Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2079 E. 2023/198 K. 31.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/2079 – 2023/198
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2079
KARAR NO : 2023/198

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE :…
ÜYE :…
KATİP : …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2018/… Esas, 2021/… Karar

DAVACI : … Sigorta A.Ş. –
VEKİLLERİ : Av. …
DAVALI : … Otomotiv İnşaat Lojistik Hizmetler Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …
İHBAR OLUNAN : … Sigorta A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

DAVA : Rücuen Tazminat

KARAR TARİHİ : 31.01.2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22.04.2021 tarih ve 2018/… Esas, 2021/… Karar sayılı kararı aleyhine, istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Mahkemece dosya Dairemize gönderilmiş olmakla HMK 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların iddia ve savunmalarının özeti:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … Yönetim Hiz. A.Ş.’nin maliki bulunduğu … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde kasko poliçesi ile sigortalı olduğunu, söz konusu sigortalı aracın 29/12/2016 tarihinde davalıya ait işyerine araç bakımı ve onarım için teslim edildiğini, 29/12/2016 tarihinde meydana gelen su baskını neticesinde sigortalı aracın tamamen kullanılamaz hale geldiğini, dava dışı sigortalının, davalının işlettiği işyerine aracını bıraktığını ve burada hasara uğradığını, dava dışı sigortalı ile davalı arasında BK 463 vd. maddelerinde düzenlenen vedia (saklama) sözleşmesi ilişkisi kurulduğunu, söz konusu olayın doğal afet olduğundan bahsedilmesinin de mümkün olmadığını, bakanlar kurulunca bir afet kararı olması gerektiğini, söz konusu hasar sonrası müvekkili şirket tarafından sigorta eksperi görevlendirildiğini, detaylı ve teknik inceleme yapıldığını, ekspertiz raporunda araçta 80.000,00 TL zarar meydana geldiğinin tespit edildiğini, ekspertiz incelemesi neticesinde müvekkili şirket tarafından sigortalısına 22/03/2017 tarihinde 20.700,00 TL sigorta tazminatı ödendiğini, bu nedenlerle TTK’nın 1472 maddesi ve ilgili maddeleri uyarınca ayrıca sigorta poliçeleri genel şartları uyarınca rücu etme haklarının bulunduğunu belirterek davanın kabulü ile müvekkili şirket tarafından toplam hasar tazminatı olan 20.700,00-TL’nin ödeme tarihi olan 22.03.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline ve masraflar ve vekalet ücreti ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete karşı açılan haksız ve yasal dayanağı olmayan davayı kabul etmediklerini, öncelikle haksız davanın reddine karar verilmesini, tarafların tacir olması ve haksız fiile dayalı olsa da sigorta hukukundan kaynaklanan davalar konusunda Ticaret Mahkemelerinin görevine girmesi nedeniyle görevsizlik kararı verilerek Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini, TBK. 471. maddesinde yapılan düzenlemeye göre de müvekkili şirketin sorumluluğunun özen yükümlülüğüne dayandığından kusursuz sorumluluktan bahsedilemeyeceğini, olayın doğal afet niteliğinde aniden oluşan selden kaynaklı su baskını sonucu meydana geldiğini, mücbir sebep hali söz konusu olduğundan bu zarardan müvekkili şirketin sorumlu bulunmadığını belirterek müvekkili şirket hakkında açılmış bulunan haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın öncelikle görevsizlik nedeniyle usul yönünden reddini, ayrıca esasa ilişkin savunmaları da dikkate alınmak suretiyle davanın esastan da reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davanın reddine karar verildiği görüldü.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Dava konusu olayın doğal afet olmadığını, doğal afet sayılabilmesi için Bakanlar Kurulunca verilmiş bir afet kararı olmasının gerektiğini, Davalıya ait işyerinde, hayatın doğal akışı içinde gerçekleşebilecek olan yoğun yağmur yağışının hayatın doğal akışı içinde gerçekleşebileceğinin öngörülebilecek olduğunu ve bu nedenle gerek içeri suların girmesini engelleyecek gerekse de giren suların dışarıya tahliyesini sağlayacak dalgıç pompalarının bulunamaması nedeniyle araçların sular altında kaldığını ayrıca yağmurun başlaması ile bir kısım suların içeriye girdiğinin görülmesinden sonra anında müdahale edilerek araçların güvenli bir yere alınmamış olduğunu, ancak bu şekilde bir davranışta bulunulmamış olmasının hareketsiz kalmasının basiretli bir tacir davranışı olmadığını, Davalının vedia akdi ile sorumluluk altına almış olduğu, davacının sigortalısı 3. şahsa ait aracı aynen teslime mecbur olması sebebiyle hukuki sorumluluğunun bulunduğunu beyan ederek kararın kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı şirketin yolu kapatması sonucu yağmur sularının davacının iş yerine dolmasına sebep olduğu iddiası ile açılan maddi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince davanın esastan reddine karar verildiği, kararı davacı vekili istinaf etmiştir.
Davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin incelenmesinde;
Somut olayda, dava dışı … Yönetim Hiz. A.Ş.’nin maliki bulunduğu … plakalı aracın, davacı tarafından düzenlenen … nolu Kasko Poliçesi ile sigortalı olduğunu, söz konusu sigortalı aracın 29/12/2016 tarihinde davalıya ait işyerine araç bakımı ve onarım için teslim edildiğini, 29/12/2016 tarihinde meydana gelen su baskını neticesinde sigortalı aracın tamamen kullanılamaz hale geldiğini, dava dışı sigortalı davalının işlettiği işyerine aracını bıraktığını ve burada hasara uğradığını, hasar sonrası kendileri tarafından sigorta eksperi görevlendirildiğini, detaylı ve teknik inceleme yapıldığını, ekspertiz raporunda araçta 80.000,00 TL zarar meydana geldiğinin tespit edildiğini, ekspertiz incelemesi neticesinde sigortalısına … nolu hasar dosyasından 22/03/2017 tarihinde 20.700,00 TL sigorta tazminatı ödendiğini uyuşmazlık ve istinaf konusu dışındadır.
Bu durunda taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalıya bakım için bırakılan aracın hasar görmesi nedeniyle davalının kusurlu olup olmadığı, meydana gelen yağış olayının mücbir sebep sayılmayacağı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Davacı taraf dava dışı sigortalısına yapmış olduğu ödeme ile TTK ve TBK hükümleri gereği halefiyet ilişkisini doğurmuş olup davalıya rücu ettiği, dava dışı … Yönetim Hiz. A.Ş. ile davalı arasında sözleşmesel sorumluluğunun doğması için belirli şartların varlığı gerektiği, bunların kusur, zarar ve uygun illiyet bağı olduğu, dolayısıyla borçlunun sorumluluğunun doğması için kusur olması şart iken zarar ve kusur arasındaki illiyet bağını kesen sebeplerin de bulunmaması gerektiği, başka bir anlatımla mücbir sebep ise bu illiyet bağını kesen mutlak olarak ve kaçınılmaz bir şekilde sebep olan harici olay olduğunun olup olmadığının tespiti gerekmektedir.
İlk derece mahkemesince, mahallinde keşif yapılarak alınan bilirkişi raporunda; sel sularının bina içerisine girmesinde binadan kaynaklı bir kusurun bulunmadığının ve sel sularının ani meydana gelmesinden dolayı binaya girişinin engellenemeyeceğinin tespit edildiği, Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/… talimat sayılı dosyasında nitelikli hesap uzmanı Av. …, makine mühendisi … ve metalurji ve malzeme mühendisi …’dan alınan bilirkişi raporunda; “29.12.2016 tarihinde meydana gelen yağışın büyük seller, heyelanlar, küçük ölçekteki depremler vb. afet olarak ifade edildiğini, 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun ve Genel Hayata Etkililiğine İlişkin Temel Kurallar Hakkında Yönetmelik hükümleri kapsamında doğal afet olmakla mücbir sebep sayılacağı” rapor edildiği, iş bu raporun dosya kapsamı ile uyumlu olduğu ve karara esas alınması gerektiği, oluşan hasarın davalı şirketin araç bakım servisinde, nadir rastlanan ve aşırı yağış sonucu hasarın meydana gelmesi, sel sularının bina içerisine girmesinde binadan kaynaklı davalıya bir kusur yüklenemeyeceği ve sel sularının aniden meydana gelmesinden dolayı binaya girişinin engellenemeyeceğinin tespiti ile … Valiliğince alınan kararlar, SGK il Müdürlüğünce borçların ertelenmesi, SGK ve Vergi ödemelerinde mükelleflere muafiyetler tanınması ve diğer delillerin tamamı birlikte değerlendirildiğinde; yoğun yağış ve sonucunda oluşan sel davalının sorumluluğunda olmayan, davalı açısından kaçınılmaz bir afet olduğu, bu durumun mücbir sebep olarak sayılması gerektiği, zarar ile kusur arasındaki illiyet bağının kesildiğine kanaat getirilmekle davalıya sorumluluk yüklenemeyeceği göz önünde bulundurularak davacının davasının reddine karar verilmesi yerinde görülmekle, davacı vekilinin istinaf başvurusu haksız bulunmuştur.
HMK’nın 355. maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince davanın yazılı şekilde karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcının, peşin yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 120,60 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade, harç iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/3. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; miktar veya değeri iki yüz otuz sekin bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 31.01.2023

Başkan Üye Üye Katip

İş bu karar 5070 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.