Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2195 E. 2021/2097 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2195
KARAR NO : 2021/2097

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : ….
NUMARASI : ….

DAVACI : …
VEKİLİ : Av….

DAVALI : 1-…
VEKİLİ : Av…
DAVALI : 2-…
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 14/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve …. Esas, … Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 29/12/2015 tarihinde davalı …’nin sevk ve idaresinde bulunan ve maliki olduğu ….. plakalı aracı ile dava dışı …’nın maliki olduğu ve olay günü sevk ve idaresinde bulunan…. plakalı araç ile çarpışmak suretiyle trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen bu kazada müvekkilinin …. nın kullandığı araçta yolcu olarak bulunduğunu, mezkur kaza sonucu müvekkilinin sol el bileğinden yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde davalının tam kusurlu olarak belirlendiğini, meydana gelen kırık sebebi ile müvekkilinin 1 yıl boyunca mağdur olduğunu, acı çektiğini, kırılan bileğinden meliyat olduğunu, tedavisinin hala devam ettiğini, müvekkilinin zararlarının davalı … şirketince tazmini maksadıyla taraflarınca daha önce davalıya müracaatta bulunulduğunu ancak cevap verilmediğin müvekkilerinin mağduriyetinin sabit olduğunu belirterek şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan işleyecek avans faizi ile müteselsilen tahsiline, 5.000,00 TL manevi tazminatın davalı … işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini ve yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde; fahiş derecede yüksek olan ve acı ve elem iddiasının müvekkili tarafından işlenen bir fiilden kaynaklandığının açıkça ispat edilemediğinden davanın reddi gerektiğini talep etmiştir.
Davalı …. …. Sigorta Kooperatifi vekilin cevap dilekçesinde; davacının müvekkil kooperatife herhangi bir başvuru yapmadığını, kazayla ilgili hiçbir bilgi ve belgeyi iletmediğini, sigortalı araç sürücüsünün aracın karıştığı kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunup bulunmadığının ve bulunuyor ise oranının tespitine, tazminat hesabının sigortalının kusur oranınca yapılması gerektiğine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacının maddi tazminat davasının kısmen kabul ile; 2.649,28-TL geçici, 4.078,44-TL kalıcı maluliyet olmak üzere toplam 6.727,72 TL’nin davalı …’tan 29/12/2015, davalı … şirketinden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, davacının manevi tazminat davasının kısmen kabul ile; 3.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’tan 29/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde; mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarlarının çok düşük olduğunu, mahkemece maddi tazminat yönünden dosyaya ibraz edilmiş olan 16/02/2021 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alındığını, ancak yargılama sırasında bilirkişi raporuna karşı itirazlarının dikkate alınmadığını, söz konusu raporda yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu, kalıcı iş göremezlik dönemi için hesaplamanın yanlış yapıldığını, ayrıca maddi tazminat yönünden tek bir vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tahsilde tekerrür olacak şekilde davalıların her biri için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle meydana gelen yaralanmadan kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemesince her ne kadar davacının geçici ve kalıcı iş göremezlik zararının kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, öncelikli olarak mahkemesince alınan hesap raporunda bilirkişinin davacının zararının hesaplaması sırasında PMF 1931 yaşam tablosunu kullanmış olup, prograsif rant yöntemi ile zarar hesabı yapmıştır. Ne var ki, Anayasa Mahkemesinin 2019/40-2020/40 Esas-Karar sayılı 17/07/2020 günlü kararı, danıştay 8. Dairesinin 2020/5413 sayılı dosyasında ZMMS genel şartlarının bazı maddelerine ilişkin verilen yürütmeyi durdurma kararı sonucu oluşan Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin ve 4 Hukuk Dairesinin güncel kararlarına göre zararın hesaplanması sırasında TRH 2010 yaşam tablosu ve prograsif rant yöntemi kullanılması gerekmektedir.
Davacı vekili, ilk derece mahkemesi tarafından alınan hesap raporuna süresinde itiraz etmiş, aynı itirazlarını istinaf başvurusunda da dile getirmiştir. Bu nedenle Dairemizce davacının gerçek zararının belirlenmesi bakımından bilirkişiden hesap raporu alınmıştır.
Davacı vekilinin 21/12/2017 günlü dava dilekçesi incelendiğinde davacı …’in …’nın kullanmış olduğu araçta yolcu olarak bulunduğu belirtilmiş ve kaza sebebi ile uğramış olduğu zararın davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Dosya arasında bulunan kusur raporlarına göre davacı …’in kazanın oluşumuna etken herhangi bir kusurunun bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacının müteselsil sorumluluk ilkesi kapsamında zararın tazminini talep ettiğine ve davacının kazanın oluşumunda etken herhangi bir kusurunun bulunmadığının anlaşılmasına göre belirlenen zararından herhangi bir kusur indirimi yapılmaksızın zararın hesaplanması gerekmektedir.
Dairemizce alınan hesap raporuna göre davacının uğramış olduğu trafik kazasından kaynaklı olarak geçici iş göremezlik zararının davacının herhangi bir kusurunun bulunmadığı dikkate alındığında 3.522,71 TL olduğu, kaza sebebi ile yaralanmasından kaynaklı %1 oranında maluliyetinin bulunduğu dikkate alındığında ise bu maluliyeti sebebi ile davacının 10.491,04 TL zararının bulunduğu anlaşılmaktadır. Buna göre davacının geçici ve kalıcı iş göremezlikten kaynaklı toplam zararının 14.013,75 TL olduğu anlaşılmaktadır.
Dairemizce alınan bilirkişi raporu taraf vekillerine usulünce tebliğ edilmiş, davacı tarafından süresi içerisinde bedel arttırım talebi ya da ıslah dilekçesi sunulmamıştır. Buna göre, davacının dava dilekçesinde talep etmiş olduğu 10.000,00 TL maddi tazminatın kalıcı iş göremezlik zararına ilişkin olduğu kabul edilerek davacının bu talebi ile bağlı kalınarak maddi tazminat davasının tümü ile kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin manevi tazminata yönelik istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede;
Davacı vekili mahkemece hükmolunan manevi tazminatın az olduğunu ileri sürerek kararı istinaf etmiştir.
6098 TBK’nın 56/2. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hakimin takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir etmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Somut olayda 29/12/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığı, dosya içerisinde alınan maluliyet raporuna göre davacının % 1 oranında maluliyetinin bulunduğu ve 3 ay iyileşme süresinin olduğu, alınan kusur raporlarına göre trafik kazasının meydana gelmesinde davalının sürücü %75 oranında kusurlu olduğu, davacının ise %25 oranında kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Buna göre tarafların belirlenen ekonomik sosyal durumları, kusur oranları, kaza ve davanın tarihi, davacının yaşı, yaralanmasının niteliği, olay tarihi birlikte değerlendirildiğinde hükmolunan manevi tazminatın az olduğu bir miktar attırılması gerektiği kanaatine varılmış, bu nedenle davacı vekilinin manevi tazminatın miktarına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HMK 353/1-b-2 maddesine göre” Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilebileceği düzenlenmiştir. Dosya kapsamına göre yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığı anlaşılmakla avalının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince yeniden hüküm kurulmak üzere kaldırılmasına karar verilmesi kanaati ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE;
1-HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince, Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. tarih ve …. Esas, … Karar
sayılı kararının yeniden hüküm kurulmak üzere KALDIRILMASINA,
-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353.maddesinin 1. fıkrası (b) bendinin 2. maddesi uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla;
2-Davacının kalıcı sakatlıktan kaynaklı maddi tazminat davasının KABULÜ İLE; davacının talebi ile bağlı kalınmak sureti ile 10.000,00 TL maddi tazminatın davalı …’tan 29/12/2015, davalı … şirketinden dava tarihi olan 21/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına,

3-Davacının manevi tazminat davasının KABULÜ İLE; 5.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’den 29/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca maddi tazminat yönünden alınması gerekli 683,10 TL karar ve ilam harcında 51,24 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 631,86 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
5-Harçlar Kanunu uyarınca manevi tazminat yönünden alınması gerekli 341,55 TL harcın davalı …’den tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
6-Davacı tarafından harcaması yapılan 51,24 TL peşin harç, 4,60 TL vekalet harcı, 31,40 başvurma harcı, tebligat, posta, müzekkere gideri ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.050,04 TL yargılama giderinin (davalı … şirketinin yargılama giderinin 700,02 TL’si ile sınırlı sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
8-Maddi tazminat yönünden davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
9-Manevi tazminat yönünden davacı kendisini bir vekili ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
10-HMK’nın 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının ilgililerine iadesine,

İstinaf giderleri bakımından;
11-Davacı kendisini bir vekil eli temsil ettirdiğinden ve tek duruşma yapıldığından A.A.Ü.T uyarınca 2.550,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
12-Kesin olan iş bu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
13-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
14-Davacı tarafından harcaması yapılan posta masrafı, tebligat ücreti ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 860,50 TL istinaf giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Dair, Davacılar vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.6300,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere duruşmalı olarak yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.14/12/2021

… … … …
Başkan … Üye … Üye … Katip …
İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır