Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2228 E. 2023/319 K. 07.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2228
KARAR NO : 2023/319

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2020/… Esas, 2021/… Karar

DAVACI : … …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … … Sigorta A.Ş. …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. … -…

DAVA : Tazminat (Sigorta ödemesine dayanan rücuen)

KARAR TARİHİ : 07.03.2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 14/04/2021 tarih ve 2020/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 08/09/2017 tarihinde davalı şirketin sigortalısı olan dava dışı … … adına kayıtlı … plakalı ticari otomobilin, dava dışı sürücüsü … sevk ve idaresinde iken otomobilin ön kısmı ile … plakalı otomobilin sağ yan kısımlarına çarpması neticesinde ticari araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin yaralandığını, müvekkilinin yaralanma neticesinde 7 güne yakın hastanede, yaklaşık 2 ay ise evde bakım gördüğünü, müvekkilinin maddi zararları yanında hastanelerde mevcut ödemeleri, uçak bilet ücretleri, ambulans ödemeleri, taksi giderleri ve bakım için bir yıl süre ile çalıştırılan bakım elamanı masrafları, bıçak parası adı altında ödenen bedeler ile iş ve güçten kaynaklı zararın tahsili için sigorta şirketine başvurma zorunluluğu hasıl olduğunu, yasal başvuru süresi içinde müvekkilinin poliçe kapsamındaki zararını kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile davalı … şirketinden tahsili hususunda başvuru yapıldığını ancak sonuç alamadıklarını, başvurunun olumsuz neticelenmesi nedeniyle iş bu davayı açtıklarını, müvekkilinin tedavisi için çok acı çektiğini ve çok büyük masraflar yapmak zorunda kaldığını, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarını saklı tutarak 1.000,00-TL maddi zararın aktif ve pasif dönem yaşam süresine, beden gücü kayıp oranına bağlı gelir kayıpları ile ekonomik geleceğin sarsılmaması, beden bütünlüğünün ihlali sonucunda ortaya çıkan maddi zararlar tedavi giderleri, kazanç kaybı çalışma gücünün azılmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, yol giderleri, bakıcı ödemleri, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar dahil tazminatlar yönünden yargılama sırasında toplanacak delillere delillere göre fazlaya ilişin hakları saklı tutarak, kaza tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi birlikte davalı … şirketinden tahsilini yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davacının davasını belirsiz alacak davası olarak açamayacağını, davacı tarafından sigorta şirketine yazılı başvuru şartının yerine getirilmediğini davanın dava şartı yokluğundan usulden reddinin gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusursuz olduğunu, bu nedenle müvekkili şirketin sorumluluğundan bahsedilemeyeceğini, kabul anlamına gelmemek üzere müvekkili şirketin sorumluluğu sadece gerçek ve doğrudan zarar kalemleri için olduğunu, davacının tedavi gideri, geçici iş göremezlik tazminatı ve tedavi süresinde ortaya çıkan bakıcı giderleri ve diğer tüm giderler tedavi teminatı kapsamında olduğundan ilgili mevzuat kapsamında SGK tarafından karşılanması gerektiğini, davacının maluliyetinin olmadığını, müterafik kusur ve hatır taşıması hususunun değerlendirilmesi gerektiğini, kaza sonucu sosyal güvenlik kurumu tarafından ödeme yapılıp yapılmadığı tespit edilmesi gerektiğini, müvekkil şirketin temerrüt tarihinin aşağıda belirtilen esaslara uygun olarak belirlenmesi ve ayrıca faizin yasal faiz olması gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, Usule yönelik itirazlarımızın karara bağlanmasını, haksız ve hukuka aykırı davanın reddini, yargılama gideri ve ücreti vekâletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davanın reddine karar verildiği görüldü.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkemece bildirdikleri tanıklar dinlenilmeden ve tüm delilleri irdelenmeden eksik ve hatalı inceleme sonucunda karar verilmiş olduğunu, müvekkilinin durumunun hatır taşıması niteliğinde olmadığını, ticari araçta müşteri sıfatıyla bulunduğunun mahkemece değerlendirmeye alınmamış olduğunu, dava konusu olayın niteliği itibariyle Borçlar Kanunu’nun kusur sorumluluğu kapsamında olduğunu ve olayda hatır taşımacılığının olmadığının aşikar olduğu ayrıca müvekkilinin zarar gören 3. kişi sıfatına haiz olduğunu beyan ederek kararın kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı … Borçlar Kanunu’nun 49, 50, 54/1-3 ve 55. maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, çalışma gücünün azalmasından veya yitirmesinden doğan (malüliyet) maddi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince, maddi tazminat talebi yönünden davanın reddine karar vermiştir.
Hükmü, davacı vekili istinaf etmiştir.
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde;
2918 Sayılı KTK’nun 85 /1 maddesinde; ” Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adıaltında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”
2918 Sayılı KTK’nun 88 /1 maddesinde; “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.”
2918 Sayılı KTK’nun 90 /1 maddesinde; ” Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı … Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.”
2918 Sayılı KTK’nun 91 /1 maddesinde; – (Değişik madde: 17/10/1996 – 4149/33 md.) “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.”
Yukarıdaki yazılı kanun normları karşısında, birden çok kimsenin birlikte neden oldukları zarardan sorumluluklarını düzenleyen BK. 50. maddesi ya da birden çok kimsenin değişik nedenlerle meydana getirdikleri aynı zarardan sorumluluklarını düzenleyen BK. 51. maddesi uyarınca ve aynı yasanın 142. maddesi hükmüne dayanarak davacı, zararının tümünü müteselsil sorumlulardan biri aleyhine açacağı bir dava ile isteyebileceği gibi, sorumluların hepsi aleyhine açacağı tek bir dava ile de talep edebilir. Ancak, Adli Tıp Kurumu Başkanlığının 2021/… sayılı 15/02/2021 tarihli raporunda özetle; davacının içinde yolcu olarak bulunduğu, dava dışı kazaya karışan … plakalı araç sürücü … sevk ve idaresinde bulunan araç ile meskun mahalde gece vakti seyri sırasında bahse konu kaza mahalli kavşak noktasına geldiği anda karşı yön bölümünden seyirle gelen ve dönüş manevrası ile kısa mesafeden seyir yolunu kapatan araca karşı fren tedbiri almasına rağmen gerçekleşen kazada alabileceği başkaca bir önem bulunmadığından atfı kabil kusuru bulunmayacağını, netice olarak dava dışı … plakalı sürücü … … %100 (yüzde yüz) oranında, sürücü …’nın ise kusursuz olduğunu belirtilmiştir.
Dava dilekçesinde açıkça ve tereddüte yer verilmeyecek biçimde … plakalı araç sürücü …’nın kusurundan kaynaklı olarak, iş bu … plakalı aracın ZMMS olan davalı …. şirketine açıldığı ve fakat gerçekleşen kazada … plakalı araç sürücü …’nın kusurundan (sorumluluğu) bulunmadığı, bu nedenle 6098 sayılı BK 50. ve 142. md.si ile 2918 KTK’nun 85., 89., 90, ve 91. md.lerinin uygulanma yeri bulunmamaktadır. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
Davacı vekilinin tanıklarının dinlenmediğine ilişkin istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Davacı vekili 14.01.2021 tarihli delil dilekçesinde tanık isim ve adreslerini bildirmiş ve yine dinlenecek tanıkların davacının kaza sonrasında Mersin ve Adana’da geçen bakım sürecini ve sıkıntılarına ilişkin bilgilerini paylaşmak üzere tanıklık yapacakları belirtilmiştir. Bu durumda gerçekleşen kazayla ilgili olarak bildirilen tanıkların görgüye dayalı bilgilerin mevcut olmadığı anlaşılmıştır. Buna bağlı olarak davanın gerçekleşen kazada davalıya atfedilebilecek bir kusur bulunmaması nedeniyle reddedildiği dikkate alındığında, dinlenecek tanıkların davanın ispatında fayda sağlamayacağı, bu husustaki istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
HMK’nın 355. maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince davanın yazılı şekilde karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 120,60 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361. maddesi gereğince; Dairemizin kararının taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde kararı veren Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’ne, yahut temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine veya Dairemize gönderilmek üzere İlk Derece Mahkemesi’ne verilebilecek bir dilekçe ile YARGITAY’A TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi. 07.03.2023

… … … …
Başkan … Üye … Üye … Katip …

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.