü kaybedip sürüklenerek karşı yönden gelmekte olan otomobilin seyir şeridine geçip otomobile çarpmakla, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 46. maddesi (a) bendi ve 52. maddesi (b) bendi hükümlerine aykırı davranışı sonucu, 84. maddede sayılan asli kusurlu hallerden şerit tecavüzünde bulunarak dikkatsiz ve tedbirsiz davranmıştır. Bu davranışları dava konusu kazanın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olduğu anlaşılmıştır.
Dava dışı … plakalı otomobil sürücüsü … …, yönetimindeki otomobili ile yolun sağını takiben seyretmekte iken karşı yönden gelen motosikletin sürüklenerek gelip şerit tecavüzünde bulunarak seyir şeridine girmesi üzerine, bu araç ile kendi şeridi içinde çarpışmıştır. Dava konusu kazanın meydana gelmesinde etken olan herharngi bir davranışı bulunmamaktadır. Aracı kullandığı sırada yeterli sürücü ehliyetine sahip olmaması olayın gerçekleşmesinde etkin bir kusur olarak değerlendirilemeyeceğinden, kazanın gerçekleşmesinde kusurununu bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
HMK’nın 355. maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince davanın yazılı şekilde karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 120,60 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361. maddesi gereğince; Dairemizin kararının taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde kararı veren Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’ne, yahut temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine veya Dairemize gönderilmek üzere İlk Derece Mahkemesi’ne verilebilecek bir dilekçe ile YARGITAY’A TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi. 20.03.2023

… … … … … … … …
Başkan … Üye … Üye … Katip …

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır