Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/226 E. 2022/1041 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/226 – 2022/1041
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/226
KARAR NO : 2022/1041

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSKENDERUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 2- …
3- …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 17/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21.10.2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacının sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet ile davalı şirketin KYZMMS (trafik) sigorta poliçesi ile sigortacısı, davalı …’ın maliki olduğu davalı…’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpışması sonucu davacının ağır şekilde yaralandığını, Hatay Devlet Hastanesinin düzenlediği sağlık kurulu raporunda davacının beden gücü kayıp oranının %15 olarak belirlendiğini, davacının maluliyeti nedeniyle manevi acı ve üzüntü duyduğunu, davalıya sigortalı … plakalı aracın kaza tarihindeki sigortacısı olan davalı şirketin diğer davalılarla birlikte meydana gelen maddi zararlardan sorumlu olduğunu bu kapsamda yapılan başvuru neticesinde 06.11.2017 tarihinde 77.366,09 TL ödeme yapıldığını ancak ödemenin yetersiz olduğunu belirterek bakiye maddi tazminatın tespiti ile şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın (davacı vekilinin 01.07.2020 tarihli açıklama dilekçesinde, talebin kalıcı iş göremezlikten dolayı 500,00 TL, geçici iş göremezlikten dolayı 300,00 TL ve bakıcı gideri olarak 200,00 TL talep edildiği beyan edilmiştir.) temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen; 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı araç maliki ve sürücüsünden tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesi talep ve dava olunmuştur.
CEVAP: Davalı sigorta vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın müracaatı üzerine hasar dosyası açıldığını ve davacıya 06.11.2017 tarihinde 77.366,09 TL sürekli sakatlık tazminatı ödendiğini, yapılan ödemenin güncelleştirilerek zarardan mahsup edilmesi gerektiğini, tarafların kusur oranlarının ATK veya İTÜ Karayolları Trafik Kürsüsünden alınacak rapor ile belirlenmesini, davacının maluliyet oranının ATK’ndan alınacak rapor ile belirlenmesini ve davacının SGK’dan aldığı tespit edilen rücuya tabi ödemelerin zarardan mahsubu gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve… vekili cevap dilekçesinde; davacı ile ceza davasında uzlaşma sağlandığı ve davacıya 6.566,40 TL ödeme yapılarak zararının karşılandığı, ayrıca sigorta şirketi tarafından 77.366,09 TL ödeme yapıldığını bu bakımdan alacağının kalmadığını, talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, kazanın meydana gelmesinde davacının kusurlu olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacının davalı … Sigorta A.Ş, … ve … aleyhine açtığı maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 47.838,23 TL maddi tazminatın davalı … Sigorta A.Ş yönünden temerrüt tarihi olan 23/11/2016 tarihinden itibaren, diğer davalılar… ve … yönünden ise olay tarihi olan 21/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketi açısından poliçe limiti ile sınırlı olmak şartı ile (miktar poliçe limiti dahilinde) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, davalılar… ve … aleyhine açtığı manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 13.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 21/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar… ve … ‘dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalı … Sigorta A.Ş vekili istinaf dilekçesinde; davacı tarafın uzlaşarak maddi ve manevi tazminat haklarından vazgeçtiğini, bu nedenle müvekkili şirketten tazminat talep hakkının bulunmadığını, hesap bilirkişi raporunda davacının asgari ücretin 2.2381 katı üzerinden hesaplama yapılmış olmasının hatalı olduğunu, müvekkilinin sigorta şirketi olması sebebiyle manevi tazminat sorumluluğunun bulunmadığını, ancak bakiye ilam harcının hesaplanırken maddi ve manevi tazminata yönelik harç miktarlarının ayrı ayrı hesaplanması ve sorumluluk dahilinde davalılardan alınmasına karar verilmesi gerekirken maddi ve manevi tazminata ilişkin tüm harç miktarının birlikte hesaplanıp, ayrım yapmaksızın davalılardan alınmasına karar verilmesinin hatalı olduğunu, müvekkili şirketin sadece maddi tazminatın bakiye ilam harcından sorumlu olduğunu belirterek usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Karara karşı davalılar … ve… vekili istinaf dilekçesinde; müvekkillerinin davacıya 29/11/2016 tarihinde 6.566,40 TL ödeme yapıldığını ve bu ödemenin uzlaşma nedeni ile yapıldığını, bu nedenle davacının maddi ve manevi tazminat talebinde bulunamayacağını, mahkemece hükmolunan manevi tazminat miktarının çok yüksek olduğunu belirterek usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle meydana gelen yaralanmadan kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece verilen karar davalı … Sigorta A.Ş vekili ve davalılar … ve… vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davalı sigorta vekili ve davalılar … ve… vekilinin uzlaşma nedeniyle davacının tazminat talep hakkı bulunmadığı yönündeki istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Taraf vekilleri her ne kadar davacı tarafın uzlaşarak maddi ve manevi tazminat haklarından vazgeçtiğini, bu nedenle tazminat talep hakkının bulunmadığını ileri sürmüş iseler de, eldeki dosyaya baktığımızda 01/12/2016 günlü uzlaşma tutanağı incelendiğinde uzlaşmanın 6.566,49 TL tedavi gideri için alındığı, davacının açıkça özel hukuka ilişkin haklarını saklı tutmak kaydı ile uzlaştığı, Manavgat 4. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası incelendiğinde ise davalı hakkında açılan kamu davasının şikayetten vazgeçme nedeni ile düşürülmesine karar verildiği, uzlama nedeniyle reddine karar verilmediği davacı ile davalı sürücü arazında CMK 253 maddesine uygun bir şekilde uzlaşma sağlanmadığı anlaşılmakla davalı sigorta vekilinin ve davalılar … ve …vekilinin bu yöndeki istinaf talebi yerinde görülmemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekilinin manevi tazminat yönünden harç ve yargılama giderlerinden sorumluluğunun bulunmadığına yönelik istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davalı sigorta vekili manevi tazminat sorumluluğunun bulunmadığını bu nedenle manevi tazminata yönelik harç miktarlarının ayrı hesaplanması ve sorumluluk dahilinde davalılardan alınmasına karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir. Eldeki dosyaya baktığımızda dava dilekçesi incelendiğinde davacı vekilinin davalı sigorta şirketinden sadece maddi tazminat talebinde bulunulduğu ve mahkemece davalı sigorta şirketi aleyhine sadece maddi tazminata hükmedildiği anlaşılmıştır. Bu durumda davalı sigorta şirketinin sadece sorumlu olduğu maddi tazminat miktarı için yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerekmektedir. Davacı vekili tarafından davalı sigorta şirketinden manevi tazminat talebinde bulunulmadığı ve mahkemece de sigorta şirketi aleyhine manevi tazminata hükmedilmediği halde mahkemece verilen kararda davalı sigorta şirketinin yargılama gideri, vekalet ücreti ve harcın tamamından diğer davalılar ile birlikte sorumlu tutulması doğru değildir. Bu nedenle davalı sigorta şirketinin bu yöndeki istinaf sebebi haklı görülmüş, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
Davalı sigorta şirketinin davacının gelirinin yüksek belirlendiğine yönelik istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davalı sigorta vekili her ne kadar bilirkişi raporunda davacının asgari ücretin 2.2381 katı üzerinden hesaplama yapılmış olmasının hatalı olduğunu ileri sürmüş ise de, mahkemece yapılan ekonomik sosyal durum araştırmasında davacının aşçı olarak çalıştığı ve SGK kaydına göre davacının asgari ücretin üzerinde gelir elde ettiği anlaşılmaktadır . Buna göre davacının kaza tarihi itibarı ile ortalama aylık net kazancının asgari ücretin üzerinde olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin davacının gelirinin yüksek belirlendiğine ilişkin istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
Davalılar … ve… vekilinin manevi tazminatın miktarına yönelik istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davalılar vekili mahkemece hükmolunan manevi tazminatın yüksek olduğunu ileri sürmüş ise de,
6098 TBK’nın 56/2. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hakimin takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir etmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)

Somut olayda 21/10/215 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığı, İstanbul 2. İhtisas ATK tarafından düzenlenen 29/04/2020 tarihli maluliyet raporuna göre davacının %8 oranında maluliyetinin bulunduğu, 36 ay iyileşme süresinin olduğu, alınan kusur raporlarına göre trafik kazasının meydana gelmesinde davalı sürücü …’ın %75 kusurlu olduğu, tarafların belirlenen ekonomik sosyal durumları, kusur oranları, kaza ve davanın tarihi, davacının yaşı, yaralanmasının niteliği, olay tarihi ve TMK’nın 4. Maddesi birlikte değerlendirildiğinde hükmolunan manevi tazminatın yeterli ve yerinde olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle davalılar … ve… vekilinin manevi tazminatın miktarına yönelik istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı sigorta vekilinin hesap raporuna yönelik istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;
Davalı sigorta vekili hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunun hatalı olduğunu belirterek istinaf talebinde bulunmuştur.
Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda aktüer bilirkişinin davacının zararının belirlenmesinde sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme tarihi itibarı ile davacının zararının tespit edilerek bu tarih itibarı ile davacının zararının karşılanıp karşılanmadığı hususunda değerlendirme yapılmadığı görülmektedir. Bilindiği üzere, davalı sigortanın davadan önce ödeme yapmış olması nedeni ile yapılan ödemenin davacının zararının karşılanıp karşılanmadığının tespiti bakımından öncelikli olarak ödeme tarihindeki veriler kullanılarak hesaplama yapılması ve bu tarih itibarı ile davacının zararının tam olarak karışlanıp karşılanmadığının belirlenmesi ve zararın tümünün karşılanmadığının belirlenmesi durumunda ise ikinci bir hesaplama yapılarak rapor tarihindeki verilere göre davacının zararının belirlenmesi ve yapılan ödemenin güncellenmek sureti ile indirilmesi gerekmektedir.
Buna göre eldeki dosyaya baktığımızda mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda ödeme tarihi itibarı ile davacının kalıcı iş göremezlikten kaynaklı zararına ilişkin herhangi bir hesaplama yapılmadığı, sadece davacının gerçek zararı belirlenerek sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme güncellenmek sureti ile davacının zararından indirilmiştir. Bu yönü ile mahkemesince alınan hesap raporunun hatalı olması ve yine söz konusu hesap raporunda PMF 1931 yaşam tablosunun kullanılmasının hatalı olması nedeni ile dairemizce davacının uğramış olduğu kaza nedeni ile maluliyetten kaynaklı maddi zararının tespiti bakımından Anayasa Mahkemesi kararı ve bu karar ile uyumlu Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin içtihatlarına uyumlu şekilde hesap yapılması amacı ile konusunda uzman bilirkişiden hesap raporu alınmıştır.
Dairemizce alınan hüküm kurmaya elverişli, usul ve yasaya uygun denetime olanak veren 25/03/2022 günlü hesap raporu dikkate alındığında, davacının geçirmiş olduğu kazadan kaynaklı olarak uğramış olduğu %8 maluliyeti sebebi ile davalılardan talep edebileceği kalıcı iş göremezlik zararının 62.592,37 TL, geçici iş göremezlik zararının ise 69.939,27 TL olduğu anlaşılmıştır.
Davalı sigorta şirketinin tasfiye halinde olması nedeni ile bu sigorta şirketi yerine geçen Güvence Hesabı tarafından davacıya dava tarihinden önce 06/11/2017 gününde 77.366,09 TL ödeme yapıldığı bellidir. Söz konusu ödemenin kalıcı iş göremezlik zararına ilişkin mi yoksa geçici iş göremezlik zararına mı ilişkin olduğu hususunda ise herhangi bir tereddüt bulunmamaktadır. Zira, davalı … Sigorta vekili tarafından mahkemesine sunulan 25/01/2018 günlü üst yazıda ve ekinde bulunan aktüer bilirkişi raporunda davacıya yapılan ödemenin, kalıcı iş göremezlikten kaynaklı zarara dair olduğu hususu açık bir şekilde bildirilmiştir. Bu tespite göre davacının belirlenen kalıcı iş görmezlik zararının tümünün davalı sigorta şirketi tarafından dava tarihinden önce yapılan ödeme karşılandığı davacının bakiye kalıcı iş görmezlik zararının bulunmadığı anlaşılmakla davacının bu yöndeki isteminin reddi gerekmiştir.
Dosya arasındaki ödeme belgelerinden, davalı sigorta şirketinin, davacının geçici iş göremezlik zararına ilişkin olarak ise herhangi bir ödeme yaptığı belirlenememiştir. Davacının geçici iş göremezlik zararına ilişkin sadece dava dışı SGK tarafından kazadan sonra yapılan 21.841,24 TL’lik ödeme söz konusudur. Davacının belirlenen geçici iş göremezlik zararı olan 69.939,27 TL’lik bu zarardan SGK tarafından yapılan 21.841,24 TL’lik ödemenin indirilmesi neticesinde davacının geçici iş göremezlikten kaynaklı bakiye zararının 48.098,03 TL olduğu görülmektedir. Bu itibarla mahkemesince davacının ıslah talebi doğrultusunda geçici iş göremezlik zararı bakımından 48.098,03 TL’lik tazminat miktarına yönelik kabul kararı verilmesi gerektiği halde hükmolunan tazminat miktarının hangi tazminata ilişkin olduğu hususunda belirtme yapmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır. Ne var ki, ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacı vekili tarafından bir istinaf başvurusunda bulunulmadığından ve istinaf eden davalılar aleyhine hüküm tesis edilemeyeceğinden ilk derece mahkemesinin kabulünde belirtilen miktar itibarı ile yeniden hüküm kurmak gerekmiştir.
Davacı vekilinin mahkemesine sunduğu 21/12/2017 günlü dava dilekçesi incelendiğinde, davacının maddi tazminat isteminin beden gücü kayıp oranı ve geçici iş göremezlikten kaynaklı tazminat davası olduğu belirtilmiştir. Davacının, dava dilekçesinde bakıcı gideri talep ettiğine ilişkin olarak herhangi bir açıklaması bulunmadığı gibi bu yönde bir davası da bulunmamaktadır. Davacının maluliyetinin belirlenmesine ilişkin 05/05/2020 günlü ATK 3. İhtisas Dairesinin raporundan sonra davacının açıklama dilekçesi vermek sureti ile 1.000,00 TL maddi tazminat isteminin 500,00 TL’sinin kalıcı iş göremezlik 300.,00 TL’sinin geçici iş göremezlik ve 200,00 TL’sinin ise bakıcı giderine ilişkin olduğu hususu belirtilmiş , davacı yan sonrasında sunmuş olduğu dava değerinin ıslahı başlıklı dilekçesi ile 14.169,38 TL bakıcı gideri talep etmiştir , ne var ki davacının dilekçesindeki talebi açık bir şekilde geçici işgöremezlik ve kalıcı iş göremezlik isteminden ibaret olup davacının bakıcı giderine ilişkin herhangi bir davasının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla davacının kalıcı iş göremezlik tazminatı konusunda herhangi bir ıslah talebi de bulunmadığı da dikkate alındığında davacının geçici iş göremezlik zararına ilişkin tazminat davasının kabulüne, kalıcı iş göremezlikten kaynaklı tazminat davasının ise reddine karar vermek gerekmiştir.
HMK 353/1-b-2 maddesine göre “Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilebileceği düzenlenmiştir. Dosya kapsamına göre yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığı anlaşılmakla davalı … Sigorta A.Ş vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince yeniden hüküm kurulmak üzere kaldırılmasına, davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine, karar verilmesi kanaati ile, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı Tasfiye Halinde … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE;
2-Davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
3-HMK’nın 353/1b-2 maddesi gereğince İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve … Esas … Karar sayılı kararının yeniden hüküm kurulmak üzere KALDIRILMASINA,
-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353.maddesinin 1. fıkrası (b) bendinin 2. maddesi uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla;
4-Davacının davalı … Sigorta A.Ş , … ve … aleyhine açtığı maddi tazminat davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE; 47.838,23 TL geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminatın davalı … Sigorta A.Ş yönünden temerrüt tarihi olan 23/11/2016 tarihinden itibaren, diğer davalılar… ve … yönünden ise olay tarihi olan 21/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin REDDİNE,
5-Davacı tarafından davalılar aleyhine bakıcı gideri tazminatından kaynaklı olarak usulüne uygun şekilde harcı yatırılarak açılan bir dava bulunmadığından bu konuda KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
6-Davacının davalılar… ve … aleyhine açtığı manevi tazminat talebinin KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; davacı için 13.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 21/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar… ve … ‘dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
7-Harç Yönünden:
7-a)- Harçlar kanunu gereğince maddi tazminat yönünden alınması gerekli 3.267,82 TL karar ve ilam harcından dava açılırken yatırılan 105,89 TL peşin harç ve yargılama sırasında yatırılan 1.363,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.468,89 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.798,93‬ TL harcın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye irat kaydına,
7-b)-Harçlar Kanunu uyarınca manevi tazminat yönünden alınması gerekli 888,03 TL harcın davalılar … ve…’dan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye irat kaydına,
7-c)-Davacı tarafından yatırılan 105,89 TL peşin harç, 1.363,00 TL ıslah harcı ve 31,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.500,29‬ TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Yargılama Gideri Yönünden:
8-a)-Davacı tarafından yargılama aşamasında yapılan tebligat, müzekkere, Adli Tıp fatura bedeli, bilirkişi ücretleri ve dosya posta masrafı olmak üzere toplam 2.157,45 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.190,33 TL yargılama giderinin (davalı … Sigorta A.Ş’nin yargılama giderinin 935,97 TL’si ile sınırlı sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-b)-HMK’nın 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının ilgililerine iadesine,

8-Vekalet Ücreti Yönünden:
8-a)-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin gereğince kabul edilen maddi tazminat davası yönünden hesaplanan 7.018,97 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-b)-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen maddi tazminat davası yönünden hesaplanan 4.864,63 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-c)-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin gereğince kabul edilen manevi tazminat davası yönünden hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalılar… ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
8-ç)-Davalı… ve … kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin gereğince red edilen manevi tazminat davası yönünden hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar… ve …’a ödenmesine,
9-İstinaf giderleri bakımından;
9-a)-Taraf vekilleri duruşmaya katılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
9-b)-Kesin olan iş bu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
9-c)-Harçlar Kanunu gereğince davalılar … ve…’dan alınması gereken 4.155,85 TL istinaf karar harcından, davalılar tarafından peşin yatırılan 1.039,00 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubuyla, bakiye 3.116,85‬ TL harcın davalılar … ve…’dan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
9-ç)-Davallar … ve… tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
9-d)-Davalı … Sigorta A.Ş tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
9-e)-Davalı … Sigorta A.Ş tarafından istinaf aşamasında harcaması yapılan 1.000,00 TL bilirkişi ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
9-f)-İstinaf aşamasında davacılar tarafından karşılanan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dair, tarafların yokluğunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere duruşmalı olarak yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.17/05/2022

… … … …
Başkan … Üye … Üye … Katip …
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır