Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2277 E. 2023/353 K. 14.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/2277 – 2023/353
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2277
KARAR NO : 2023/353

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … … (…)
KATİP : … … (…)

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2019/… Esas, 2021/… Karar

ASIL DOSYA TARAFLARI;
DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVALILAR :1-…
VEKİLİ : Av. …
2-…
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVA : Tazminat (Ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan tazminat)

BİRLEŞEN (Mersin 1.
Asliye Ticaret Mhk.’sinin
2015/… E., 2015/… K.
sayılı dosya TARAFLARI
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
Av….
DAVALI : 1- …
DAVALI : 2-…
VEKİLİ : Av….
DAVALI : 3-…
DAVALI : 4- …
VEKİLİ : Av….
DAVA : Tazminat (Ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan tazminat)

BİRLEŞEN (Mersin 2.
Asliye Ticaret Mhk.’sinin
2020/… E., 2020/… K.
sayılı dosya TARAFLARI
DAVACI :…
VEKİLİ : Av. …
Av. …
DAVALI : … Sigorta A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tazminat (Ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan tazminat)

KARAR TARİHİ : 14.03.2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili asıl dosyanın dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 24/02/2014 günü meydana gelen kazada yaralandığını ve sakat kaldığını, kazaya sebebiyet veren araçlardan … plakalı aracın ZMMS poliçesi ile … Genel Sigortaya sigortalı olduğunu, bu aracın malik ve sürücüsünün … Turizm ve … … olduğunu, kazaya sebep olan … plakalı aracın ZMMSS poliçesiyle davalı … Sigortaya sigortalı olduğunu, aracın malik ve sürücüsünün … … ve … … olduğunu, dava konusu maluliyet zararından tüm davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, davacının kaza olmadan önce aylık 1.500,00 TL gelir elde ederken iş bu gelirinden mahrum kaldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 50,00 TL geçici, 50,00 TL kalıcı maluliyetten kaynaklanan maddi tazminat ile 50.000,00 TL manevi tazminat alacaklarının kaza tarihinden, mümkün olmadığı takdirde davalıların temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili birleşen Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/… Esas sayılı dosyasının dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 24.02.2014 günü meydana gelen kazada yaralandığını ve sakat kaldığını, kazaya sebebiyet veren araçlardan … plakalı aracın ZMMS poliçesi ile … sigortaya sigortalı olduğunu, bu aracın malik ve sürücüsünün davalılardan … … ve … … olduğunu, dava konusu maluliyet zararından tüm davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50,00 TL geçici, 50,00 TL kalıcı maluliyetten kaynaklanan maddi tazminat ile 50.000,00 TL manevi tazminat alacağının kaza tarihinden, mümkün olmadığı takdirde temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili birleşen Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/… Esas sayılı dosyasının dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 24.02.2014 günü … plakalı aracın karıştığı kazada yaralanmış ve sakat kalmış olduğunu, kazaya sebep olan bu aracın kaza anında trafik sigortasının davalı tarafından yapılmış olduğunu, davacının yaralanması ve sakat kalması nedeniyle davalı sigortaya karşı Mersin 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/… Es sayılı dosyasından kalıcı ve geçici maluliyet zararının tahsili için belirsiz alacak davası açtıklarını ve davanın derdest olduğunu, o davada iki kez bedel artırımı ve veya ıslah istendiğinden usulen yeniden artırım istenemeyeceğinden son bilirkişi raporuna göre hesaplanan zararın bakiyesinin o davada istenememiş olduğunu, aldırılan rapora göre davacının o davada istenen dışında 210.538,24 TL daha alacağı bulunduğunu ve davalıya bakiye zararın ödenmesi için başvuru yaptıklarını ancak davacı şirketin ödeme yapmadığını ve arabuluculuk müessesesinden de sonuç alamadıklarını beyan ederek dosyanın Mersin 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/… esas sayılı dosyası birleştirilmesini talep etmiştir.
ISLAH : Davacı vekili 16.06.2016 tarihli dilekçesi ile dava değerini asıl dava yönünden 253,80 TL’ye ıslah etmiştir.
CEVAP: Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın müvekkili şirkete sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun kusur oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacının kaza tarihinden itibaren faiz talebinde yasal isabet bulunmadığını, dava tarihinden önce müvekkili şirkete yapılmış herhangi bir başvuru bulunmadığından müvekkili şirketin temerrüde düşmediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili yazılı beyan dilekçelerinde özetle; müvekkili şirkete sigortalı olan … plakalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde etken bir kusurunun bulunmadığını ve davacının maluliyetinin bulunmaması nedeniyle haksız davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … Turizm vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … …markası altında uzun süreli araç filo kiralama faaliyeti ile iştigal etmekte olan bir şirket olduğunu, dolayısıyla davada müvekkilini hukuken işleten addetmenin mümkün olmadığını belirterek, müvekkili yönünden husumet nedeniyle davanın reddini, haksız ve mesnetsiz davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, asıl dosya ile aynı mahkemenin asıl dosya ile birleşen 2015/… esas sayılı dosyasında; davacının davalılar … sigorta, … Turizm ve … … yönünden maddi tazminat taleplerinin reddine, davacının davalılar … Turizm ve … … yönünden manevi tazminat talebinin reddine, davacının davalılar … sigorta, … … ve … … yönünden kalıcı iş göremezlikten kaynaklı tazminat talebinin ıslah talebi doğrultusunda kabulü ile; 203,80 TL tazminatın davalılar … … ve … …’dan olay tarihi olan 24/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … sigortadan dava tarihi olan 29/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine, davacının davalılar … sigorta, … … ve … … yönünden kalıcı maluliyetten kaynaklı tazminat talebinin reddine, davacının davalılar … … ve … … yönünden manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile; 25.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 24/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … … ve … …’dan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine karar verildiği, birleşen Mersin 2 ATM nin 2020/… esas sayılı dosyası yönünden ise; davanın kabulü ile; 210.538,24 TL maddi tazminatın davalıdan, birleşen dosya dava tarihi olan 12/08/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği görüldü.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; 1-Yerel mahkemenin birleştirilen davadaki hüküm altına alınan miktara ilk dava tarihi değilde ek dava tarihinden faize hükmetmesinin hatalı olduğunu, 2-… plakalı aracın yolcu taşıması yapan ve yolcu taşımacılığı sırasında kaza yapan ticari minibüs olduğunu, bu nedenle sebep olduğu zarar nedeniyle ticari faiz (avans) ödemek zorunda olduğunu ancak mahkemenin hatalı olarak yasal faize hükmetmiş olduğunu beyan ederek kararın kaldırılması ile talepleri doğrultusunda yeniden hüküm kurulmasını talep etmiştir.
Karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; 1-Hükme esas alınan maluliyet raporunda hatalı yönetmeliğe göre tespit yapılmış olduğunu, ayrıca raporda bildirilen arazların meydana gelen trafik kazsı ile illiyet bağının bulunmadığını, bu nedenle hükme esas alınan maluliyet raporunun kabulünün mümkün olmadığını, 2-Hükme esas alınan maluliyet raporunda davacının kaza ile illiyet bağı olmayan kronik rahatsızlıklarının da dikkate alınmış olup bu hususun kabul edilemez olduğunu, 3- Müvekkili aleyhine karar verilen sair tüm hususlarda yerel mahkeme kararına itiraz ettiklerini ve usuli müktesep hakları saklı kalmak kaydı ile kararın bozulmasını talep ettiklerini, 4-Gerekçeli kararda iddia, savunma ve itirazlarının değerlendirilmeksizin hüküm verilmesinin bozma sebebi olduğunu beyan ederek kararın kaldırılması ile talepleri doğrultusunda yeniden hüküm tesis edilmesini talep etmiştir.
Karara karşı davalı … … vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; 1-Dosyada mevcut kusura ilişkin bilirkişi raporları çelişki giderilmeden karar verilmesinin usul ve yasaya aykırılık teşkil etmekte olduğunu, 2-Davacının engelli raporunun dava konusu olaydan çok sonra olayla ilgisi olmayan rahatsızlıkları ile ilgili olduğu yönüdeki itirazlarının dikkate alınmamış olduğunu, 3-Yerel mahkemenin önceki kararının sadece maluliyet raporuna yönelik olarak kaldırılmasına rağmen, daha önceki kararda takdir edilen 10.000,00 TL manevi tazminatın 25.000,00 TL olarak takdiri ve davacı lehine takdir edilen manevi tazminat miktarının yüksek olması, zarar görenin zenginleşmesi sonucunu doğuracak şekilde yüksek manevi tazminata hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, 4-Yerel mahkemece davalı … … vekili olarak manevi tazminatın reddedilen kısmı ve kalıcı maluliyetten kaynaklı maddi tazminatın reddi yönünden hatalı olarak taraflarına vekalet ücretine hükmedilmemiş olduğunu beyan ederek kararın kaldırılması ile talepleri doğrultusunda yeniden hüküm kurulmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl ve birleşen dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 54/1-3, 55 ve 56. maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, çalışma gücünün azalmasından veya yitirmesinden doğan (malüliyet) maddi ve manevi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince, asıl ve birleşen davada maddi ve manevi tazminat talebi yönünden davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekili ve davalı … … vekili vekili istinaf etmiştir.
Kaldırma kararımız öncesi ilk derece mahkemesinin 2014/… Esas ve 2018/… Karar sayılı kararı ile asıl ve birleşen dava yönünden; davacının davalılar … sigorta, … Turizm ve … … yönünden maddi tazminat taleplerinin reddine, davacının davalılar … Turizm ve … … yönünden manevi tazminat talebinin reddine, davacının davalılar … sigorta, … … ve … … yönünden geçici iş göremezlikten kaynaklı tazminat talebinin ıslah talebi doğrultusunda kabulüne, 203,80 TL tazminatın davalılar … … ve … …’dan olay tarihi olan 24/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … sigortadan dava tarihi olan 29/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine, davacının davalılar … sigorta, … … ve … … yönünden kalıcı maluliyetten kaynaklı tazminat talebinin reddine, davacının davalılar … … ve … … yönünden manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddine, 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 24/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … … ve … …’dan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verildiği görüldü.
Dairemizin 25.06.2019 tarih, 2014/… Esas, 2018/… Karar sayılı ilamı ile; Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1.a-6. maddesi gereğince kısmen kabulü ile, Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 09/10/2018 tarih ve 2014/… Esas, 2018/… Karar sayılı kararının kaldırılmasına, dairemiz kararında belirtilen sebeplerle eksik bilgi ve belgeler tamamlandıktan sonra davanın yeniden görülüp karar verilmesi için dosyanın yerel Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği görüldü.
Davalı … Sigorta A.Ş. ve davalı … … hükme esas alınan maluliyet raporuna yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde;
T.C. Anayasası’nın 153 üncü maddesinin 6 ncı fıkrasında, “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar.” düzenlemesi mevcut olup, bu düzenlemenin doğal sonucu olarak Anayasa Mahkemesi’nce bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tümünün ya da bunların belirli hükümlerinin Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edildiğinin bilindiği halde görülmekte olan davaların Anayasa’ya aykırılığı saptanan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasa’nın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülmeyeceği kabul edilmektedir (Danıştay 4. Dairesi. 09.05.2011 tarih ve 2011/2546 E., 2011/3384 K. sayılı kararı).Bu konudaki Anayasa Mahkemesinin 12.12.1989 tarih ve 1989/11-48 sayılı kararında; “Anayasanın 152. maddesine göre, itiraz yoluna başvuran mahkemeler, Anayasa Mahkemesi’nce verilecek kararlara uymak zorundadırlar. Bu durumda, itiraz eden mahkeme, elinde bulunan ve Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından önce açılmış olan bir davayı Anayasa Mahkemesi kararına göre çözecek ve doğrudan iptal kararının etkisini önceye uygulayacaktır. Ayni durum, itiraz yoluna başvurmayan mahkemeler yönünden de geçerlidir. İptal davası veya itiraz üzerine bir kuralın iptali sonucu, Mahkemeler bakmakta oldukları davaları bu karara göre çözmekle yükümlüdürler. Bu sonuç Anayasa’nın, “Anayasa Mahkemesi kararları Resmi Gazete’de hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” yolundaki 153. maddesinin altıncı fıkrasında yer alan kuralın sonucudur. …” gerekçesine yer verilmiştir.Yine, 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da; “Sonradan çıkan içtihattı birleştirme kararının, Temyiz Mahkemesinin bozma kararına uyulmakla meydana gelen usule ait müktesep hak esasının istisnası olarak henüz mahkemede veya Temyiz Mahkemesinde bulunan işlere tatbiki gereklidir. Anayasa Mahkemesi iptal kararlarında da aynı ilke geçerlidir.” şeklinde açıklama yapılmış, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 13.07.2011 tarihli ve 2011/1-421 Esas, 2011/524 K. sayılı kararında da “Eldeki dava sonuçlanıp kesinleşmeden o davaya uygulanabilecek olan yasa metni Anayasa Mahkemesince iptal edilip, yürürlüğün durdurulmasına karar verildiğine göre, iptal kararı sonucu oluşan durumun 05.09.1960 tarihli, 21/9 sayılı YİBK’da da belirtildiği üzere maddi anlamda kesinleşmemiş olup, derdest olan eldeki davaya da uygulanması zorunludur.” denilmiş, aynı yöndeki içtihat, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.03.2012 tarihli ve 2012/20-12 E., 2012/232 K. sayılı kararında da oy birliği ile kabul edilmiştir. Keza 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 E., 2004/19 K. sayılı ve 03.02.2010 tarihli ve 2010/4-… E., 2010/54 K. sayılı kararlarında da: “Uygulanması gereken bir kanun hükmü, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilirse, usulî kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesi’nin iptal sonrası oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir.” yönünde değerlendirme ve açıklama yapılmıştır.
Görüldüğü üzere, Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Yukarıdaki cümleden, Dairemizin 2019/… esas, 2019/… karar ve 25/06/2019 tarihli ortadan kaldırma ilamından sonra; Anayasa Mahkemesinin 09.10.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 2019/… Esas 2020/… Kararı ve iş bu ilamlar dikkate alınarak; Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin güncel kararlarına göre maluliyet oranları Adli tıp Kurumu 3. İhtisas dairesi ya da Üniversitelerin Adli Tıp Anabilim dalı başkanlığından oluşturulacak bilirkişi heyetinden kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan mevzuat yönetmelik hükümlerine uygun olacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir.
Buna göre
a)11/10/2008 tarihinden önceki kazalar için Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu,
b)11/10/2008-20/06/2015 tarihleri arasında gerçekleşen kazalar için Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu
c) 01/06/2015 ile 20/02/2019 tarihleri arasındaki kazalar için 30/3/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu
d) 20/02/2019 tarihinden sonra meydana gelecek kazalar içinse Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde heyet rapor alınması gerekmektedir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/13431 esas ve 2022/8667 karar, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından verilen 2022/7439 Esas ve 2022/10976 Karar, 2022/1074 Esas ve 2022/10488 Karar, 2021/15362 Esas ve 2022/9643 sayılı kararları da aynı yöndedir.)
Bu durumda artık Anayasa Mahkemesinin 09.10.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 2019/… Esas 2020/… Karar ve Güncel Yargıtay içtihatları dikkate alındığında, davacının yarlandığı trafik kazasının 24.12.2014 tarihinde gerçekleştiği dikkate alındığında, davacının maluliyetinin belirlenmesinde Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporunun hükme esas alınması gerekmektedir.
Her ne kadar dosya içinde mevcut ATK 3. İhtisas dairesi tarafından hazırlanan 26.08.2015 tarihli maluliyet raporu Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği çerçevesinde düzenlenmiş raporda davacının kalıcı maluliyetinin oluşmadığı ve bir ay süre ile geçici maluliyetinin oluştuğu tespit edilmiş ise de, dairemizin ortadan kaldırma kararından sonra Mersin Şehir Hastanesince düzenlenen 20.12.2019 tarihli Erişkinler İçin Engellilik Sağlık Kurulu raporuna göre davacının %46 oranla maluliyetinin oluştuğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda davacının maluliyetini gösterir iki rapor arasında, tedavi, tişhis maluliyet oranını belirleme yöntemi ve oranında açık bir çelişki bulunduğu, bu çelişki giderilmeden hüküm kurulmasının mümkün olmadığı dikkate alındığında, artık ilk derece mahkemesince yapılması gereken; Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin güncel kararlarına göre davacının maluliyet oranının Üniversitelerin Adli Tıp Anabilim dalı başkanlığınca, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği çerçevesinde düzenlenmiş ve çelişkileri giderir maluliyet raporu alınarak davacının varsı kalıcı maluliyet oranın belirlenmesi gerekmektedir.
İlk derece Mahkemesince, yukarıda açıklanan şekilde maluliyet raporunun temininden sonra; dairemizin ortadan kaldırma kararının akabinde ilk derece mahkemesince hükme esas alınan 07.05.2020 tarihli hesap bilirkişi raporuna davacı tarafın itiraz etmediği dikkate alınarak, rapor tarihi olan 07.05.2020 asgari ücret verileri kullanılmak sureti ile TRH2010 yaşam tablosu ve prograsif rant yöntemince, davacının varsa kalıcı maluliyetten kaynaklı zararının belirlenmesi gerekmektedir.
İş bu zararın belirlenmesinden sonra; ilk derece mahkemesinin 19.01.2021 tarihli kararını davalı … … istinaf etmediği dikkate alınarak, davacı açısından usuli kazanılmış haklara dikkat edilmek suretiyle hüküm kurulması gerekmektedir.
Bu nedenle davalı … Sigorta A.Ş. ve davalı … …’ın istinaf başvurusu haklı bulunmuştur.
Tüm bu anlatılanlar ışığında mahkemece öncelikle yukarıda açıklanan nedenlerle eksik inceleme ve araştırma yapıldığı, HMK’nın 353/1-a-6. bendine göre gereken delillerin toplanmadığı anlaşıldığından açıklanan nedenlere dayalı … Sigorta A.Ş. ve davalı … …’ın vekilinin istinaf taleplerinin, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca KABULÜYLE, kararın kaldırılarak, sair istinaf nedenleri incelenmeksizin dosyanın mahalline gönderilmesine, davacı vekili ve davalı … …’ın sair istinaf sebeplerinin bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … Sigorta A.Ş. ve davalı … … vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1.a-6. maddesi gereğince KABULÜ İLE,
Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararının davalılar dayalı … Sigorta A.Ş. ve davalı … …’ın yönünden KALDIRILMASINA,
2-Yukarıda belirtilen sebeplerle eksik bilgi ve belgeler tamamlandıktan sonra davanın yeniden görülüp karar verilmesi için dosyanın yerel Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Taraflarca yatırılan istinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine,
4-Taraflarca tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından kurulacak esasa ilişkin hükümde dikkate alınmasına,
5-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-HMK’nın 359/3. maddesi gereğince harç iade ve karar tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 14.03.2023

… … … … … … …
Başkan … Üye … Üye … Katip …

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.