Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2286 E. 2023/441 K. 04.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2286
KARAR NO : 2023/441

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/02/2021
NUMARASI : 2017/… Esas, 2021/… Karar

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –

DAVALI : … –

VEKİLİ : Av. … –
FERİ MÜDAHİL/(LAR) : … – …
VEKİLİ : Av.
İHBAR OLUNAN/(LAR) : … – …

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 04/04/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18.02.2021 tarih ve 2017/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 19.08.2015 tarihinde gerçekleşen trafik kazasında müvekkili …’nin yaralandığını, yapılan kısmi ödemenin zararı karşılamadığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 100,00 TL kalıcı iş gücü kaybından kaynaklı, 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatının davalı şirkete başvuru tarihinden işletilecek ticari faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili 30.12.2020 günlü dilekçesi ile; kalıcı maluliyete ilişkin 100,00 TL olan taleplerini 7.656,74 TL’ye ıslah etmiş olduğu görülmüştür.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 08.05.2017 tarihinde ödeme yapıldığı, bu sebeple sorumluluğun kalmadığını, yapılan ödemenin hesap tarihinde güncellenip düşülmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik taleplerinin teminat dışı olduğunu, SGK ödemelerinin düşülmesi gerektiği, müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği , ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceği , netice olarak davanın reddine karar verilmesini iddia ve talep ettiği , görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, kalıcı yaralanmaya ilişkin olarak açılan maddi tazminat talebinin reddine, geçici iş göremezlik süresi için açılan maddi tazminat davasının kabulü ile; taleple bağlı kalınarak 100 TL’nin temerrüt tarihi olan 06/04/2017 gününden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde; bilirkişi raporunda kalıcı iş göremezlik için bakiye zararın 7.656,74 TL olarak belirlendiğini ve buna göre ıslah dilekçesi sunduklarını, bilirkişi tarafından ödeme tarihindeki verilere göre zararın karşılanmadığı tespit edilmesine rağmen mahkemece kalıcı iş göremezlik talebi yönünden davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava trafik kazasında meydana gelen maluliyetten kaynaklı kalıcı iş göremezlik ve geçici iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece, sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme ile davacının kalıcı iş göremezlik zararının karşılandığı gerekçesi ile davanın reddine, geçici iş göremezlik süresi için açılan davanın ise taleple bağlı kalınarak kabulüne karar verildiği görülmüştür.
Davacı vekili her ne kadar bilirkişi raporunda kalıcı iş göremezlik için bakiye zararın 7.656,74 TL olarak belirlendiğini ve buna göre ıslah dilekçesi sunduklarını, sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme tarihindeki verilere göre zararın karşılanmadığını bu nedenle kalıcı iş göremezlik talebi yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de,
Bilirkişi raporuna itiraz etmeyen taraf yönünden raporun kesinleşeceğine yönelik Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 05/06/2017 gün ve 2016/801 E.-2017/9091 K. Sayılı kararında özetle; “…Davanın taraflarınca itiraz edilmeyen uzman bilirkişi raporu her iki taraf yönünden de kesinleşir ve kesinleşen rapor hakimi de bağlar. Taraflardan birinin rapora itiraz etmesi, diğer tarafın itiraz etmemesi halinde ise rapor itiraz etmeyen taraf yönünden kesinleşir ve itiraz eden taraf yararına usuli kazanılmış hak doğar. Bu ilkenin sonucu olarak, itiraz üzerine yeniden yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucunda verilen raporun önceki rapora göre itiraz eden taraf aleyhine olması halinde, kazanılmış hak ilkesi dikkate alınarak önceki raporda belirtilen kusur oranı, zarar miktarı vs. esas alınarak hükmedilecek miktar belirlenir. İlk rapora itiraz etmeyen ve o raporda belirtilen miktarlara razı olan tarafın lehine olacak şekilde sonraki rapora göre karar verilemez…” şeklinde bilirkişi raporuna itiraz etmeyen taraf yönünden raporun kesinleşeceği ve buna göre oluşan usulü kazanılmış hak dikkate alınarak karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Buna göre eldeki dosyaya baktığımızda, dosya içerisinde mevcut ATK 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 19.08.2019 günlü kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre düzenlenen maluliyet raporu incelendiğinde davacının maluliyetinin %2 oranında olduğu tespit edilmiştir. Söz konusu rapora karşı davacı taraf itirazda bulunmamış, davalı tarafından yapılan itiraz üzerine alınan ATK 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 20.05.2020 günlü maluliyet raporuna göre bu kez davacının maluliyetinin %6,1 oranında belirlendiği anlaşılmıştır.
Buna göre eldeki dosyaya baktığımızda hesap aktüerya uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen 04.11.2020 günlü bilirkişi raporu incelendiğinde, bilirkişi tarafından davacının maluliyetinin %6,1 olduğu kabul edilerek hesaplama yapılmış ve davacı tarafından bu rapora karşı ıslah dilekçesi sunulmuş ve ıslah dilekçesi doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesi talep edilmiş ise de, yukarıda açıklandığı gibi bilirkişi raporuna süresi içerisinde itiraz etmeyen taraf yönünden raporun kesinleştiği kabul edilmesi gerekmektedir.
Bu noktada davacının mahkemesince ilk alınan 19.08.2019 günlü maluliyet raporunda belirlenen %2 maluliyet oranına itiraz etmemiş olması, dikkate alındığında ilk raporda belirlenen maluliyet oranına göre davalı sigorta şirketi lehine olacak şekilde karar verilmesi gerekmektedir. Bu nedenle davacının maluliyetinin %2 olduğunun kabulü neticesinde yapılan hesaplamada davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme tarihindeki verilere ve davalının kusuruna göre, davacının kalıcı iş göremezlik zararının 3.349,44 TL olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin ise 5.846,00 TL olduğu, sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin davacının gerçek zararını ödeme tarihi itibarı ile tümü ile fazlası ile karşıladığı görülmektedir. Buna göre davalı sigorta tarafından dava tarihinden önce yapmış olduğu ödeme ile tüm sorumluluğunu yerine getirdiği, davacının bakiye alacağının kalmadığı anlaşılmakla, mahkemece yapılan tüm tespitler usul ve yasaya uygun bulunmuş ve kalıcı iş göremezlik tazminatı yönünden davanın reddine karar verilmiş olmasında herhangi bir yanlışlık bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu yönü ile davacı vekilinin kalıcı iş göremezlik yönünden sunmuş oldukları ıslah dilekçesi doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği yönündeki istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince davanın kalıcı iş göremezlik talebinin reddine karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18.02.2021 tarih ve 2017/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179.90 TL istinaf karar harcından, peşin yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubuyla, bakiye 120,60 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.04.04.2023

… … … … Başkan … Üye … Üye … Katip …
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır