Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2196 E. 2023/146 K. 24.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/2196 – 2023/146
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2196
KARAR NO : 2023/146

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/03/2021
NUMARASI : 2020/… Esas, 2021/… Karar

DAVACI :
VEKİLİ : Av.

DAVALI :
VEKİLİ : Av.
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 24/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 04/03/2021 tarih ve 2020/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketinin sorumluluğunda 21/10/2014 tarihinde trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen trafik kazası neticesinde motosiklet üzerinde bulunan davacının ağır şekilde yaralandığını, kaza anına ilişkin tutulan trafik kaza tespit tutanağına göre davalı şirketin sorumluluğundaki araç sürücüsünün kusurlu bulunduğunu, trafik kazası nedeniyle davacının yaralandığını, yapılan muayeneler sonucunda davacının trafik kazasına bağlı olarak %26,2 maluliyeti çıktığını, alınan rapor ile birlikte 25/01/2019 tarihinde davalı sigorta şirketine başvuruda bulunulduğunu, başvuru sonuçlarında arabuluculukta anlaşma sağlanamadığı beyanla fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL maddi tazminatın davalı şirketin temerrüde düştüğü tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının trafik kazası esnasında motosiklette koruyucu tedbirler olmaksızın seyahat etmiş olması halinde müterafik kusurlu olduğunun sabit olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde; Adana 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/… Esas sayılı dosyasından aldırılan 30.06.2017 tarihli maluliyet raporunda müvekkilinin maluliyetinin bulunmadığının tespit edildiğini, ancak sonradan Ç.Ü. ATK ABD Başkanlığından alınan raporda gelişen durum nedeni ile %26,2 oranında maluliyetin oluştuğunun tespit edildiğini, bu nedenle mahkemece gelişen durum nedeni ile davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeni ile meydana geldiği iddia olunan maluliyet nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davacı vekili her ne kadar Adana 5. Asliye Hukuk Mahkemesinde alınan maluliyet raporunda müvekkilinin maluliyetinin bulunmadığının tespit edildiğini, ancak sonradan Ç.Ü. ATK ABD Başkanlığından alınan raporda gelişen durum nedeni ile %26,2 oranında maluliyetin oluştuğunun belirlendiğini, bu nedenle gelişen durum nedeni ile mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de, eldeki dosyaya baktığımızda davacı tarafından iş bu dosyada yaralanmaya ilişkin olarak dava dilekçesinde gelişen durum iddiasında bulunulmamıştır. Davacı tarafından aynı trafik kazası ile ilgili tarafları aynı olan uyuşmazlık ile ilgili olarak daha önce Adana 5. Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açılmış olup mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş olup söz konusu karar kesinlemiştir.
Davacı taraf Adana 5.Asliye Hukuk mahkemesinde açmış olduğu davanın red edilmesi üzerine bu kez aynı olay nedeni ile 16.04.2019 tarihinde sigorta tahkim komisyonuna müracaat etmiş ve yine bu kaza nedeni ile malul kaldığından bahisle kalcı iş göremezlik zararının tazminini istemiş, bilahare vermiş olduğu beyanlar ile davacı söz konusu kazadan sonra gelişen durumlar nedeni ile maluliyetini artmış olduğunu ileri sürmüştür. Sigorta Tahkim Komisyonu Hakemi tarafından davacının başvurusunun reddine karar verilmiştir. Davacı bu kez aynı gerekçeler ile yani davacının yaralanmasında gelişen durum olduğu iddiası ile Hakem kararına karşı İtiraz Hakem Heyetine itirazda bulunmuş ancak bu itirazlar da red edilmiş ve karar bu şekilde kesinlemiştir.
Bu açıklamalara göre; HMK 114-i fıkrası gereğince aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olmasının dava şartı olarak düzenlenmiştir. Davacı aynı trafik kazası nedeni ile aynı davalıya kaşı maluliyete uğradığı iddiası ile önce Adana 5 Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açmış olup bu dava red edilmiş ve kesinleşmiş, akabinde davacı bu kez aynı kaza nedeni ile artan maluliyetinin bulunduğunu belirterek sigorta Tahkim Komisyonuna başvurmuş olup bu başvurusu da red olmuş ve bu karar da kesinlemiştir. Şu halde davacının daha öncesinde aynı konuya ilişkin olarak açmış olduğu davaların red ile sonuçlandığı bu kararların kesinleştiği, davacının aynı konu ile ilgili olarak kesin hükme bağlanmış uyuşmazlık ile ilgili yeniden dava açtığı anlaşıldığından mahkemece kesin hüküm nedeni ile dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiş olmasında usul ve esas yönünden herhangi bir yanlışlık bulunmadığı kanaatine varılmış, davacı vekilinin davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği yönündeki istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 04/03/2021 tarih ve 2020/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179.90 TL istinaf karar harcından, peşin yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubuyla, bakiye 120,60 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361. maddesi gereğince; Dairemizin kararının taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde kararı veren Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’ne, yahut temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine veya Dairemize gönderilmek üzere İlk Derece Mahkemesi’ne verilebilecek bir dilekçe ile YARGITAY İLGİLİ HUKUK DARİESİNDE TEMYİZ YASA YOLU AÇIK olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi.24.01.2023

Başkan Üye Üye Katip
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır